TR Bir bilgisayar yapmak için ne kadar enerji gerekir? Nerdeyse o mutfağındaki büyük buzdolabını yapmak için gereken miktarda.
Türk dilindeki "yapmak", aşağıdaki İngilizce kelimelere/ifadelere çevrilebilir:
TR Bir bilgisayar yapmak için ne kadar enerji gerekir? Nerdeyse o mutfağındaki büyük buzdolabını yapmak için gereken miktarda.
EN Just how much energy does it take to make a computer? Almost as much as it takes to make that big refrigerator in your kitchen.
Türk | İngilizce |
---|---|
bilgisayar | computer |
enerji | energy |
o | that |
büyük | big |
TR Fastreel, kullanıcılara videoları kesmek, tersine çevirmek ve döndürmek, slayt gösterileri yapmak, bölünmüş ekranlar oluşturmak ve daha fazlasını yapmak için temel ve profesyonel araçlar sağlar.
EN Fastreel provides users with basic and professional tools to cut, reverse, and rotate videos, make slideshows, make split screens, and more.
Türk | İngilizce |
---|---|
kullanıcılara | users |
videoları | videos |
temel | basic |
araçlar | tools |
sağlar | provides |
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
Türk | İngilizce |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
Türk | İngilizce |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
Türk | İngilizce |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
Türk | İngilizce |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Bir bilgisayar yapmak için ne kadar enerji gerekir? Nerdeyse o mutfağındaki büyük buzdolabını yapmak için gereken miktarda.
EN Just how much energy does it take to make a computer? Almost as much as it takes to make that big refrigerator in your kitchen.
Türk | İngilizce |
---|---|
bilgisayar | computer |
enerji | energy |
o | that |
büyük | big |
TR Fastreel, kullanıcılara videoları kesmek, tersine çevirmek ve döndürmek, slayt gösterileri yapmak, bölünmüş ekranlar oluşturmak ve daha fazlasını yapmak için temel ve profesyonel araçlar sağlar.
EN Fastreel provides users with basic and professional tools to cut, reverse, and rotate videos, make slideshows, make split screens, and more.
Türk | İngilizce |
---|---|
kullanıcılara | users |
videoları | videos |
temel | basic |
araçlar | tools |
sağlar | provides |
TR Bu dallarda öncü konumunu koruyabilmek için daha fazla denemeler yapmak, daha cesur olmak ve daha erken safhada disiplinlerarası iş birliği yapmak zorundayız
EN If we want to remain pioneers in these fields, we need to experiment more, be bolder and work together earlier in an interdisciplinary way
TR 3. Adım Ticaret yapmak ve strateji yapmak istediğiniz çifti seçin (strateji hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz). Trading View grafiği ve fiyat parametreleri karar vermenize yardımcı olur.
EN Step 3 Choose the pair you want to trade and strategy (more info on the strategy here). The Trading View graph and price parameters will help you make a decision.
Türk | İngilizce |
---|---|
adım | step |
strateji | strategy |
istediğiniz | you want |
çifti | pair |
burada | here |
fiyat | price |
TR Bir anahtar kelime ne kadar rekabetçiyse, o terim için sıralama yapmak o kadar zor olacak ve sıralama yapmak için daha fazla içerik oluşturmanız gerekecektir.
EN The more competitive a keyword is, the harder it's going to be to rank for that term, and the more content you'll have to create to rank for it.
Türk | İngilizce |
---|---|
sıralama | rank |
TR Mendeley Araştırma Ağı farklı alanlarda ve bölgelerde çalışan araştırmacıların aralarında bağlantı kurarak fikir alışverişi yapmak, ortak çalışmak ve yeni fırsatlar keşfetmek için bir platform sağlar
EN The Mendeley Research Network connects researchers across different fields and territories, offering a platform for exchanging ideas, collaboration and new opportunities
Türk | İngilizce |
---|---|
mendeley | mendeley |
araştırma | research |
fırsatlar | opportunities |
platform | platform |
TR Hakemlerin bu hayati önemdeki rolü neden yerine getirdiğini, nasıl kabul gördüklerini ve hakemlik yapmak için sizin de nasıl gönüllü olabileceğinizi öğrenin.
EN Find out why reviewers perform this vital role, how they are recognised and how you can volunteer to review yourself.
Türk | İngilizce |
---|---|
hayati | vital |
rolü | role |
de | out |
gönüllü | volunteer |
öğrenin | find out |
TR SEO ve bağlantı oluşturmaya dair bilgi görseli için arama yapmak.
EN Searching for SEO and link building infographics.
