EN You can. Each plan of SiteLock you purchase will protect just one website. However, you can purchase the product multiple times to cover however many websites you’d like.
英語 の "however" は、次の トルコ語 単語/フレーズに翻訳できます。
英語 | トルコ語 |
---|---|
purchase | satın |
website | web |
product | ürünü |
plan | planı |
like | da |
the | şekilde |
EN However, it is an important step when it comes to quality control and trustworthiness of data.
TR Ancak verilerin kalite kontrolü ve güvenilirliği söz konusu olduğunda bu önemli bir adımdır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
quality | kalite |
data | verilerin |
when | olduğunda |
important | önemli |
and | ve |
comes | bu |
control | kontrol |
however | bir |
it | ancak |
EN However, the building was never used as a door
TR Ancak yapı hiçbir zaman kapı olarak kullanılmamıştır
英語 | トルコ語 |
---|---|
building | yapı |
door | kapı |
a | bir |
never | hiç |
the | ancak |
as | olarak |
EN However, we are sure that it is as secure and private as you can hope to get, with far greater respect for your privacy than the American equivalents offer.Our team is competent and passionate
TR Ancak, biz amerikan eşdeğerleri teklif daha gizlilik için çok daha büyük bir saygı ile, almak için umut gibi güvenli ve özel olduğundan eminiz.Ekibimiz yetkin ve tutkulu
英語 | トルコ語 |
---|---|
hope | umut |
american | amerikan |
offer | teklif |
passionate | tutkulu |
our team | ekibimiz |
privacy | gizlilik |
we | biz |
and | ve |
greater | daha büyük |
respect | saygı |
EN However, Ahrefs' subscribers will have higher data allowances and access to all of our premium tools
TR Ancak, Ahrefs abonelerinin veri kullanım limitleri daha yüksek olacaktır ve tüm premium araçlarımıza erişebileceklerdir
英語 | トルコ語 |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
data | veri |
premium | premium |
will | olacaktır |
higher | daha yüksek |
however | ancak |
and | ve |
all | tüm |
tools | araçları |
EN However, once the journal is accepted, all published articles will be indexed retrospectively.
TR Ancak, dergi bir kez kabul edildiğinde, yayınlanan bütün makaleler geriye dönük olarak indekslenir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
journal | dergi |
published | yayınlanan |
however | bir |
the | kabul |
all | bütün |
EN However, the cultivation of tobacco is reduced by the government
TR Ancak, Hükümet tarafından tütün alımlarının kısıtlanması ile birlikte ekilişi giderek azalmaktadır
英語 | トルコ語 |
---|---|
government | hükümet |
by | tarafından |
of | birlikte |
the | ancak |
EN However, the inadequacy of pasture areas, meat and milk, and the high prices of input products at low prices have led to a decrease in the number of animals.
TR Ancak, mera alanlarının yetersizliği, et ve sütHayvancılık ürünlerinin düşük fiyatlarla alıcı bulması ve girdi fiyatlarının yüksekliği hayvan mevcudunun yıllar itibariyle azalmasına sebep olmuştur.
英語 | トルコ語 |
---|---|
meat | et |
and | ve |
input | girdi |
low | düşük |
animals | hayvan |
products | ürünlerinin |
to | alıcı |
prices | fiyatları |
the | ancak |
of | nın |
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
英語 | トルコ語 |
---|---|
enough | yeterli |
education | eğitim |
students | öğrenci |
or | veya |
however | bir |
out | e |
EN However, due to the relatively high altitude, the winter season is colder than the other regions of Aydın Province and the summer season is cool and dry.
