TR Ahrefs’in tescilli verileri, esas olarak platformu benzersiz kılan şeydir. Ancak size rakipleriniz üzerinde gerçek bir avantaj sağlayan birçok benzersiz özellik daha getirerek işleri bir adım ileri taşıyoruz.
터키어의 "esas olarak platformu"는 다음 영어 단어/구로 번역될 수 있습니다.
TR Ahrefs’in tescilli verileri, esas olarak platformu benzersiz kılan şeydir. Ancak size rakipleriniz üzerinde gerçek bir avantaj sağlayan birçok benzersiz özellik daha getirerek işleri bir adım ileri taşıyoruz.
EN Ahrefs’ proprietary data is what makes the platform unique in the first place. But we take things a step further by bringing you many unique features that give you a real edge over your competitors.
터키어 | 영어 |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
tescilli | proprietary |
verileri | data |
platformu | platform |
gerçek | real |
özellik | features |
TR Waves platformu merkeziyetsizliği ana odak noktası yaparak erişilebilir bir geliştirme ortamı sunar. Platformun esas işlevselliği şunları içerir:
EN Waves Platform offers an accessible development environment with a primary focus on decentralization. The core functionality of the platform includes:
터키어 | 영어 |
---|---|
platformu | platform |
ana | core |
odak | focus |
erişilebilir | accessible |
geliştirme | development |
sunar | offers |
işlevselliği | functionality |
içerir | includes |
TR Günümüzdeki Ziraat Bankası’nın temeli olan bu sistem, çiftçilerin dayanışma ve ekonomik birlikteliklerini esas alan bir sistem olarak kurulduğu için kooperatifçiliğin ilk adımları olarak değerlendirilir
EN This system, which is the foundation of today's Ziraat Bank, is considered as the first steps of forming cooperatives since it was established as a system based on the solidarity and economic cooperation of farmers
터키어 | 영어 |
---|---|
temeli | foundation |
sistem | system |
dayanışma | solidarity |
ekonomik | economic |
adımları | steps |
TR Sayın Lunz, siz feminist dış politika için çalışıyorsunuz; bundan kastınız tam olarak nedir? Günümüzde iktidar kaynakları esas olarak ayrıcalık sahibi erkeklerin kontrolünde
EN Ms Lunz, you are campaigning for a feminist foreign policy – what do you mean by that? Power resources are currently primarily in the hands of privileged men
터키어 | 영어 |
---|---|
dış | foreign |
politika | policy |
kaynakları | resources |
TR Esas olarak yolcu taşımacılığı için maksimum koltuk sayısına sahip büyük hacimli minibüs arayan işyerleri, eğlence merkezleri ve topluluk grupları için tasarlanmıştır.
EN It is intended mainly for businesses, leisure centres, and community groups that are looking for a large-volume van with a maximum number of seats for passenger transport.
터키어 | 영어 |
---|---|
yolcu | passenger |
maksimum | maximum |
sayısına | number of |
büyük | large |
merkezleri | centres |
topluluk | community |
grupları | groups |
TR Bakış açısını hayata geçirmek amacıyla, süreklilik arz eden bir yöntemsel tercih olarak, strateji ve taktikler oluşturmayı ve eylem planları yapmayı esas alır.
EN considers the development of strategy and tactics as well as action plans essential as a continuous methodological preference to translate its perspectives into actuality.
