TR Dünyanın açık ara farkla en popüler ve en dinamik video platformu olan Youtube, herkese yayıncı olmak ve video yayınlama özgürlüğü sunar
Türk dilindeki "dünyanın açık ara", aşağıdaki İngilizce kelimelere/ifadelere çevrilebilir:
TR Dünyanın açık ara farkla en popüler ve en dinamik video platformu olan Youtube, herkese yayıncı olmak ve video yayınlama özgürlüğü sunar
EN By far the most popular and dynamic video platform in the world, YouTube offers everyone the freedom to be a publisher and share videos
Türk | İngilizce |
---|---|
dünyanın | world |
en | most |
popüler | popular |
ve | and |
dinamik | dynamic |
platformu | platform |
youtube | youtube |
herkese | everyone |
sunar | offers |
TR CA bir ara sertifikaya dayanıyorsa - ara ürünü tedarik eden CA'nın uzun vadeli istikrarını ve açıkça iki CA arasındaki tedarikçi ilişkisinin istikrarını göz önünde bulundurmalısınız
EN If the CA is based on an intermediate certificate - you should consider the long-term stability of the CA supplying the intermediate and clearly the stability of the supplier relationship between the two CAs
Türk | İngilizce |
---|---|
ca | ca |
vadeli | term |
açıkça | clearly |
arasındaki | between |
tedarikçi | supplier |
TR CA bir ara sertifikaya dayanıyorsa - ara ürünü tedarik eden CA'nın uzun vadeli istikrarını ve açıkça iki CA arasındaki tedarikçi ilişkisinin istikrarını göz önünde bulundurmalısınız
EN If the CA is based on an intermediate certificate - you should consider the long-term stability of the CA supplying the intermediate and clearly the stability of the supplier relationship between the two CAs
Türk | İngilizce |
---|---|
ca | ca |
vadeli | term |
açıkça | clearly |
arasındaki | between |
tedarikçi | supplier |
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | open |
olan | has |
elsevier | elsevier |
tam | full |
dergi | journals |
erişimi | access |
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | open |
olan | has |
elsevier | elsevier |
tam | full |
dergi | journals |
erişimi | access |
TR "Türkçe anlatım yapan teknelerle gezdikten sonra birde ara kanallarda bulunan açık ve limitsiz içkili teknelerle kanal gezinizi taçlandırın ☺"
EN "Dozens of bikes are lying on the bottom. Interesting to imagine how they fell there."
Türk | İngilizce |
---|---|
türkçe | the |
TR “Aşk yüzünden” yurt dışına çıkanlar ise, sadece yüzde 10 ve 11’lik oranlarla açık ara geriden geliyor
EN The reason “out of love” trails behind with 10 and 11 per cent
Türk | İngilizce |
---|---|
aşk | love |
sadece | the |
yüzde | per cent |
ve | and |
TR “Bir dizi farklı çözüme baktık ve Visme, bu kadar makul bir fiyat noktasında açık ara en geniş özelliklere sahipti. Yönetici ekibimiz içeriğimizdeki ekstra dokunuşları ve etkileşimi hemen fark etti ve müşterilerimiz de öyle.”
EN “We looked at a number of different solutions and Visme had, by far, the broadest set of features at such a reasonable price point. Right away, our executive team noticed the extra touches and interactivity in our content and so did our customers.”
Türk | İngilizce |
---|---|
dizi | set |
farklı | different |
visme | visme |
makul | reasonable |
yönetici | executive |
ekstra | extra |
hemen | right away |
müşterilerimiz | our customers |
TR Son 4 yılda web sitesi için birkaç hosting sağlayıcısı denedim ve Hostinger'ın hız, fiyatlandırma ve en önemlisi destek ekibi açısından açık ara en iyisi olduğunu kabul etmeliyim
EN I have tried several web hosting providers in the last 4 years and I have to admit that Hostinger is by far the best in terms of speed, pricing, and most of all their support
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz.
EN As the world’s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe.
