TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
{gözleg Türk -da aşakdaky Iňlis sözlere / sözlemlere terjime edilip bilner:
başladık | we started |
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
uzak | away |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
Türk | Iňlis |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Türk | Iňlis |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Programı kapsamında kurulan Sivil Toplum Afet Platformu’nun yürütücülüğünü yapmaya başladık.
EN We began acting as the executive partner of Civil Society Disaster Platform, which was established as part of STL’s Strengthening Civil Society Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
sivil | civil |
programı | program |
kurulan | established |
afet | disaster |
platformu | platform |
TR Mültecilerin kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olan, meslek ve dil kurslarından yararlanma imkanı sunan Geçim Kaynağı Destekleme Projelerimize Urfa ve Hatay’da başladık.
EN We began 2 livelihood projects in Urfa and Hatay that will help refugees lead independent lives in the long run. With these, the refugees had access to certified vocational and language courses.
Türk | Iňlis |
---|---|
dil | language |
TR Suriye’de savaş patlak verince, duyduğumuz yoğun korku ve kaygı eşliğinde güvenli bir yer aramaya başladık
EN When war broke in Syria we started to look for a safe place because of the intense fear and anxiety we were in
Türk | Iňlis |
---|---|
suriye | syria |
savaş | war |
yoğun | intense |
korku | fear |
güvenli | safe |
başladık | we started |
TR Adım 2: Kendimizden daha büyük bir gücün bizi akıl sağlığına kavuşturabileceğine inanmaya başladık.
EN Step 2: We came to believe that power greater than ourselves could restore us to sanity.
Türk | Iňlis |
---|---|
adım | step |
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
uzak | away |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
Türk | Iňlis |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Türk | Iňlis |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Programı kapsamında kurulan Sivil Toplum Afet Platformu’nun yürütücülüğünü yapmaya başladık.
EN We began acting as the executive partner of Civil Society Disaster Platform, which was established as part of STL’s Strengthening Civil Society Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
sivil | civil |
programı | program |
kurulan | established |
afet | disaster |
platformu | platform |
TR Mültecilerin kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olan, meslek ve dil kurslarından yararlanma imkanı sunan Geçim Kaynağı Destekleme Projelerimize Urfa ve Hatay’da başladık.
EN We began 2 livelihood projects in Urfa and Hatay that will help refugees lead independent lives in the long run. With these, the refugees had access to certified vocational and language courses.
Türk | Iňlis |
---|---|
dil | language |
TR "Çok hesaplı ortamımızda hesapları yönetmek ve faturalandırmayı basitleştirmek için AWS Organizations'ı kullanmaya başladık
EN “We started using AWS Organizations to manage the accounts for our multi-account environment and simplify our billing
Türk | Iňlis |
---|---|
aws | aws |
başladık | we started |
TR Arada mesafe bırakarak yerleştirdiğimiz sandalyelere kurulduk, başladık sohbetimize.
EN We took our seats, leaving some distance in between, and started our conversation.
Türk | Iňlis |
---|---|
mesafe | distance |
TR Arada mesafe bırakarak yerleştirdiğimiz sandalyelere kurulduk, başladık sohbetimize.
EN We took our seats, leaving some distance in between, and started our conversation.
Türk | Iňlis |
---|---|
mesafe | distance |
TR Kurum olarak büyük bir dönüşüm ve değişim süreci yaşadıklarını vurgulayan Ali Kibar, "Her alanda kurumsallaşma çalışmalarımızı tamamladığımız sürecin neticelerini de almaya başladık.
EN Emphasizing that they are going through a major process of transformation and change as a company, Ali Kibar said, "We began reaping the fruits of the process, in which we completed our institutionalization efforts in every field.
Türk | Iňlis |
---|---|
büyük | major |
değişim | change |
süreci | process |
TR Sevgili Kullanıcılar, Bugün resmi olarak Phemex'in kuruluşunun 2. yıl dönümü! İki yıl önce, bu yolculuğa basit bir felsefeyle başladık, kullanıcılarımız için en verimli krip……
EN Dear traders, Our widely popular PT Arena 4 trading competition is currently in the registration stage. We’re happy to announce that we’ll be holding a Registration Lucky Draw event in which ev……
Türk | Iňlis |
---|---|
sevgili | dear |
TR Aylık bir plan kullanarak başladık, ancak hızlı bir şekilde yıllık planın çok daha uygun maliyetli olduğunu gördük..
EN We started off using a monthly plan, but quickly found that the yearly plan was a lot more cost effective.
Türk | Iňlis |
---|---|
aylık | monthly |
kullanarak | using |
başladık | we started |
yıllık | yearly |
maliyetli | cost |
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
uzak | away |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
Türk | Iňlis |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Türk | Iňlis |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Programı kapsamında kurulan Sivil Toplum Afet Platformu’nun yürütücülüğünü yapmaya başladık.
EN We began acting as the executive partner of Civil Society Disaster Platform, which was established as part of STL’s Strengthening Civil Society Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
sivil | civil |
programı | program |
kurulan | established |
afet | disaster |
platformu | platform |
TR Mültecilerin kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olan, meslek ve dil kurslarından yararlanma imkanı sunan Geçim Kaynağı Destekleme Projelerimize Urfa ve Hatay’da başladık.
EN We began 2 livelihood projects in Urfa and Hatay that will help refugees lead independent lives in the long run. With these, the refugees had access to certified vocational and language courses.
Türk | Iňlis |
---|---|
dil | language |
TR Arada mesafe bırakarak yerleştirdiğimiz sandalyelere kurulduk, başladık sohbetimize.
EN We took our seats, leaving some distance in between, and started our conversation.
Türk | Iňlis |
---|---|
mesafe | distance |
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
uzak | away |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
Türk | Iňlis |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Türk | Iňlis |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Programı kapsamında kurulan Sivil Toplum Afet Platformu’nun yürütücülüğünü yapmaya başladık.
EN We began acting as the executive partner of Civil Society Disaster Platform, which was established as part of STL’s Strengthening Civil Society Program.
Türk | Iňlis |
---|---|
sivil | civil |
programı | program |
kurulan | established |
afet | disaster |
platformu | platform |
TR Mültecilerin kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olan, meslek ve dil kurslarından yararlanma imkanı sunan Geçim Kaynağı Destekleme Projelerimize Urfa ve Hatay’da başladık.
EN We began 2 livelihood projects in Urfa and Hatay that will help refugees lead independent lives in the long run. With these, the refugees had access to certified vocational and language courses.
Türk | Iňlis |
---|---|
dil | language |
TR Arada mesafe bırakarak yerleştirdiğimiz sandalyelere kurulduk, başladık sohbetimize.
EN We took our seats, leaving some distance in between, and started our conversation.
Türk | Iňlis |
---|---|
mesafe | distance |
TR 3D Tarama ve Ölçme Hizmetine Başladık
EN Our ISO 9001 certification has been renewed
TR Stanford’ta Alman meslektaşım Uwe Raaz ile tanıştım, birlikte biyomekanik ve moleküler biyoloji alanlarının kesişim alanında çalışmaya başladık
EN I got to know my German colleague Uwe Raaz in Stanford and worked with him on the interface between biomechanics and molecular biology
Türk | Iňlis |
---|---|
alman | german |
moleküler | molecular |
TR Bundan hareketle, bu konuları Herford’daki okulların müfredatına da nasıl daha kapsamlı bir şekilde entegre edebileceğimiz üzerine düşünmeye başladık.”
EN That’s why we’re considering how we can better integrate these subjects into schools in Herford.”
Türk | Iňlis |
---|---|
entegre | integrate |
TR “Biz bu maraton yarışına çok daha gerilerden başladık, ama finişe aynı zamanda vardık.” Gençlerin pek çoğu meslek yüksek okuluna hatta üniversiteye gitme hakkını elde etmiş
EN “We started out on this marathon from much further behind, but still arrived at the finishing line at the same time.” Many of the young people have a vocational qualification; some of them even have Abitur
Türk | Iňlis |
---|---|
bu | this |
başladık | we started |
zamanda | time |
ın | of |
TR Döngüsellik, yenilik ve ürün geliştirme hedeflerimizin özünde yer alıyor: Polimer bazlı bir bariyerin ticari teknoloji doğrulamasını yaptık ve fiber bazlı bir bariyerin pazar testine başladık
EN Circularity is at the core of our innovation and development goals: We’ve done a commercial technology validation of a polymer-based barrier and started market testing a fibre-based one
Türk | Iňlis |
---|---|
ticari | commercial |
teknoloji | technology |
pazar | market |
TR Tüm bu önerilere uyan bizler büyük değişiklikler fark ettik ve özgürlüğü deneyimlemeye başladık
EN Those of us who have followed all of these suggestions have noticed great changes, and have begun to experience freedom
Türk | Iňlis |
---|---|
tüm | all |
büyük | great |
değişiklikler | changes |
ve | and |
TR Aylık bir plan kullanarak başladık, ancak hızlı bir şekilde yıllık planın çok daha uygun maliyetli olduğunu gördük..
EN We started off using a monthly plan, but quickly found that the yearly plan was a lot more cost effective.
TR Ekibimiz açıklayıcı videonun final versiyonundan memnun kaldı ve bunu pazarlama iletilerimizde kullanmaya başladık bile.
EN Our team was pleased with the final version of the explainer video, we've already started using it in our marketing communications.
{Totalresult} terjimeleriniň 38 görkezmek