TR Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir çizgi vardır.tabi ki derin güç
"daha derin bass" v Turecký možno preložiť do nasledujúcich Angličtina slov/fráz:
TR Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir çizgi vardır.tabi ki derin güç
EN Drum and bass (commonly abbreviated to d&b, DnB, dnb, d'n'b, drum n bass, drum & bass) is a type of electronic dance music which emerged in the mid 1990s
Turecký | Angličtina |
---|---|
türü | type |
vardır | is |
TR ChatMix tuşundan kulaklığa bağlanan kabloyu daha da uzattık, daha iyi konfor için kulak yastıklarının kalınlığını artırdık ve daha derin bass çıkışı için ince ayarlar yaptık
EN We made the cable from the ChatMix dial to the headset longer, increased the thickness of the ear cushions for greater comfort, and tweaked the sound for deeper bass output
Turecký | Angličtina |
---|---|
konfor | comfort |
kulak | ear |
TR Drum vuruşlarının dip Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip olan Drum’n Bass 90’lı y… Devamını oku
EN The genre is characterised by fast tempo broken beats (generally between 160–180 beats per minute, but also having occas… read more
Turecký | Angličtina |
---|---|
oku | read |
TR Drum vuruşlarının dip Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip olan Drum’n Bass 90’lı yılların başında Büyük Britanya’da çok önemli gelişmeler kaydederek Elekt… Devamını oku
EN The genre is characterised by fast tempo broken beats (generally between 160–180 beats per minute, but also having occasional differences in some older compositions), with heavy sub basslines.… read more
Turecký | Angličtina |
---|---|
oku | read |
TR Derin öğrenmedeki "derin" ifadesi, üçten fazla katmandan oluşan (girişler ve çıkışlar dahil) ve bir derin öğrenme algoritması olarak görülebilecek nöral bir ağı ifade eder
EN “Deep” in deep learning refers to a neural network comprised of more than three layers—which would be inclusive of the inputs and the output—can be considered a deep learning algorithm
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
ağı | network |
TR Derin öğrenme teknolojisiyle çalışmaya nasıl başlayabileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için, IBM Watson Studio'yu ve Derin Öğrenme hizmetini keşfedin.
EN For more information on how to get started with deep learning technology, explore IBM Watson Studio and the Deep Learning service.
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
bilgi | information |
ibm | ibm |
watson | watson |
studio | studio |
hizmetini | service |
keşfedin | explore |
TR Eyleme geçme davranışlarımızdan kaçınmanın ötesine geçen ve bağımlılık eğilimlerimizle etkileşime giren daha derin sorunların çoğunu ele alan derin bir iyileşme düzeyine yol açarlar
EN They lead to a deep level of healing that goes beyond abstinence from our acting-out behaviors and addresses many of the deeper issues which interact with our addictive tendencies
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
sorunları | issues |
TR Ancak derin öğrenme aslında makine öğrenmesinin alt alanıdır ve nöral ağlar, derin öğrenmenin alt alanıdır.
EN However, deep learning is actually a sub-field of machine learning, and neural networks is a sub-field of deep learning.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ancak | however |
derin | deep |
öğrenme | learning |
aslında | actually |
makine | machine |
alt | sub |
ve | and |
ağlar | networks |
TR Derin öğrenmenin "derin" kısmı, sadece bir nöral ağdaki katmanların derinliğine atıfta bulunur
EN The “deep” in deep learning is just referring to the depth of layers in a neural network
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
TR Üçten fazla katmandan oluşan -girişleri ve çıkışı bünyesinde barındıran- bir nöral ağ, bir derin öğrenme algoritması veya derin nöral ağ olarak görülebilir
EN A neural network that consists of more than three layers—which would be inclusive of the inputs and the output—can be considered a deep learning algorithm or a deep neural network
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
veya | or |
TR Sonuç olarak, derin öğrenmede "derin" ifadesinin bir sinir ağındaki katmanların derinliğine atıfta bulunduğunu belirtmek gerekir
EN As a result, it’s worth noting that the “deep” in deep learning is just referring to the depth of layers in a neural network
Turecký | Angličtina |
---|---|
sonuç | result |
derin | deep |
TR Daha Derin İzlenebilirlik, Daha İyi İş İçgörüsü, Daha Akıllı Perakende Kararları
EN Deeper Visibility, Better Business Insight, Smarter Retail Decisions
Turecký | Angličtina |
---|---|
daha | better |
akıllı | smarter |
kararları | decisions |
TR Daha iyi bir temizlik için LUNA ile birlikte kullanın! T-Sonik™ titreşimler, formülün cilde masaj yapmasına yardımcı olur, cildin daha derin bir şekilde temizlenmesini ve ürünün daha iyi emilimini sağlayarak cildinizi nemlendirir.
