EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
İngilizce | Türk |
---|---|
border | sınır |
west | batı |
and | ve |
towards | da |
to | doğru |
the | çok |
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
İngilizce | Türk |
---|---|
conference | konferans |
action | harekete |
municipal | yerel |
protection | koruma |
the | ise |
in | üzerine |
climate | iklim |
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
İngilizce | Türk |
---|---|
border | sınır |
west | batı |
and | ve |
towards | da |
to | doğru |
the | çok |
EN The proportion of people in towns with fewer than 5,000 inhabitants is 20 percent, but 46 percent in cities with more than 500,000 inhabitants.
TR Nüfusu 5.000’den az olan yerlerde bu oran yüzde 20 iken, 500.000’den fazla nüfusa sahip kentlerde yüzde 46’ya varabiliyor.
İngilizce | Türk |
---|---|
fewer | az |
percent | yüzde |
is | olan |
than | bu |
more | fazla |
EN Developed by the German Association of Towns and Municipalities (DStGB), the calendar offers municipalities suggestions for simple, but forward-looking activities aimed at the UN Sustainable Development Goals
TR Alman Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği tarafından geliştirilen takvim yerel yönetimlere, BM’in sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik basit ama gelecek için anlamlı eylemler konusunda yeni fikirler sunuyor
İngilizce | Türk |
---|---|
developed | geliştirilen |
calendar | takvim |
offers | sunuyor |
goals | hedeflerine |
simple | basit |
but | ama |
by | tarafından |
and | ve |
sustainable | sürdürülebilirlik |
EN Young people who have returned to their home towns for the holidays often set off again late at night to meet up with old friends.
TR Tatil süresince memleketlerine geri dönmüş olan gençler genelde eski arkadaşlarıyla buluşmak için akşamın geç saatlerinde dışarıya çıkarlar.
İngilizce | Türk |
---|---|
young | genç |
holidays | tatil |
often | genelde |
old | eski |
friends | arkadaşlar |
late | geç |
to | geri |
have | olan |
for | için |
their | in |
EN In 2020, 77.5 per cent of the population in Germany lived in cities and small towns.
TR 2020 yılı sayılarına göre Alman nüfusunun yüzde 77,5’i şehir ve kasabalarda yaşıyor.
İngilizce | Türk |
---|---|
per | göre |
per cent | yüzde |
cities | şehir |
and | ve |
the | alman |
EN The winners of Climate-Active Municipality 2021 demonstrate how cities, towns and districts can make progress in the field of climate protection
TR “2021 İklim Korumada Aktif Belediyeler” yarışması kent, kasaba ve beldelerin iklim koruma alanında neler yapılabileceğini kanıtlıyor
İngilizce | Türk |
---|---|
cities | kent |
and | ve |
climate | iklim |
protection | koruma |
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
İngilizce | Türk |
---|---|
conference | konferans |
action | harekete |
municipal | yerel |
protection | koruma |
the | ise |
in | üzerine |
climate | iklim |
EN That is why the Federal Environment Ministry’s National Climate Protection Initiative, for example, also provides targeted support for projects in cities, towns and rural districts
TR Bu çerçevede örneğin Federal Çevre Bakanlığı’nın Ulusal İklim Koruma İnisiyatifi, şehir, kasaba ve kazalardaki projelerin desteklenmesine büyük önem veriyor
İngilizce | Türk |
---|---|
federal | federal |
national | ulusal |
cities | şehir |
protection | koruma |
and | ve |
EN Communities, towns and entire metropolitan regions can take part if they become active on climate policy in their area and thereby support national climate goals
TR Alanlarında iklim politikaları açısından aktif olan ve böylece ulusal düzeydeki iklim hedeflerine varılmasını destekleyen belde, şehir ve hatta metropol bölgeleri sözleşmeye taraf olabiliyor
İngilizce | Türk |
---|---|
active | aktif |
climate | iklim |
support | destekleyen |
national | ulusal |
goals | hedeflerine |
become | olan |
and | ve |
EN So how do expats already living in the country rate their new home towns? That’s something the InterNations expat network aimed to find out by conducting a survey among the 3.5 million members it claims to have
TR Peki daha önce buraya gelip yaşamaya başlamış olan expat’lar yeni ülkelerini nasıl değerlendiriyorlar? Expat’lar ağı InterNations bu sorunun cevabını aradı ve kendi açıklamasına göre 3,5 milyon üyesi arasında bir anket yaptı
İngilizce | Türk |
---|---|
survey | anket |
million | milyon |
network | ağı |
new | yeni |
by | göre |
their | ve |
the | önce |
among | bir |
how | nasıl |
EN In terms of content, too, it is worth having a look at smaller university towns
TR İçerik açısından da daha küçük üniversite kentlerine bir göz atmaya değer
İngilizce | Türk |
---|---|
worth | değer |
in terms of | açısından |
university | üniversite |
at | de |
in | da |
smaller | daha küçük |
a | bir |
look | göz |
EN The cheapest student accommodation can be found in four towns in the east of Germany, with Leipzig and Dresden sharing first place.
TR En ucuz olanları ise, Almanya’nın doğusundaki kentler; ilk sırayı Leipzig ve Dresden paylaşıyor.
