EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
"better visibility compared" v angleščina je mogoče prevesti v naslednjih Turški besed/besednih zvez:
EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
TR Bu bağlamda projenin, pozisyonlanmış anahtar kelimelerin sayısı ile karşılaştırıldığında daha iyi hale ve daha iyi görünürlüğe sahip hale görmemiz mümkün hale gelir.
angleščina | Turški |
---|---|
project | projenin |
keywords | anahtar |
can | mümkün |
and | ve |
this | bu |
see | görün |
better | daha iyi |
to | sahip |
the | ile |
EN Further information about the visibility principles can be accessed at the page of EU Delegation to Turkey Learn the EU Visibility Principles.
TR Görünürlük ilkeleri ile ilgili daha detaylı bilgilere AB Türkiye Delegasyonu Avrupa Birliği Görünürlük İlkelerini Öğrenin sayfasından ulaşabilirsiniz.
angleščina | Turški |
---|---|
information | bilgilere |
principles | ilkeleri |
turkey | türkiye |
about | ilgili |
eu | ab |
visibility | görünürlük |
page | sayfası |
EN Now you can get that visionary visibility with Zebra’s SmartLens for Retail Asset Visibility.
TR Şimdi Zebra’dan Perakende için SmartLens Varlık İzlenebilirliği ile bu vizyoner izlenebilirliği elde edebilirsiniz.
angleščina | Turški |
---|---|
smartlens | smartlens |
retail | perakende |
asset | varlık |
you can | edebilirsiniz |
now | bu |
for | için |
get | elde |
with | ile |
EN Further information about the visibility principles can be accessed at the page of EU Delegation to Turkey Learn the EU Visibility Principles.
TR Görünürlük ilkeleri ile ilgili daha detaylı bilgilere AB Türkiye Delegasyonu Avrupa Birliği Görünürlük İlkelerini Öğrenin sayfasından ulaşabilirsiniz.
angleščina | Turški |
---|---|
information | bilgilere |
principles | ilkeleri |
turkey | türkiye |
about | ilgili |
eu | ab |
visibility | görünürlük |
page | sayfası |
EN While the 'Visibility' metric tracks the percentage of people who see your site listing on local search results, the 'Average Position' can explain why your visibility is higher or lower than expected
TR 'Görünürlük' metriği, sitenizin yerel arama sonuçlarında listelendiğini gören kişilerin yüzdesini izlerken, 'Ortalama Konum' görünürlüğünüzün neden beklenenden daha yüksek veya daha düşük olduğunu açıklayabilir
angleščina | Turški |
---|---|
local | yerel |
average | ortalama |
your site | sitenizin |
see | görün |
search | arama |
why | neden |
is | olduğunu |
higher | daha yüksek |
visibility | görünürlük |
or | veya |
on | yüksek |
lower | düşük |
EN // Alias method with changed visibility// sayHello visibility not changed
TR // Görünürlüğü ve ismi değişmiş yöntem// merhabaDe görünürlüğü değişmedi
angleščina | Turški |
---|---|
method | yöntem |
visibility | görünürlüğü |
EN Our main objective was to increase sales at a much better ROAS & CPO from Google PPC generated campaigns, compared to the month before the takeover and YoY
TR Ana hedefimiz, Google PPC tarafından oluşturulan kampanyalardan elde edilen satışları daha iyi bir ROAS & CPO seviyesinde önceki ay ve yıla göre artırmaktı
angleščina | Turški |
---|---|
ppc | ppc |
generated | oluşturulan |
month | ay |
main | ana |
sales | satış |
better | daha iyi |
and | ve |
a | bir |
EN AWS Lambda functions running on Graviton2, using an Arm-based processor architecture designed by AWS, deliver up to 34% better price performance compared to functions running on x86 processors
TR AWS tarafından tasarlanan Arm tabanlı işlemci mimarisini kullanan Graviton2 üzerinde çalışan AWS Lambda işlevleri, x86 işlemcilerde çalışan işlevlere kıyasla %34'e kadar daha iyi fiyat performansı sunar
angleščina | Turški |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
functions | işlevleri |
processor | işlemci |
compared | kıyasla |
price | fiyat |
based | tabanlı |
designed | tasarlanan |
by | tarafından |
better | daha iyi |
to | kadar |
on | üzerinde |
EN Compared to traditional marketing, SEO can be about 12.5% better
TR Geleneksel pazarlama ile karşılaştırıldığında, SEO yaklaşık %12,5 daha iyi olabilir
angleščina | Turški |
---|---|
traditional | geleneksel |
marketing | pazarlama |
seo | seo |
about | yaklaşık |
better | daha iyi |
be | olabilir |
EN Moving to Zoom Phone saved over 50% in traditional telecommunications call costs, and gave us a better user experience compared to the legacy system.
