EN Working with a trained mental health practitionerSome members have found it helpful to work with a trained therapist or psychologist, particularly if they have a background in treating addiction
EN Working with a trained mental health practitionerSome members have found it helpful to work with a trained therapist or psychologist, particularly if they have a background in treating addiction
TR Eğitimli bir ruh sağlığı uygulayıcısı ile çalışmakBazı üyeler, özellikle bağımlılık tedavisi konusunda bir geçmişleri varsa, eğitimli bir terapist veya psikolog ile çalışmayı yararlı bulmuşlardır
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
addiction | bağımlılık |
health | sağlığı |
members | üyeler |
particularly | özellikle |
helpful | yararlı |
or | veya |
if | varsa |
a | bir |
to | konusunda |
with | ile |
EN Further centres are planned for children's and young people's health and for mental health.
TR Ayrıca çocuk ve genç sağlığı ve ruhsal hastalıklara yönelik iki yeni merkezin daha kurulması planlanıyor.
английский | турецкий |
---|---|
health | sağlığı |
young | genç |
and | ve |
for | yönelik |
are | daha |
further | ayrıca |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN Unstable mental health or psychotic illness
TR Sarhoş veya uyuşturucu etkisi altında olan herhangi bir yolcu
английский | турецкий |
---|---|
or | veya |
EN A trained mental health practitioner can help you gain deeper insights into the psychological issues involved in your addiction.
TR Eğitimli bir ruh sağlığı pratisyeni, bağımlılığınızla ilgili psikolojik sorunlar hakkında daha derin bilgiler edinmenize yardımcı olabilir.
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
can | olabilir |
insights | bilgiler |
psychological | psikolojik |
issues | sorunlar |
health | sağlığı |
deeper | derin |
help | yardımcı |
in | hakkında |
EN Many of us may be chronically sleep-deprived, and returning to a regular and full sleep schedule is one of the best things you can do for your mental health and your recovery
TR Birçoğumuz kronik olarak uykusuz olabiliriz ve düzenli ve tam bir uyku programına geri dönmek, zihinsel sağlığınız ve iyileşmeniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir
английский | турецкий |
---|---|
regular | düzenli |
sleep | uyku |
mental | zihinsel |
health | sağlığı |
you can | yapabileceğiniz |
is one | biridir |
full | tam |
to | geri |
for | için |
of | in |
a | bir |
and | ve |
best | en |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN IZ Association in Individual and Community Mental Health (BIRIZ), continues her capacity building…
TR Yerel Gençlik Dernekleri Ağı (YGDA), Türkiye’deki gençlik çalışanlarının Avrupa Birliği Müktesebatı…
EN Digital İZ Project of İZ Association in Individual and Community Mental Health Begins.
TR Bolu’daki kızıl geyik avının iptali için dava açıldı
английский | турецкий |
---|---|
of | in |
in | için |
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
английский | турецкий |
---|---|
programme | program |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
hand | sağ |
and | ve |
makes | ile |
vitality | zindelik |
is | olduğunu |
both | de |
any | herhangi |
meeting | toplantı |
health | sağlığı |
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
percent | yüzde |
of | ın |
health | sağlığı |
the | ise |
low | düşük |
middle | orta |
countries | ülkelerde |
and | ve |
this | bu |
global | küresel |
worldwide | çapındaki |
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
английский | турецкий |
---|---|
diseases | hastalıklar |
mental | ruh |
health | sağlığı |
prevention | önlenmesi |
and | ve |
from | kadar |
by | kaynaklanan |
through | yoluyla |
EN Sayar provided the participants with essential tips about maintaining one's mental health as well as communication among family members during the pandemic.
TR Sayar katılımcılara pandemi döneminde ruh sağlığını koruma ve aile içi iletişime dair önemli ipuçları verdi.
английский | турецкий |
---|---|
participants | katılımcılara |
mental | ruh |
health | sağlığı |
family | aile |
members | katılımcı |
pandemic | pandemi |
essential | önemli |
tips | ipuçları |
about | dair |
EN Mental Health Coaching Website Template
TR Diyet Ve Kilo Kaybı Web Sitesi Şablonu
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN Unstable mental health or psychotic illness
TR Sarhoş veya uyuşturucu etkisi altında olan herhangi bir yolcu
английский | турецкий |
---|---|
or | veya |
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
английский | турецкий |
---|---|
mental | ruh |
percent | yüzde |
of | ın |
health | sağlığı |
the | ise |
low | düşük |
middle | orta |
countries | ülkelerde |
and | ve |
this | bu |
global | küresel |
worldwide | çapındaki |
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
английский | турецкий |
---|---|
programme | program |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
hand | sağ |
and | ve |
makes | ile |
vitality | zindelik |
is | olduğunu |
both | de |
any | herhangi |
meeting | toplantı |
health | sağlığı |
EN We want to understand how urban life affects our minds, and how we should design our cities so that they are beneficial to our mental health.
