TR Sınırlı hobi kullanıcıları ve ticari amaçlı olmayan kullanıcılar için ücretsiz, sınırlı Fusion 360 sürümü. Temel özellikler şunları içermektedir:
トルコ語 の "belirli ve sınırlı" は、次の 英語 単語/フレーズに翻訳できます。
TR Sınırlı hobi kullanıcıları ve ticari amaçlı olmayan kullanıcılar için ücretsiz, sınırlı Fusion 360 sürümü. Temel özellikler şunları içermektedir:
EN Free, limited version of Fusion 360 for qualified hobby, non-commercial users. Basic features include:
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
ticari | commercial |
ücretsiz | free |
temel | basic |
özellikler | features |
TR Sınırlı hobi kullanıcıları ve ticari amaçlı olmayan kullanıcılar için ücretsiz, sınırlı Fusion 360 sürümü. Temel özellikler şunları içermektedir:
EN Free, limited version of Fusion 360 for qualified hobby, non-commercial users. Basic features include:
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
ticari | commercial |
ücretsiz | free |
temel | basic |
özellikler | features |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
ve | and |
yalnızca | only |
belirli | certain |
kişiler | people |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
belirli | certain |
kişiler | people |
veya | or |
app | app |
raporu | report |
TR Kişisel veri işleme temelli YZ ve veri toplama çalışmaları, kişisel verilerin doğru ve güncel olması, kişisel veri kullanım amacının belirli ve sınırlı olması ilkeleri ile veri güvenliği yaklaşımına dayalı olmalıdır.
EN AI and data collection studies based on personal data processing should be based on the principles of correct and up-to-date personal data, specific and limited purpose of personal data use, and data security approach.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
işleme | processing |
toplama | collection |
çalışmaları | studies |
güncel | up-to-date |
kullanım | use |
sınırlı | limited |
ilkeleri | principles |
güvenliği | security |
olmalıdır | should be |
TR Kişisel veri işleme temelli YZ ve veri toplama çalışmaları, kişisel verilerin doğru ve güncel olması, kişisel veri kullanım amacının belirli ve sınırlı olması ilkeleri ile veri güvenliği yaklaşımına dayalı olmalıdır.
EN AI and data collection studies based on personal data processing should be based on the principles of correct and up-to-date personal data, specific and limited purpose of personal data use, and data security approach.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
işleme | processing |
toplama | collection |
çalışmaları | studies |
güncel | up-to-date |
kullanım | use |
sınırlı | limited |
ilkeleri | principles |
güvenliği | security |
olmalıdır | should be |
TR TheOneSpy, bir şehir veya belirli bir eyaletle sınırlı olmayan bir yerel hizmet değildir
EN TheOneSpy is not a domestic service, not limited to a city or particular state
トルコ語 | 英語 |
---|---|
theonespy | theonespy |
veya | or |
belirli | particular |
sınırlı | limited |
hizmet | service |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
belirli | certain |
kişiler | people |
veya | or |
app | app |
raporu | report |
TR Örneğin, belirli bir cihazın belirli bir mekanda olduğunu belirlemek için cihaz sinyallerini kullanabiliriz
EN For example, we may use device signals to determine that a particular device is within a particular venue
トルコ語 | 英語 |
---|---|
belirli | particular |
olduğunu | is |
TR Belirli Süreli İş Sözleşmesi, işçi ile işveren arasında belirli bir süre belirleyerek karşılıklı yapılan sözleşmedir
EN You can collect your customer's information, for example, full name, address, phone number, e-mail, invoice number, invoice amount with this simple receipt template
TR Mobil uyumluluk testinizi belirli periyotlarda yapmanız daha sağlıklı ilerlemenizi sağlar. Kendinize belirli zaman aralıkları belirleyip yapabilirsiniz.
EN Performing the test at certain periods allows you to progress in a better way. You can set certain time intervals for yourself and do it.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
belirli | certain |
sağlar | allows |
zaman | time |
TR Belirli web sitelerini, belirli anahtar kelimeleri olan siteleri ve erişimi akşam ve gece engelledim
EN I blocked certain websites, sites with particular key words, and access in the evening and night
トルコ語 | 英語 |
---|---|
anahtar | key |
kelimeleri | words |
ve | and |
erişimi | access |
TR Ayrıca, çalışma sayfalarınızı PDF olarak dışarı aktarabilir veya tam istediğiniz şekilde yazdırabilirsiniz; belirli sayıda sayfaya sığacak şekilde, belirli yazdırma aralığıyla veya tekrar eden başlıklarla.