TR Ancak, rakımın kısmen yüksek olması nedeniyle, Aydın İlinin diğer bölgelerine göre kış mevsimi daha soğuk, yaz mevsimi ise daha serin ve kuraktır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
high | yüksek |
aydın | aydın |
summer | yaz |
cool | serin |
winter | kış |
other | diğer |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
difference | fark |
storage | depolama |
our service | hizmetimizi |
countries | ülkelerde |
use | kullanım |
when you use | kullandığınızda |
servers | sunucuları |
using | kullanıyor |
and | ve |
between | arası |
different | farklı |
is | bulunan |
of | birlikte |
英語 | トルコ語 |
---|---|
difference | fark |
storage | depolama |
use | kullanım |
and | ve |
between | arası |
英語 | トルコ語 |
---|---|
however | ancak |
EN However, we do not guarantee our service will be truly anonymous
TR Buna rağmen, hala hizmetimizin tamamen anonim olacağı sözünü vermiyoruz
英語 | トルコ語 |
---|---|
anonymous | anonim |
EN However, we have done everything (humanly) possible to mitigate such threats.
TR Bununla birlikte, bu tür tehditleri azaltmak için mümkün olan her şeyi (insanca) yaptık.
英語 | トルコ語 |
---|---|
possible | mümkün |
threats | tehditleri |
to | şeyi |
EN Our mobile friendly test is prepared by secure software programs, and it is totally reliable. You can use it however you want.
TR Mobil uyumluluk test aracımız güvenli yazılım programları ile oluşturulmuştur ve tamamen zararsızdır. Dilediğinizce kullanım yapabilirsiniz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
mobile | mobil |
test | test |
totally | tamamen |
software | yazılım |
use | kullanım |
you can | yapabilirsiniz |
programs | programları |
and | ve |
secure | güvenli |
EN However, in the past, buying fresh coffee (whether Turkish coffee, filter coffee or espresso) was a tradition, but today's changing consumption habits have made this arbitrary situation difficult to reach
TR Ancak eskiden taze kahve almak (ister türk kahvesi, ister filtre kahve yada espresso) bir gelenek iken günümüzde değişen tüketim alışkanlıkları bu keyfi ulaşılması zor bir duruma sokmuştur
英語 | トルコ語 |
---|---|
fresh | taze |
coffee | kahve |
turkish | türk |
tradition | gelenek |
consumption | tüketim |
difficult | zor |
or | yada |
this | bu |
英語 | トルコ語 |
---|---|
usually | genellikle |
process | süreci |
to | birlikte |
英語 | トルコ語 |
---|---|
however | fakat |
ssl | ssl |
benefits | faydalar |
levels | seviyeleri |
security | güvenlik |
and | ve |
different | farklı |
various | çeşitli |
certificates | sertifikaları |
EN However, starting an email list from scratch is tough
TR Sıfırdan bir e-posta listesi oluşturmak zordur
英語 | トルコ語 |
---|---|
list | listesi |
from scratch | sıfırdan |
posta | |
is | oluşturmak |
however | bir |
EN However, they do work, especially if they’re well written, include a compelling offer, don’t take up the entire page (especially on mobile), and are easy to click out of.
TR Ancak, özellikle iyi hazırlanmış, ilgi çekici bir teklif sunuyor, tüm sayfayı kaplamıyor (özellikle mobil cihazlarda) ve kapatılması kolaysa açılır pencerelerin işe yararlar.
英語 | トルコ語 |
---|---|
work | iş |
well | iyi |
especially | özellikle |
compelling | çekici |
page | sayfayı |
mobile | mobil |
and | ve |
the | ancak |
offer | teklif |
to | tüm |
are | sunuyor |
EN Dash works a little differently from Bitcoin, however, because it has a two-tier network
TR Ancak Dash, iki katmanlı yapısı nedeniyle Bitcoin'den biraz farklı bir şekilde çalışır
英語 | トルコ語 |
---|---|
dash | dash |
works | çalışır |
because | nedeniyle |
two | iki |
EN However, since this is a fragile electronic device, the TV must be transported in a suitable packaging that can withstand the normal challenges of air transport.
