"brought in goods"'i Türk diline çevirin

"brought in goods" ifadesinin İngilizce ile Türk arasındaki 50 çevirisinden 50 tanesi gösteriliyor

brought in goodsin çevirisi

İngilizce dilindeki "brought in goods", aşağıdaki Türk kelimelere/ifadelere çevrilebilir:

goods 2 bir bu bölüm gibi için mal nin olarak ve veya

brought in goods kelimesinin İngilizce ile Türk çevirisi

İngilizce
Türk

EN Brick trading houses and storehouses characterize the Hanseatic towns, which were founded in the Middle Ages. You can imagine the hustle and bustle at the harbours back then whenever ships brought in goods from faraway lands.

TR Orta Çağ’daki Hansa şehirlerine, ticaret binaları ve tuğladan yapma depo binaları damgasını vuruyor. Limanlarda, gemiler uzak ülkelerden mal getirdiklerinde o zamanki tatlı telaşı zihninizde bir canlandırın.

İngilizce Türk
trading ticaret
middle orta
and ve
the bir

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN The sound should be perceived as the origin of the goods that the sound mark is used on, rather than a technical and functional element for the goods.

TR Sesin, tescile konu edilen mallar bakımından teknik ve işlevsel bir unsur olarak değil ticari kaynak gösteren bir işaret olarak algılanması gerekmektedir.

İngilizce Türk
origin kaynak
technical teknik
functional işlevsel
and ve
the değil
a bir

EN The sound should be perceived as the origin of the goods that the sound mark is used on, rather than a technical and functional element for the goods.

TR Sesin, tescile konu edilen mallar bakımından teknik ve işlevsel bir unsur olarak değil ticari kaynak gösteren bir işaret olarak algılanması gerekmektedir.

İngilizce Türk
origin kaynak
technical teknik
functional işlevsel
and ve
the değil
a bir

EN Why is a supply chain law still important then? Yes, that’s true, but Germany also imports cheap consumer goods and sources many low-cost preliminary goods and services along the supply chain

TR Buna rağmen bu tür bir tedarik zinciri yasası neden gerekli? Evet, çok doğru, ancak Almanya ucuz tüketim malları da ithal ediyor ve tedarik zinciri boyunca ekonomik açıdan elverişli sayısız girdi üzerinden de kar sağlıyor

İngilizce Türk
supply tedarik
chain zinciri
germany almanya
cheap ucuz
law yasası
yes evet
and ve
why neden
a bir

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.

TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.

İngilizce Türk
and ve
or veya

EN The marble was brought from the cities’ one kilometers north of the marble quarries.

TR Daha sonra yapılacak büyük müzenin yerine, eskisine ek bir müze yapılması; burada da Sebastion yontularının sergilenmesine Kültür Bakanlığı, Anıtlar Kurulu tarafından karar verilmiştir.

İngilizce Türk
the burada

EN Check out the keyword ads history to find the ads that brought the most ROI

TR En fazla yatırım getirisi sağlayan reklamları bulmak için anahtar kelime reklam geçmişine göz atın

İngilizce Türk
check göz
most en
ads reklamları
to için
the fazla

EN Check out the keyword ads history to find the ads that brought the most ROI this year

TR Bu yıl en fazla yatırım getirisi sağlayan reklamları bulmak için anahtar kelime reklam geçmişine göz atın

İngilizce Türk
year yıl
check göz
this bu
most en
ads reklamları
to için
the fazla

EN We brought Syrian NGOs Together

TR Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirdik

İngilizce Türk
syrian suriyeli
together araya

EN Find out the reasons and the sources of these peaks (may be some of your content became viral or your sponsored post brought results) and measure how your website rankings were changed after them.

TR Bu zirvelerin nedenlerini ve kaynaklarını öğrenin (içeriğinizin bir kısmı viral hale geldi veya sponsorunuz tarafından gönderilen sonuçlar geldi) ve web sitenizin sıralamasının bunlardan nasıl değiştiğini ölçün.

İngilizce Türk
sources kaynakları
website web
changed değişti
find out öğrenin
your content içeriğinizin
your website sitenizin
how nasıl
these bu
or veya
and ve

EN . If you are new, you can introduce yourself and, if you feel comfortable, share what brought you to ITAA. There will be time after the meeting to ask questions.

TR . Eğer yeniyseniz kendinizi tanıtabilir ve rahat hissediyorsanız sizi ITAA'ya getirenleri paylaşabilirsiniz. Toplantıdan sonra soru sormak için zaman olacak.

İngilizce Türk
comfortable rahat
meeting toplantı
if eğer
time zaman
and ve
ask sormak
questions soru
share paylaş
the sonra
will olacak

EN While I can?t overdose on the internet, my usage has exacerbated depression and brought me to the brink of suicide, and more pervasively it trapped me in a kind of ?living death?