EN You can also export your worksheets to PDF or print them exactly the way you want: tailored to fit on a specified number of pages, with a specific print range or with repeating headers.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
tam | exactly |
istediğiniz | you want |
şekilde | way |
belirli | specific |
yazdırma |
TR 4.6.1. Cinsiyete ayrımında, (a) okuryazarlık ve (b) aritmetik becerilerde işlevsel açıdan en az belirli bir düzeyde yeterliliğe sahip belirli bir yaş grubundaki nüfusun yüzdesi
EN 4.6.1. Percentage of population in a given age group achieving at least a fixed level of proficiency in functional (a) literacy and (b) numeracy skills, by sex
トルコ語 | 英語 |
---|---|
düzeyde | level |
yaş | age |
en az | least |
TR Mobil uyumluluk testinizi belirli periyotlarda yapmanız daha sağlıklı ilerlemenizi sağlar. Kendinize belirli zaman aralıkları belirleyip yapabilirsiniz.
EN Performing the test at certain periods allows you to progress in a better way. You can set certain time intervals for yourself and do it.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
belirli | certain |
sağlar | allows |
zaman | time |
TR Belirli bir alan için SEO stratejinizi mi araştırıyorsunuz? SERP denetleyicisi size belirli bir ülke, bölge, şehir veya mahalle için arama sonuçlarını gösterir, böylece buradaki en iyi anahtar kelime fırsatlarını bulabilirsiniz.
EN Researching your SEO strategy for a specific area? The SERP checker shows you search results for a particular country, region, city or neighbourhood, so you can find the best keyword opportunities there.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
seo | seo |
serp | serp |
size | you |
ülke | country |
şehir | city |
veya | or |
gösterir | shows |
böylece | so |
bulabilirsiniz | you can find |
TR Avrupa Ekonomik Alanı'nda (EEA) ikamet ediyorsanız, belirli veri koruma haklarına sahipsiniz. Belirli durumlarda, aşağıdaki veri koruma haklarına sahipsiniz:
EN If you are a resident of the European Economic Area (EEA), you have certain data protection rights. In certain circumstances, you have the following data protection rights:
トルコ語 | 英語 |
---|---|
avrupa | european |
ekonomik | economic |
alanı | area |
ediyorsanız | if you are |
belirli | certain |
veri | data |
koruma | protection |
sahipsiniz | you have |
TR "temalı" sosyal yardım çağrısı: bir kişinin belirli bir hedefi olabilir, örneğin yapmayı düşündüğü bir değişiklikle ilgili tavsiye almak, ortak bir dua etmek, belirli bir adımla ilgili tavsiye istemek vb.
EN “themed” outreach call: a person might have a specific goal, for example, receive advice on an amend they are thinking about making, speak a shared prayer, ask for advice on a specific step, etc
トルコ語 | 英語 |
---|---|
çağrısı | call |
olabilir | might |
tavsiye | advice |
almak | receive |
ortak | shared |
TR Bu, ITAA, toplantı programımız, web sitemizdeki kaynaklar hakkında bilgi vermeyi veya mesajları diğer güvenilir hizmetlilere (örneğin sekreterler, web yöneticileri, belirli bir komite veya belirli bir grup) yönlendirmeyi içerebilir
EN This may involve providing information about ITAA, our meeting schedule, the resources on our website, or redirecting messages to other trusted servants (i.e., the secretaries, webmasters, a specific committee, or a specific group)
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
itaa | itaa |
web | website |
kaynaklar | resources |
veya | or |
diğer | other |
güvenilir | trusted |
belirli | specific |
komite | committee |
TR Burada, web sitesi ziyaretçilerinin belirli bir ürünü veya bu ürünün çeşitlerini, belirli bir marka veya kategorideki ürünleri ne sıklıkta görüntülediğiyle ilgili bilgileri bulabilirsiniz.
EN Here you can find information on how often website visitors viewed a specific item or its variants, as well as products of a particular brand or category.
TR Sınırlı bir bütçeye sahip bir serbest çalışan, blog yazarı veya kurum içi pazarlamacıysanız, Semrush Pro planı muhtemelen en iyi seçenek olacaktır
EN If you’re a freelancer, blogger, or in-house marketer with a limited budget, then the Semrush Pro plan will likely be the best option
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
veya | or |
semrush | semrush |
planı | plan |
muhtemelen | likely |
seçenek | option |
TR Ahrefs Webmaster Tools’un yeni bir işlevi yok. Web sitesi sahiplerine yalnızca <a1>Site Gezgini</a1> ve <a2>Site Denetimi</a2> için ücretsiz sınırlı erişim sağlar.