Türk | İngilizce |
---|---|
seo | seo |
bağlantı | link |
arama | searching |
TR 2. Lütfen Elsevier websitesinin hangi alanıyla ilgili yorum yapmak istediğinizi seçin:
EN 2. Please select the area of the Elsevier website you wish to comment on:
Türk | İngilizce |
---|---|
elsevier | elsevier |
yorum | comment |
seçin | select |
alanı | area |
alan | website |
TR Websitenizi daha akıcı, sağlıklı ve yüksek performanslı yapmak için gereken her şey.
EN Everything you need to make your website smoother, healthier, and high-performing.
Türk | İngilizce |
---|---|
sağlıklı | healthier |
yüksek | high |
TR Ahrefs Sertifika Kursu size web sitenizin SEO iyileştirmesini yapmak amacıyla Ahrefs araçlarını, verilerini ve SEO ölçümlerini kullanmayı öğretecek.
EN The Ahrefs Certification Course will teach you how to use Ahrefs’ tools, data, and SEO metrics to improve SEO for your website.
Türk | İngilizce |
---|---|
sertifika | certification |
size | you |
web | website |
sitenizin | your website |
verilerini | data |
TR Bize katılın ve web sitenizin trafiğini arttırmaya hemen bugün başlayın. Bunu yapmak için bir pazarlama uzmanı olmanıza gerek yok.
EN Get on board and start increasing your website traffic today. You don't have to be a marketing pro to do that.
Türk | İngilizce |
---|---|
web | website |
sitenizin | your website |
bugün | today |
başlayın | start |
bunu | that |
pazarlama | marketing |
TR Elsevier, doğrulama, entegrasyon ve bağlantı kurma yoluyla zor bulunur bilgiyi kolay bulunur yapmak konusunda kararlıdır
EN Elsevier is dedicated to making uncommon knowledge common — through validation, integration and connection
Türk | İngilizce |
---|---|
elsevier | elsevier |
doğrulama | validation |
entegrasyon | integration |
bağlantı | connection |
bilgiyi | knowledge |
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
Türk | İngilizce |
---|---|
dergi | journal |
açık | open |
artık | no longer |
veya | or |
yayınlanan | published |
içeriklere | content |
zorunda | have to |
TR Dünyada herhangi bir şehirde yemek, içmek, alışveriş yapmak veya ziyaret etmek için en iyi mekanları bul.
EN Find the best places to eat, drink, shop, or visit in any city in the world.
Türk | İngilizce |
---|---|
dünyada | in the world |
bul | find |
TR Foursquare'in (veya onun üçüncü taraf sağlayıcılarının) altyapısına mantık haricinde veya orantısız ölçüde büyük bir yük getiren veya getirebilecek (Foursquare'in takdirine göre belirlenerek) bir işlem yapmak;
EN take any action that imposes or may impose (as determined by Foursquare in its sole discretion) an unreasonable or disproportionately large load on Foursquare's (or its third party providers') infrastructure;
Türk | İngilizce |
---|---|
foursquare | foursquare |
taraf | party |
büyük | large |
yük | load |
sağlayıcıları | providers |
altyapısı | infrastructure |
TR Bunu yapmak için, birden fazla Uygulama indirdiğinizde, her bir Uygulamada elde ettiğimiz verilerinizi birleştiririz
EN To do so, when you download more than one App, we combine your data that we obtain in each App
Türk | İngilizce |
---|---|
bunu | that |
elde | obtain |
verilerinizi | your data |
TR Bu Gizlilik Politikasında açıklandığı gibi, bunu yapmak için yasal bir yükümlülüğümüz olduğunda.
EN When we have a legal obligation to do so, as described in this Privacy Policy.
Türk | İngilizce |
---|---|
yasal | legal |
TR Avrupa Birliği'ndesiniz ve böyle bir soruşturma yapmak istiyorsanız lütfen VeraSafe ile iletişime geçin:
EN If you are in the European Union and would like to make such an inquiry, please contact VeraSafe:
Türk | İngilizce |
---|---|
birliği | union |
iletişime | contact |
TR Sitenizdeki gerekli onarımları yapmak için Bilgi Veri Tabanımızdaki adım adım sorun giderme kılavuzları kullanabilirsiniz
EN You can use step-by-step guides from our Blog to fix them
Türk | İngilizce |
---|---|
yapmak | can |
TR DNS isteklerine müdahale etmek ve site yanıtını davetsiz misafirlerin sahteciliği yapmak mümkündür
EN It is possible to intercept DNS requests and spoof the site response by intruders
Türk | İngilizce |
---|---|
dns | dns |
etmek | to |
site | site |
yanıtı | response |
TR Eğer Flash denetimlerini kullanmaya ihtiyac varsa, örneğin ödeme sistemleri ile çalışmak için, bunu diğer tarayıcılardan ve sadece belirli, güvenli site için yapmak gerekir
EN If you have to use Flash sites, it is better to do it in another browser and only with a specific trusted site.
