TR Engine, tüm önemli oyun ayarlarınızın üstesinden gelirken aynı zamanda bilgisayarınıza çok az yük olmak için tasarlanmıştır.
トルコ語 の "gelirken aynı zamanda" は、次の 英語 単語/フレーズに翻訳できます。
TR Engine, tüm önemli oyun ayarlarınızın üstesinden gelirken aynı zamanda bilgisayarınıza çok az yük olmak için tasarlanmıştır.
EN Engine was designed to have a low impact on your gaming rig while handling all of your important gaming settings.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
engine | engine |
önemli | important |
oyun | gaming |
ayarlarını | settings |
TR Engine, tüm önemli oyun ayarlarınızın üstesinden gelirken aynı zamanda bilgisayarınıza çok az yük olmak için tasarlanmıştır.
EN Engine was designed to have a low impact on your gaming rig while handling all of your important gaming settings.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
engine | engine |
önemli | important |
oyun | gaming |
ayarlarını | settings |
TR Müşterilerimiz, tüm bu zorlukların üstesinden gelirken aynı zamanda gezegen üzerinde olumlu bir etki bırakmak istiyor
EN Our customers want to take on all these challenges while having a positive impact on the planet
トルコ語 | 英語 |
---|---|
müşterilerimiz | our customers |
tüm | all |
gezegen | planet |
olumlu | positive |
etki | impact |
istiyor | want |
TR Aynı zamanda, FATF bu tür vakaları belgelemeye ve aynı zamanda sivil alanı daha iyi koruyabilmesi için kılavuzunu yeniden düzenlemeye başlamıştır
EN At the same time, the FATF has started to document such cases and also to reform its guidance so that it can better protect civic space
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
alanı | space |
TR Bilgi makalesine kendi başına gelirken, basit tuttuğunuzdan emin olun: Çok fazla kategoriyle aşırı yapılandırma kafa karışıklığına neden olabilir
EN When coming down to the knowledge article as itself, make sure to keep it simple: Over-structuring with too many categories can lead to confusion
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bilgi | knowledge |
basit | simple |
emin | sure |
olabilir | can |
TR Bilgi makalesine kendi başına gelirken, basit tuttuğunuzdan emin olun: Çok fazla kategoriyle aşırı yapılandırma kafa karışıklığına neden olabilir
EN When coming down to the knowledge article itself, make sure to keep it simple: Over-structuring with too many categories can lead to confusion
TR Ve Riing Silent 12 Pro serisi aynı zamanda yüksek performanslı RAM ve CPU soğutucuların aynı anda kullanılması sorununu ortadan kaldırarak en iyi RAM açıklığını sağlar.
EN The Riing Silent 12 Pro series also solves the co-existing problem of high performance RAM and CPU coolers, achieving the best RAM clearance.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
pro | pro |
serisi | series |
cpu | cpu |
ın | of |
TR Bu yöntem sırf geçmişteki davranışlar için değil, aynı zamanda da yaklaşan kararlar için kullanılabilir ve bu aynı şekilde her firmaya da tavsiye edilebilir
EN You can apply this approach not only to past actions, but also to upcoming decisions; we also recommend it for companies
トルコ語 | 英語 |
---|---|
değil | not |
da | also |
yaklaşan | upcoming |
kararlar | decisions |
TR Belirli üyelerle düzenli sosyal yardım aramaları yapmayı deneyebilir ve ayarlayabilirsiniz. Belki her hafta aynı gün aynı saatte aynı kişiyi ararsınız. Belki de sponsorunuzla günlük bir görüşme ayarladınız.
EN You can try and set up regular outreach calls with specific members. Maybe you call the same person on the same day at the same time every week. Maybe you set up a daily call with your sponsor.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
belirli | specific |
düzenli | regular |
aramaları | calls |
belki | maybe |
TR Access, yalnızca oturum açıp kapatmanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda korumalı uygulamalarınızda yapılan herhangi bir isteği günlüğe kaydetmenize olanak tanır.
EN Access allows you to log any request made in your protected applications - not just login and log out.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
access | access |
korumalı | protected |
yapılan | made |
isteği | request |
uygulamaları | applications |
TR Bu yöntemi kullanarak aynı zamanda bağlantı kurmayan mention’ları da bulabilirsiniz. Yalnızca marka adınızı aratın.
EN You can also use this method to find unlinked mentions. Just search for your brand name.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
yöntemi | method |
da | also |
yalnızca | just |
TR Araştırma işi benzersiz bir iştir. Olasılıklarla doludur ama aynı zamanda pek çok zorluk içerir.
EN The business of research is unique. Full of possibilities, yet charged with challenges.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
araştırma | research |
TR Aynı zamanda nihai makalenin okuyucuları da kendilerini çalışmanın tekrarlanabilir olduğu konusunda daha emin hisseder, çünkü başlangıçtaki çalışma tahminleri ve analiz planları bağımsız olarak incelenmiştir.
