TR Kritik hataları tespit edin ve ilk başta düzeltin. Hızlı gezinme size yardımcı olacaktır. Tüm hatalara en kritikten en kritik noktaya öncelik verilir.
トルコ語 の "kritik bir zamanda" は、次の 英語 単語/フレーズに翻訳できます。
TR Kritik hataları tespit edin ve ilk başta düzeltin. Hızlı gezinme size yardımcı olacaktır. Tüm hatalara en kritikten en kritik noktaya öncelik verilir.
EN Detect critical errors and fix them at first. Quick navigation will help you. All errors are prioritized from the most critical to the least critical.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
hataları | errors |
tespit | detect |
ve | and |
ilk | first |
hızlı | quick |
gezinme | navigation |
olacaktır | will |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
mobil | mobility |
TR COP26 kritik bir zamanda geliyor ve küresel gıda sistemleri aktörlerine gıda sistemleri zorluklarının üstesinden gelmek amacıyla birlikte çalışmak için eşsiz bir fırsat sunuyor.
EN COP26 comes at a critical time and offers global food systems actors a unique opportunity to work together to tackle the food systems challenges.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
zamanda | time |
küresel | global |
gıda | food |
sistemleri | systems |
fırsat | opportunity |
sunuyor | offers |
TR Mouse artık sadece bir giriş cihazı değil, aynı zamanda oyun içi olaylar hissetmenizi sağlayarak, kritik kararlar vermenize de yardımcı oluyor. Alarmların her yönünü yoğunluktan titreşim modeline kadar kişiselleştirin.
EN The mouse is no longer merely an input device; you can now feel in‐game events, aiding in critical decision‐making. Customize every aspect of the alerts from intensity to vibration patterns.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
mouse | mouse |
cihazı | device |
değil | no |
oyun | game |
olaylar | events |
kritik | critical |
TR Aynı zamanda, FATF bu tür vakaları belgelemeye ve aynı zamanda sivil alanı daha iyi koruyabilmesi için kılavuzunu yeniden düzenlemeye başlamıştır
EN At the same time, the FATF has started to document such cases and also to reform its guidance so that it can better protect civic space
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
alanı | space |
TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.
EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
dns | dns |
işletmeler | business |
kritik | critical |
bileşen | component |
genellikle | often |
TR Ülkenin kritik altyapısının bir parçası olan sürekli çalışma süresi, gizli operasyonlar nedeniyle sistem ve veri güvenliği gibi bir gerekliliktir
EN Part of the nation?s critical infrastructure, continuous uptime is a necessity, as is system and data security due to confidential operations
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
parçası | part |
olan | is |
sürekli | continuous |
gizli | confidential |
operasyonlar | operations |
sistem | system |
veri | data |
güvenliği | security |
altyapısı | infrastructure |
TR Kanıta Dayalı Rehberlik: Opioid Bağımlılığına Karşı Verilen Savaş İçin Kritik Bir Strateji
EN Evidence-Based Guidance: A Critical Strategy in the War Against Opioid Addiction
トルコ語 | 英語 |
---|---|
dayalı | based |
rehberlik | guidance |
karşı | against |
savaş | war |
kritik | critical |
strateji | strategy |
TR Web sitesi anahtar kelime performansını düzenli olarak izleyin, büyümeye yol açan eylemleri tespit edin ve kritik bir şey olduğunda bundan ilk haberdar olan siz olun.
EN Track website keyword rankings regularly, find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
eylemleri | actions |
kritik | critical |
siz | your |
TR Web sitenize kritik bir şey olduğunda anında uyarı alın.
EN Get instant alerts when something critical happens to your website.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
web | website |
kritik | critical |
olduğunda | when |
anında | instant |
alın | get |
TR Farklı riskten korunma yöntemlerine sahip büyük bir web sitesi için birkaç hata kritik değildir. Ancak web siteniz için ölümcül olabilir.