EN Combine with LUNA for a better cleanse! T-Sonic™ pulsations help massage the formula into the skin, allowing for a deeper cleanse and better absorption of product, leaving your skin happy and hydrated.
Turecký | Angličtina |
---|---|
luna | luna |
masaj | massage |
TR Daha büyük bir huzur ve neşe duygusu, daha derin bir aidiyet duygusu ve daha büyük beceri ve güvenle ayartmaları atlatma yeteneği yaşayacaksınız
EN You will experience a greater sense of peace and joy, a deeper feeling of belonging, and an ability to bypass temptations with greater skill and confidence
Turecký | Angličtina |
---|---|
huzur | peace |
TR Bu albümde Rachel Blumberg (davulda), Mike Mogis (mandolin, gitar), ve Mike Coykendall (bass, gitar) gruba eşlik ettiler
EN Their second studio album, Volume Two, was released March 23, 2010, just over two years since the release of Volume One
TR 6 farklı tarza sahip bu şablon müziğin bass'ına uygun olarak duyarlı tepkiler verip değişerek sıradışı ve etkileyici bir hava oluşturur
EN Let your fans experience your music to its fullest
Turecký | Angličtina |
---|---|
sahip | its |
TR Bu albümde Rachel Blumberg (davulda), Mike Mogis (mandolin, gitar), ve Mike Coykendall (bass, gitar) gruba eşlik ettiler
EN Their second studio album, Volume Two, was released March 23, 2010, just over two years since the release of Volume One
TR 6 farklı tarza sahip bu şablon müziğin bass'ına uygun olarak duyarlı tepkiler verip değişerek sıradışı ve etkileyici bir hava oluşturur
EN Let your fans experience your music to its fullest
TR Aşırı hassasiyetle birlikte, yazarken yahut oynarken derin bir harekete geçirme kullanın. Bu seviyede ayarlanan herhangi bir tuş güvenle bastığınız zaman kayıt olur ve size daha az yazım hatası ve daha fazla huzur sağlar.
EN Use a deeper actuation for typing or gaming with extreme accuracy. Any key set at this level will register when you've confidently pressed it, giving you less typos and more peace of mind.
Turecký | Angličtina |
---|---|
aşırı | extreme |
kullanın | use |
bu | this |
seviyede | level |
tuş | key |
kayıt | register |
olur | will |
size | you |
huzur | peace |
TR TENCEL™ Lyocell elyafların daha derin boya alma özelliği ve pürüzsüz elyaf yüzeyi, pamuklu kumaşlara kıyasla gözle görülür derecede daha yoğun bir parlaklık verir.
EN In comparison with synthetics, there is an absence of electrostatic charge.
TR Bugün ben daha yakından bir göz atacağım performans izleme aracı Freshping gibi işinize yardımcı olabilir ve başka neler sunabileceği konusunda daha derin bir dalış yapabilirsiniz.
EN Today I’m going to be taking a closer look at how a performance monitoring tool like Freshping can help your business and take a deeper dive into what else it has to offer.
TR Zoom Webinars'ı kullanmak hakkında daha da fazla bilgi edinin Yenilikçi özellikler sayesinde çevrimiçi katılımcılarla daha derin bağlar kurun, oturum katılımını artırın ve markanızı geliştirin.
EN Get even more info on using Zoom Webinars Experience deeper connections with online attendees, enhance your session’s engagement, and elevate your brand with innovative features.