Türk | İngilizce |
---|---|
konteyner | container |
şirketi | company |
milyon | million |
teslim | deliver |
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz
EN As the world?s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe
Türk | İngilizce |
---|---|
konteyner | container |
şirketi | company |
milyon | million |
teslim | deliver |
TR Bu kampanya sırasında Phillip, dünyanın dört bir yanındaki binlerce enerjik destekçilerinin kendisi için dünyanın en eşsiz ve güzel yerlerinde fotoğraf çekip MyPostcard aracılığıyla gönderdikleri çok sayıda kartpostal aldı.
EN In the end, Philipp was delighted to receive thousands of postcards from unique and beautiful places all across the world.
Türk | İngilizce |
---|---|
dünyanın | world |
güzel | beautiful |
TR Dünyanın önde gelen bağımsız kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Ratings, dünyanın dört bir yanındaki insanların 150 yılı aşkın süredir daha iyi finansal kararlar almasına yardımcı olmaktadır
EN The world’s leading provider of independent credit ratings, S&P Global Ratings has helped people across the globe make better financial decisions for more than 150 years
Türk | İngilizce |
---|---|
bağımsız | independent |
kredi | credit |
s | s |
finansal | financial |
kararlar | decisions |
insanları | people |
TR Dünyanın şefleri mayonez ve sunumlarıyla ilgili pratik yapmaya devam ediyor. Dünyanın neresine giderse gitsin, farklı müşteri lezzet tercihlerine adapte olur
EN The world’s chefs have been practising on mayonnaise, and it shows. Wherever it travels in the world, it is adapted for different consumer preferences for taste
Türk | İngilizce |
---|---|
ve | and |
farklı | different |
olur | have |
TR Dünyanın neresinde olursan ol, her bir satışından %25 komisyon kazan – dünya çapında kapsam ve dünya-standartlarında ürün yerelleştirmesi, dünyanın her yerinden para kazanabileceğin anlamına gelir.
EN Earn up to 25% commission on each sale from any country – global coverage and world-class product localization mean you can earn commission from anywhere.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
Türk | İngilizce |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
Türk | İngilizce |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Hollandalı peynir üreticisi CONO Kaasmakers'ın açık bir hedefi vardı: dünyanın en çevreci mandırasını yapmak. Tetra Pak'tan teknik tedarikçi olarak yararlanmaya karar verdiler
EN Dutch cheese manufacturer CONO Kaasmakers had a clear objective - to build the greenest dairy in the world. They decided to use Tetra Pak as technical supplier
Türk | İngilizce |
---|---|
peynir | cheese |
açık | clear |
vardı | had |
dünyanın | world |
tetra | tetra |
teknik | technical |
tedarikçi | supplier |
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
Türk | İngilizce |
---|---|
kadınlar | women |
özel | special |
alanlar | areas |
toplum | community |
geçici | temporary |
okul | schools |
çadır | tent |
inşa | built |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türk | İngilizce |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Almak istediğin belirli bir alan adı varsa öncelikle onu ara
EN If you have an idea for the name you want, start by searching for that
Türk | İngilizce |
---|---|
istediğin | you want |
adı | name |
onu | you |
varsa | if |
TR Aklında belirli bir alan adı yoksa, web siteni veya projeni tarif eden anahtar kelimeler yazıp ara düğmesine bas ve önerileri gözden geçir.
EN Or, if you don’t have a specific domain name in mind, just type in keywords that describe your website or project, hit search, and check out the suggestions.
Türk | İngilizce |
---|---|
belirli | specific |
adı | name |
önerileri | suggestions |
TR Size satın alma makbuzları, iletişimler ve ara sıra ürün haberleri göndermek için
EN To send you purchase receipts, communications, and occasional product news
Türk | İngilizce |
---|---|
size | you |
ürün | product |
haberleri | news |
TR Mekan bulunamadı. Lütfen tekrar ara veya işletmeni eklemek için buraya tıkla.
EN No venues found. Please search again or click here to add your business.