TR Ancak bu kırılabilir bir elektronik cihaz olduğundan, TV?nin hava taşımacılığının normal zorluklarına dayanabilecek uygun bir ambalajda taşınması gerekmektedir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
electronic | elektronik |
device | cihaz |
must | gerekmektedir |
suitable | uygun |
normal | normal |
tv | tv |
this | bu |
air | hava |
challenges | zorluklar |
the | ancak |
of | nin |
EN Due to flight safety, the loading of extra oxygen cylinders cannot be provided on our aircraft. However, passengers can travel with their own portable oxygen concentrators.
TR Uçuş emniyeti gereğince, uçaklarımızda ekstra oksijen tüpü yükleme hizmeti verilememektedir. Ancak yolcularımız kendilerine ait taşınabilir oksijen konsantratörlerini uçak içine alabilirler.
英語 | トルコ語 |
---|---|
loading | yükleme |
extra | ekstra |
passengers | yolcular |
portable | taşınabilir |
flight | uçuş |
the | ancak |
aircraft | uçak |
to | içine |
EN However, the historical artifacts of Karacasu Afrodisias Antique City and its surroundings are considered to date back to 5-6 thousand years.
TR Ancak, Karacasu Afrodisias Antik Kenti ve çevresinde bulunan tarihi eserlerden İlçenin tarihinin 5-6 bin yıl öncesine kadar uzandığı değerlendirilmektedir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
karacasu | karacasu |
city | kenti |
and | ve |
date | tarihi |
are | bulunan |
the | ancak |
back | de |
英語 | トルコ語 |
---|---|
music | müzik |
and | ya |
country | country |
英語 | トルコ語 |
---|---|
however | yine |
in | ilk |
英語 | トルコ語 |
---|---|
band | grup |
and | ve |
however | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
band | grup |
their | ve |
EN However, things have changed since March 2020
TR Fakat Mart 2020 itibarıyla pek çok şey değişti
英語 | トルコ語 |
---|---|
changed | değişti |
march | mart |
things | şey |
however | fakat |
since | de |
EN The Contracting Authority may however oppose the Coordinator's choice for justified reasons notified to the Coordinator (where possible) within 30 days from the receipt of the letter of the Coordinator.
TR Ancak Sözleşme Makamı, Koordinatörün mektubunu almasından itibaren (mümkünse) 30 gün içinde bildireceği haklı nedenlerle Koordinatör tarafından yapılan seçime itiraz edebilir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
may | edebilir |
the | gün |
to | içinde |
EN However, it then engages in a philosophical error: it anthropomorphises packets—as if they were people or physical packages
TR Ancak ardından felsefik bir hatayla karşılaşıyor: paketlere insan biçimi veriyor-sanki gerçek insanmışlar veya fiziksel paketlermiş gibi
英語 | トルコ語 |
---|---|
people | insan |
physical | fiziksel |
as | gibi |
or | veya |
then | ardından |
a | bir |
EN By imposing these regulations, however, the FCC undoubtedly prevented online and network services from being created and benefiting consumers.
TR Fakat kuşkusuz olarak ,FCC bu yönetmelikleri uygulayarak, tüketicilere fayda sağlayan çevrimiçi ve ağ hizmetlerinin yaratılmasını engellemiştir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
fcc | fcc |
services | hizmetlerinin |
online | çevrimiçi |
and | ve |
these | bu |
the | fakat |
EN However, that parent control was blocking the website, so this stupid parent control warning showed up
TR Ancak, bu ebeveyn kontrolü web sitesini engelliyordu, bu yüzden bu aptal ebeveyn kontrolü uyarısı ortaya çıktı
英語 | トルコ語 |
---|---|
warning | uyarı |
website | web |
this | bu |
control | kontrol |
the | ancak |
so | bu yüzden |
英語 | トルコ語 |
---|---|
app | app |
you want | istediğiniz |
form | formu |
with | ile |
the | sonra |
EN However, to download your icon in high quality and use it for commercial purposes, you need to choose a paid option.