터키어 | 영어 |
---|---|
tercih | preference |
strateji | strategy |
eylem | action |
TR Esas olarak blog yazılarında yazılan içeriğe odaklanarak web blogunuzu tasarlayın, yazın ve bakımını yapın
EN Design, write and maintain your web blog, focusing mainly on content written in the blog posts
터키어 | 영어 |
---|---|
blog | blog |
içeriğe | content |
web | web |
tasarlayın | design |
TR Esas olarak blog yazılarında yazılan içeriğe odaklanarak web blogunuzu tasarlayın, yazın ve sürdürün
EN Design, write and maintain your web blog, focusing mainly on content written in the blog posts
터키어 | 영어 |
---|---|
blog | blog |
içeriğe | content |
web | web |
tasarlayın | design |
TR Düzenlemeye göre, dernek denetimlerinin mülki idare amirliklerince düzenlenen eğitim programı sonunda sertifika verilen kamu görevlileri tarafından yapılması esas olarak belirlenmiştir
EN According to the regulation, it was determined that the audits should be carried out by public officials who were given certificates at the end of the training program organized by the civil authorities
터키어 | 영어 |
---|---|
eğitim | training |
programı | program |
sertifika | certificates |
kamu | public |
TR Bakış açısını hayata geçirmek amacıyla, süreklilik arz eden bir yöntemsel tercih olarak, strateji ve taktikler oluşturmayı ve eylem planları yapmayı esas alır.
EN considers the development of strategy and tactics as well as action plans essential as a continuous methodological preference to translate its perspectives into actuality.
터키어 | 영어 |
---|---|
tercih | preference |
strateji | strategy |
eylem | action |
TR Araç kiralama acentesi tarafından, esas olarak RTA cezaları, araca verilen hasar (sigorta kapsamında değilse) ve araç hırsızlığı gibi durumlarda iade edilebilir bir güvenlik depozitosu talep edilir
EN A refundable security deposit is required by the car rental agency, mainly, incase of RTA fines, damage to the car (if not covered by insurance) and car theft
터키어 | 영어 |
---|---|
araç | car |
kiralama | rental |
acentesi | agency |
hasar | damage |
sigorta | insurance |
güvenlik | security |
TR Araç kiralama acentesi tarafından, esas olarak RTA cezaları, araca hasar (sigorta kapsamında değilse) ve araba hırsızlığı gibi durumlarda iade edilebilir bir güvenlik teminatı istenmektedir
EN A refundable security deposit is required by the car rental agency, mainly, incase of RTA fines, damage to the car (if not covered by insurance) and car theft
터키어 | 영어 |
---|---|
kiralama | rental |
acentesi | agency |
hasar | damage |
sigorta | insurance |
güvenlik | security |
TR General Motors Company (GMC), Amerikan otomobil üreticisi General Motors'un (GM), esas olarak kamyonlara ve ticari araçlara odaklanan bir bölümüdür
EN General Motors Company (GMC) is a division of the American automobile manufacturer General Motors (GM) that primarily focuses on trucks and utility vehicles
터키어 | 영어 |
---|---|
amerikan | american |
ticari | company |
TR Honda, esas olarak otomobil, motosiklet ve güç ekipmanı üretimi ile bilinen bir Japon kamu çokuluslu holding şirketidir
EN Honda is a Japanese public multinational conglomerate corporation, primarily known for the manufacture of automobiles, motorcycles, and power equipment
터키어 | 영어 |
---|---|
güç | power |
bilinen | known |
japon | japanese |
kamu | public |
TR Esas olarak yolcu taşımacılığı için maksimum koltuk sayısına sahip büyük hacimli minibüs arayan işyerleri, eğlence merkezleri ve topluluk grupları için tasarlanmıştır.
EN It is intended mainly for businesses, leisure centres, and community groups that are looking for a large-volume van with a maximum number of seats for passenger transport.
터키어 | 영어 |
---|---|
yolcu | passenger |
maksimum | maximum |
sayısına | number of |
büyük | large |
merkezleri | centres |
topluluk | community |
grupları | groups |
TR Esas olarak yolcu taşımacılığı için maksimum koltuk sayısına sahip büyük hacimli minibüs arayan işyerleri, eğlence merkezleri ve topluluk grupları için tasarlanmıştır.
EN It is intended mainly for businesses, leisure centres, and community groups that are looking for a large-volume van with a maximum number of seats for passenger transport.