EN At the same time, readers of the final paper can feel more confident that the work is reproducible because the initial study predictions and analysis plans were independently reviewed.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
olduğu | is |
çalışma | work |
analiz | analysis |
bağımsız | independently |
TR Karmaşık rahatsızlıklara ve komorbiditelere sahip hastaları yönetirken, aynı zamanda yeni ilaçları ve tedavileri anlamanız gerekiyor
EN You have to understand new medications and breakthrough therapies while managing patients with complicated conditions and comorbidities
トルコ語 | 英語 |
---|---|
karmaşık | complicated |
ve | and |
hastaları | patients |
zamanda | while |
yeni | new |
gerekiyor | have to |
TR 1 yy.ın sonlarında yapılan bu Pazar yeri aynı zamanda, popüler bir toplantı yeri olarak kullanılmıştır
EN There is a colonnaded entrance 200 meters distance from the east-west direction and it is composed of two long porticos in the ion style
TR Aynı zamanda, son derece tecrübeli 15k adet SEO takıntılı pazarlamacıyla fikir alışverişi yapabileceğiniz özel bir Facebook topluluğu olan <strong>Ahrefs Insider</strong>’a da erişim elde edeceksiniz.
EN You'll also get access to <strong>Ahrefs Insider,</strong> a private Facebook community where you can bounce ideas off 15K SEO-obsessed marketers who've seen it all.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
özel | private |
strong | strong |
da | also |
TR Hatay’da aynı zamanda 31 kadınla yöresel gıda üretimi konusunda mesleki eğitim düzenledik.
EN We also organized vocational training on local food production with 31 women in Hatay.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
gıda | food |
mesleki | vocational |
eğitim | training |
TR Foursquare aynı zamanda hiçbir yükümlülüğü olmadan veya bildirimde bulunmadan bazı özellikleri ve hizmetleri sınırlandırabilir veya sizin Hizmetlere tümüyle veya bir bölümüne erişiminizi sınırlandırabilir
EN Foursquare may also impose limits on certain features and services or restrict your access to parts or all of the Services without notice or liability
トルコ語 | 英語 |
---|---|
foursquare | foursquare |
olmadan | without |
bazı | certain |
özellikleri | features |
hizmetleri | services |
tümü | all |
TR Sitechecker Denetimini haftada bir kez çalıştırmaya karar verdik ve bu aynı zamanda SEO sonuçlarımızın iyileştirilmesine de katkıda bulundu
EN We decided to run Sitechecker Audit once a week and it also contributed to the improvement of our SEO results
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sitechecker | sitechecker |
seo | seo |
de | also |
TR Aynı zamanda yakıt tasarrufu sağlayan Boeing 737 - 800, iç konfigürasyonları ve tasarımı yenilenerek, 189 yolcu kapasitesine ulaşmıştır.
EN The Boeing 737 - 800, which also provides fuel savings, has upgraded and redesigned interior configurations and has a capacity of 189 passengers.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yakıt | fuel |
ve | and |
TR Aynı zamanda, evlerde zeytin işletmeciliği yapılmaktadır
EN At the same time, olive processing is carried out in houses
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
en | most |
sunucuya | server |
oyunları | games |
siz | you |
oyunu | game |
tasarruf | save |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
whoer | whoer |
vpn | vpn |
ücretsiz | free |
reklam | advertising |
olmadan | without |
tüm | all |
kısıtlamaları | restrictions |
aynı | as |
sunucuya | server |
sahiptir | has |
hızı | speed |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
linux | linux |
ücretsiz | free |
sınırlı | limited |
whoer | whoer |
tüm | all |
kısıtlamaları | restrictions |
olmadan | without |
sunucuya | server |
hızı | speed |
TR Mailfence sadece bir hizmet değil, aynı zamanda çevrimiçi gizliliği yeniden kazanmak için dünya çapında bir hareketin bir parçasıdır. Savaşımıza katılın. Her şeyi şifrele!
EN Mailfence is not just a service, but part of a worldwide movement to regain online privacy. Join our fight. Encrypt everything !
トルコ語 | 英語 |
---|---|
mailfence | mailfence |
hizmet | service |
çevrimiçi | online |
gizliliği | privacy |
katılın | join |
şeyi | everything |
TR Anahtar depomuz, bir anahtar çifti oluşturmanıza ve aynı zamanda zaten var olan OpenPGP anahtar çiftinizi içe aktarmanıza izin verir
EN Our keystore allows you to generate a key pair but also to import your already existing OpenPGP key pair
トルコ語 | 英語 |
---|---|
anahtar | key |
çifti | pair |
zaten | already |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
eski | old |
yıllık | year |
kayıt | registration |
whois | whois |
privacy | privacy |
ssl | ssl |
ücretsiz | free |
gelişmiş | advanced |
içerir | includes |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
adresini | address |
popüler | popular |
sunucuları | servers |
posta | messages |
TR Bu durum aynı zamanda Stellar üzerindeki gerçek varlıkların forklar nedeniyle oluşacak belirsizliklerden korunduğu anlamına gelir.
