TR Eğitimli bir ruh sağlığı uygulayıcısı ile çalışmakBazı üyeler, özellikle bağımlılık tedavisi konusunda bir geçmişleri varsa, eğitimli bir terapist veya psikolog ile çalışmayı yararlı bulmuşlardır
"eğitimli bir ruh" на турецкий можно перевести в следующие английский слова/фразы:
TR Eğitimli bir ruh sağlığı uygulayıcısı ile çalışmakBazı üyeler, özellikle bağımlılık tedavisi konusunda bir geçmişleri varsa, eğitimli bir terapist veya psikolog ile çalışmayı yararlı bulmuşlardır
EN Working with a trained mental health practitionerSome members have found it helpful to work with a trained therapist or psychologist, particularly if they have a background in treating addiction
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
üyeler | members |
özellikle | particularly |
bağımlılık | addiction |
veya | or |
yararlı | helpful |
varsa | if |
TR Eğitimli bir ruh sağlığı pratisyeni, bağımlılığınızla ilgili psikolojik sorunlar hakkında daha derin bilgiler edinmenize yardımcı olabilir.
EN A trained mental health practitioner can help you gain deeper insights into the psychological issues involved in your addiction.
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
psikolojik | psychological |
sorunlar | issues |
bilgiler | insights |
olabilir | can |
TR Görece daha genç, interaktif ve eğitimli bir kitlenin damga vurduğu Twitter?da organik kitle oluşturmak için aşağıdaki adımlara dikkat etmelisiniz.
EN You should pay attention to the following issues in order to create an organic audience on Twitter, marked by its relatively younger, interactive, and educated users.
турецкий | английский |
---|---|
interaktif | interactive |
organik | organic |
kitle | audience |
dikkat | attention |
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
турецкий | английский |
---|---|
hizmetleri | help |
ve | and |
yakından | closely |
TR Alman iş piyasası iyi eğitimli adaylara çok iyi fırsatlar sunuyor. Almanya’da en çok ihtiyaç duyulan on meslek grubu ve yabancı adaylar için öneriler.
EN Innovative, international, globally networked: five success factors of German universities.
TR Şoförlerimiz son derece eğitimli ve deneyimli olup şikayete yer bırakmamaktadır.
EN Our Chauffeurs are highly trained and experienced leaving no room for complaints.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
deneyimli | experienced |
TR Alman iş piyasası iyi eğitimli adaylara çok iyi fırsatlar sunuyor. Almanya’da en çok ihtiyaç duyulan on meslek grubu ve yabancı adaylar için öneriler.
EN Innovative, international, globally networked: five success factors of German universities.
TR Eğitimli bakıcılar ve sağlıkçılar Almanya’da kolaylıkla iş bulabiliyor. Hastaneler, yaşlı yurtları ve başka bakım kuruluşları vasıflı elemana ihtiyaç duyuyor.
EN Nursing and health professionals easily find a job in Germany. Hospitals, retirement homes and other care facilities lack qualified staff.
турецкий | английский |
---|---|
almanya | germany |
kolaylıkla | easily |
başka | other |
bakım | care |
TR İklim aktivistleri: çok genç ve çok iyi eğitimli kişiler
EN Climate demonstrators: very young and very well educated
турецкий | английский |
---|---|
çok | very |
genç | young |
ve | and |
iyi | well |
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
TR Türk diasporasının “ruh hali” ve siyasi öncelikleri üzerine kapsamlı bir araştırma.
EN Waiting for days due to Turkey's exhortation and removed from the border when the pandemic began, most of the refugees had lost both their jobs and home when they returned to the cities where they came from.
TR Benzersiz ve kreatif geçişlerle videonuzu görsel bir şölene çevirin. Dilediğiniz ruh halini kolayca oluşturun.
EN Turn your video into a feast for the eyes with our unique and creative transitions. Set the mood you want with ease.
турецкий | английский |
---|---|
videonuzu | your video |
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
турецкий | английский |
---|---|
önlenmesi | prevention |
ruh | mental |
TR Biz, kent yaşamının psikolojimize nasıl bir etkide bulunduğunu ve kentlerin ruh sağlığımıza iyi gelmeleri için onları nasıl dizayn etmemiz gerektiğini anlamak istiyoruz.
EN We want to understand how urban life affects our minds, and how we should design our cities so that they are beneficial to our mental health.
турецкий | английский |
---|---|
kent | urban |
ruh | mental |
onları | they |
gerektiğini | should |
TR “Yüksek hayal güçleri ve içlerindeki o oyuncu ruh için onlara, endişelerini ve fikirlerini ifade edebilecekleri bir platform sunuyorum.”
EN “I am creating a platform for their enormous imagination and their playfulness, a platform on which they can express their concerns and ideas.”
