TR Yerli ve milli imkanlarla Türk mühendislerinin emeği ile savunma sanayiimizin gelişmesi ülke sanayimizin güçlenmesine önemli katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda dışa bağımlılığımızı da azaltacaktır.
土耳其 中的 "güçlenmesine önemli katkı" 可以翻译成以下 英语 单词/短语:
TR Yerli ve milli imkanlarla Türk mühendislerinin emeği ile savunma sanayiimizin gelişmesi ülke sanayimizin güçlenmesine önemli katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda dışa bağımlılığımızı da azaltacaktır.
EN The development of our military sector by Turkish engineers using domestic and national resources will not only enhance our country's industry, but it will also lessen our reliance on foreign sources.
土耳其 | 英语 |
---|---|
milli | national |
türk | turkish |
ülke | country |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
土耳其 | 英语 |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN The Coronavirus pandemic has made extraordinary measures necessary to deal with unprecedented challenges
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
土耳其 | 英语 |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
土耳其 | 英语 |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR Her tür makalede, yazar olarak dahil edilmiş olmak makaleye ve içeriği ile yayınlanmasına önemli bir katkı yapıldığının göstergesidir.
EN For any paper, inclusion as an author is an indication of meaningful contribution to the paper and agreement about its content and publication.
土耳其 | 英语 |
---|---|
yazar | author |
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
土耳其 | 英语 |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR Renderforest intro aracı; görsel bakımdan göz alıcı, çarpıcı ve etkili video şablonları sayesinde oluşturduğum içeriklere çok önemli bir katkı sağlıyor
EN Renderforest intro maker is a key enhancement to the content that I create because of it’s visually appealing, impactful, and effective video templates
土耳其 | 英语 |
---|---|
renderforest | renderforest |
görsel | visually |
etkili | effective |
video | video |
şablonları | templates |
içeriklere | content |
önemli | key |
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
土耳其 | 英语 |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR Bakir ormanlar, iklim değişikliği mücadelesine önemli katkı sağlayabilir. Almanya’dan üç girişim; ormanlaştırmaya güvenleri tam.
EN Intact forests can play an important role in the fight against climate change. These three initiatives from Germany are all about reforestation.
土耳其 | 英语 |
---|---|
iklim | climate |
değişikliği | change |
önemli | important |
almanya | germany |
tam | all |
TR Bu nedenle, özellikle kendi kuşağındaki insanların geleceği şekillendirmeye katkı yapabilmek için sorumluluk almasının önemli olduğunu düşünüyor.
EN That’s why she says it’s important for people, especially in her age group, to take on responsibilities and help to shape the future.
土耳其 | 英语 |
---|---|
özellikle | especially |
önemli | important |
insanları | people |
TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
EN Top speed-to-answer for quick, confident decisionsNo other drug reference provides point-of-care answers faster, for rapid yet well-informed decisions that contribute to the highest caliber patient care.
土耳其 | 英语 |
---|---|
kararlar | decisions |
ilaç | drug |
yüksek | top |
hasta | patient |
katkı | contribute |
bakım | care |
noktası | point |
cevapları | answers |
TR Seçilen Araştırma Konularının Disiplinler Arası Etki Çalışmaları: Bir alandaki araştırmaların başka bir alandaki araştırmalara nasıl katkı sağladığını değerlendirin
EN cross-disciplinary impact studies of selected research topics: evaluate how research in one area contributes to research in another area
土耳其 | 英语 |
---|---|
araştırma | research |
etki | impact |
başka | another |
TR Elsevier bu hizmete 10 milyondan fazla makale ve 7.000'den fazla kitapla katkı sağlamıştır ve gönderilen her yazma eseri, daha önceden yayınlanmış olan 50 milyon akademik içerikle kontrol etmek için bu hizmetten yararlanmaktadır.
EN Elsevier contributed over 10 million articles and more than 7,000 books to this service, and is using it to check each submitted manuscript with over 50 million scholarly content items that have been previously published.