TR İnternette aşırı doz alamasam da, kullanımım depresyonu alevlendirdi ve beni intiharın eşiğine getirdi ve daha yaygın olarak beni bir tür “yaşayan ölüm”e hapsetti

İngilizce Türk
my
me beni
of ın
kind tür
living yaşayan
to e
more daha
in da
a bir
and ve
usage kullanım

EN We brought Syrian NGOs Together

TR Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirdik

İngilizce Türk
syrian suriyeli
together araya

EN After the final checks after the treatment, the patient will be brought to the airport by our transfer personnel.

TR Tedavi sonrası tüm kontrollerden sonra havaalanı transferi gerçekleştirilir.

İngilizce Türk
treatment tedavi
transfer transferi
airport havaalanı
the sonra

EN We Brought Together the Civil Field and the Academy

TR Sivil Alanı Akademi İle Buluşturduk

İngilizce Türk
civil sivil
academy akademi
field alan

EN Kibar Group brought the social responsibility activities of its employees together under one roof with the Kibar Volunteers project. Kibar Volunteers have touched the lives of about 4,000 children in one year with their projects.

TR Kibar Grubu, çalışanlarının sosyal sorumluluk faaliyetlerini Kibar Gönüllüleri çatısı altında buluşturdu. Kibar Gönüllüleri yaptıkları projelerle bir yılda yaklaşık 4 bin çocuğun hayatına dokundu.

İngilizce Türk
kibar kibar
group grubu
social sosyal
responsibility sorumluluk
activities faaliyetlerini
under altında

EN There are ABOs whose financial rewards are higher than those of their sponsors (the ABOs who brought them into the business) and is based on the time and effort they put into building their business.

TR Amway İşi’ni kurmak için harcadığınız zaman ve çaba sizin, sponsorlarınızdan (sizi işe dahil eden kişilerden) daha fazla maddi gelir kazanmanızı sağlayabilir.

İngilizce Türk
business
effort çaba
time zaman
and ve
put için
of in

EN Analysis of Nontraumatic Incidental Findings in Patients Brought to the Emergency Department with Trauma and Monitored with Cranial Computer Tomography

TR Acil Servise Travma Nedeniyle Getirilen ve Kraniyal Bilgisayarlı Tomografi Çekilen Hastalarda İzlenen Travmatik Olmayan İnsidental Bulguların Analizi

İngilizce Türk
analysis analizi
and ve
the olmayan

EN The marble was brought from the cities’ one kilometers north of the marble quarries.

TR Daha sonra yapılacak büyük müzenin yerine, eskisine ek bir müze yapılması; burada da Sebastion yontularının sergilenmesine Kültür Bakanlığı, Anıtlar Kurulu tarafından karar verilmiştir.

İngilizce Türk
the burada

EN We brought Syrian NGOs Together

TR Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirdik

İngilizce Türk
syrian suriyeli
together araya

EN We brought Syrian NGOs Together

TR Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirdik

İngilizce Türk
syrian suriyeli
together araya

EN The Reference Architecture demonstrates how multiple AWS services are brought together to support a multi-tier web application with associated security and management services that meet ISM PROTECTED requirements

TR Referans Mimarisi, ISM KORUMALI gereksinimlerini karşılayan ilgili güvenlik ve yönetim hizmetlerine sahip çok katmanlı web uygulamasını desteklemek için çoklu AWS hizmetlerinin nasıl bir araya getirildiğini gösteriyor

İngilizce Türk
reference referans
architecture mimarisi
aws aws
security güvenlik
management yönetim
requirements gereksinimlerini
associated ilgili
web web
and ve
services hizmetlerine
to support desteklemek
application uygulamasını
multi çoklu
how nasıl

EN Find out the reasons and the sources of these peaks (may be some of your content became viral or your sponsored post brought results) and measure how your website rankings were changed after them.

TR Bu zirvelerin nedenlerini ve kaynaklarını öğrenin (içeriğinizin bir kısmı viral hale geldi veya sponsorunuz tarafından gönderilen sonuçlar geldi) ve web sitenizin sıralamasının bunlardan nasıl değiştiğini ölçün.

İngilizce Türk
sources kaynakları
website web
changed değişti
find out öğrenin
your content içeriğinizin
your website sitenizin
how nasıl
these bu
or veya
and ve

EN Another regulation, which relieves the associations, has been brought about multiple aids that will be made within the scope of a certain project

TR Yurt dışına yapılan yardımlar ile ilgili dernekleri rahatlatıcı bir diğer düzenleme de belli bir proje kapsamında birden çok yapılan yardımlar ile ilgili getirilmiştir

İngilizce Türk
regulation düzenleme
project proje
about ilgili
scope kapsamında
another bir diğer
multiple bir
the birden

EN According to the Federal Foreign Office, around 200 Afghans are brought to Germany via Pakistan every week.

TR Almanya Şansölyesi Ukrayna’ya Rus saldırılarına mücadele edebilmesi için son derece modern Alman hava savunma sistemi sözü verdi.

