TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
Prevedi "talep de güçlü" na Engleski
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda fraze "talep de güçlü" s turski na Engleski
Prijevodi talep de güçlü
"talep de güçlü" u turski može se prevesti u sljedećih Engleski riječi/izraza:
Prijevod turski na Engleski od talep de güçlü
turski
Engleski
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | demand |
| uygun | relevant |
| uzmanlık | expertise |
| bölgesel | regional |
| global | global |
| odak | focus |
| platform | platform |
| veya | or |
| araştırma | research |
TR EV sertifikası talep ettiğinizde, VeriSign (Symantec) işletmenizin varlığını, alan adınızın sahipliğini ve istihdam durumunuzu veya SSL Sertifikası talep etme yetkinizi doğrular
EN When you request an EV certificate, VeriSign (Symantec) verifies the existence of your business, ownership of your domain name and employment status or your authorization to request an SSL Certificate
| turski | Engleski |
|---|---|
| sertifikası | certificate |
| talep | request |
| ettiğinizde | when you |
| symantec | symantec |
| işletmenizin | your business |
| ve | and |
| istihdam | employment |
| veya | or |
| ssl | ssl |
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | demand |
| uygun | relevant |
| uzmanlık | expertise |
| bölgesel | regional |
| global | global |
| odak | focus |
| platform | platform |
| veya | or |
| araştırma | research |
TR EV sertifikası talep ettiğinizde, VeriSign (Symantec) işletmenizin varlığını, alan adınızın sahipliğini ve istihdam durumunuzu veya SSL Sertifikası talep etme yetkinizi doğrular
EN When you request an EV certificate, VeriSign (Symantec) verifies the existence of your business, ownership of your domain name and employment status or your authorization to request an SSL Certificate
| turski | Engleski |
|---|---|
| sertifikası | certificate |
| talep | request |
| ettiğinizde | when you |
| symantec | symantec |
| işletmenizin | your business |
| ve | and |
| istihdam | employment |
| veya | or |
| ssl | ssl |
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
| turski | Engleski |
|---|---|
| çözümleri | solutions |
| hedef | target |
| uzmanlık | expertise |
| sürdürülebilir | sustainable |
| talep | demand |
| marka | brand |
| programları | programmes |
| sağlayın | provide |
TR Toplum çevreyle, geri kazanılabilir kaynaklarla, su kaynaklarıyla ve günlük yaşantının diğer önemli yönleriyle ilgili sorunlarla ilgilenmeyi sürdürdükçe, yer bilimciler için piyasadaki talep de güçlü kalmaktadır
EN Market demand remains strong for geoscientists as society continues to address issues related to environment, recoverable natural resources, water resources and other critical aspects of daily life
| turski | Engleski |
|---|---|
| toplum | society |
| su | water |
| günlük | daily |
| diğer | other |
| önemli | critical |
| ilgili | related |
| talep | demand |
| güçlü | strong |
TR Bazı durumlarda, örneğin bir dergideki altın açık erişim için güçlü bir talep ya da kullanım olduğunu görmemiz halinde, derginin yayınlama modelini buna uygun olarak değerlendirmeye alabiliriz.
EN In some cases, for example where we see strong appetite for or take up of gold open access in a journal, we might assess the journal?s publication model accordingly.
| turski | Engleski |
|---|---|
| durumlarda | cases |
| altın | gold |
| açık | open |
| erişim | access |
| güçlü | strong |
| derginin | journal |
| modelini | model |
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
| turski | Engleski |
|---|---|
| çözümleri | solutions |
| hedef | target |
| uzmanlık | expertise |
| sürdürülebilir | sustainable |
| talep | demand |
| marka | brand |
| programları | programmes |
| sağlayın | provide |
TR Bazı durumlarda, örneğin bir dergideki altın açık erişim için güçlü bir talep ya da kullanım olduğunu görmemiz halinde, derginin yayınlama modelini buna uygun olarak değerlendirmeye alabiliriz.