Türk | İngilizce |
---|---|
tekrar | again |
veya | or |
buraya | here |
tıkla | click |
TR Özsermaye Benzeri Yatırımlar ve Ara Finansman
EN Public Procurement and Government Contracts
Türk | İngilizce |
---|---|
ve | and |
TR Birçok farklý video programý kullandým ve Renderforest açýk ara en iyisi
EN I’ve used many different video softwares, and Renderforest is by far the best
Türk | İngilizce |
---|---|
video | video |
renderforest | renderforest |
TR Ayrıca, toplu ve günlük işleme gibi verilerin geçici olarak depolanmasını gerektiren uygulamalar ve ara belleklere ve geçici dosyalara ihtiyaç duyan uygulamalar için de uygundur.
EN It will also benefit applications that need temporary storage of data, such as batch and log processing and applications that need caches and scratch files.
Türk | İngilizce |
---|---|
işleme | processing |
verilerin | data |
geçici | temporary |
uygulamalar | applications |
ihtiyaç | need |
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
Türk | İngilizce |
---|---|
kadınlar | women |
özel | special |
alanlar | areas |
toplum | community |
geçici | temporary |
okul | schools |
çadır | tent |
inşa | built |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türk | İngilizce |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Oyak Renault, çip krizi nedeniyle üretime ara verecek
EN UK new car registrations down by a quarter in October
TR GeoTrust RSA CA sertifikası, SSL anlaşması sırasında sertifika zincirini tamamlamak için gerekli olan GeoTrust ortak anahtar altyapısında (PKI) kullanılan ara bir köprüdür (SSL handshake olarak bilinir)
EN The GeoTrust RSA CA certificate is an intermediate bridge used in the GeoTrust public key infrastructure (PKI) that is required to complete the certificate chain during SSL negotiation (Known as SSL handshake)
Türk | İngilizce |
---|---|
geotrust | geotrust |
ca | ca |
ssl | ssl |
gerekli | required |
olan | is |
ortak | public |
anahtar | key |
bilinir | known |
altyapısı | infrastructure |
TR Bu sebeple CA’lar (sertifika yetkilileri) bunun yerine ara kökler yayınlar
EN For this reason, CAs (certification authorities) publish intermediate roots instead
Türk | İngilizce |
---|---|
sertifika | certification |
TR Bu ara kökler, sertifika zincirinin bir parçasıdır ancak kimsenin cihazında bulunmaz
EN These intermediate roots are part of the certificate chain, but it is not found on anyone's device
Türk | İngilizce |
---|---|
sertifika | certificate |
cihazı | device |
TR İşte bu durumdan ötürü zinciri tamamlamak için SSL sertifikanızla birlikte ara kökün bir kopyasını cihazınıza yüklemeniz gerekiyor
EN Because of this, you need to install a copy of the intermediate root on your device along with your SSL certificate to complete the chain
Türk | İngilizce |
---|---|
zinciri | chain |
ssl | ssl |
kopyasını | copy of |
gerekiyor | need |
TR Bazı tarayıcıların ve cihazların siteye bağlanmaya çalışırken bulunmaması durumunda ara sertifikaları önbelleğe aldığını unutmayın
EN Note that some browsers and devices cache intermediate certificates in case they are not found while trying to connect to the site
Türk | İngilizce |
---|---|
bazı | some |
ve | and |
sertifikaları | certificates |
tarayıcılar | browsers |
TR En iyi uygulama olarak, bir GeoTrust RSA CA'sından veya başka bir sertifika yetkilisinden gelip gelmediklerine bakılmaksızın, SSL sertifikanızda bulunan tüm ara ürünleri her zaman kurmanız önemlidir.
EN As a best practice, it is important that you always install all intermediate products included in your SSL certificate, regardless of whether they come from a GeoTrust RSA CA or another certification authority.