TR Zoom Phone'a geçmek, geleneksel telekomünikasyon çağrı maliyetlerimizi %50 oranında azalttı ve eski sistemimize kıyasla daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağladı.
angleščina | Turški |
---|---|
zoom | zoom |
traditional | geleneksel |
telecommunications | telekomünikasyon |
experience | deneyimi |
compared | kıyasla |
call | çağrı |
user | kullanıcı |
and | ve |
better | daha iyi |
a | bir |
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
angleščina | Turški |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN The better and more detailed data you process, the better results you will get, and the better you can improve your resource.
TR Ne kadar iyi ve ayrıntılı veri işlerseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız ve kaynağınızı o kadar iyi geliştirebilirsiniz.
angleščina | Turški |
---|---|
data | veri |
process | iş |
get | al |
detailed | ayrıntılı |
better | iyi |
can | ne |
and | ve |
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
angleščina | Turški |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN AI is changing the way transaction diligence is performed at EY. With Watson Discovery EY can provide better transaction advice to clients, which they in turn can use to make better decisions and drive better outcomes.
TR Yapay zeka, EY'de işlem titizliği sağlama biçimini değiştiriyor. Watson Discovery sayesinde EY, müşterilere daha iyi kararlar almak ve daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanabilecekleri daha iyi işlem önerileri sunabiliyor.
angleščina | Turški |
---|---|
transaction | işlem |
watson | watson |
clients | müşterilere |
decisions | kararlar |
at | de |
better | daha iyi |
and | ve |
EN Today Better Cotton is grown in 26 countries around the world and accounts for 20% of global cotton production. In the 2020-21 cotton season, 2.2 million licensed Better Cotton Farmers grew 4.7 million metric tonnes of Better Cotton.
TR Bugün Better Cotton dünya çapında 26 ülkede yetiştirilmektedir ve küresel pamuk üretiminin %20'sini oluşturmaktadır. 2020-21 pamuk sezonunda, 2.2 milyon lisanslı Better Cotton Çiftçisi, 4.7 milyon metrik ton Better Cotton üretti.
angleščina | Turški |
---|---|
today | bugün |
cotton | pamuk |
and | ve |
million | milyon |
around | çapında |
countries | ülkede |
world | dünya |
global | küresel |
EN India has been a pioneering force within the Better Cotton Programme since its first Better Cotton harvest in 2011, and now has the largest number of farmers participating in the Better Cotton Programme.
TR Hindistan, 2011'deki ilk Better Cotton hasadından bu yana Better Cotton Programında öncü bir güç olmuştur ve şu anda Better Cotton Programına katılan en fazla çiftçiye sahiptir.
angleščina | Turški |
---|---|
india | hindistan |
pioneering | öncü |
in | deki |
and | ve |
largest | en |
first | ilk |
the | anda |
EN Automating visibility to asset location helps organizations better manage and optimize their critical assets, streamline operations and create more efficient workflows
TR Varlıkların konumlarının otomatik olarak izlenebilmesi, kuruluşların kritik varlıklarını daha iyi yönetip optimize etmelerine, operasyonları düzenlemelerine ve daha verimli iş akışları oluşturmalarına yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
helps | yardımcı olur |
critical | kritik |
optimize | optimize |
organizations | kuruluşlar |
efficient | verimli |
better | daha iyi |
assets | varlıklar |
and | ve |
operations | operasyonları |
EN Deeper Visibility, Better Business Insight, Smarter Retail Decisions
TR Daha Derin İzlenebilirlik, Daha İyi İş İçgörüsü, Daha Akıllı Perakende Kararları
angleščina | Turški |
---|---|
better | daha |
deeper | derin |
smarter | akıllı |
retail | perakende |
decisions | kararlar |
EN Our fixed RAIN RFID readers help you achieve maximum asset visibility throughout your enterprise. Enable better inventory management and flow of goods when you can see where your assets are.
