EN There's no question—we've got a lot to catch up on. Whether it's a romantic couples' retreat, a getaway trip with friends or a weekend family staycation close to home, let's make up for lost time and make every moment count.
"i make friends" på engelsk kan översättas till följande Turkiska ord/fraser:
EN There's no question—we've got a lot to catch up on. Whether it's a romantic couples' retreat, a getaway trip with friends or a weekend family staycation close to home, let's make up for lost time and make every moment count.
TR Şüphesiz arayı kapatacağımız çok şey var. İster çiftler için romantik bir inziva, isterse arkadaşlarla bir kaçamak seyahati veya bir hafta sonu aile tatil konaklaması olsun, kaybedilen zamanı telafi edin ve her dakikayı değerlendirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
couples | çiftler |
romantic | romantik |
weekend | hafta |
family | aile |
and | ve |
or | isterse |
a | bir |
EN Enhance your listening experience, stay up-to-date with what your friends are listening to, view your listening history and share it with friends. The more we learn what you like, the better it gets.
TR Dinleme deneyimini geliştir, arkadaşlarının neler dinlediklerini takip et, dinleme geçmişine göz at ve bunu arkadaşlarınla paylaş. Ne kadar çok ne sevdiğini öğrenirsek müzik deneyimin o kadar iyi olur.
engelsk | Turkiska |
---|---|
experience | deneyimini |
friends | arkadaşlar |
stay | takip |
share | paylaş |
better | iyi |
what | ne |
listening | dinleme |
to | kadar |
EN November Referral Friends:Refer Your Friends and Earn up to $350 airdrop per referral
TR Aptos Partisi - Ücretsiz APT Spot İşlemi Yapın ve 5000$’lık Airdrop Kazanın
engelsk | Turkiska |
---|---|
to | yapın |
earn | kazanın |
and | ve |
EN Dear Phemexers, The friends who trade crypto together, stay together! Here at Phemex we are all about the good times, so here’s extra rewards on us. Invite your friends and earn up to $100 just b……
TR Değerli kullanıcılarımız, Phemex TR mobil uygulamamızı hayata geçirdiğimizi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Hiç olmadığı kadar düşük ücretlerle kripto satın alımı……
EN Multiplayer game for friends. Only players whom you have added to Friends will be able to join the game.
TR Arkadaşlar için çok oyunculu oyun. Yalnızca Arkadaşlara eklediğin oyuncular oyuna katılabilir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
friends | arkadaşlar |
game | oyun |
players | oyuncular |
only | yalnızca |
EN If you’re creating great content, you should make it as easy as possible for your subscribers to share it with their friends, coworkers, and more.
TR Kaliteli içerik üretiyorsanız, abonelerinizin bunu çevresindekilerle paylaşmasını olabildiğince kolaylaştırmalısınız.
engelsk | Turkiska |
---|---|
content | içerik |
share | paylaş |
as possible | olabildiğince |
it | bunu |
EN Brands make cool stuff, but when you want the real scoop on something, you ask your friends ? or a friendly stranger ? through Reevoo.
TR Markalar güzel şeyler yaparlar, ancak bir şeyin doğrusunu öğrenmek istediğiniz zaman, arkadaşlarınıza ya da Reevoo aracılığıyla dost canlısı bir yabancıya sorarsınız.
engelsk | Turkiska |
---|---|
brands | markalar |
friends | arkadaşlar |
friendly | güzel |
when | zaman |
you want | istediğiniz |
something | ya |
make | da |
through | aracılığıyla |
a | bir |
EN Share the page, make sure your friends save money while shopping!
TR Sayfayı paylaşın, arkadaşlarınızın bizden alışveriş yaparken tasarruf etmelerini sağlayın!