Türk | İngilizce |
---|---|
uygulama | practice |
geotrust | geotrust |
ca | ca |
veya | or |
başka | another |
ssl | ssl |
ürünleri | products |
önemlidir | it is important |
TR Eğer Danışmanlık endüstrisinde çalışıyorsanız Çalışan Logosu Ara harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
EN Search Employee Logo is great if you're working in Consulting industries. Use this template to create a logo for your business or team
Türk | İngilizce |
---|---|
eğer | if |
danışmanlık | consulting |
veya | or |
şablonu | template |
kullanın | use |
takımı | team |
TR Raffles Boston Back Bay Rezidansları, eşsiz bir ara sıra kullanım için tasarlanan suitler, bir ile üç yatak odalı evler ve görkemli çatı katı rezidanslarını içeren sofistike bir şehir inzivası olacak
EN Raffles Boston Back Bay Residences will be a sophisticated urban sanctuary that includes a unique collection of pied-a-terre suites, one- to three-bedroom homes and magnificent penthouses
Türk | İngilizce |
---|---|
raffles | raffles |
boston | boston |
back | back |
evler | homes |
görkemli | magnificent |
sofistike | sophisticated |
şehir | urban |
TR “Harika süper ilk kullanan benim galiba arkadaşlar otomatik tarama antivirus harika indirin ve kullanın güzel bir ara yüzü var”
EN “Use it everyday to optimize & check for viruses, clean it duplicate photos & check Wifi security as well as breaches. Good value & easy to use.”
TR 70 milyon euro değerindeki bu yatırımımızı mart ayında devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz.
EN We are planning to initiate our investment of 70 million Euros in March. Also, we are continuing to steadily grow and invest in the aluminum industry.
Türk | İngilizce |
---|---|
milyon | million |
euro | euros |
mart | march |
devam | continuing |
TR Belge ara kutusuna bir belge parça numarası da girebilirsiniz.
EN You can also enter a document part number in the search documents box.
TR Oracle ve SAP gibi ERP sistemlerinden gelen PDF belgelerini, ara cihaz yazılımı olmadan doğrudan Zebra Link-OS® yazıcılarında yazdırın.
EN Print PDF documents directly from ERP systems, such as Oracle and SAP without middleware.
Türk | İngilizce |
---|---|
gelen | from |
olmadan | without |
doğrudan | directly |
TR En büyük ve en hızlı büyüyen portföy - üstelik her biri, tanıyacağınız sezgisel ara yüze sahip
EN The largest and fastest-growing portfolio-each with an intuitive interface you’ll recognise
Türk | İngilizce |
---|---|
ve | and |
hızlı | fastest |
büyüyen | growing |
portföy | portfolio |
sezgisel | intuitive |
TR Ara Bağlantı ve Ağ Sistemleri
EN Interconnection and Network Systems
Türk | İngilizce |
---|---|
bağlantı | network |
ve | and |
sistemleri | systems |
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
Türk | İngilizce |
---|---|
kadınlar | women |
özel | special |
alanlar | areas |
toplum | community |
geçici | temporary |
okul | schools |
çadır | tent |
inşa | built |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türk | İngilizce |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
Türk | İngilizce |
---|---|
kadınlar | women |
özel | special |
alanlar | areas |
toplum | community |
geçici | temporary |
okul | schools |
çadır | tent |
inşa | built |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türk | İngilizce |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR BMW, Z4 üretimine ara vermek zorunda kaldı
EN VW Group CEO praises Tesla's Giga Texas during Austin visit
TR GeoTrust RSA CA sertifikası, SSL anlaşması sırasında sertifika zincirini tamamlamak için gerekli olan GeoTrust ortak anahtar altyapısında (PKI) kullanılan ara bir köprüdür (SSL handshake olarak bilinir)
EN The GeoTrust RSA CA certificate is an intermediate bridge used in the GeoTrust public key infrastructure (PKI) that is required to complete the certificate chain during SSL negotiation (Known as SSL handshake)
Türk | İngilizce |
---|---|
geotrust | geotrust |
ca | ca |
ssl | ssl |
gerekli | required |
olan | is |
ortak | public |
anahtar | key |
bilinir | known |
altyapısı | infrastructure |
50 çeviriden 50 tanesi gösteriliyor