TR Sabit RAIN RFID okuyucularımız işletmenizde maksimum varlık izlenebilirliği sağlar. Varlıklarınızın nerede olduğunu görmeniz daha iyi envanter yönetimi ve ürün akışı sağlar.
angleščina | Turški |
---|---|
fixed | sabit |
rfid | rfid |
readers | okuyucular |
maximum | maksimum |
enterprise | iş |
inventory | envanter |
management | yönetimi |
of | ın |
flow | akışı |
asset | varlık |
better | daha iyi |
assets | varlıklar |
and | ve |
are | sağlar |
EN At Maersk, we help you do that by giving you better control, visibility, speculation, and planning
TR Maersk'te size daha iyi kontrol, görüş netliği, tahmin ve planlama sunarak, bunu gerçekleştirmenize yardımcı oluyoruz
angleščina | Turški |
---|---|
control | kontrol |
planning | planlama |
help | yardımcı |
better | daha iyi |
and | ve |
that | bunu |
EN Better end-to-end supply chain visibility for increased flexibility and resilience
TR Daha fazla esneklik ve iyileşme gücü için, tedarik zincirinde daha iyi uçtan uca görüş netliği
angleščina | Turški |
---|---|
supply | tedarik |
chain | zincirinde |
flexibility | esneklik |
and | ve |
better | daha iyi |
EN Our fixed RAIN RFID readers help you achieve maximum asset visibility throughout your enterprise. Enable better inventory management and flow of goods when you can see where your assets are.
TR Sabit RAIN RFID okuyucularımız işletmenizde maksimum varlık izlenebilirliği sağlar. Varlıklarınızın nerede olduğunu görmeniz daha iyi envanter yönetimi ve ürün akışı sağlar.
angleščina | Turški |
---|---|
fixed | sabit |
rfid | rfid |
readers | okuyucular |
maximum | maksimum |
enterprise | iş |
inventory | envanter |
management | yönetimi |
of | ın |
flow | akışı |
asset | varlık |
better | daha iyi |
assets | varlıklar |
and | ve |
are | sağlar |
EN Reduce failing with human errors and gain better real-time visibility.
TR İnsan hatalarına bağlı aksaklıkları azaltın ve daha iyi gerçek zamanlı görünürlük elde edin.
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
visibility | görünürlük |
real | gerçek |
time | zamanlı |
with | elde |
better | daha iyi |
errors | hatalar |
gain | edin |
EN Reduce failing with human errors and gain better real-time visibility.
TR İnsan hatalarına bağlı aksaklıkları azaltın ve daha iyi gerçek zamanlı görünürlük elde edin.
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
visibility | görünürlük |
real | gerçek |
time | zamanlı |
with | elde |
better | daha iyi |
errors | hatalar |
gain | edin |
EN Using Ahrefs’ data to plan our content strategy helped us increase visits to our blog by over 200% compared to the previous year.
TR İçerik stratejimizi planlamak için Ahrefs verilerini kullanmak, blogumuza yapılan ziyaretleri önceki yıla oranla %200’den fazla artırmamıza yardımcı oldu.
angleščina | Turški |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
data | verilerini |
visits | ziyaretleri |
previous | önceki |
using | kullanmak |
to | için |
the | fazla |
EN Get a clear picture of the opportunities you may be missing. Filter the results to see what backlinks you don’t have compared to your competitors.
TR Kaçırıyor olabileceğiniz fırsatlarla ilgili daha net bir görüntü elde edin. Rakiplerinizin aksine, hangi backlinke sahip olmadığını görmek için sonuçları filtreleyin.
angleščina | Turški |
---|---|
clear | net |
of | in |
results | sonuçları |
a | bir |
EN How the number of returned users has changed compared to previous periods (use a cohort analysis);
TR Geri dönen kullanıcı sayısının önceki döneme göre nasıl değiştiği (bir kohort analizi kullanın);
angleščina | Turški |
---|---|
changed | değişti |
analysis | analizi |
number | sayısı |
to | geri |
users | kullanıcı |
how | nasıl |
EN Some folks will say that 4096 bits only provides a little bit of extra security compared to 2048 bits – well, we say that it's worth grabbing that extra bit.
TR Bu ekstra bit kapma değer bazı millet 4096 bit sadece 2048 bit göre ekstra güvenlik biraz sağlar diyecekler – Evet, deriz.
EN "The architecture, interior and design is more modern and style compared to the rest of vegas hotels. A very red and top Notch hotel. The Surrender Nightclub is one the most popular places on the stip"
TR "Encore ve wynn efsane oteller. Las vegasta kalite arıyorsanız hem kumar hem de konaklama için burası önerimdir. Xs gece klubu de çok popüler. Çok şık otel tasarımı"
angleščina | Turški |
---|---|
interior | iç |
popular | popüler |
and | ve |
design | tasarım |
more | de |
of | in |
hotel | otel |
EN Tesla showed a 184 percent increase in value compared to 2020.
TR 2021'in yıldızları ortaya çıktı.
EN • Ideal for smaller supply lines when superior performance is needed compared to plastic couplings
TR • Daha küçük şebeke hatları için ideal olan bu kaplin, plastik kaplinlere kıyasla daha üstün bir performans sergiler.