engelsk | Turkiska |
---|---|
share | paylaşın |
friends | arkadaşlar |
save | tasarruf |
while | yaparken |
shopping | alışveriş |
page | sayfayı |
EN Whether you are here for one night or one week, traveling solo or with friends or family, we make it as easy as possible for you to be active and be in the moment
TR Burada ister bir gece için isterse bir hafta için, ister tek başına isterse arkadaşlarınız veya ailenizle bulunun, aktif kalmanızı ve yaşadığınız anda bulunmanızı mümkün olduğunca kolaylaştırırız
engelsk | Turkiska |
---|---|
night | gece |
friends | arkadaşlar |
possible | mümkün |
active | aktif |
and | ve |
or | veya |
EN Their first reaction has been to make the measures they took to protect themselves from the infection even stricker: “We stopped seeing our friends
TR Hayatlarında yaptıkları ilk değişiklik kendilerini enfeksiyondan korumak için aldıkları önlemleri daha da katı hale getirmek oldu: “Arkadaşlarımızla görüşmeyi bıraktık
EN She continued, “Now it is time to build a shared future and make Turkey a second home for our Syrian friends
TR Artık Suriyeli dostlarımız için Türkiye’yi ikinci bir yuva yapma zamanı
engelsk | Turkiska |
---|---|
syrian | suriyeli |
second | ikinci |
home | yuva |
to | yapma |
for | için |
a | bir |
now | artık |
EN She continued, “Now it is time to build a shared future and make Turkey a second home for our Syrian friends
TR Artık Suriyeli dostlarımız için Türkiye’yi ikinci bir yuva yapma zamanı
engelsk | Turkiska |
---|---|
syrian | suriyeli |
second | ikinci |
home | yuva |
to | yapma |
for | için |
a | bir |
now | artık |
EN Benefit from changes to a number of key areas which make competing league titles and battling against friends easier than ever before.
TR Futbolun en büyük ödülleri için yarışmayı ve arkadaşlarınıza karşı mücadeleyi her zamankinden daha kolay hale getiren, önemli alanlarda yapılmış çeşitli değişikliklerden faydalanın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
friends | arkadaşlar |
and | ve |
easier | daha kolay |
key | önemli |
ever | daha |
against | için |
EN Whether you are here for one night or one week, traveling solo or with friends or family, we make it as easy as possible for you to be active and be in the moment
TR Burada ister bir gece için isterse bir hafta için, ister tek başına isterse arkadaşlarınız veya ailenizle bulunun, aktif kalmanızı ve yaşadığınız anda bulunmanızı mümkün olduğunca kolaylaştırırız
engelsk | Turkiska |
---|---|
night | gece |
friends | arkadaşlar |
possible | mümkün |
active | aktif |
and | ve |
or | veya |
EN How do I make friends? Do I have to speak German? Two influencers and expats offer tips and talk about their life in Germany.
TR Nasıl yol yordam bulurum? Almanca bilmem gerekir mi? İnfluencer ve expat’lardan tavsiyeler ve Almanya’daki yaşam hakkında deneyimler.
engelsk | Turkiska |
---|---|
tips | tavsiyeler |
life | yaşam |
have to | gerekir |
have | ya |
about | hakkında |
and | ve |
how | nasıl |
EN And if you feel lonely, make a date with friends or fellow students for an online chat.
TR Yalnızlık canını sıkmaya başladığındaysa arkadaşlarınla çevrimiçi sohbet randevuları ayarla.
engelsk | Turkiska |
---|---|
friends | arkadaşlar |
chat | sohbet |
online | çevrimiçi |
EN The Moldavian expat Elena lives in Germany’s second largest city. Here she shows you Hamburg and gives you some good tips on how to make friends.
TR Moldovyalı Elena, Almanya’nın ikinci büyük şehrinde yaşıyor. Elena, size burada nasıl bağlantı kuracağınıza ilişkin tavsiyelerde bulunuyor ve Hamburg’unu gösteriyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
lives | yaşıyor |
second | ikinci |
shows | gösteriyor |
and | ve |
largest | büyük |
how | nasıl |
EN I was surprised to get my Visa within 2 hours and amazed at the fact that how hassle free the entire process is. Thank you guys, keep it up. I will make sure to spread the words among my friends.
TR Vizemi 2 saat içerisinde almak beni şaşırtı ve tüm sürecin bu denli zahmetsiz olması beni hayrete düşürdü. Teşekkürler arkadaşlar, iyi işlere devam edin. Bunu muhakkak arkadaşlarıma da anlatacağım.
engelsk | Turkiska |
---|---|
hours | saat |
process | iş |
keep | devam |
friends | arkadaşlar |
to | tüm |
and | ve |
at | iyi |
get | edin |
is | almak |
EN Meet others in your local area who share an enjoyment for a specific Language and Culture. Experience cultural activities and make new friends!