EN It also means that real-world assets on Stellar are protected from the uncertainty caused by forks.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
stellar | stellar |
gerçek | real |
TR Aynı zamanda, hassas hasta verilerini bir plan yükseltmesiyle veya Koronavirüs ile Savaşanlar Programımızın bir parçası olarak ücretsiz sunulan HIPAA uyumluluk seçeneğimiz ile koruyabilirsiniz
EN You can also protect sensitive health data with our HIPAA compliance option, available with a plan upgrade, or for free as part of our Coronavirus Responder Program
トルコ語 | 英語 |
---|---|
hassas | sensitive |
verilerini | data |
plan | plan |
koronavirüs | coronavirus |
parçası | part |
hipaa | hipaa |
uyumluluk | compliance |
TR fidanistanbul.com, online alışveriş yapılabilen ve aynı zamanda bitkiler ile ilgili bilgilerin paylaşıldığı bir e-ticaret sitesidir
EN fidanistanbul.com is an e-commerce site where online shopping is possible and also information about plants is shared
トルコ語 | 英語 |
---|---|
online | online |
alışveriş | shopping |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
varlık | asset |
önceden | before |
yönetin | manage |
uyumluluk | compliance |
gereksinimlerini | requirements |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ve | and |
kolayca | easy |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
denver | denver |
devamını | more |
oku | read |
TR Açık bir İnternet sadece mükemmel bir hizmet sağlarken aynı zamanda kullanıcılarının gizliliğine saygı gösteren bir ISP seçmelerine müsaade eden gerçekten rekabetçi bir pazar ile mevcut olacaktır.
EN An Open Internet will only exist with a truly competitive market that allows users to choose an ISP that respects their privacy while also providing excellent service.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
açık | open |
mükemmel | excellent |
hizmet | service |
zamanda | while |
isp | isp |
gerçekten | truly |
rekabetçi | competitive |
pazar | market |
TR Bu dava sadece ifade özgürlüğünü sağlamak için bir savaş değil, aynı zamanda küresel ticaret, uluslararası anlayış ve sonunda barış ve refah için bir stratejidir.
EN This cause is not merely a fight to ensure free speech, but it is a strategy for global commerce, international understanding and ultimately peace and prosperity.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ticaret | commerce |
barış | peace |
refah | prosperity |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
değil | not |
sektör | industry |
TR İş sürdürülebilirliğine bütüncül bir yaklaşım sergileyen ekibimiz, yalnızca karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda işiniz için uzun vadeli faydalar ve değer de yaratan stratejiler geliştirmektedir.
EN CBRE provides a comprehensive range of services for investors, developers and occupiers of industrial and logistics real estate, led by market-leading data and research.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
önemli | leading |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
geniş | wide |
popüler | popular |
insanları | people |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
son | recently |
gittikçe | increasingly |
popüler | popular |
olan | have |
bilgiyi | information |
hızlı | quickly |
şekilde | which |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
zamanda | time |
değil | not |
da | also |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
inceleme | review |
siteleri | sites |
zamanda | while |
rekabetçi | competitive |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
platformu | platform |
kabul | accepted |
TR Bilgi tabanınız yalnızca kullanıcılarınız için değil, aynı zamanda olası satışlarınız ve çalışanlarınız için de yararlıdır
EN Your knowledge base isn't only helpful for your users, it's also useful for your leads and employees
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bilgi | knowledge |
yalnızca | only |
değil | isn |
de | also |
TR Aynı zamanda, forking olmadan anında işlem sonlandırma yapabilen ilk blockchain
EN It is also the first blockchain to provide immediate transaction finality with no forking
トルコ語 | 英語 |
---|---|
işlem | transaction |
ilk | first |
blockchain | blockchain |
TR Bu nedenle ICON Project, şirketlere yönelik farklı uygulamalar arasında bir köprü görevi görmek ve aynı zamanda genel anlamda fayda sağlamak amacıyla, akıllı kontratla uyumlu açık bir blockchain olarak yaratılmıştır.
EN Thus, the ICON Project was born to act as a bridge between various implementations of enterprise solutions, while also providing the benefits of a general purpose, smart contract enabled, public blockchain platform.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
farklı | various |
akıllı | smart |
blockchain | blockchain |
TR Aynı zamanda on yıllardır hata ayıklama, statik analiz ve resmi doğrulama gibi şeyler için kullanılan araçları kullanmanıza olanak sunar.
EN It also enables you to use the same tooling that has been in existence for decades for things like debugging, static analysis, and formal verification.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
statik | static |
analiz | analysis |
resmi | formal |
doğrulama | verification |
şeyler | things |
TR Ontology aynı zamanda protokol gruplarına sahip zincir ağları arasındaki işbirliğine yardımcı olur
EN Ontology also supports collaboration among chain networks with protocol groups
トルコ語 | 英語 |
---|---|
protokol | protocol |
zincir | chain |
arasındaki | among |
grupları | groups |
TR Bu aynı zamanda, daha merkezi olmayan bir ağ için daha geniş bir cihaz kümesinin fikir birliğine katılmasına izin verecektir
EN This will also allow a broader set of devices to participate in consensus for a more decentralized network
トルコ語 | 英語 |
---|---|
cihaz | devices |
50翻訳の50を表示しています