EN Textile braid reinforcement with higher temperature performance when compared to H201. To be used in critical thermal applications.
TR H201 ile karşılaştırıldığında daha yüksek sıcaklık performansı gösteren tekstil örgü takviyesi. Kritik termal uygulamalarda kullanılır.
angleščina | Turški |
---|---|
textile | tekstil |
temperature | sıcaklık |
critical | kritik |
thermal | termal |
applications | uygulamalarda |
higher | daha yüksek |
used | kullanılır |
with | ile |
EN The investment case for gold, an analysis of gold-backed tokens compared to other ways of owning gold, and gold vs bitcoin.
TR Neden altına yatırım yapmalısınız: Altın temelli jetonların diğer altın yatırım yöntemlerine kıyasla analizi ve altın-bitcoin karşılaştırması.
angleščina | Turški |
---|---|
investment | yatırım |
gold | altın |
analysis | analizi |
of | ın |
tokens | altı |
compared | kıyasla |
other | diğer |
and | ve |
bitcoin | bitcoin |
to | neden |
EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school
TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor
angleščina | Turški |
---|---|
children | çocukların |
support | destek |
number | sayısı |
a | bir |
work | çalışmak |
EN We are frequently testing across all languages to get consistently low WER across all media types. Our testing demonstrates the lowest WER when compared to some of the largest players on the market.
TR Tüm medya türlerinde sürekli olarak düşük WER elde etmek için tüm dillerde sık sık test yapıyoruz. Testlerimiz, piyasadaki en büyük oyunculardan bazılarına kıyasla en düşük WER oranını göstermektedir.
angleščina | Turški |
---|---|
frequently | sık |
testing | test |
media | medya |
compared | kıyasla |
on the market | piyasadaki |
some | bazı |
get | elde |
low | düşük |
of | in |
all | tüm |
lowest | en düşük |
EN We reviewed a variety of human transcription services and compared them against Sonix. Human transcription services claim 99% accuracy, automated transcription may be less accurate depending on the audio quality.
TR Çeşitli insan transkripsiyon hizmetlerini inceledik ve Sonix ile karşılaştırdık. İnsan transkripsiyon servisleri%99 doğruluk, otomatik transkripsiyon ses kalitesine bağlı olarak daha az doğru olabilir.
angleščina | Turški |
---|---|
human | insan |
transcription | transkripsiyon |
automated | otomatik |
quality | kalitesine |
services | servisleri |
against | karşı |
sonix | sonix |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
EN Using render forest has cut my production time and increased production quality compared to other video solutions we have tried
TR Renderforest, denediğim diğer video çözümleri ile kıyasladığımda, daha kısa sürede daha kaliteli projeler elde etmemi sağladı
angleščina | Turški |
---|---|
quality | kaliteli |
video | video |
solutions | çözümleri |
other | diğer |
have | elde |
EN In the first four months of 2021 the Hilti Group increased sales by 14.7 percent, to CHF 1925 million. In local currencies, growth amounted to 16 percent compared to the same period of the previous year.
TR 2021'in ilk dört ayında Hilti Group, satışlarını yüzde 14,7 artırarak 1925 milyon CHF'ye çıkardı. Yerel para birimlerinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 büyüme gerçekleşti.
angleščina | Turški |
---|---|
months | ay |
hilti | hilti |
group | group |
percent | yüzde |
million | milyon |
local | yerel |
growth | büyüme |
sales | satış |
year | yıl |
by | göre |
first | ilk |
the | aynı |
four | dört |
same | bir |
EN This platform, where millions of people seeking jobs in their fields are able to connect with employers easily and quickly, is very popular compared to its counterparts
TR Kendi alanlarında iş arayan milyonlarca insanın, işverenlerle kolay ve hızlı bir şekilde bir araya geldiği platform, benzerlerine kıyasla oldukça popülerdir
angleščina | Turški |
---|---|
platform | platform |
people | insan |
very | oldukça |
compared | kıyasla |
and | ve |
easily | kolay |
EN Fast Transaction Time With large blocks, the Bitcoin Cash network can afford to validate many transactions in a relatively short period of time compared to the original Bitcoin core implementation.
TR Hızlı İşlem Süresi Büyük bloklar sayesinde Bitcoin Cash ağı, orijinal Bitcoin kök uygulamasına kıyasla görece daha kısa bir zaman diliminde pek çok işlem doğrulayabilir.
angleščina | Turški |
---|---|
blocks | bloklar |
bitcoin | bitcoin |
short | kısa |
compared | kıyasla |
original | orijinal |
fast | hızlı |
cash | cash |
network | ağı |
time | zaman |
period | süresi |
transaction | işlem |
many | pek |
large | büyük |
a | bir |
EN Viacoin transactions are confirmed every 24 seconds, which is much faster compared to other popular cryptocurrencies like Litecoin (2.5 minutes) and Bitcoin (10 minutes).