EN In some cases, for example where we see strong appetite for or take up of gold open access in a journal, we might assess the journal?s publication model accordingly.
| turski | Engleski |
|---|---|
| durumlarda | cases |
| altın | gold |
| açık | open |
| erişim | access |
| güçlü | strong |
| derginin | journal |
| modelini | model |
TR Ayrıca, özel anahtar aşağı kırma-güçlü bir düşman önlemek için, her üretilen anahtar çifti varsayılan uzunluğu (güçlü entropi ile oluşturulan) 4096 bit için ayarlanmış
EN Also, to prevent a strong adversary from cracking-down a private key, the default length of every generated key pair has been set to 4096 bits (generated with strong entropy)
| turski | Engleski |
|---|---|
| ayrıca | also |
| özel | private |
| anahtar | key |
| aşağı | down |
| önlemek | prevent |
| çifti | pair |
| varsayılan | default |
| uzunluğu | length |
| güçlü | strong |
| oluşturulan | generated |
TR Challenger coupe ve Charger sedan, çok sayıda yüksek güçlü SRT ve Hellcat varyantları nedeniyle çok dikkat çeken güçlü otomobillerdir
EN The Challenger coupe and Charger sedan are muscle cars that garner many attention because of their numerous high-powered SRT and Hellcat variants
| turski | Engleski |
|---|---|
| sedan | sedan |
| yüksek | high |
| dikkat | attention |
TR Alman ekonomisi, rekabet gücünü güçlü bir endüstriyel temele, yüksek yenilikçi güce ve çevresel meselelerdeki güçlü odağına borçlu.
EN The German economy owes its competitive edge to a strong industrial base, a high level of innovation, and a strong environmental focus.
| turski | Engleski |
|---|---|
| alman | german |
| ekonomisi | economy |
| güçlü | strong |
| endüstriyel | industrial |
| yüksek | high |
| çevresel | environmental |
TR 3ds Max; modelleme, pratik dokulandırma, gölgeleme ve yüksek kaliteli görüntüleme için güçlü bir araç seti sunar, Maya ise karakter oluşturma, gerçeğe yakın animasyon ve ayrıntılı simülasyonlar için güçlü araçlar sunar
EN 3ds Max offers a robust toolset for modelling, intuitive texturing and shading and high-quality rendering while Maya offers powerful tools for character creation, lifelike animation and detailed simulations
| turski | Engleski |
|---|---|
| max | max |
| modelleme | modelling |
| yüksek | high |
| sunar | offers |
| oluşturma | creation |
| animasyon | animation |
| ayrıntılı | detailed |
TR 3ds Max; modelleme, pratik dokulandırma, gölgeleme ve yüksek kaliteli görüntüleme için güçlü bir araç seti sunar, Maya ise karakter oluşturma, gerçeğe yakın animasyon ve ayrıntılı simülasyonlar için güçlü araçlar sunar
EN 3ds Max offers a robust toolset for modelling, intuitive texturing and shading and high-quality rendering while Maya offers powerful tools for character creation, lifelike animation and detailed simulations
| turski | Engleski |
|---|---|
| max | max |
| modelleme | modelling |
| yüksek | high |
| sunar | offers |
| oluşturma | creation |
| animasyon | animation |
| ayrıntılı | detailed |
TR Güçlü yapay zeka günümüzde herhangi bir pratik örnekten yoksun bir şekilde hala teori aşamasında olsa da, bu, yapay zeka araştırmacılarının güçlü yapay zekayı geliştirmeyi denemediği anlamına gelmiyor
EN While strong AI is still entirely theoretical with no practical examples in use today, that doesn't mean AI researchers aren't also exploring its development
| turski | Engleski |
|---|---|
| güçlü | strong |
| günümüzde | today |
| herhangi | no |
| pratik | practical |
| anlamına | mean |
TR Müzik sizin için vazgeçilmez bir çalışma arkadaşıysa çevreleyici ve stereofonik ses, duyabileceğiniz güçlü bir bas hattı ve artırabileceğiniz ses düzeyi sunan küçük ama güçlü hoparlörler ile tercihlerinizi yerine getirin
EN If music is your ideal work companion, indulge your preferences with small but mighty speakers that deliver immersive, stereophonic audio, a powerful bass line you can hear, and volume you can crank way up
TR Ücretsiz Semrush denemesine kaydolduktan sonra, buradan ücretsiz bir eğitim oturumu talep edin. Demonuzdan sonra, Semrush ile ilgili tüm sorularınız için size özel bir irtibat noktası atanacaktır.