터키어 | 영어 |
---|---|
yolcu | passenger |
maksimum | maximum |
sayısına | number of |
büyük | large |
merkezleri | centres |
topluluk | community |
grupları | groups |
TR Sorunun kaynağı esas olarak tarım
EN This is mainly due to agriculture
터키어 | 영어 |
---|---|
olarak | to |
tarım | agriculture |
TR Rakuten Group'un parçası olarak, Kobo, grup bünyesinde uluslararası veri aktarımını meşru kılmak için Rakuten AB ve BK Bağlayıcı Şirket Kuralları’nı (“BCR”ler) esas almaktadır
EN As part of the Rakuten Group, Kobo relies on Rakuten’s EU and UK Binding Corporate Rules (“BCRs”) to legitimize international data transfers within the group
TR Kolejiniseç Kolej Tercih Platformu 2015 yılı Ocak ayında 3 genç iş adamı tarafından kurulmuş, kısa süre içerisinde önemli bir kolej tercih platformu haline gelmiş bir platformdur
EN Kolejiniseç College Preference Platform was established in January 2015 by 3 young businessmen and has become an important college preference platform in a short time
터키어 | 영어 |
---|---|
tercih | preference |
platformu | platform |
ocak | january |
genç | young |
kurulmuş | established |
kısa | short |
süre | time |
önemli | important |
TR Müşteri Katılımı Platformu - KOBİ'ler için 1 Numara - 300.000'den Fazla Şirket Tarafından Kullanılıyor Müşteri Katılımı Platformu - KOBİ'ler için 1 Numara - 300.000'den Fazla Şirket Tarafından Kullanılıyor
EN Customer Engagement Platform - #1 for SMBs - Used by 300 000+ Companies Customer Engagement Platform - #1 for SMBs - Used by 300 000+ Companies
터키어 | 영어 |
---|---|
müşteri | customer |
platformu | platform |
TR Müşteri Katılımı Platformu - KOBİ'ler için 1 Numara - 400.000'den Fazla Şirket Tarafından Kullanılıyor Müşteri Katılımı Platformu - KOBİ'ler için 1 Numara - 400.000'den Fazla Şirket Tarafından Kullanılıyor
EN Customer Engagement Platform - #1 for SMBs - Used by 400 000+ Companies Customer Engagement Platform - #1 for SMBs - Used by 400 000+ Companies
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
터키어 | 영어 |
---|---|
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
터키어 | 영어 |
---|---|
java | java |
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
터키어 | 영어 |
---|---|
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
TR Büyüyen şirketleri ve onların esas trafik büyüme kanallarını keşfedin
EN Discover growing companies and their main traffic growth channels
터키어 | 영어 |
---|---|
büyüyen | growing |
şirketleri | companies |
ve | and |
onların | their |
trafik | traffic |
büyüme | growth |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
터키어 | 영어 |
---|---|
karşı | of |
koruma | protection |
터키어 | 영어 |
---|---|
karşı | of |
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
터키어 | 영어 |
---|---|
amacı | goal |
blockchain | blockchain |
ekosistemi | ecosystem |
geliştirme | development |
referans | reference |
uygulama | implementation |
TR Büyük hindistancevizi, pirinç, buğday, mısır, yerfıstığı ve muz esas itibariyle iç tüketimde kullanılmak üzere yetiştirilir
EN Large coconuts, rice, wheat, corn, peanuts and bananas are mainly grown for domestic consumption
터키어 | 영어 |
---|---|
büyük | large |
buğday | wheat |
ve | and |
TR Sanayi esas itibariyle şeker, hindistancevizi, buğday ve pamuk gibi temel ürünlerin işlemesine tahsis edilmiştir
EN The industry is mainly dedicated to the processing of basic products such as sugar, coconut, wheat and cotton
터키어 | 영어 |
---|---|
sanayi | industry |
buğday | wheat |
pamuk | cotton |
temel | basic |
ürünlerin | products |
TR Motto kurumsal kültürünüzün hayati bir unsurudur. Satışları artırmaktan ziyade esas amacınızı ve takım ruhunuzu oluşturmaktır.
EN Motto is a vital element of your corporate culture. Rather than boosting sales, its main goal is to build your team spirit.
터키어 | 영어 |
---|---|
kurumsal | corporate |
hayati | vital |
satışları | sales |
ziyade | rather |
takım | team |
TR Bütün faaliyetlerinde ve her düzeyde saydamlığı ve hesap verebilirliği esas alır.
EN upholds transparency and accountability at all levels and in all of its activities.
터키어 | 영어 |
---|---|
ve | and |
düzeyde | levels |
TR Bu gizlilik politikasında belirtilen amaçlar doğrultusunda bizim için hareket eden SEGA grubu şirketleri (yani, bağlı şirketlerimiz, esas holding şirketimiz ve onun bağlı şirketleri ve yan kuruluşları).
EN Companies within the SEGA group (which means our subsidiaries, our ultimate holding company and its subsidiaries and affiliates) who act for us for the purposes set out in this privacy policy.
터키어 | 영어 |
---|---|
şirketleri | companies |
holding | holding |
TR NETZSCH Planet Karıştırma ve Yoğurma Makinesi dispersiyonu zor olan ürünlerde ve yüksek viskozitelerde esas gücünü gösterir
EN The NETZSCH planetary mixing and kneading machines show their true magnitude with difficult-to-disperse products and high viscosities
터키어 | 영어 |
---|---|
netzsch | netzsch |
karıştırma | mixing |
ve | and |
zor | difficult |
yüksek | high |
gösterir | show |
TR Motto kurumsal kültürünüzün hayati bir unsurudur. Satışları artırmaktan ziyade esas amacınızı ve takım ruhunuzu oluşturmaktır.
EN Motto is a vital element of your corporate culture. Rather than boosting sales, its main goal is to build your team spirit.
터키어 | 영어 |
---|---|
kurumsal | corporate |
hayati | vital |
satışları | sales |
ziyade | rather |
takım | team |
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
TR Büyüyen şirketleri ve onların esas trafik büyüme kanallarını keşfedin
EN Discover growing companies and their main traffic growth channels
터키어 | 영어 |
---|---|
büyüyen | growing |
şirketleri | companies |
ve | and |
onların | their |
trafik | traffic |
büyüme | growth |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
TR Dernekler Yönetmeliği’ne eklenen Ek Madde 1 uyarınca, denetimlerin risk analizlerine göre yapılmasının esas hale getirilmiştir
EN Pursuant to Additional Article 1 added to the Regulation on Associations, it has become essential to conduct audits according to risk analysis
터키어 | 영어 |
---|---|
yönetmeliği | regulation |
eklenen | added |
ek | additional |
risk | risk |
TR Bütün faaliyetlerinde ve her düzeyde saydamlığı ve hesap verebilirliği esas alır.
EN upholds transparency and accountability at all levels and in all of its activities.
터키어 | 영어 |
---|---|
ve | and |
düzeyde | levels |
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
터키어 | 영어 |
---|---|
semrush | semrush |
rekabetçi | competitive |
ın | of |
mı | my |
TR Dijital iletişim her zaman mümkün, esas işin yanı sıra da.
EN Digital communication is always possible, even on the side.
터키어 | 영어 |
---|---|
dijital | digital |
iletişim | communication |
mümkün | possible |
터키어 | 영어 |
---|---|
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
터키어 | 영어 |
---|---|
java | java |
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
터키어 | 영어 |
---|---|
şiddetle | strongly |
kullanıcıları | users |
TR Büyüyen şirketleri ve onların esas trafik büyüme kanallarını keşfedin
EN Discover growing companies and their main traffic growth channels
터키어 | 영어 |
---|---|
büyüyen | growing |
şirketleri | companies |
ve | and |
onların | their |
trafik | traffic |
büyüme | growth |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR Spor Anonim Şirketlerinin Esas Sözleşmesinin Asgari İçeriği, Ortaklık Yapısı, Pay Sahipliği, Sermayesi ve Organlarına İlişkin Usul ve Esaslar Tebliği Yayımlandı
EN The Communiqué on the Procedures and Principles regarding the Minimum Content of the Articles of Incorporation, Shareholding Structure, Stockholding, Capital and Bodies of Sports Joint Stock Companies has been Published
터키어 | 영어 |
---|---|
spor | sports |
yapısı | structure |
ve | and |
50 번역 중 50 표시 중