EN For a huge website with different ways of hedging, a couple of errors aren't critical. But for your website they can be fatal.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sahip | be |
büyük | huge |
hata | errors |
kritik | critical |
siteniz | your website |
olabilir | can |
TR Bu, güvenlik açısından oldukça kritik bir ifadedir. “5G için hazır” ürün ve teknolojilerin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Mobil Servis Sağlayıcıları, kapasite ve performans ?
EN SOC teams need all the support they can get to successfully defend and protect against today’s attacks.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
güvenlik | protect |
ancak | they |
TR Web sitesi SEO sıralamasını düzenli olarak izleyin ve eylemlerinizin büyümeye neden olduğunu öğrenin ve kritik bir şeyin ne zaman gerçekleştiğini ilk bilen siz olun.
EN Track website SEO rankings regularly and find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
seo | seo |
izleyin | track |
öğrenin | find out |
kritik | critical |
siz | your |
olun | be |
TR Denetimden başladığınızda, kritik bir şey olduğunda sizi bilgilendireceğiz.
EN Start from audit and we will notify you when something critical will happens.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
olduğunda | when |
sizi | you |
TR Bu şekilde, bir web trafiği denetleyicisi ile kritik optimizasyon hatalarını ortadan kaldırarak sitenizi arama motorlarının gözünde iyileştirebilirsiniz.
EN That way, with a web traffic checker, you can improve your site in the eyes of search engines by eliminating critical optimization mistakes.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
şekilde | way |
trafiği | traffic |
kritik | critical |
optimizasyon | optimization |
sitenizi | your site |
arama | search |
motorları | engines |
TR Trenlerin hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde geçmesi kritik öneme sahip.
EN It’s critical that trains traverse it quickly, easily, and safely.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
sahip | that |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
transkript | transcript |
kritik | critical |
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
her | each |
kritik | critical |
sorun | issues |
veya | or |
e-posta | |
bildirimler | notifications |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Mouse artık sadece bir giriş cihazı değildir. Oyuncular oyun içi etkinlikleri artık hissederek kritik karar vermede yardım alabilir. Alarmların her yönünü yoğunluktan titreşim modeline kadar kişiselleştirin.
EN The mouse is no longer merely an input device; gamers can now feel in‐game events, aiding them in critical decision‐making. Customize every aspect of the alerts from intensity to vibration patterns.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
mouse | mouse |
cihazı | device |
değildir | no |
oyun | game |
etkinlikleri | events |
kritik | critical |
karar | decision |
alabilir | can |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
güvenlik | security |
işletmeler | business |
kritik | critical |
nedenle | so |
teknolojiyi | technology |
risk | risk |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zebra | zebra |
kritik | critical |
ekonomik | economical |
fiyat | price |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
verilerinin | data |
rekabetçi | competitive |
kritik | critical |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zebra | zebra |
size | you |
kritik | critical |
sonraki | next |
gösterir | shows |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
kararlar | decisions |
verileri | data |
özel | tailored |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
teknolojisi | technology |
zebra | zebra |
optimum | optimal |
gerekli | necessary |
kritik | critical |
kapsamlı | extensive |
tabanı | base |
sunar | offers |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zebra | zebra |
kritik | critical |
ekonomik | economical |
fiyat | price |
etkinleştirmek | enable |
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
her | each |
kritik | critical |
sorun | issues |
veya | or |
e-posta | |
bildirimler | notifications |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Moxy otelin ve yaklaşmakta olan ikinci otel projesinin tasarımı için AutoCAD LT kritik bir rol oynuyor.
EN For the design of the Moxy hotel and the upcoming second hotel project, AutoCAD LT plays a critical role.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
moxy | moxy |
ikinci | second |
otel | hotel |
autocad | autocad |
kritik | critical |
rol | role |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zebra | zebra |
kritik | critical |
ekonomik | economical |
fiyat | price |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sağlık | health |
bilgisi | information |
kritik | critical |
her | every |
pil | battery |
TR 2021 yılı marka için kritik bir yıl oldu.