турецкий | английский |
---|---|
platform | platform |
TR Benzersiz ve kreatif geçişlerle videonuzu görsel bir şölene çevirin. Dilediğiniz ruh halini kolayca oluşturun.
EN Turn your video into a feast for the eyes with our unique and creative transitions. Set the mood you want with ease.
турецкий | английский |
---|---|
videonuzu | your video |
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
ve | and |
destek | support |
sektör | sector |
yöneticisi | manager |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
турецкий | английский |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
ve | and |
destek | support |
sektör | sector |
yöneticisi | manager |
TR Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği'nin Dijital İZ Projesi Başlıyor.
EN The 7th International Day of the Girl Child Conference deals with the topic of "Leadership of 'Girls' in the Digital Age".
турецкий | английский |
---|---|
dijital | digital |
TR Egzersiz yapmakDüzenli egzersiz ve fiziksel hareketin sağlığı, ruh halini ve zindeliği iyileştirdiği gösterilmiştir
EN ExerciseRegular exercise and physical movement has been shown to improve health, mood and wellness
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
fiziksel | physical |
sağlığı | health |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği (Biriz), 8 Kasım Pazartesi günü 13.00-16.00 saatlerinde…
EN “Active Citizenship, Civil Initiatives, and Volunteering” meeting EU TACSO 3 Project (Technical…
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
TR Yeni şeyler deneyin.Zihin, vücut ve ruh sağlığının en büyük önceliğiniz olduğu alternatif seyahatleri kucaklayın
EN Try new things.Embrace an alternative way of travelling where wellbeing of the mind, body and soul are your top priority
турецкий | английский |
---|---|
yeni | new |
şeyler | things |
deneyin | try |
zihin | mind |
vücut | body |
ve | and |
alternatif | alternative |
ın | of |
en büyük | top |
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
ruh | mental |
sağlığı | health |
yüzde | percent |
bu | this |
düşük | low |
orta | middle |
ın | of |
TR Sayar katılımcılara pandemi döneminde ruh sağlığını koruma ve aile içi iletişime dair önemli ipuçları verdi.
EN Sayar provided the participants with essential tips about maintaining one's mental health as well as communication among family members during the pandemic.
турецкий | английский |
---|---|
pandemi | pandemic |
ruh | mental |
aile | family |
önemli | essential |
ipuçları | tips |
TR Moodagent ile müzikten fazlası var. En sevdiğiniz müzikleri dinleyin ve şarkılara, sanatçılara hatta ruh hallerine göre etkileşimli çalma listeleri oluşturun – burada harika yeni müzikler keşfetmek için her şey var.
EN With Moodagent there's more to music. Listen to your favorite music and create interactive playlists based on songs, artists, or even moods – everything is an opportunity to discover something great.
турецкий | английский |
---|---|
dinleyin | listen |
etkileşimli | interactive |
oluşturun | create |
harika | great |
keşfetmek | discover |
TR Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
EN Child and Adolescent Psychiatry
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
ve | and |
destek | support |
sektör | sector |
yöneticisi | manager |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
турецкий | английский |
---|---|
ruh | mental |
sağlığı | health |
ve | and |
destek | support |
sektör | sector |
yöneticisi | manager |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
турецкий | английский |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
турецкий | английский |
---|---|
ve | and |
ruh | mental |
sağlığı | health |
yüzde | percent |
bu | this |
düşük | low |
orta | middle |
ın | of |
TR Araba modeli Araç Modelini Seçin kadenz Karnaval Cerato Forte K5 Optima Pegas Picanto Rio Rio Hatchback Rio Sedan sedona Seltos sonet Sorento ruh Sportage Telluride
EN Car Model Select Car Model Cadenza Carnival Cerato Forte K5 Optima Pegas Picanto Rio Rio Hatchback Rio Sedan Sedona Seltos Sonet Sorento Soul Sportage Telluride
турецкий | английский |
---|---|
seçin | select |
sedan | sedan |
TR Ayrıca stresi daha iyi sindirebilmemizi sağlayarak ruh sağlığımıza iyi gelen çok sayıda yeşil alan var
EN They help us to process stress much better
TR Korona Karantinası: Ruh ve Beden İçin Klasik
EN Corona quarantine: classical music to enjoy and play along
турецкий | английский |
---|---|
korona | corona |
klasik | classical |
TR Düzenli fiziksel egzersiz, stresimize, ruh halimize, uykumuza ve enerjimize yardımcı olmanın yanı sıra nüksetme riskimizi azaltabilir
EN Regular physical exercise can reduce our risk of relapse, in addition to helping our stress, mood, sleep, and energy