TR Viacoin işlemleri her 24 saniyede bir doğrulanır, bu süre de Litecoin (2.5 dakika) ve Bitcoin (10 dakika) gibi diğer popüler kripto paralara kıyasla oldukça kısadır.
angleščina | Turški |
---|---|
transactions | işlemleri |
seconds | saniyede |
compared | kıyasla |
popular | popüler |
litecoin | litecoin |
minutes | dakika |
bitcoin | bitcoin |
other | diğer |
to | her |
and | ve |
is | bir |
much | de |
EN AWS Lambda functions powered by AWS Graviton2 processors are 20% cheaper compared to x86-based Lambda functions
TR AWS Graviton2 işlemciler tarafından desteklenen AWS Lambda işlevleri, x86 tabanlı Lambda işlevlerine göre %20 daha hesaplıdır
angleščina | Turški |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
functions | işlevleri |
processors | işlemciler |
based | tabanlı |
to | daha |
EN During testing, EC2’s C5 instances improved our application’s request execution time by over 50-percent when compared to our existing C4 instances
TR Test sırasında, EC2’nin C5 bulut sunucuları mevcut C4 bulut sunucularımıza göre uygulamamızın istek yürütme süresini yüzde 50’yi aşan bir oranda geliştirdi
angleščina | Turški |
---|---|
testing | test |
s | s |
request | istek |
execution | yürütme |
existing | mevcut |
percent | yüzde |
during | sırasında |
by | göre |
to | bir |
EN Reserved Instances provide you with a significant discount (up to 75%) compared to On-Demand Instance pricing
TR Rezerve Edilmiş Bulut Sunucuları, İstek Üzerine Bulut Sunucusu fiyatlandırmasına kıyasla önemli oranda indirim (%75'e kadar) sunar
angleščina | Turški |
---|---|
provide | sunar |
discount | indirim |
compared | kıyasla |
significant | önemli |
to | kadar |
EN Spot Instances are available at a discount of up to 90% off compared to On-Demand pricing.
TR Spot Bulut Sunucuları, İstek Üzerine fiyatlandırmasına kıyasla %90'a varan indirimli oranlarla sunulur.
angleščina | Turški |
---|---|
compared | kıyasla |
spot | spot |
a | a |
EN Unlimited web hosting packages have excellent features compared to other packages.
TR Sınırsız web hosting paketleri diğer paketlere nazaran daha üstün özelliklere sahiptir.
angleščina | Turški |
---|---|
unlimited | sınırsız |
packages | paketleri |
other | diğer |
web | web |
to | daha |
hosting | hosting |
features | sahiptir |
EN Compared to regular SSL certificates, it is cheaper and more useful than a certificate for each subdomain
TR Normal SSL sertifikalarla karşılaştırıldığında, her bir alt alan için bir sertifikadan daha ucuz ve daha kullanışlıdır
angleščina | Turški |
---|---|
regular | normal |
ssl | ssl |
useful | kullanışlı |
subdomain | alt alan |
and | ve |
a | bir |
cheaper | daha ucuz |
EN Compared to conventional mechanical keyboards
TR Bilinen mekanik klavyelere kıyasla.
angleščina | Turški |
---|---|
compared | kıyasla |
mechanical | mekanik |
EN COVID-19 still poses a great danger to the population of northern Syria despite the slight decrease in the number of infections compared to before. To limit its
TR 250?den fazla kız ve erkek öğrencinin katılımıyla Türkiye?nin Reyhanlı ilçesindeki Jeel Okulu, Türkiye?de Gençlik ve Ulusal Egemenlik Günü?nü kutladı.
angleščina | Turški |
---|---|
still | de |
EN Proportions of positions (by sex, age, persons with disabilities and population groups) in public institutions (national and local legislatures, public service, and judiciary) compared to national distributions 16.7.2
TR Kamu kurumlarındaki (ulusal ve yerel yasama, kamu hizmeti ve yargı) pozisyonların dağılımının ulusal dağılımlara (cinsiyet, yaş, engelliler ve nüfus gruplarına göre) oranı 16.7.2
angleščina | Turški |
---|---|
sex | cinsiyet |
population | nüfus |
public | kamu |
institutions | kurumlar |
service | hizmeti |
age | yaş |
and | ve |
in | da |
groups | grupları |
national | ulusal |
local | yerel |
by | göre |
of | nın |
Prikaz 50 od 50 prevodov