İngilizce Türk
germany almanya
the alman
to için

EN Germany has been reunited since October 3, 1990. The peaceful revolution of the people in the GDR had brought down the Wall that had divided Germany into east and west.

TR 3 Ekim 1990’dan beri Almanya yeniden birleşmiş bir ülke. Eski Doğu Alman devletinde yaşayan insanların başlattığı barışçı devrim, doğudaki ve batıdaki Almanları ayıran Duvar’ın yıkılmasıyla sonuçlandı.

İngilizce Türk
october ekim
wall duvar
west batı
germany almanya
been ya
east doğu
people insanlar
and ve
the alman

EN 1990 brought reunification for Germany – but historic events also took place elsewhere in Europe and the world. We present some facts from the year of German reunification that not everyone will know.

TR 1990 sırf Almanya’da değil, tüm dünyada tarihi önemde bir yıldı, iki Almanya’nın birleştiği yıla ait çok bilinmeyen bazı olaylar.

İngilizce Türk
world dünyada
historic tarihi
events olaylar
some bazı
for tüm
not değil

EN Then Generation Y brought the work-life balance to the fore, and the millennials are now giving a new answer to the question about the meaning of work: work should also make a contribution to society.

TR Y kuşağı, Work-Life-Balance (İş ve Özel Hayatın Uyumu) kavramını ön plana çıkardı, milenyum kuşağı mensupları, işin ne anlam taşıdığı sorusuna yeni bir cevap veriyorlar: İş, topluma da katkı sağlamalı. 

İngilizce Türk
answer cevap
society topluma
life hayatın
work
should ne
and ve
meaning bir
of in
new yeni bir

EN Small scenes are taking place everywhere you look – and can also be brought to life by visitors at the push of a button.

TR Her yerde bir şeyler oluyor  ve izleyiciler bir düğmeye basmak suretiyle bunları canlandırılabiliyorlar.   

İngilizce Türk
place yerde
and ve
by suretiyle
the bunları
a bir
to her

EN In the early 1980s in a barn, apprentice carpenters Gerhard Priel and Bengt Schumacher rebuilt a Brazilian slit drum that a friend had brought back from Latin America

TR 1980’li yılların başlarında Gerhard Priel ve Bengt Schumacher henüz marangoz çıraklarıyken, bir arkadaşlarının Latin Amerika‘dan getirdiği Brezilya kesik davulunun bir benzerini bir ahırda üretirler

İngilizce Türk
latin latin
and ve
a bir

EN Their breakthrough came in 1990, when they brought a new type of cajón onto the market

TR Ve bu ikili, 1990 yılında yeni tip bir cajón davulunu piyasaya sürdüğünde, çığır açmayı başarır

İngilizce Türk
new yeni
type tip
a bir
their ve

EN My children, who were born in Germany and brought up bilingually, cheekily claim that they don't have a normal mother tongue, just a secret language that hardly else anyone understands

TR Benim Almanya’da doğan ve iki dilli yetişen çocuklarım, normal bir anadilleri olmadığını söylüyorlar tüm şımarıklıklarıyla, sadece gizli bir anadilleri olduğunu, onu da pek kimsenin anlamayacağını söylüyorlar

İngilizce Türk
my benim
normal normal
secret gizli
in da
and ve
a bir
just sadece

EN “I did it to make sure my vote counted, and it was thrilling to know that it was important.” He was five years old when his parents brought him and his brother to Germany from St Petersburg in 1993

TR “Sesimi duyurabilmek için oyumu kullandım

EN That brought him great international recognition.

TR Bu ona uluslararası düzeyde büyük saygınlık kazandırdı.

İngilizce Türk
him bu
great büyük
that ona
international uluslararası

EN This brought him the very first Nobel Prize in Medicine in 1901

TR Bu başarısı ona 1901’de ilk Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırdı

İngilizce Türk
medicine tıp
this bu
first ilk
nobel nobel
the ona

EN The experts brought 20,000 corona tests and advised laboratories on using the new procedures

TR Uzmanlar yanlarında 20.000 korona test kiti götürdü ve laboratuvarlara yeni uygulamalar hakkında danışmanlık yaptı

İngilizce Türk
experts uzmanlar
corona korona
and ve
on hakkında
new yeni

EN Music is brought together with neuroscience, and history with art.

TR Müzikle nöroloji, tarihle sanat arasında bir bağ kuruluyor.

İngilizce Türk
art sanat
and bir

EN It suggests that a review be carried out in 2032 to determine whether the phase-out date could be brought forward to 2035

TR 2032’de bu tarihin 2035’de çekilip çekilemeyeceği değerlendirilecek

İngilizce Türk
out bu
carried de

EN The concept of ultra-popular Blackjack that we brought into the world of streaming

TR Canlı oyunlar dünyasına getirdiğimiz mega popüler Blackjack oyunu konsepti.

İngilizce Türk
concept konsepti
world dünyasına
popular popüler

50 çeviriden 50 tanesi gösteriliyor