турецкий | английский |
---|---|
düzenli | regular |
fiziksel | physical |
ve | and |
ın | of |
TR Arayı kapatma: Kuruluşlar, ruh sağlığı hizmetlerini genişletmek için telepsikiyatri ve karma terapi yöntemlerine geçiyor
EN Closing the gap: Organizations move to telepsychiatry and hybrid therapy to expand mental health services
TR Bir deyim; bir atama, bir işlev çağrısı, bir döngü, bir koşullu deyim hatta hiçbir şey yapmayan bir deyim (boş bir deyim) olabilir
EN A statement can be an assignment, a function call, a loop, a conditional statement or even a statement that does nothing (an empty statement)
турецкий | английский |
---|---|
işlev | function |
çağrısı | call |
koşullu | conditional |
hatta | even |
boş | empty |
TR İster tek kişilik bir gösteri, ister küçük bir işletme, ister bir girişimci veya büyük bir şirkette çalışan deneyimli bir SEO uzmanı olun, sonuçta vaat ettiklerini yerine getiren bir araca ihtiyacınız vardır
EN Whether you’re a one man show, a small business, an entrepreneur, or an experienced SEO professional working at a large corporation, you ultimately need a tool that delivers on what it promises
турецкий | английский |
---|---|
küçük | small |
işletme | business |
veya | or |
büyük | large |
deneyimli | experienced |
seo | seo |
olun | whether |
ihtiyacınız | need |
TR Basit bir örnek verirsek, bir Ethereum kullanıcısı bir arkadaşına belli bir tarihte belli miktarda ether göndermek için bir akıllı kontrat yaratabilir
EN To take a simple example, an Ethereum user could create a smart contract to send a certain amount of ether to a friend on a certain date
турецкий | английский |
---|---|
basit | simple |
örnek | example |
ethereum | ethereum |
kullanıcısı | user |
belli | certain |
ether | ether |
akıllı | smart |
kontrat | contract |
TR Basit bir örnek verirsek, bir Ethereum kullanıcısı bir arkadaşına belli bir tarihte belli miktarda ether göndermek için bir akıllı kontrat yaratabilir
EN To take a simple example, an Ethereum user could create a smart contract to send a certain amount of ether to a friend on a certain date
турецкий | английский |
---|---|
basit | simple |
örnek | example |
ethereum | ethereum |
kullanıcısı | user |
belli | certain |
ether | ether |
akıllı | smart |
kontrat | contract |
TR Eğer bir istisnanın küresel bağlama kadar kabarcıklanmasına izin verilirse, atandığı takdirde bir küresel istisna işleyici tarafından yakalanabilir. Başka bir blok çalıştırılmazsa bir catch bloğu yerine çağrılmak üzere bir işlev
EN If an exception is allowed to bubble up to the global scope, it may be caught by a global exception handler if set. The
турецкий | английский |
---|---|
küresel | global |
istisna | exception |
TR "temalı" sosyal yardım çağrısı: bir kişinin belirli bir hedefi olabilir, örneğin yapmayı düşündüğü bir değişiklikle ilgili tavsiye almak, ortak bir dua etmek, belirli bir adımla ilgili tavsiye istemek vb.
EN “themed” outreach call: a person might have a specific goal, for example, receive advice on an amend they are thinking about making, speak a shared prayer, ask for advice on a specific step, etc
турецкий | английский |
---|---|
çağrısı | call |
olabilir | might |
tavsiye | advice |
almak | receive |
ortak | shared |
TR Bu ister başka bir video izleyerek, ister bir hizmete abone olarak, bir alışveriş yaparak veya başka pek çok şekilde olsun, izleyicileri bir eylemde bulunmaya çağırmak için mükemmel bir yöntemdir.
EN This is a great way to get viewers to take action, whether it's by watching another video, signing up for a service, making a purchase and more.
TR FreeOffice, tümü Microsoft Office'teki (Word, Excel ve PowerPoint) benzerleriyle sorunsuz bir şekilde uyumlu olan bir kelime işlemci, bir elektronik tablo uygulaması ve bir sunum programı içeren eksiksiz bir Office paketidir.
EN FreeOffice is a complete Office suite with a word processor, a spreadsheet application and a presentation program – all seamlessly compatible with their counterparts in Microsoft Office (Word, Excel and PowerPoint).
TR Anglo-Sakson dokunuşuna sahip klasik kokteyller için davetkar bir ortam: Lordy's Martini bir şişe içinde servis edilir, geleneksel bir Spritz bir İngiliz Cottage Spritz'e dönüşür ve dumanı tüten bir kavanozdan kokteyller çıkar.
EN An inviting ambiance for classic cocktails with an Anglo-Saxon twist: Lordy's Martini is served in a vial, a traditional Spritz becomes an English Cottage Spritz & cocktails emerge from a smoking cloche.
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
турецкий | английский |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
Показаны переводы 50 из 50