EN Once you sign up for a Semrush free trial, request a free training session here. After your demo, you will be assigned a dedicated point of contact for all of your Semrush-related questions.
| turski | Engleski |
|---|---|
| semrush | semrush |
| buradan | here |
| ücretsiz | free |
| eğitim | training |
| oturumu | session |
| talep | request |
| ilgili | related |
| tüm | all |
| özel | dedicated |
| irtibat | contact |
| noktası | point |
TR Açık erişim yönünde artan bir talep bulunuyor ve araştırmacılar için bu seçeneği sağlayabilmek adına çok çalışıyoruz
EN There is growing demand for open access and we are working hard to meet that option for researchers
| turski | Engleski |
|---|---|
| açık | open |
| erişim | access |
| artan | growing |
| talep | demand |
| araştırmacılar | researchers |
| çalışıyoruz | we are working |
TR Hakem denetimli bilimsel ve tıbbi makalelere talep küresel çapta yükselişte: doktorlar, alanlarındaki son gelişmelerden haberdar olmak için düzenli olarak tekrar baskıları okuyor*.
EN Peer-reviewed scientific and medical articles are in global demand: physicians read reprints frequently, as a useful way to stay informed of the latest developments in their field*.
| turski | Engleski |
|---|---|
| bilimsel | scientific |
| tıbbi | medical |
| talep | demand |
| küresel | global |
| son | latest |
TR Reklam yok, spam yok, izleyici yok, talep yok, arka kapı yok, devlet gözetimi yok.
EN No ads, no spams, no trackers, no solicitations, no backdoor, free from government surveillance.
| turski | Engleski |
|---|---|
| reklam | ads |
| yok | no |
| devlet | government |
TR Belçika gizlilik koruma kanunu çok güçlüdür. Yalnızca yerel hakimler bilgi talep edebilir ve mahkeme kararına sahip olmaları gerekir. Nadiren olur.
EN Belgian privacy protection law is strong. Only local judges can request information and they must have a court order. It rarely happens.
| turski | Engleski |
|---|---|
| yerel | local |
| bilgi | information |
| ve | and |
| mahkeme | court |
TR Semrush'ı çalışırken görün. Demo talep edin ve sizinle kısa sürede iletişime geçeceğiz.
EN See Semrush in action. Request a demo and we'll be in touch shortly.
| turski | Engleski |
|---|---|
| semrush | semrush |
| görün | see |
| demo | demo |
| talep | request |
| ve | and |
| kısa | shortly |
| iletişime | touch |
TR Semrush ile ilgili tüm sorularınızın bir uzman tarafından yanıtlanması için ücretsiz demo talep edin.
EN Request a free demo to have all your questions about Semrush answered by an expert.
| turski | Engleski |
|---|---|
| semrush | semrush |
| tüm | all |
| uzman | expert |
| ücretsiz | free |
| demo | demo |
| talep | request |
| soruları | questions |
TR Müşterek girişim ortaklarımızdan, tedarikçilerimizden, yüklenicilerimizden, danışmanlarımızdan ve diğer iş ortaklarımızdan rüşvet konusunda sıfır hoşgörü politikasını uygulamalarını talep etmekteyiz.