土耳其 | 英语 |
---|---|
elsevier | elsevier |
hizmete | service |
gönderilen | submitted |
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
EN This will contribute to improvement in the health and lives of all peoples, everywhere
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
katkı | contribute |
ın | of |
TR Yazarlıkta ve katkı sağlayan rollerde şeffaflık
EN Transparency in authorship and contributor roles
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
şeffaflık | transparency |
TR İşbirliği gerektiren büyük projelere genelde yüzlerce kişi katkı sağlamakta, daha küçük araştırmalarda bile 10-15 kişilik yazar listeleriyle karşılaşılabilmektedir
EN Large collaborative projects can often involve hundreds of contributors, and even for smaller research efforts an author list of 10-15 people is not unusual
土耳其 | 英语 |
---|---|
büyük | large |
projelere | projects |
genelde | often |
kişi | people |
yazar | author |
TR Yeni taksonomi yazarların bir makaleye gerçekten ne katkı yaptıklarının netleştirilmesine yardımcı olmak için tasarlanmıştır ve oynayabilecekleri farklı rollerle ilgili net tanımlamalara yer vermektedir
EN The new taxonomy is designed to help clarify what authors actually contribute to a paper, and provides clear definitions for the different roles that they can play
土耳其 | 英语 |
---|---|
yazarların | authors |
gerçekten | actually |
katkı | contribute |
net | clear |
TR En son kanıtlara dayalı olan bu cevaplar doktorların gereksiz yapılan sevkleri, testleri ve tedavileri azaltabilmesini sağlamanın yanında, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine ve hasta memnuniyetinin artmasına katkı sağlar.
EN These answers, based on the latest evidence, help physicians to reduce unnecessary referrals, tests and treatments, while contributing to improved care outcomes and higher patient satisfaction.
土耳其 | 英语 |
---|---|
cevaplar | answers |
gereksiz | unnecessary |
ve | and |
bakım | care |
hasta | patient |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
土耳其 | 英语 |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR İlçemize bağlı Esençay Köyünde Aydıoğulları Beyliğinin Kurucusu Aydın Bey?in Türbesi bulunmaktadır. Çevre düzeni ve bakımının yapılarak ziyarete açılması bölge turizmine katkı sağlayacaktır.
EN The founder of the Aydıoğulları Principality in the village of Esençay, which is connected to our district, is Aydın Bey?s tomb. Environmental layout and maintenance will be opened to visit and will contribute to regional tourism.
土耳其 | 英语 |
---|---|
bağlı | connected |
kurucusu | founder |
bulunmaktadır | is |
düzeni | layout |
katkı | contribute |
ın | of |
TR Bu kuponların verimli bir araç üzerinden müşterilere ulaştırılması fiziksel ürünlerin ve online hizmetlerin satışına büyük katkı sağlayacaktır.
EN Whether you’re selling physical products or offering services online, it’s always a plus if you have an effective medium for sharing these vouchers.
土耳其 | 英语 |
---|---|
verimli | effective |
fiziksel | physical |
ürünlerin | products |
online | online |
hizmetlerin | services |
TR Kendi Balayı Katkı Kaydınızı Oluşturun
EN Create Your Own Honeymoon Registry
土耳其 | 英语 |
---|---|
oluşturun | create |
TR İnsani yardım alanında akademik çalışmalara da katkı sağlıyor. Doktora derecesini Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden alan Karaosmanoğlu, çeşitli üniversitelerde dersler verdi.
EN Karaosmanoğlu has also contributed to academic studies in the area of humanitarian aid. She received her PhD from Bilkent University Political Science and Public Administration and has taught classes at various universities in Turkey.
土耳其 | 英语 |
---|---|
yardım | aid |
akademik | academic |
bilimi | science |
kamu | public |
yönetimi | administration |
çeşitli | various |
TR Türkiye'deki sivil toplum çalışmalarının görünürlüğüne katkı sunmak amacıyla sayfalarımızda yer verdiğimiz haber ve duyurularda rolümüz yalnızca duyurunun yaygınlaştırılmasına destek olmaktır
EN Our sole role in the news and announcement that we publish on our news pages to contribute to the visibility of the works of the civil society in Turkey is to support the dissemination of the announcements
土耳其 | 英语 |
---|---|
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
haber | news |
destek | support |
rolü | role |
verdiğimiz | we |
sayfaları | pages |
TR Akademik üretimin üniversite sınırlarından dışarı taşınmasına ve sivil alanla buluşmasına katkı sunmak, akademi ve sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkiyi güçlendirme
EN Through our Academician / Researcher Database, we work for contributing to the transfer of academic productions beyond universities and strengthen the linkage between academia and non-governmental organizations.