TR Biz, kent yaşamının psikolojimize nasıl bir etkide bulunduğunu ve kentlerin ruh sağlığımıza iyi gelmeleri için onları nasıl dizayn etmemiz gerektiğini anlamak istiyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
life | yaşam |
should | gerektiğini |
mental | ruh |
health | sağlığı |
urban | kent |
and | ve |
we | istiyoruz |
how | nasıl |
EN There is also a wealth of green areas which benefit our mental health
TR Bu, sosyal tecrite karşı panzehir etkisi yapıyor
английский | турецкий |
---|---|
of | karşı |
there | bu |
EN Closing the gap: Organizations move to telepsychiatry and hybrid therapy to expand mental health services
TR Hareket halindeyken toplantı yapmak: Yapılması ve yapılmaması gereken 5 şey
английский | турецкий |
---|---|
move | hareket |
and | ve |
to | şey |
EN It’s also proven to boost mental health and wellbeing by relieving stress, anxiety, and depression
TR Ayrıca stresi, kaygıyı ve depresyonu hafifleterek zihinsel sağlığı ve refahı artırdığı da kanıtlanmıştır
английский | турецкий |
---|---|
proven | kanıtlanmış |
mental | zihinsel |
health | sağlığı |
and | ve |
EN Vikram Patel: Mental health for all by involving all | TED Talk
TR Vikram Patel: Vikram Patel: Herkes için herkesin katıldığı akıl sağlığı | TED Talk
английский | турецкий |
---|---|
health | sağlığı |
for | için |
all | herkesin |
EN Mental health for all by involving all
TR Vikram Patel: Herkes için herkesin katıldığı akıl sağlığı
английский | турецкий |
---|---|
health | sağlığı |
for | için |
all | herkesin |
EN Vikram Patel outlines a highly promising approach -- training members of communities to give mental health interventions, empowering ordinary people to care for others.
TR Vikram Patel umut vaadeden yaklaşımını açıklıyor -- akıl sağlığı hizmeti vermek için toplumdaki insanların eğitilmesi, başkalarına yardım etmeleri için sıradan insanların yetkilendirilmesi.
английский | турецкий |
---|---|
a | a |
ordinary | sıradan |
others | başkaları |
health | sağlığı |
approach | yaklaşım |
of | in |
people | insanlar |
give | için |
to give | vermek |
EN What investigating neural pathways can reveal about mental health
TR Nöral yolları incelemenin akıl sağlığına dair gösterdikleri
EN Similar to its previous achievements in providing medical services through its health centres, WATAN has worked in cooperation with the Aleppo Health Directorate and the Global Health Directorate, to establish a new
TR Mobil kliniklerin uzak ve ulaşılması zor kamplarda tıbbi hizmetler sağlamada yarattığı olumlu etki nedeniyle, WATAN, Molham Gönüllülük Ekibi ile ortaklaşa, tıbbi hizmetlerin kapsamını genişletmek için yeni bir mobil klinik kurdu.
английский | турецкий |
---|---|
medical | tıbbi |
watan | watan |
and | ve |
services | hizmetler |
previous | bir |
to | için |
new | yeni bir |
EN Is Violence in Health a Occupational Safety Problem: Evaluation of the Opinions of a Group of Health Workers in Sakarya on Violence in Health
TR Sağlıkta Şiddet Bir İş Güvenliği Sorunu mudur: Sakarya’da Görev Yapan Bir Grup Sağlık Çalışanının Sağlıkta Şiddet ile İlgili Görüşlerinin Değerlendirilmesi
английский | турецкий |
---|---|
problem | sorunu |
health | sağlık |
safety | güvenliği |
group | grup |
a | bir |
EN For more information about how HIPAA and HITECH protect health information, see the Health Information Privacy webpage from the US Department of Health and Human Services.
TR Sağlık bilgilerinin HIPAA ve HITECH ile nasıl korunduğu hakkında daha fazla bilgi için, ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı'nın Sağlık Bilgilerinin Gizliliği web sayfasına bakın.