TR Daha derin kavrama için gelişmiş ölçümler kullanın
EN Use advanced metrics for deeper insights
Turecký | Angličtina |
---|---|
gelişmiş | advanced |
kullanın | use |
TR Uzmanlarımız, özel raporlarınızdaki sonuçları ortaya çıkarmak ve daha iyi bilgiler elde etmek için derin içgörüler sunmaya hazırlar.
EN Our specialists are ready to assist you with deep insights to better inform and reveal conclusions from your custom report.
Turecký | Angličtina |
---|---|
özel | custom |
derin | deep |
TR Müşterilerimizin rakiplerinden daha avantajlı durumda kalmasını sağlamak amacıyla yenilikçi tedarik zinciri çözümleri geliştirmeyi ön plana alarak, küresel ağımızı ve derin uzmanlığımızı öncü dijital yeniliklerle birleştiririz.
EN We are at the forefront of developing innovative supply chain solutions, fusing our global network and depth of expertise with pioneering digital innovations to enable our customers to stay ahead.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yenilikçi | innovative |
zinciri | chain |
çözümleri | solutions |
küresel | global |
ve | and |
öncü | pioneering |
dijital | digital |
ın | of |
TR Mükemmel sistemi aramak için bu satırları değiştirirken çıkmaza girmemek önemlidir; bunun yerine, satırlarınızın bir taslağını yazdıysanız, dikkatinizi programımızın daha derin duygusal ve ruhsal araçlarına çevirmeniz önerilir
EN It’s important to not get bogged down in tweaking these lines in search of the perfect system; rather, if you have written out a draft of your lines, it is recommended to turn your attention to the deeper emotional and spiritual tools of our program
Turecký | Angličtina |
---|---|
mükemmel | perfect |
sistemi | system |
aramak | search |
duygusal | emotional |
TR Eğitimli bir ruh sağlığı pratisyeni, bağımlılığınızla ilgili psikolojik sorunlar hakkında daha derin bilgiler edinmenize yardımcı olabilir.
EN A trained mental health practitioner can help you gain deeper insights into the psychological issues involved in your addiction.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
psikolojik | psychological |
sorunlar | issues |
bilgiler | insights |
olabilir | can |
TR Üniversitede birkaç ay sosyal ve akademik hedeflere ulaşmaya çalışıp başarısız olduktan sonra, daha da derin bir depresyona girdim
EN After a few months of trying to achieve social and academic goals at university and failing, I fell deeper into depression
Turecký | Angličtina |
---|---|
sosyal | social |
akademik | academic |
TR Yavaş yavaş bana ne olduğu, nasıl ve neden olduğu konusunda daha derin bir farkındalık kazandım ve sağlıksız davranışlardan uzak durmama yardımcı olacak araçlar öğrenmeye başladım
EN I slowly gained deeper awareness of what was happening to me, and how and why it happened, and I started to learn tools to help me stay away from unhealthy behavior
Turecký | Angličtina |
---|---|
farkındalık | awareness |
uzak | away |
araçlar | tools |
TR Uzantılar, sizin ve tercih ettiğiniz araç satıcılarının Lambda'nın yaşam döngüsüyle bağlantı kurmasını ve Lambda yürütme ortamıyla daha derin bir entegrasyon gerçekleştirmesini sağlar.
EN Extensions enable you and your preferred tooling vendors to plug into Lambda’s lifecycle and integrate more deeply into the Lambda execution environment.
Turecký | Angličtina |
---|---|
uzantılar | extensions |
tercih | preferred |
lambda | lambda |
yürütme | execution |
sağlar | enable |
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, yazılım geliştiricilerin derin öğrenme modellerini çok daha hızlı eğiterek makine öğrenimi hedeflerine hızla ulaşmasına olanak tanıyor.
EN Amazon EC2 P3 instances enable developers to train deep learning models much faster so that they can achieve their machine learning goals quickly.
Turecký | Angličtina |
---|---|
amazon | amazon |
derin | deep |
öğrenme | learning |
modellerini | models |
makine | machine |
hedeflerine | goals |
TR EFA, binlerce GPU’ya ölçeklenebilir ve böylece derin öğrenme eğitim modellerinin aktarım hızı ile ölçeklenebilirliğini önemli ölçüde iyileştirerek sonuçların daha hızlı alınmasını sağlayabilir.