İngilizce | Türk |
---|---|
cheapest | en ucuz |
four | en |
of | ın |
leipzig | leipzig |
and | ve |
the | ise |
first | ilk |
EN Discover the Middle Ages in castles and historic towns and at festivals. Five hot spots.
TR Orta Çağ’ı şatolarda, eski kentlerde ve kutlamalarda keşfedin. Görülmesi gereken beş yer.
İngilizce | Türk |
---|---|
discover | keşfedin |
middle | orta |
and | ve |
five | beş |
in | yer |
EN Brick trading houses and storehouses characterize the Hanseatic towns, which were founded in the Middle Ages. You can imagine the hustle and bustle at the harbours back then whenever ships brought in goods from faraway lands.
TR Orta Çağ’daki Hansa şehirlerine, ticaret binaları ve tuğladan yapma depo binaları damgasını vuruyor. Limanlarda, gemiler uzak ülkelerden mal getirdiklerinde o zamanki tatlı telaşı zihninizde bir canlandırın.
İngilizce | Türk |
---|---|
trading | ticaret |
middle | orta |
and | ve |
the | bir |
EN But apart from Germany’s federal capital and the ten Magic Cities – Dresden, Düsseldorf, Frankfurt-am-Main, Hamburg, Hanover, Cologne, Leipzig, Munich, Nuremberg and Stuttgart – many other towns and cities in Germany are well worth a visit
TR Ama Almanya’nın beşkenti ve on büyük kent (Magic Cities diye anılan Düsseldorf, Dresden, Frankfurt/ Main, Hamburg Hannover, Köln, Leipzig, München, Nürnberg ve Stuttgart) dışında Almanya’daki çok sayıda kent ziyarete değer
İngilizce | Türk |
---|---|
ten | on |
cities | kent |
magic | magic |
frankfurt | frankfurt |
main | main |
hamburg | hamburg |
cologne | köln |
leipzig | leipzig |
stuttgart | stuttgart |
worth | değer |
but | ama |
and | ve |
a | sayıda |
the | çok |
EN The towns of Daun and Manderscheid lie close to one of the oldest known maars, the 44-million-year-old Eckfelder Maar, and form the centre of this landscape
TR Yaklaşık 44 milyon yıl önce oluşmuş, bilinen en eski maarlardan bir olan Eckefelder Maar'ın bulunduğu Daun ve Manderscheid bölgeleri, bu doğa manzarasının merkezini oluşturuyorlar
İngilizce | Türk |
---|---|
known | bilinen |
million | milyon |
old | eski |
year | yıl |
this | bu |
and | ve |
oldest | en |
the | önce |
EN Almost 80% of Germany’s population lives in towns
TR Almanya’daki insanların neredeyse yüzde 80’i kentlerde yaşıyor
İngilizce | Türk |
---|---|
almost | neredeyse |
of | ın |
lives | yaşıyor |
EN At the same time, the very opposite phenomenon presented itself in towns and cities: wild animals like foxes and deer ventured out of the countryside into the urban fringes.
TR Ama bu sıralar kentlerde ters yönde bir gelişme kendini gösterdi: Tilki ve geyik gibi vahşi hayvanlar, kentin kıyı bölgelerine geri dönecek cesareti buldular.
İngilizce | Türk |
---|---|
animals | hayvanlar |
same | bir |
out | bu |
and | ve |
the | gibi |
EN For example, we have general theatre subsidies in almost all German towns.
TR Örneğin bizde, Almanya’nın bütün kentlerinde tüm ülkeyi kapsayan bir tiyatro teşviki var.
İngilizce | Türk |
---|---|
theatre | tiyatro |
all | tüm |
in | bir |
have | var |
EN Municipal Climate Partnerships is a project that brings together towns and cities from Germany and Africa, Latin America and Asia
TR “Belediyeler arası iklim partnerlikleri” projesi Almanya’daki yerel yönetimlerle Afrika, Latin Amerika ve Asya’dakileri bir araya getiriyor
İngilizce | Türk |
---|---|
municipal | yerel |
climate | iklim |
project | projesi |
brings | getiriyor |
together | araya |
africa | afrika |
america | amerika |
a | bir |
and | ve |
EN “We drove a mobile medical unit around the villages and small towns there”, she explains.
TR “Orada bir seyyar revirle köylere ve kasabalara gidiyorduk” diye anlatıyor.
EN This is incredibly valuable for local business owners or businesses that want to target individual cities or towns.
TR Bu, yerel işletme sahipleri ya da tek tek şehirleri veya kasabaları hedeflemek isteyen işletmeler için inanılmaz derecede değerlidir.
İngilizce | Türk |
---|---|
incredibly | inanılmaz |
local | yerel |
owners | sahipleri |
want | isteyen |
this | bu |
or | veya |
business | iş |
businesses | işletmeler |
EN You can use Ranktracker's keyword tool to analyze data about specific search terms based on exact cities, towns, or even entire countries!
TR Ranktracker'ın anahtar kelime aracını kullanarak belirli arama terimlerine ilişkin verileri tam olarak şehirlere, kasabalara ve hatta tüm ülkelere göre analiz edebilirsiniz!
İngilizce | Türk |
---|---|
exact | tam |
countries | ülkelere |
you | ve |
search | arama |
tool | aracı |
you can | edebilirsiniz |
data | verileri |
analyze | analiz |
to | hatta |
specific | belirli |
25 çeviriden 25 tanesi gösteriliyor