английский | турецкий |
---|---|
hipaa | hipaa |
health | sağlık |
privacy | gizliliği |
webpage | web |
services | hizmetler |
information | bilgi |
us | abd |
and | ve |
about | hakkında |
how | nasıl |
of | in |
for | için |
EN Passengers with limited mobility and mental problems as well as elderly and unwell passengers and those who have other disabilities
TR Sınırlı hareket kabiliyeti ve zihinsel sorunları olan yolcular, yaşlı, hasta ve başka engelleri olanlar yolcular
английский | турецкий |
---|---|
passengers | yolcular |
mental | zihinsel |
other | başka |
limited | sınırlı |
and | ve |
problems | sorunları |
have | olan |
EN Addiction is a spiritual, mental, and physical disease, and so we use a variety of tools to pursue recovery
TR Bağımlılık ruhsal, zihinsel ve fiziksel bir hastalıktır ve bu nedenle iyileşmek için çeşitli araçlar kullanırız
английский | турецкий |
---|---|
addiction | bağımlılık |
mental | zihinsel |
physical | fiziksel |
variety | çeşitli |
we use | kullanırız |
and | ve |
tools | araçlar |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN Even though I didn?t go into a binge, I could feel the mental shift
TR Aşırıya kaçmamama rağmen, zihinsel değişimi hissedebiliyordum
английский | турецкий |
---|---|
a | a |
mental | zihinsel |
even | de |
EN I never imagined the depth of what I was struggling with, and the relief I?ve felt at finding real, lived freedom from my mental disease
TR Mücadele ettiğim şeyin derinliğini ve zihinsel hastalığımdan gerçek, yaşanmış özgürlüğü bulduğumda hissettiğim rahatlamayı asla hayal etmemiştim
английский | турецкий |
---|---|
mental | zihinsel |
disease | hastalığı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
real | gerçek |
never | asla |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN By allowing guests to stimulate their physical and mental fitness at any time, Vitality allows our guests to feel as good on the road as they would at home.We promote Vitality in movement, cuisine, and meetings.
TR Misafirlerin herhangi bir zamanda fiziksel ve zihinsel formunu canlandırarak Vitality, seyahatlerinde evlerindeki gibi iyi hissetmelerine olanak tanır.Hareketlerde, mutfakta ve toplantılarda Vitality’yi destekleriz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
time | zamanda |
meetings | toplantı |
and | ve |
any | herhangi |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
английский | турецкий |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN Various technical, mental and physical attributes as they relate to a Football Professional’s ability and performance.
TR Futbol Sektörü Çalışanının yeteneği ve performansı ile ilişkili oldukları için çeşitli teknik, zihinsel ve fiziksel özellikler.
английский | турецкий |
---|---|
technical | teknik |
mental | zihinsel |
physical | fiziksel |
football | futbol |
various | çeşitli |
and | ve |
EN Subjective sets of ratings which cover physical, mental and technical attributes of Football Professionals are built up over a period of weeks, months and years to provide a full profile
TR Futbol Sektörü Çalışanlarının fiziksel, zihinsel ve teknik özelliklerini kapsayan öznel derecelendirme setleri tam bir profil sağlamak için haftalarca, aylarca ve yıllarca süren bir dönemde oluşturulur
английский | турецкий |
---|---|
sets | setleri |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
technical | teknik |
football | futbol |
period | dönemde |
full | tam |
profile | profil |
and | ve |
of | in |
to | sağlamak |
years | bir |
EN Passengers with limited mobility and mental problems as well as elderly and unwell passengers and those who have other disabilities
TR Sınırlı hareket kabiliyeti ve zihinsel sorunları olan yolcular, yaşlı, hasta ve başka engelleri olanlar yolcular
английский | турецкий |
---|---|
passengers | yolcular |
mental | zihinsel |
other | başka |
limited | sınırlı |
and | ve |
problems | sorunları |
have | olan |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN By allowing guests to stimulate their physical and mental fitness at any time, Vitality allows our guests to feel as good on the road as they would at home.We promote Vitality in movement, cuisine, and meetings.
TR Misafirlerin herhangi bir zamanda fiziksel ve zihinsel formunu canlandırarak Vitality, seyahatlerinde evlerindeki gibi iyi hissetmelerine olanak tanır.Hareketlerde, mutfakta ve toplantılarda Vitality’yi destekleriz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
time | zamanda |
meetings | toplantı |
and | ve |
any | herhangi |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
английский | турецкий |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN City dwellers often suffer more from stress-related mental disorders than people living in rural areas
TR Kent sakinleri, kırsal kesimlerde yaşayan insanlara göre daha sık stresten kaynaklanan ruhsal hastalık çekiyorlar
английский | турецкий |
---|---|
often | sık |
people | insanlara |
living | yaşayan |
rural | kırsal |
more | daha |
city | kent |
Показаны переводы 50 из 50