TR Bölgenizdeki sizinle aynı Dile veya Kültüre meraklı olan diğer kişilerle tanışın. Kültürel etkinliklere katılın ve yeni arkadaşlar edinin!
engelsk | Turkiska |
---|---|
meet | tanışın |
others | diğer |
cultural | kültürel |
new | yeni |
friends | arkadaşlar |
and | ve |
a | aynı |
EN Make New Friends groups in Australia | Meetup
TR Türkiye ülkesinde Yeni Arkadaşlar Edin grupları | Meetup
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
friends | arkadaşlar |
meetup | meetup |
in | ülkesinde |
groups | grupları |
EN Find out what's happening in Make New Friends Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
TR Dünya genelindeki Yeni Arkadaşlar Edin Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
friends | arkadaşlar |
world | dünya |
start | başlayın |
near | yakın |
in | genelindeki |
find out | öğrenin |
meetup | meetup |
and | ve |
EN Brands make cool stuff, but when you want the real scoop on something, you ask your friends ? or a friendly stranger ? through Reevoo.
TR Markalar güzel şeyler yaparlar, ancak bir şeyin doğrusunu öğrenmek istediğiniz zaman, arkadaşlarınıza ya da Reevoo aracılığıyla dost canlısı bir yabancıya sorarsınız.
engelsk | Turkiska |
---|---|
brands | markalar |
friends | arkadaşlar |
friendly | güzel |
when | zaman |
you want | istediğiniz |
something | ya |
make | da |
through | aracılığıyla |
a | bir |
EN If you want to share a secret board, you can invite friends to collaborate or make the board public.
TR Gizli bir pano paylaşmak istiyorsanız, arkadaşlarınızı birlikte çalışmak üzere davet edebilir veya panoyu herkese açık hale getirebilirsiniz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
secret | gizli |
invite | davet |
friends | arkadaşlar |
public | açık |
if you want | istiyorsanız |
you can | edebilir |
to share | paylaşmak |
or | veya |
a | bir |
to | herkese |
EN We do this via high-quality scientific content that experts make time to read and consistently rely upon to make important research, diagnosis and treatment decisions.
TR Bunu, uzmanların okumak için zaman ayırdığı ve önemli araştırma, teşhis ve tedavi kararları almak için her zaman güvendiği yüksek kaliteli bilimsel içerikler vasıtasıyla yaparız.
engelsk | Turkiska |
---|---|
do | yapar |
time | zaman |
treatment | tedavi |
important | önemli |
high | yüksek |
research | araştırma |
scientific | bilimsel |
quality | kaliteli |
decisions | kararlar |
read | ve |
EN Just how much energy does it take to make a computer? Almost as much as it takes to make that big refrigerator in your kitchen.
TR Bir bilgisayar yapmak için ne kadar enerji gerekir? Nerdeyse o mutfağındaki büyük buzdolabını yapmak için gereken miktarda.
engelsk | Turkiska |
---|---|
energy | enerji |
computer | bilgisayar |
big | büyük |
that | o |
does | ne |
a | bir |
to | için |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
EN Complex workflows and tedious activities make work harder. Sonix strives to make working with audio and video delightful... and maybe a little bit magical.
TR Karmaşık iş akışları ve sıkıcı faaliyetler işleri daha da zorlaştırır. Sonix, ses ve video ile çalışmayı keyifli hale getirmeye çalışıyor... ve belki biraz büyülü.
engelsk | Turkiska |
---|---|
complex | karmaşık |
activities | faaliyetler |
video | video |
maybe | belki |
tedious | sıkıcı |
sonix | sonix |
make | da |
working | iş |
with | ile |
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
impression | izlenim |
good | iyi |
chance | şansı |
first | ilk |
have | bu |
to | için |
EN A high-quality whiteboard video will make for an interactive visual experience for your audience. A combination of engaging visuals, motion, and carefully picked tunes will engage the viewers and make them stick with the video.
TR Yüksek kalitede bir beyaz tahta videosu, izleyiciler için interaktif bir görsellik sunar. Dikkat çeken görseller ve hareket ile titizlikle seçilmiş melodiler, izleyicilerin videoya takılıp kalmalarını sağlar.
engelsk | Turkiska |
---|---|
whiteboard | beyaz tahta |
interactive | interaktif |
visuals | görseller |
motion | hareket |
high | yüksek |
quality | kalitede |
the | beyaz |
video | videosu |
a | bir |
of | in |
with | ile |
and | ve |
EN Preview your video to make sure that you’re content with the final result. You can always edit your project and make any changes. It will only take a couple of minutes to export your outro.
TR Elde ettiğiniz sonuçtan memnun kaldığınızdan emin olmak için videonuzun önizlemesini yapın. Projeniz üzerinde her zaman düzenlemeler ve değişiklikler yapabilirsiniz. Outronuzu dışa aktarmak sadece birkaç dakika sürecektir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
result | sonuç |
project | iş |
changes | değişiklikler |
export | dışa |
your video | videonuzun |
minutes | dakika |
you can | yapabilirsiniz |
always | her zaman |
and | ve |
a | birkaç |
with | elde |
EN Fastreel provides users with basic and professional tools to cut, reverse, and rotate videos, make slideshows, make split screens, and more.
TR Fastreel, kullanıcılara videoları kesmek, tersine çevirmek ve döndürmek, slayt gösterileri yapmak, bölünmüş ekranlar oluşturmak ve daha fazlasını yapmak için temel ve profesyonel araçlar sağlar.
engelsk | Turkiska |
---|---|
provides | sağlar |
basic | temel |
split | bölünmüş |
and | ve |
videos | videoları |
more | fazlasını |
professional | profesyonel |
tools | araçlar |
users | kullanıcı |
to | için |
EN Change video speed, make slideshows, add watermarks, make split-screen clips, and more.
TR Video hızını değiştirin, slayt gösterileri hazırlayın, filigranlar ekleyin, bölünmüş ekran klipleri oluşturun ve daha fazlasını yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
change | değiştirin |
and | ve |
split | bölünmüş |
screen | ekran |
video | video |
clips | klipleri |
more | fazlasını |
add | ekleyin |
speed | hız |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
engelsk | Turkiska |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN Make sure you do check out our free video stock footage elements you can add instead of images to create a video background and make your page template truly bright and unforgettable
TR Bir video arka planı oluşturmak ve sayfa şablonunuzu gerçekten parlak ve unutulmaz kılmak için resimler yerine ekleyebileceğiniz ücretsiz video stok çekim öğelerimize göz attığınızdan emin olun
engelsk | Turkiska |
---|---|
stock | stok |
images | resimler |
background | arka plan |
page | sayfa |
truly | gerçekten |
bright | parlak |
unforgettable | unutulmaz |
free | ücretsiz |
check | göz |
video | video |
of | in |
a | bir |
and | ve |
template | oluşturmak |
to | için |
EN You don't need 2000 artists ready at your disposal to make best selling royalty web themes templates that deliver better projects faster web and will make sure furniture house interior graphic design is fresh and modern
TR Daha iyi projeleri daha hızlı web sunan ve mobilya evinin iç grafik tasarımının yeni ve modern olmasını sağlayacak en çok satan telif hakkı web temaları şablonları yapmak için emrinizde 2000 sanatçıya ihtiyacınız yok
engelsk | Turkiska |
---|---|
artists | sanatçı |
web | web |
furniture | mobilya |
interior | iç |
fresh | yeni |
modern | modern |
faster | hızlı |
themes | temaları |
templates | şablonları |
need | ihtiyacınız |
best | en |
projects | projeleri |
better | daha iyi |
and | ve |
design | tasarım |
to | için |
EN To celebrate our platform’s 2-year anniversary, we’re hosting a celebratory event called Choose Your Reality. If you haven’t heard about it, make sure you check it out and allow us to make your ……
TR Şükran gününe az kaldı. Phemex ekibi olarak, siz değerli kullanıcılarımızın bize gösterdiği desteğe çok müteşekkiriz. Bu günün ruhuna uygun olarak, 1000$ USDT ve 500$ işlem ……
EN Make onboarding new employees a smooth and enjoyable experience for every new employee. Adapt a ready-made template to your company’s onboarding process and easily make adjustments as your process evolves.
TR Yeni çalışanların işe başlamasını her yeni çalışan için sorunsuz ve keyifli bir deneyim haline getirin. Hazır bir şablonu şirketinizin işe alım sürecine uyarlayın ve süreç geliştikçe kolayca ayarlamalar yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
smooth | sorunsuz |
enjoyable | keyifli |
experience | deneyim |
template | şablonu |
process | süreç |
easily | kolayca |
ready | hazır |
to | yapın |
employee | çalışan |
a | bir |
for | için |
and | ve |
EN We do this via high-quality scientific content that experts make time to read and consistently rely upon to make important research, diagnosis and treatment decisions.
TR Bunu, uzmanların okumak için zaman ayırdığı ve önemli araştırma, teşhis ve tedavi kararları almak için her zaman güvendiği yüksek kaliteli bilimsel içerikler vasıtasıyla yaparız.
engelsk | Turkiska |
---|---|
do | yapar |
time | zaman |
treatment | tedavi |
important | önemli |
high | yüksek |
research | araştırma |
scientific | bilimsel |
quality | kaliteli |
decisions | kararlar |
read | ve |
EN Make onboarding new employees a smooth and enjoyable experience for every new employee. Adapt a ready-made template to your company’s onboarding process and easily make adjustments as your process evolves.
TR Yeni çalışanların işe başlamasını her yeni çalışan için sorunsuz ve keyifli bir deneyim haline getirin. Hazır bir şablonu şirketinizin işe alım sürecine uyarlayın ve süreç geliştikçe kolayca ayarlamalar yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
smooth | sorunsuz |
enjoyable | keyifli |
experience | deneyim |
template | şablonu |
process | süreç |
easily | kolayca |
ready | hazır |
to | yapın |
employee | çalışan |
a | bir |
for | için |
and | ve |
EN Just how much energy does it take to make a computer? Almost as much as it takes to make that big refrigerator in your kitchen.
TR Bir bilgisayar yapmak için ne kadar enerji gerekir? Nerdeyse o mutfağındaki büyük buzdolabını yapmak için gereken miktarda.
engelsk | Turkiska |
---|---|
energy | enerji |
computer | bilgisayar |
big | büyük |
that | o |
does | ne |
a | bir |
to | için |
EN Fastreel provides users with basic and professional tools to cut, reverse, and rotate videos, make slideshows, make split screens, and more.
TR Fastreel, kullanıcılara videoları kesmek, tersine çevirmek ve döndürmek, slayt gösterileri yapmak, bölünmüş ekranlar oluşturmak ve daha fazlasını yapmak için temel ve profesyonel araçlar sağlar.
engelsk | Turkiska |
---|---|
provides | sağlar |
basic | temel |
split | bölünmüş |
and | ve |
videos | videoları |
more | fazlasını |
professional | profesyonel |
tools | araçlar |
users | kullanıcı |
to | için |
EN Change video speed, make slideshows, add watermarks, make split-screen clips, and more.
TR Video hızını değiştirin, slayt gösterileri hazırlayın, filigranlar ekleyin, bölünmüş ekran klipleri oluşturun ve daha fazlasını yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
change | değiştirin |
and | ve |
split | bölünmüş |
screen | ekran |
video | video |
clips | klipleri |
more | fazlasını |
add | ekleyin |
speed | hız |
EN Make this one of the top questions to ask when make enquiries with wedding car hire companies.
TR Düğün araba kiralama şirketleri ile araştırma yaptığınızda bunu en çok sorulacak sorulardan biri yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
wedding | düğün |
hire | kiralama |
companies | şirketleri |
top | en |
to | yapın |
car | araba |
with | ile |
EN Again, this is dependent on the company you use. Always make sure you do your research, getting a range of quotes to make sure you are being charged a fair price.
TR Yine, bu kullandığınız şirkete bağlıdır. Her zaman araştırma yaptığınızdan emin olun, sizden adil bir fiyat alındığından emin olmak için çeşitli teklifler alın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
again | yine |
research | araştırma |
fair | adil |
price | fiyat |
you use | kullandığınız |
company | şirkete |
this | bu |
getting | için |
always | her zaman |
a | bir |
EN Make onboarding new employees a smooth and enjoyable experience for every new employee. Adapt a ready-made template to your company’s onboarding process and easily make adjustments as your process evolves.
TR Yeni çalışanların işe başlamasını her yeni çalışan için sorunsuz ve keyifli bir deneyim haline getirin. Hazır bir şablonu şirketinizin işe alım sürecine uyarlayın ve süreç geliştikçe kolayca ayarlamalar yapın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
smooth | sorunsuz |
enjoyable | keyifli |
experience | deneyim |
template | şablonu |
process | süreç |
easily | kolayca |
ready | hazır |
to | yapın |
employee | çalışan |
a | bir |
for | için |
and | ve |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
EN "One of the most beautiful places in the world! Amazing view. Don't forget to bring your camera. Make a Wikipedia quick research before visiting to make the experience even better. It's unforgettable."
TR "Budapeşte'yi fotoğraflamak için en güzel yer.. Tuna ve peştenin keyfini Çıkarın.."
engelsk | Turkiska |
---|---|
beautiful | güzel |
most | en |
your | ve |
of | in |
bring | için |
Visar 50 av 50 översättningar