EN Down from last year’s $3.3 billion profit.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yıl | year |
TR Bu plan, kritik iş yüklerinin diğer ekipman ve tesislere nasıl otomatik olarak transfer edileceğini (yük devretme) ve veri merkezinizi yeni risklere karşı sürekli olarak izlemeye yönelik adım adım bir rehber sunmayı içermelidir
EN This plan should involve how to automatically transfer mission-critical workloads to other equipment and sites (failover), as well as offer a step-by-step guide for continually monitoring your data center for new risks
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
plan | plan |
kritik | critical |
diğer | other |
ekipman | equipment |
transfer | transfer |
veri | data |
yeni | new |
sürekli | continually |
rehber | guide |
TR Her işletmenin, kritik altyapısının kullanılabilir, sürdürülebilir ve geleceğe hazır olmasını sağlamak için benzersiz bir süreklilik planı oluşturması gerekir.
EN Every business needs to build a unique continuity blueprint to ensure its critical infrastructure is available, sustainable, and future-ready.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
sürdürülebilir | sustainable |
geleceğe | future |
gerekir | needs |
altyapısı | infrastructure |
TR Gerektiğinde aküler gibi yeni teknoloji ve kritik servis altyapıları kurmak için yerel bir iş ortağıyla çalışmayı göz önünde bulundurun.
EN Consider engaging a local partner to install new technology and service critical infrastructure such as batteries when needed.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yeni | new |
teknoloji | technology |
kritik | critical |
servis | service |
yerel | local |
TR Referans tasarımlar, bir BT iş ortağının yerleştirme süresini en aza indirebilmesi, kritik altyapıyı koruyabilmesi ve uzaktan BT izlemeye bağlanabilmesi için edge bilişime hızlı erişim sağlar.
EN Reference designs provide fast access to edge computing, so that an IT partner can minimize deployment time, protect critical infrastructure, and connect to remote IT monitoring.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
referans | reference |
tasarımlar | designs |
bt | it |
kritik | critical |
uzaktan | remote |
edge | edge |
hızlı | fast |
erişim | access |
sağlar | provide |
TR Bilişsel Kritik Altyapıda AI’ın Gücü: İnterneti Daha Çevreci Bir Yer Haline Getirmek
EN The Power of AI in Cognitive Critical Infrastructure: Making the Internet a Greener Place
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kritik | critical |
gücü | power |
TR Moxy otelin ve yaklaşmakta olan ikinci otel projesinin tasarımı için AutoCAD LT kritik bir rol oynuyor.
EN For the design of the Moxy hotel and the upcoming second hotel project, AutoCAD LT plays a critical role.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
moxy | moxy |
ikinci | second |
otel | hotel |
autocad | autocad |
kritik | critical |
rol | role |
TR AutoCAD bu tarihi binanın tadilatında kritik bir rol oynuyor
EN AutoCAD plays critical role in revival of historic building
トルコ語 | 英語 |
---|---|
autocad | autocad |
tarihi | historic |
kritik | critical |
rol | role |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
tam | full |
kritik | critical |
güvenlik | security |
TR Bu sayede her şey tek bir yerde kalır; hiçbir kritik veri asla kaybolmaz.
EN Everything stays in one place; no critical data ever gets lost.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yerde | place |
hiçbir | no |
kritik | critical |
veri | data |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yeni | new |
sunucuları | servers |
hibrit | hybrid |
kritik | critical |
üstün | superior |
performans | performance |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
transkript | transcript |
kritik | critical |
TR Paketleme, küresel gıda teslimat sistemleri açısından kritik bir önem taşır
EN Packaging is critical to global food delivery systems
トルコ語 | 英語 |
---|---|
paketleme | packaging |
küresel | global |
gıda | food |
teslimat | delivery |
sistemleri | systems |
kritik | critical |
bir | to |
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
TR Bu doğrultuda, kurumsal düzeydeki platformumuzda pazar araştırması ve müşteri deneyimi çözümleriyle iş için kritik öneme sahip çok sayıda entegrasyonu bir araya getirdik
EN That’s why we’ve combined our enterprise-grade platform with a suite of specialized market research and customer experience solutions, along with numerous business-critical integrations
50翻訳の50を表示しています