土耳其 | 英语 |
---|---|
akademik | academic |
üniversite | universities |
ve | and |
arasındaki | between |
ın | of |
TR Bununla birlikte STÖ’lerin başka sivil aktörlerle işbirliği geliştirmesi örgütleri hedeflerine yaklaştırabilir, etkisini arttırmaya ve kapasitelerini güçlendirmeye katkı sunabilir.
EN In addition, organizations might take steps forward in order to achieve their goals and improve their capacities by developing cooperation with other civil actors.
土耳其 | 英语 |
---|---|
başka | other |
sivil | civil |
işbirliği | cooperation |
hedeflerine | goals |
ve | and |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Böylece proje kapsamında aktarmakta olduğumuz birikim ve uzmanlıklarımız, yerel partnerler eliyle daha geniş bir alana yayılıyor; daha etkili bir sivil toplum zeminine de katkı sunuyor
EN Thus our experience and expertise that we transfer in the scope of the project expand to a broader area through local partners, contributing to a more effective civil society base
土耳其 | 英语 |
---|---|
böylece | thus |
proje | project |
kapsamında | in the scope of |
yerel | local |
etkili | effective |
sivil | civil |
toplum | society |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
土耳其 | 英语 |
---|---|
holding | holding |
ve | and |
çatı | roof |
altında | under |
toplum | society |
katkı | contribute |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
土耳其 | 英语 |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Protokol üzerinde çalış ve Mina?nın kaynak kodlarına katkı yap
EN Work on the protocol and contribute to Mina?s codebase.
土耳其 | 英语 |
---|---|
protokol | protocol |
ve | and |
mina | mina |
katkı | contribute |
TR 128/256 Bit şifreleme ile ileri seviye koruma sağlayın. Size ait olduğu doğrulanmış bir domain üzerinde web sitenizi yayınlamanız size olan güveni artıracak ve satışlarınıza pozitif katkı sunacaktır.
EN Provide advanced protection with 128/256 Bit encryption. Publishing your website on a verified domain name will increase your trust and contribute positively to your sales.
土耳其 | 英语 |
---|---|
bit | bit |
şifreleme | encryption |
koruma | protection |
sağlayın | provide |
domain | domain |
web | website |
katkı | contribute |
satışları | sales |
TR Bunun yanında balıkçılık ve çıkarılan tungsten madeni sanayi ve ekonomiye büyük katkı sağlar
EN Besides, the fishing and tungsten mine are a major contributor to the industry and economy
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
sanayi | industry |
büyük | major |
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
土耳其 | 英语 |
---|---|
pazarlama | marketing |
güçlü | powerful |
TR Korona pandemisi: Tıbbi yardım, bilimsel alışveriş, ekonomik istikrara katkı: Almanya kriz döneminde dünya genelinde partner ülkelerle dayanışma içinde.
EN Responding to the coronavirus pandemic with medical assistance, scientific exchange and economic stabilisation measures: Germany is showing solidarity with partner countries worldwide during the coronavirus pandemic.
土耳其 | 英语 |
---|---|
pandemisi | pandemic |
tıbbi | medical |
yardım | assistance |
bilimsel | scientific |
ekonomik | economic |
partner | partner |
dayanışma | solidarity |
TR Sivil Düşün, sivil toplum örgütleri ve aktivistlerin hak odaklı çalışmalarına katkı sunacak yeni destekleri için başvuruları almaya başladı
EN Sivil Düşün started to receive applications for new supports which will contribute rights-oriented works of activists and civil society organizations
土耳其 | 英语 |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
yeni | new |
başladı | started |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
土耳其 | 英语 |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
土耳其 | 英语 |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
土耳其 | 英语 |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
holding | holding |
土耳其 | 英语 |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
土耳其 | 英语 |
---|---|
türkiye | turkey |
sanayi | industrial |
holding | holding |
katma | added |
istihdam | employment |
dünyanın | world |
ihracat | export |
sunuyor | provides |
grupları | groups |
土耳其 | 英语 |
---|---|
büyük | great |
holding | holding |
ceo | ceo |
katkı | contribute |
TR Hakkımızda, blok, açılış sayfaları web tasarımına harika bir katkı sağlayacaktır
EN About Us, the block will make a great addition to landing pages web design
土耳其 | 英语 |
---|---|
blok | block |
sayfaları | pages |
web | web |
harika | great |
tasarımı | design |
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | secure |
tamamen | fully |
kolay | simple |
hızlı | quick |
katkı | contribute |
tablet | tablet |
显示了 50 个翻译的 50