Türk | İngilizce |
---|---|
diğer | another |
belirli | specific |
güvenli | trusted |
TR Eğer Java denetimlerini kullanmaya ihtiyac varsa, örneğin ödeme sistemleri ile çalışmak için, bunu diğer tarayıcılardan ve sadece belirli, güvenli site için yapmak gerekir.
EN If you have to use Flash sites, it is better to do it in another browser and only with a specific trusted site.
Türk | İngilizce |
---|---|
diğer | another |
belirli | specific |
güvenli | trusted |
TR Eğer ActiveX denetimlerini kullanmaya ihtiyac varsa, örneğin ödeme sistemleri ile çalışmak için, bunu diğer tarayıcılardan ve sadece belirli, güvenli site için yapmak gerekir.
EN If you have to use ActiveX extensions, for example for payment systems, it is better to use another browser for this purpose, and access only one specific source you know and trust.
Türk | İngilizce |
---|---|
sistemleri | systems |
diğer | another |
TR Whoix LTD'nin bir parçası olduğumuz için, bu hizmetin hükümlerini yürütmek, doğrudan pazarlama yapmak veya ürün geliştirmemize yardımcı olmak için bilgiler Whoix LTD'nin üyeleriyle paylaşılabilir
EN As we are part of the Whoix LTD, information may be shared with members of the Whoix LTD in order to execute on the provisions of this service, for direct marketing, or to help our product development
Türk | İngilizce |
---|---|
parçası | part |
doğrudan | direct |
pazarlama | marketing |
veya | or |
bilgiler | information |
TR Kredi kartı işleminizi işlemek veya web sitesi analizi yapmak için kullandığımız bir ödeme kartı sağlayıcısı gibi, ihtiyaç duyduğunuz ürünü veya hizmeti sunmak için bazı verileri belirli taraflarla paylaşmak gerekebilir
EN It may be necessary to share some data with select parties to deliver the product or service you require — such as with a payment card provider who we use to process your credit card transaction, or to do perform website analytics
Türk | İngilizce |
---|---|
kredi | credit |
veya | or |
analizi | analytics |
sağlayıcısı | provider |
ihtiyaç | require |
ürünü | product |
hizmeti | service |
sunmak | deliver |
TR Herhangi bir youtube videosunun engelini kaldırmak, bölge bazlı coğrafi kısıtlamayı atlamak ve bant genişliği sınırı olmaksızın HD kalitesinde yayın yapmak için web proxy'imizi kullanın
EN Use our web proxy to unblock any youtube video , bypass region based geo-restriction and stream in HD quality with no bandwidth limits
Türk | İngilizce |
---|---|
youtube | youtube |
bölge | region |
coğrafi | geo |
hd | hd |
web | web |
proxy | proxy |
kullanın | use |
TR Hedefimiz, kullanıcılarımıza olası tüm tehditlere karşı maksimum koruma sağlamaktır ve Mailfence güvenlik ekibi bunu yapmak için çok çalışmaktadır
EN Our goal is to provide maximum protection to our users against all possible threats and the Mailfence security team works hard to do just that
Türk | İngilizce |
---|---|
hedefimiz | our goal |
olası | possible |
tehditlere | threats |
maksimum | maximum |
mailfence | mailfence |
ekibi | team |
kullanıcıları | users |
TR İçerik Gezgininde Verimli Aramalar Yapmak
EN Running Effective Searches Through Content Explorer
Türk | İngilizce |
---|---|
verimli | effective |
aramalar | searches |
TR ki grubun kurucuları da "beatles tarzı bir müzik" yapmak için bu işe başladıklarını açıklamışlardır zaman zaman
EN They are considered one of the most important and influential bands of the 1960s
TR Bazı içerikleri yeni biçime uydurmak için ayarlaman gerekir, ama bunu yapmak kolaydır ve sitende bulunan hiçbir içeriği de kaybetmezsin.
EN You may need to adjust some content to fit the new format, but it’s easy to do and you’ll retain any content you already have on your site.
Türk | İngilizce |
---|---|
içeriği | content |
TR ITAA'de Destek Çağrısı Yapmak
EN A Guide to Outreach Calls in ITAA
Türk | İngilizce |
---|---|
itaa | itaa |
TR Daha fazla trafik almak ve satış yapmak için web sitenizin sağlığını mükemmelleştirin
EN Get more traffic and sales making website health perfect
Türk | İngilizce |
---|---|
trafik | traffic |
satış | sales |
web | website |
TR Sitenizle ilgili verileri analiz etmek, çevrimiçi tanıtım yapmak, trafiği ve satışları artırmak için önemli bir süreçtir
EN Analyzing data about your site is an important process for promoting online, increasing traffic and sales
Türk | İngilizce |
---|---|
verileri | data |
analiz | analyzing |
çevrimiçi | online |
trafiği | traffic |
satışları | sales |
önemli | important |
TR Fotoğraf çekim seansıyla ilgili bilgileri toplama, belgeleri müşterilerinize imzalatma ve ödeme alma işlerini kâğıt ve kalemle yapmak zorunda değilsiniz
EN Collecting session information, client signatures, and payments doesn’t need to be limited to pen and paper
Türk | İngilizce |
---|---|
bilgileri | information |
ödeme | payments |
TR Birçok kişi aynı şeyi yapmak ister ancak çoğu kullanıcı e-posta adresini paylaşmak istemez
EN Many people want to do the same thing, but most folks guard their email address tightly
Türk | İngilizce |
---|---|
kişi | people |
adresini | address |
TR Bir dakikalık blok süresi ve düşük işlem ücretleri sayesinde Dogecoin, sosyal medyada bahşiş vermek ve mikro işlemler yapmak için de elverişli bir coin olmuştur
EN Thanks to its one-minute block time and low transaction fees, Dogecoin emerged as a beloved digital currency for social media tipping and microtransactions
Türk | İngilizce |
---|---|
blok | block |
süresi | time |
düşük | low |
işlem | transaction |
dogecoin | dogecoin |
TR Bireyler gibi finansal kurumlar da para transferi yapmak ve parayı dünya genelinde hareket ettirmek için Stellar kullanabilirler.
EN Financial institutions as well as individuals can use Stellar to settle transactions and move money all over the world.
Türk | İngilizce |
---|---|
bireyler | individuals |
finansal | financial |
kurumlar | institutions |
hareket | move |
stellar | stellar |
TR Kendi markanızı tasarlayın. Seveceğiniz bir logo yapmak için Turbologo'nun yazılımını kullanın.
EN Design your own brand. Use Turbologo's software to make a logo you'll love.
Türk | İngilizce |
---|---|
turbologo | turbologo |
kullanın | use |
TR Düzenleyicimizin size sunduğu, logonuzun rengini, yazı tipini veya simgesini değiştirebileceğiniz seçenekleri keşfedin. Ayrıca tasarımınızı diğer markalama öğelerini yapmak için kullanabilirsiniz. Marka kimliğiniz neredeyse hazır!
EN Explore the possibilities that our editor offers to change your logo’s color, font or icon. Plus, you can use your design to create other branding items. Your branding is almost ready!
Türk | İngilizce |
---|---|
size | you |
logonuzun | your logo |
veya | or |
keşfedin | explore |
tasarımınızı | your design |
diğer | other |
neredeyse | almost |
hazır | ready |
TR Kullanıcılar, 3D baskı aksesuarı dosyalarını 3D Makers Microsite yazılımına indirebilir, onları özel bir mod yapmak üzere basabilir
EN Users can download 3D printing accessory files on 3D Makers Microsite, printing them out to do a special mod
Türk | İngilizce |
---|---|
kullanıcılar | users |
baskı | printing |
onları | them |
özel | special |
TR Bitcoin mi almak istiyorsunuz? Ethereum'unuzu (ETH) Stellar Lumens (XLM) ile takas mı etmek istiyorsunuz? Zincir üzerinde işlem mi yapmak istiyorsunuz? Bizimle yapabilirsiniz.
EN Want to buy bitcoin? Swap your Ethereum (ETH) for Stellar Lumens (XLM)? Settle on-chain? We got you covered.
Türk | İngilizce |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
eth | eth |
stellar | stellar |
takas | swap |
zincir | chain |
TR "Bir çok sanat eserini görebileceğiniz bir açık hava müzesi demek yanlış olmaz. Yazın sıcaktan bunalan, kışın buz pateni yapmak isteyen, baharda ise canı canlı müzik çeken tüm Chicago’lular burada"
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | free |
hava | time |
olmaz | no |
TR "Çok güzel ışık, lazer ve müzik gösterileri sunan, akşamları ışıltılı gökdelenleri izleyebileceğiniz kıyı şeridi. Yürüyüş yapmak, keyifle Singapur manzarasını izlemek için buraya mutlaka uğrayın."
EN "Wooden lounge chairs available to lie back and see the surrounding CBD and occasional water activity. Rent a bicycle or stroll along the waterfront."
50 çeviriden 50 tanesi gösteriliyor