EN There’s no new functionality in Ahrefs Webmaster Tools. It just gives website owners free limited access to <a1>Site Explorer</a1> & <a2>Site Audit</a2>.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
webmaster | webmaster |
denetimi | audit |
ücretsiz | free |
sınırlı | limited |
erişim | access |
sağlar | gives |
TR Hizmetlerin kullanımı bu bölüm de dahil ama bunlarla sınırlı olmamak şartıyla herhangi bir yargı yetkisinde bu Kullanım Koşullarının tüm hükümlerini yürürlüğe koymamaya yetkili değildir
EN Use of the Services is not authorized in any jurisdiction that does not give effect to all provisions of these Terms of Use, including without limitation, this section
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
bölüm | section |
dahil | including |
yetkili | authorized |
TR İşleme, Tüketici Hizmetlerinin iyileştirilmesi veya Ürünlerimizin sağlanması dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, meşru iş çıkarlarımız (veya Kurumsal Müşterilerimizin çıkarları) için gerekli olduğunda;
EN When the processing is necessary for our legitimate business interests (or those of our Enterprise Customers), including but not limited to, improving the Consumer Services or providing our Products;
トルコ語 | 英語 |
---|---|
tüketici | consumer |
veya | or |
dahil | including |
ancak | but |
sınırlı | limited |
olmamak | not |
meşru | legitimate |
gerekli | necessary |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
macos | macos |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
işlevleri | functionality |
sınırlı | limited |
reklamları | ads |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
windows | windows |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
işlevleri | functionality |
sınırlı | limited |
reklamları | ads |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ios | ios |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
işlevleri | functionality |
sınırlı | limited |
reklamları | ads |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
linux | linux |
ücretsiz | free |
sınırlı | limited |
whoer | whoer |
tüm | all |
kısıtlamaları | restrictions |
olmadan | without |
sunucuya | server |
hızı | speed |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
android | android |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
işlevleri | functionality |
sınırlı | limited |
reklamları | ads |
TR FilterBypass'ı aşağıdakiler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere herhangi bir yasa dışı amaç için kullanamazsınız:
EN You may not use FilterBypass for any illegal purpose including but not limited to the following:
トルコ語 | 英語 |
---|---|
filterbypass | filterbypass |
dahil | including |
sınırlı | limited |
amaç | purpose |
TR Bu, hedef kaynak tarafından referans verilen tüm kaynakların dolaylı olarak indirilmesi için URL'lerin düzenlenmesini içerebilir, ancak bunlarla sınırlı değildir
EN This may include, but is not limited to, editing URLs so that any resources referenced by the target resource are also downloaded indirectly
トルコ語 | 英語 |
---|---|
hedef | target |
url | urls |
ancak | but |
sınırlı | limited |
TR Akıllı telefonların hayatımıza etkileri, verimsizlikle sınırlı değil
EN Why Beating Perfectionism Will Make You Better at Your Job
TR NFT'ler , Ethereum'da ERC721, ERC1155, BSC'de BEP721 ve BEP1155 olarak adlandırılan, benzersiz veya miktar olarak sınırlı dijital varlıklardır
EN NFTs are non-fungible digital assets mostly referred to as ERC721, ERC1155 on Ethereum, BEP721 and BEP1155 as NFTs on BSC that are either unique or limited in quantity
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ethereum | ethereum |
benzersiz | unique |
sınırlı | limited |
dijital | digital |
TR Sınırlı hareket kabiliyeti ve zihinsel sorunları olan yolcular, yaşlı, hasta ve başka engelleri olanlar yolcular
EN Passengers with limited mobility and mental problems as well as elderly and unwell passengers and those who have other disabilities
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sınırlı | limited |
ve | and |
zihinsel | mental |
sorunları | problems |
olan | have |
yolcular | passengers |
başka | other |
olanlar | those |
TR „Liberalizmin kalesi“ olarak kabul edilen üniversitede yaşananlar sıradan bir idari atamayla sınırlı değil
EN The “Re-Start 2021: Let’s Catch up and Celebrate” was held online, which was not a regular digital meeting that you may realize
トルコ語 | 英語 |
---|---|
değil | not |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
dahil | including |
ancak | but |
sınırlı | limited |
olmamak | not |
çoğu | most |
ve | and |
dosyası | file |
TR Tartışma günün konusu ile sınırlı değil
EN Discussion is not limited to the topic of the day
トルコ語 | 英語 |
---|---|
tartışma | discussion |
konusu | topic |
sınırlı | limited |
günü | day |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
buradaki | here |
temel | main |