EN EFA can scale to thousands of GPUs, significantly improving the throughput and scalability of deep learning training models, which leads to faster results.
Turecký | Angličtina |
---|---|
gpu | gpus |
derin | deep |
hızlı | faster |
TR Daha derin içgörüler edinebilmeniz ve hızlı bir şekilde başlayabilmeniz için bu oturumu kişiselleştireceğiz.
EN We'll personalize this session so you can gain deeper insights and get started quickly.
Turecký | Angličtina |
---|---|
içgörüler | insights |
şekilde | so |
oturumu | session |
TR SmartPack Trailer, yükleme ve yük boşaltma iş akışlarını optimize etmek için treyler operasyonlarının kullanımı konusunda daha derin görünürlük sunarak çalışma masraflarını azaltır.
EN SmartPack Trailer enables deeper visibility into utilization for trailer operations to optimize loading and unloading workflows reducing operational costs.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yükleme | loading |
görünürlük | visibility |
TR SmartPack Konteyner, hava kargo operasyonlarına daha derin bir izlenebilirlik katarak yüklemeyi optimize eder, personel verimliliğini artırır ve işletme maliyetlerini azaltır.
EN SmartPack Container enables deeper visibility into air cargo operations to optimize loading, enhance worker productivity and reduce operational costs.
Turecký | Angličtina |
---|---|
konteyner | container |
hava | air |
kargo | cargo |
izlenebilirlik | visibility |
optimize | optimize |
verimliliğini | productivity |
maliyetlerini | costs |
TR Daha yumuşak silikon temas noktaları, ulaşılması zor bölgeler için derin ve hassas bir temizlik sunar. Doğal elastikiyeti korumak için cildi çekiştirip, germeden cilt üzerinde rahatça gezdirmenizi sağlar.
EN A deeper, more precise cleanse for those hard-to-reach places with softer-than-ever silicone touchpoints. Effortlessly glide across the skin, with no pulling or stretching to preserve natural elasticity.
Turecký | Angličtina |
---|---|
silikon | silicone |
zor | hard |
doğal | natural |
korumak | preserve |
cilt | skin |
TR Parmak uçlarınızı kullanarak temizleme köpüğünü cildinize uygulayın veya daha derin bir temizlik için LUNA'nızı kullanın.
EN Massage the cleanser into your skin using fingertips or, for a deeper cleanse, use your LUNA.
Turecký | Angličtina |
---|---|
veya | or |
luna | luna |
TR Uzmanlarımız, özel raporlarınızdaki sonuçları ortaya çıkarmak ve daha iyi bilgiler elde etmek için derin içgörüler sunmaya hazırlar.
EN Our specialists are ready to assist you with deep insights to better inform and reveal conclusions from your custom report.
Turecký | Angličtina |
---|---|
özel | custom |
derin | deep |
TR Uzantılar, sizin ve tercih ettiğiniz araç satıcılarının Lambda'nın yaşam döngüsüyle bağlantı kurmasını ve Lambda yürütme ortamıyla daha derin bir entegrasyon gerçekleştirmesini sağlar.
EN Extensions enable you and your preferred tooling vendors to plug into Lambda’s lifecycle and integrate more deeply into the Lambda execution environment.
Turecký | Angličtina |
---|---|
uzantılar | extensions |
tercih | preferred |
lambda | lambda |
yürütme | execution |
sağlar | enable |
TR Bir EC2 Bulut Sunucusunda uzaktan komutlar yürütmeyi, derin öğrenme modeli eğitmeyi ve daha fazlasını öğrenin. Bu adım adım öğreticiler size EC2 ile inovasyon yapmanın farklı yollarını öğretecektir.
EN Learn how to remotely run commands on an EC2 Instance, train a deep learning model, and more. These step-by-step tutorials teach you different ways to innovate with EC2.