EN We require that our joint venture partners, suppliers, contractors, beneficiaries, and other business partners follow zero tolerance policy on bribe.
| turski | Engleski |
|---|---|
| ve | and |
| diğer | other |
| konusunda | on |
| sıfır | zero |
| politikasını | policy |
| talep | require |
| ortakları | partners |
TR Kullanım Koşulları veya bundan kaynaklanan veya onunla ilgili herhangi bir ihtilaf veya talep İngiltere yasaları tarafından yönetilir ve göre tefsir edilir
EN These Terms of Use and any disputes or claims arising out of or in connection with it shall be governed by, and construed in accordance with, the laws of England
| turski | Engleski |
|---|---|
| kullanım | use |
| koşulları | terms |
| yasaları | laws |
TR işlediğimiz veya kontrol ettiğimiz Kişisel Verilerinizdeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep etme hakkı;
EN the right to request rectification of any inaccuracies in your Personal Data that we process or control;
| turski | Engleski |
|---|---|
| kontrol | control |
| talep | request |
| hakkı | right |
| ın | of |
TR Her satışın cömert komisyonundan memnun kalacaksınız. Talep üzerine 24 saat içinde para çekme. Sitenizin, blogunuzun veya kanalınızın sizin için çalışmasını sağlayın.
EN You will be pleased with the generous commission of each sale. Withdrawal of money in 24 hours on request. Make your site, blog or channel work for you.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | request |
| saat | hours |
| sitenizin | your site |
| veya | or |
| kanalı | channel |
TR Tüm talep verileri ve gerçek konumunuz ISS'nizden ve üçüncü şahıslardan gizlenmiş olarak siteye erişim kazanırsınız.
EN You gain access to the site, with all request data and your real location hidden from your ISP and third parties.
| turski | Engleski |
|---|---|
| tüm | all |
| talep | request |
| verileri | data |
| gerçek | real |
| iss | isp |
| erişim | access |
TR "Doğrudan" göz atma sırasında, talep ettiğiniz kaynağı sağlayan sunucuya bağlanırsınız
EN During "direct" browsing, you connect to the server which provides the resource you are requesting
| turski | Engleski |
|---|---|
| doğrudan | direct |
| sırasında | during |
| talep | requesting |
TR Aldığınız kaynak, talep edilen kaynağın doğru bir temsili olmayabilir.
EN The resource which you receive may not be an accurate representation of the resource requested.
| turski | Engleski |
|---|---|
| aldığınız | you receive |
| kaynak | resource |
| talep | requested |
TR Sahip olduğumuz her şeyi açma, tamir etme ve onarma hakkını talep etme zamanı geldi.
EN It’s high time we demand the right to open, tinker with, and repair everything we own.
| turski | Engleski |
|---|---|
| sahip | own |
| şeyi | everything |
| tamir | repair |
| ve | and |
| hakkını | right |
| talep | demand |
TR Bir program dahilinde veya talep üzerine yedeklemeler oluşturmak için Droplet'ine yedeklemeler ekle ve gerektiğinde kolayca önceki sürümlere dön.
EN Add backups to your Droplet to create backups on a schedule or on-demand, making it easy to revert to previous versions.
| turski | Engleski |
|---|---|
| veya | or |
| talep | demand |
| ekle | add |
| kolayca | easy |
| önceki | previous |
TR Kendi ihtiyaçlarınıza göre düzenleyebileceğiniz bu şablonlar sayesinde müşterilerinizin talep ettiği hizmetle ilgili bilgileri kolayca toplayabilirsiniz.
EN When you send confirmation letters, clients place more trust in you because you’ve acknowledged their application, order, or payment.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | order |
TR Müşterilere talep edilen hizmetlerin bir özetini sunmak dışında iş emirleri işletmelerin sonraki projeleri daha iyi planlamasına ve iş akışını optimize etmesine yardımcı olur.
EN In addition to providing a summary of requested services to customers, work orders help businesses keep better track of upcoming projects and are therefore crucial in optimizing workflow.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | requested |
| sunmak | providing |
| işletmelerin | businesses |
| projeleri | projects |
| optimize | optimizing |
TR Müşterilerinizin firmanızdan bir yemek servisi talep etmek için kullanabilecekleri basit bir yemek rezervasyon formu.
EN The order form allows customers to request a catering service through providing their contact information, event related information, select a delivery method, select from the products and quantity and add special requests if any.
TR Online check-in yaparsanız sizden bilgileri bu esnada talep edeceğiz.
EN If you choose the convenience of Online Check-in, we will take the information from you then.
| turski | Engleski |
|---|---|
| online | online |
| sizden | from you |
TR Gerekli görülmesi veya talep edilmesi halinde Control Union, numuneler alabilir ve bu numuneleri herhangi bir laboratuvar analiz sonucunu etkileyebilecek diğer maddelerle kontamine olmayacak biçimde güvenli bir şekilde mühürleyebilir.
EN If needed or requested, Control Union can take samples and securely seal them in such a way that the sample isn?t contaminated with other substances that could influence the results of any laboratory analysis.
| turski | Engleski |
|---|---|
| gerekli | needed |
| talep | requested |
| control | control |
| union | union |
| alabilir | can |
| laboratuvar | laboratory |
| analiz | analysis |
| diğer | other |
| şekilde | way |
TR Standart bir prosedür olarak bir denetimin "kamuya açık özeti" talep edildiğinde Control Union Sertifikasyon Hizmetleri'nin web sitesinde bir özeti yayınlanır
EN As a standard procedure, when a 'public summary' of an audit is requested, a summary is published on the Control Union Certifications website
| turski | Engleski |
|---|---|
| standart | standard |
| talep | requested |
| control | control |
| union | union |
TR Talep üzerine basılı kopyalar temin edilebilir.
EN Hard copies can be supplied on request.
| turski | Engleski |
|---|---|
| talep | request |
| üzerine | on |
| edilebilir | can be |
TR Kullanımı kolay ve mobil ürünlere uygun silindir konfigüratörümüz, talep üzerine şunlara erişim sağlar:
EN Our easy-to-use, mobile-friendly cylinder configurator provides on-demand access to:
| turski | Engleski |
|---|---|
| kullanımı | use |
| mobil | mobile |
| talep | demand |
| erişim | access |
| sağlar | provides |
TR "SteelSeries yeni Arctis Pro kulaklıklar için yüksek ücret talep ediyor olabilir, ama her kuruşuna değer."
EN ?SteelSeries may demand a high price for the new Arctis Pro headsets, but they're worth every penny.?
| turski | Engleski |
|---|---|
| steelseries | steelseries |
| arctis | arctis |
| kulaklıklar | headsets |
| yüksek | high |
| talep | demand |
| olabilir | may |
TR Fairmont Hotels & Resorts'a gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz. Tesislerimizde etkinliğinizi gerçekleştirmek amacıyla daha fazla bilgi talep etmek için, lütfen aşağıdaki formu doldurun.
EN Thank you for your interest in Fairmont Hotels & Resorts. To request further information regarding planning your event at one of our properties, please fill out the form below.
| turski | Engleski |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| ilgi | interest |
| bilgi | information |
| doldurun | fill |
TR AB fonlu hibe projelerinde değişiklik talep etmek için belirli bir zaman sınırı var mı?
EN Is there a time limit for requesting amendment in EU funded grant projects?
| turski | Engleski |
|---|---|
| ab | eu |
| hibe | grant |
| projelerinde | projects |
| değişiklik | amendment |
| talep | requesting |
| zaman | time |
TR Önerilen değişiklik için gerekçeleri bildiren zeyilname talep mektubu. Mektubun imzalanıp mühürlenmiş olması tavsiye edilir,
EN The letter of addendum request which gives justifications for the proposed amendment. It’s recommended that the letter is signed and stamped,
| turski | Engleski |
|---|---|
| değişiklik | amendment |
| talep | request |
TR Siyahi Amerikalılar sığınma talep etselerdi kabul edilebilirlerdi*
EN Deserted Pazarkule, "A Haunted House"
TR XAG/AUD, XAG/EUR, XAG/GBP ve diğerleri gibi değerli metal ve endüstriyel metaller için likidite sunuyoruz. Değerli metaller heyecan verici ve çok talep edilen varlıklardır. Tüm ihtiyaçlarınız için buradayız.
EN We offer liquidity on precious metals and industrial metals including XAG/AUD, XAG/EUR, XAG/GBP and others. Precious metals are an exciting and highly in-demand asset. We are here to accommodate all your requirements.
| turski | Engleski |
|---|---|
| aud | aud |
| diğerleri | others |
| değerli | precious |
| endüstriyel | industrial |
| likidite | liquidity |
| talep | demand |
TR 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri FBI ve Adalet Bakanlığı, şifreli iletişime "izinsiz erişim geçişi" ni şart koşan yasayı şiddetle talep ettiler
EN In 2015 the United States FBI and Justice Department pushed for legislation that would require a “backdoor” into encrypted communications
| turski | Engleski |
|---|---|
| ve | and |
| adalet | justice |
| şifreli | encrypted |
| talep | require |
| yılında | in |
TR Bu düzenleme "internet erişimi" sağlayıcılarının kendi hizmetlerini kullanmaları veya paylaşmaları karşılığında diğer sağlayıcılardan ücret talep etmesine izin vermedi
EN This regulation did not allow "Internet access" providers to charge other providers to use or share their services
| turski | Engleski |
|---|---|
| düzenleme | regulation |
| internet | internet |
| hizmetlerini | services |
| veya | or |
| diğer | other |
| ücret | charge |
| sağlayıcıları | providers |
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
EN Despite the fact that every megabyte or gigabyte costs the same, providers are seeking to charge for content and the value they think they can derive.
| turski | Engleski |
|---|---|
| maliyeti | costs |
| sağlayıcılar | providers |
| içerik | content |
| ücret | charge |
| değer | value |
TR Sonix, tıbbi ile ilgili transkripsiyon için ezici bir talep görmüştür ve HIPAA uyumlu olmak için gerekli adımları atmaktadır.
EN Sonix has had overwhelming demand for medical related transcription and is taking the necessary steps to become HIPAA compliant.
| turski | Engleski |
|---|---|
| sonix | sonix |
| tıbbi | medical |
| ilgili | related |
| transkripsiyon | transcription |
| talep | demand |
| hipaa | hipaa |
| uyumlu | compliant |
| gerekli | necessary |
| adımları | steps |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda
Slični prijevodi
talep de güçlü talep kayittan sonraki bilgi talep talep demo talep edin talep miktari talep edebilir teklif talep talep etme hakkini oturumu talep edin yüksek ücret talep talep alırken biraz talep i̇ngiltere yasaları hakkını talep etme tekrarlanmamasını talep etmemize öznesi talep platformu talep eğilimlerine göre kuruluşun talep ettiğini şiddetle talep ettiler talep etmek önceliğimiz müşteri talep miktar şeffaflık talep bünyesinde talep zinciri düzeltmemizi talep etme talep ya da tepkisellik talep etmektedir müşterinin talep ettiği ücret talep ediyoruz destekli talep alanında iadesi talep bölümleri sektörünüzün talep dinamiklerinde talep beklenen miktarı fiyatın talep alanına ücret talep etmesine destekli talep alanında talep platformu üzerinden talep edilen varlıklardır fiyatın talep bölgesine talep edildiği takdirde talep üzerine saat fiyat talep bölgesinde farklı fiyatlar talep çok talep edilen tıbbi makalelere talep ücret talep edilmez sertifikası talep etme fazla talep miktarı bildiren zeyilname talep silmemizi talep etmek müşterilere talep edilen
Arapski
Engleski
Nizozemski
Polirati
Portugalski
Tajlandski
francuski
indonezijski
japanski
kineski
korejski
njemački
ruski
talijanski
vijetnamski
Španjolski
švedski