TR Ancak, tasarlanan simgeyi yüksek kalitede indirerek ticari amaçlarla kullanmak isterseniz, ücretli opsiyonlardan birini tercih etmeniz gerekiyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
high | yüksek |
quality | kalitede |
use | kullanmak |
commercial | ticari |
need | gerekiyor |
paid | ücretli |
your | etmeniz |
choose | tercih |
a | ancak |
EN Your email address can be changed given that you have a subscription plan. However, the projects you created won’t be transferred to your new account. To change your email address, send a request to our support team.
TR Bir üyelik planınız varsa, e-posta adresinizi değiştirebilirsiniz. Ancak oluşturduğunuz projeler yeni hesabınıza aktarılmaz. E-posta adresinizi değiştirmek için destek ekibimize bir talep gönderin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
address | adresinizi |
new | yeni |
request | talep |
support | destek |
posta | |
account | hesabı |
projects | projeler |
our | de |
plan | plan |
subscription | üyelik |
the | ancak |
to change | değiştirmek |
to | için |
send | gönderin |
EN However, if you would like to make new changes, your tools will be limited to your current plan
TR Ancak proje üzerinde değişiklikler yapmak isterseniz, kullanabileceğiniz araçlar güncel planınızla sınırlı olacaktır
英語 | トルコ語 |
---|---|
changes | değişiklikler |
limited | sınırlı |
current | güncel |
however | ancak |
tools | araçlar |
plan | plan |
to | yapmak |
will | olacaktır |
英語 | トルコ語 |
---|---|
management | yönetim |
especially | özellikle |
for | için |
social | sosyal |
media | medya |
software | yazılımı |
英語 | トルコ語 |
---|---|
no | yoktur |
rules | kurallar |
of | dair |
what | hangi |
英語 | トルコ語 |
---|---|
strategies | stratejiler |
can | olabilir |
negative | olumsuz |
corporate | kurumsal |
wrong | yanlış |
large | geniş |
quickly | hızlı |
among | bir |
to | karşı |
英語 | トルコ語 |
---|---|
accounts | hesaplar |
keep in mind | unutmayın |
in | konusunda |
the | fakat |
英語 | トルコ語 |
---|---|
serious | ciddi |
difference | fark |
been | bu |
years | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
work | iş |
qr | qr |
code | kodu |
scanning | tarama |
problems | sorunları |
be | olabilir |
and | ve |
to | e |
the | ancak |
of | biri |
英語 | トルコ語 |
---|---|
tls | tls |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
mean | anlamına |
is | olduğu |
secure | güvenli |
this | bu |
always | her zaman |
that | her |
EN However, even when the settings are the same, the rankings can sometimes change throughout the day, so you can see only the new updated position
TR Ayarlar aynı olsa bile, bazen sıralamalar gün içinde değişebilir, böylece sadece yeni güncellenmiş konumu görebilirsiniz
英語 | トルコ語 |
---|---|
settings | ayarlar |
sometimes | bazen |
position | konumu |
so | böylece |
new | yeni |
even | bile |
you can see | görebilirsiniz |
throughout | içinde |
the | aynı |
day | gün |
only | sadece |
EN There is no Google My Business integration and tracking positions in Google Maps yet. However, you can use the local rank tracking tool to monitor rankings in a specific city, district, or region.
TR Google Haritalar'da henüz Google My Business entegrasyonu ve pozisyon takibi mevcut değil. Fakat belirli bir şehir, ilçe veya bölgedeki sıralamanızı takip etmek için yerel sırabulucu aracını kullanabilirsiniz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
integration | entegrasyonu |
tool | aracı |
my | my |
business | business |
local | yerel |
city | şehir |
you can use | kullanabilirsiniz |
tracking | takibi |
yet | henüz |
and | ve |
or | veya |
monitor | takip |
50翻訳の50を表示しています