TR Geliştiriciler daha önce, 512 MB ile sınırlı olmak şartıyla S3'ten veya veritabanlarından yerel geçici depolama alanına veri indirmek için işlevlerine kod ekliyordu
EN Previously, developers added code to their functions to download data from S3 or databases to local temporary storage, limited to 512MB
トルコ語 | 英語 |
---|---|
geliştiriciler | developers |
sınırlı | limited |
veya | or |
yerel | local |
geçici | temporary |
depolama | storage |
veri | data |
kod | code |
TR Ancak proje üzerinde değişiklikler yapmak isterseniz, kullanabileceğiniz araçlar güncel planınızla sınırlı olacaktır
EN However, if you would like to make new changes, your tools will be limited to your current plan
トルコ語 | 英語 |
---|---|
değişiklikler | changes |
araçlar | tools |
güncel | current |
sınırlı | limited |
planı | plan |
TR Giriş yapan tüm misafirlerin ortak alanlarda maske takması zorunludur.Ayrıca, yerel yetkililerin aldığı kararlar gereği, Swissotel Basel gerekli olan sınırlı yemek seçenekleri ve ikramlar ile hizmet verecektir
EN Each guest entering is required to wear a face covering in public spaces.Also, in accordance with requirements from local authorities, Swissotel Basel will be operating with necessarily restricted dining options and amenities
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ortak | public |
ayrıca | also |
yerel | local |
swissotel | swissotel |
yemek | dining |
seçenekleri | options |
hizmet | amenities |
TR Veri koruması evle sınırlı kalmamalı. iOS ve Android uygulamalarımızla anonimliğinizi her yerde devam ettirin.
EN Data protection doesn’t just stop at home – extend your anonymity all the way with our iOS & Android apps.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
veri | data |
koruması | protection |
ios | ios |
android | android |
her | all |
uygulamaları | apps |
TR Veri koruma yalnızca evle sınırlı değildir. Özel olarak geliştirilmiş iOS uygulamamızla tam anonimlik sağlayın.
EN Data protection doesn’t just end at home – extend your anonymity all the way with our specially developed iOS app.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
veri | data |
koruma | protection |
geliştirilmiş | developed |
ios | ios |
anonimlik | anonymity |
TR Bültenimize kaydolun, yeni ürünler ve indirimlerden ilk siz haberdar olun. Sınırlı bir süre için, yeni aboneler tüm satın alma fiyatlarından %10 indirimden yararlanır.
EN Sign up for our newsletter and be the first to hear about new products and sales. For a limited time, new subscribers enjoy 10% off any full price purchase.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kaydolun | sign up |
yeni | new |
ürünler | products |
olun | be |
sınırlı | limited |
süre | time |
TR Yıpranma ve yırtılma dahil ama bunlarla sınırlı olmamak üzere, kötüye kullanım, yanlış kullanım, su ile zarar verme veya imalat süreci dışındaki olaylara atfedilebilecek diğer sebeplerden dolayı kırılma kapsanmamaktadır
EN It does not cover regular wear and tear, including but not limited to, breakage due to abuse, improper usage, water damage or other causes attributable to events outside the manufacturing process
トルコ語 | 英語 |
---|---|
dahil | including |
sınırlı | limited |
olmamak | not |
kullanım | usage |
su | water |
zarar | damage |
veya | or |
süreci | process |
diğer | other |
TR Sorun sadece tek model ile sınırlı olmayabilir...
EN Power is there, it just needs to reach the ground.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ile | to |
TR Uygulamalara ve cihaz işlevlerine sınırlı erişim ile uç noktalarınızı bir kiosk sistemi olarak çalıştırmak için uç noktalarınızı kilitleyin.
EN Lockdown your endpoints to run as a kiosk system, with restricted access to applications and device functionalities.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
cihaz | device |
erişim | access |
sistemi | system |
TR Bu Sözleşme ve bu belgede yer alan hak ve yükümlülükler tarafınızdan devredilemez veya atanamaz, ancak herhangi bir üçüncü tarafla sınırlı olmamak kaydıyla tarafımızdan herhangi bir kısıtlama olmaksızın atanabilir
EN This Agreement, and any rights and obligations hereunder, may not be transferred or assigned by you, but may be assigned by us without restriction, including without limitation to any third party
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
sözleşme | agreement |
tarafınızdan | by you |
TR Sabit bir tablo şablonu başlığına sahip duyarlı bir şablon tablosu, promosyonlar ve sınırlı süreli teklifler için iyidir
EN A responsive template table with a fixed table template header is good to use for promotions, limited-time offers
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sabit | fixed |
sahip | is |
duyarlı | responsive |
sınırlı | limited |
TR Yatırma artı İşlem Yapma için Yeni İşlem Bonusları (Sınırlı Süreli!)
EN Three New Spot Listings - SHIB, DYDX, and FTM
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yeni | new |
50翻訳の50を表示しています