Turecký | Angličtina |
---|---|
uzaktan | remotely |
komutlar | commands |
derin | deep |
modeli | model |
öğreticiler | tutorials |
size | you |
TR Daha derin içgörüler edinebilmeniz ve hızlı bir şekilde başlayabilmeniz için bu oturumu kişiselleştireceğiz.
EN We'll personalize this session so you can gain deeper insights and get started quickly.
Turecký | Angličtina |
---|---|
içgörüler | insights |
şekilde | so |
oturumu | session |
TR Uzmanlarımız, özel raporlarınızdaki sonuçları ortaya çıkarmak ve daha iyi bilgiler elde etmek için derin içgörüler sunmaya hazırlar.
EN Our specialists are ready to assist you with deep insights to better inform and reveal conclusions from your custom report.
Turecký | Angličtina |
---|---|
özel | custom |
derin | deep |
TR Derin öğrenme, işlemin özellik ayıklama kısmını büyük ölçüde otomatikleştirir ve gerekli olan bazı manuel insan müdahalesini ortadan kaldırarak, daha büyük veri kümelerinin kullanılmasını sağlar
EN Deep learning automates much of the feature extraction piece of the process, eliminating some of the manual human intervention required and enabling the use of larger data sets
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
özellik | feature |
ve | and |
gerekli | required |
bazı | some |
manuel | manual |
insan | human |
veri | data |
ın | of |
TR Klasik veya "derin olmayan" makine öğrenmesi, öğrenmek için insan müdahalelerine daha bağımlıdır
EN Classical, or "non-deep", machine learning is more dependent on human intervention to learn
Turecký | Angličtina |
---|---|
klasik | classical |
veya | or |
derin | deep |
makine | machine |
insan | human |
TR 2015: Baidu'nun Minwa süper bilgisayarı, ortalama bir insandan daha yüksek bir doğruluk oranıyla resimleri tanımlamak ve sınıflandırmak için evrişimli nöral ağ adlı özel bir derin nöral ağ türünü kullandı.
EN 2015: Baidu's Minwa supercomputer uses a special kind of deep neural network called a convolutional neural network to identify and categorize images with a higher rate of accuracy than the average human.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ortalama | average |
resimleri | images |
özel | special |
derin | deep |
TR Klasik veya "derin olmayan", makine öğrenmesi, öğrenmek için insan müdahalelerine daha bağımlıdır
EN Classical, or "non-deep", machine learning is more dependent on human intervention to learn
Turecký | Angličtina |
---|---|
klasik | classical |
veya | or |
derin | deep |
makine | machine |
insan | human |
TR Girdilerin ve çıktının da dahil olduğu, üç katmandan daha fazlasını içeren bir nöral ağ, bir derin öğrenme algoritması olarak görülebilir
EN A neural network that consists of more than three layers—which would be inclusive of the inputs and the output—can be considered a deep learning algorithm
Turecký | Angličtina |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
TR Reaxys, Knovel, ScienceDirect ve Scopus'un tamamı, Elsevier'in veri, bilim ve teknoloji alanındaki derin tecrübesiyle desteklenmektedir.
EN Reaxys, Knovel, ScienceDirect, and Scopus are all supported by the unique foundation of Elsevier's deep expertise in data, science and technology.
Turecký | Angličtina |
---|---|
knovel | knovel |
sciencedirect | sciencedirect |
scopus | scopus |
elsevier | elsevier |
derin | deep |
TR Kapsamlı, büyük, derin ve detaylı bir şey oluşturuyorsanız Beyaz Tahta Animasyon Paketi aradığınız çözüm
EN If you are creating something comprehensive, large, deep and detailed Whiteboard animation pack is the best solution
Turecký | Angličtina |
---|---|
büyük | large |
detaylı | detailed |
animasyon | animation |
paketi | pack |
çözüm | solution |
TR Burası, her şeyden önce dinlenme ve derin bir sükunet yeridir - bu kadar güzel bir destinasyon tüm dikkati vermeyi gerektirir.
EN This is a place of rest and deep tranquility, after all—a destination this beautiful requires full attention.
Turecký | Angličtina |
---|---|
dinlenme | rest |
derin | deep |
bu | this |
güzel | beautiful |
destinasyon | destination |
gerektirir | requires |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov