Traduzir "zorunda kalıyordu" para inglês

Mostrando 50 de 50 traduções da frase "zorunda kalıyordu" de turco para inglês

Traduções de zorunda kalıyordu

"zorunda kalıyordu" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:

zorunda and are be can have have to if is order that the this to be we we have will you

Tradução de turco para inglês de zorunda kalıyordu

turco
inglês

TR Pandeminin erken safhalarında müşteriler bazen teslimat tarihi için iki hafta ­beklemek zorunda kalıyordu

EN This led to ­customers sometimes having to wait two weeks for an available delivery slot during the early phase of the pandemic

turco inglês
erken early
müşteriler customers
bazen sometimes
teslimat delivery
hafta weeks

TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor

EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school

turco inglês
destek support

TR Sadece iyi niyetli istekler alıyoruz ve hiçbir zaman kötü niyetli trafik veya DNS altyapısındaki saldırılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz."

EN We just get clean requests and never have to deal with malicious traffic or attacks on the DNS infrastructure."

turco inglês
trafik traffic
veya or
dns dns
zorunda have to
hiçbir zaman never
altyapısı infrastructure

TR "COVID-19'dan önce Cloudflare Access'ten zaten memnunduk ve ekibimiz uzaktan çalışmak zorunda kaldığında büyük bir tasarruf sağladı

EN "We were already happy with Cloudflare Access before COVID-19, and it ended up being a big save when our team had to work remotely

turco inglês
cloudflare cloudflare
access access
ekibimiz our team
uzaktan remotely
büyük big
tasarruf save

TR Çalışanlarımız uzaktan erişim için tasarlanmamış uygulamalarla uğraşmak zorunda kalmadığından platformumuz sorunsuz çalışmaya devam etti ve müşteri tabanımız destekte herhangi bir kesinti yaşamadı."

EN Because our employees didn’t have to struggle with apps that weren’t designed for remote access, our platform kept running smoothly, and our customer base experienced no interruptions in support."

turco inglês
uzaktan remote
erişim access
zorunda have to
sorunsuz smoothly
müşteri customer
herhangi no

TR Kariyerimin geri kalanında kullanmak için yalnızca bir adet SEO aracı seçmek zorunda olsaydım, bu Ahrefs olurdu. Tarayıcınızın ana sayfası yapabileceğiniz kadar faydalı.

EN If I had to choose one SEO tool for the rest of my career, it would be Ahrefs. You might as well make it your browsers’ homepage.

turco inglês
aracı tool

TR İçeriğiniz neden harika olmak zorunda

EN Why your content has to be great

turco inglês
harika great

TR Herhangi bir web sitesinin dahili bağlantılarına, onu taramak zorunda kalmadan göz atın

EN Browse any website's internal links without having to crawl it

turco inglês
dahili internal
onu it
bağlantılar links

TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır

EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date

turco inglês
dergi journal
açık open
artık no longer
veya or
yayınlanan published
içeriklere content
zorunda have to

TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.

EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.

turco inglês
kadın women
geçici temporary

TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.

EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.

turco inglês
suriye syria
dışında outside
mülteciler refugees
yardım aid
başladık we started

TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan

EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020

turco inglês
etmek to

TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.

EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.

turco inglês
mevsimlik seasonal
tarım agriculture
afet disaster
zorunda have to
çocuklar children
olacak will
etkinlikler activities
koşulları conditions

TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı

EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs

turco inglês
günlük daily
ailesi family

TR Beldede görevli Öğretmen ve diğer memurlar, yeterli konut olmadığından ilçe merkezinde ve çevre yerleşim birimlerinde ikamet etmek zorunda kalmışlardır

EN The teacher and other officials in the town had to reside in the district center and surrounding settlements because there were not enough housing

turco inglês
ve and
diğer other
yeterli enough
etmek to

TR Malesef bir çok kişi raflarda aylarca bekleyen filtre kahve, espresso, türk kahvesi almak ve tüketmek zorunda kalıyor.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.

EN Unfortunately, many people have to buy and consume filter coffee, espresso and Turkish coffee waiting on the shelves for months.They work with us for the seo services of the websites they provide online services.

turco inglês
kişi people
kahve coffee
türk turkish
zorunda have to
seo seo
bizimle with us

TR Bu web sitesi Avrupa Birliği'nin maddi desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir. İçerik tamamıyla Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği'nin sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

EN This website was created and is currently maintained with the financial support of the European Union. Its contents are the sole responsibility of STGM and do not necessarily reflect the views of the European Union.'.

turco inglês
birliği union
desteği support
sorumluluğu responsibility
yansıtmak reflect
değildir not

TR Jotform’da bulunan HIPAA uyumlu formlar sayesinde toplandığınız hassas verilerin güvenliği konusunda endişelenmek zorunda kalmazsınız

EN The good news? Jotform is HIPAA-compliant and that’s a huge plus for anyone in the healthcare industry

turco inglês
jotform jotform
hipaa hipaa
uyumlu compliant

TR Herkes girişimci olmak zorunda değil

EN Time Management, or One More Thing to Worry About?

turco inglês
herkes one

TR Başarılı olmak için yılda 100 kitap okumak zorunda değilsiniz

EN Acquiring Wisdom Requires You to Show Up

turco inglês
için to

TR Fotoğraf çekim seansıyla ilgili bilgileri toplama, belgeleri müşterilerinize imzalatma ve ödeme alma işlerini kâğıt ve kalemle yapmak zorunda değilsiniz

EN Collecting session information, client signatures, and payments doesn’t need to be limited to pen and paper

turco inglês
bilgileri information
ödeme payments

TR En iyi kısmı ise tek bir çizgi bile çizmek zorunda değilsiniz

EN The best part is that you don’t need to draw a single line

turco inglês
iyi best
çizgi line

TR Hepsinden iyisi ise güvenliğiniz ve gizliliğiniz için bağlantı hızınızdan ödün vermek zorunda kalmazsınız

EN Best of all, your security and privacy don’t come at the cost of your connection speed

turco inglês
bağlantı connection

TR Özel çift pilli sistem, kulaklığınızı şarj etmek için priz yanında oturmak zorunda kalmayacağınız anlamına geliyor. Kulaklıktaki bir pille oyun oynarken diğerini verici baz istasyonunda tutarak şarj edin.

EN Exclusive dual-battery system means never sitting next to an outlet to charge your headset. Keep one battery charged in the transmitter base station while gaming with the other in the headset.

turco inglês
çift dual
sistem system
şarj charge
oyun gaming
baz base

TR Covid-19 alışveriş davranışlarını değiştirirken, şirketler değişime uyum sağlamak zorunda!

EN We're excited to announce the opening of our office in Berlin – our 6th office in Germany and 41st office worldwide

turco inglês
sağlamak to
ın of

TR Bir paket renkli post-it notundan daha az. Çok fazla harcamak zorunda değilsin.

EN Less than a pack of colored post-it notes. You don't have to spend too much.

turco inglês
paket pack
renkli colored
zorunda have to

TR Öncelikle kodlama hakkında hiçbir şey bilmek zorunda değilsiniz

EN First of all you don't have to know anything about coding

turco inglês
kodlama coding
hakkında about
zorunda have to

TR Bu yüzden alakasız insanları el ile ayıklamak için tüm cevapları gözden geçirmek zorunda kalmayacaksınız.

EN So you won’t have to wade through all the answers in order to weed out irrelevant people manually.

turco inglês
insanları people
tüm all
cevapları answers
zorunda have to
yüzden so

TR Bu şekilde, yeni kayıtları tek başına izlemek zorunda kalmazsınız.

EN That way, you don’t have to monitor new records all on your own.

turco inglês
şekilde way
yeni new
izlemek monitor
zorunda have to

TR Bir dijital pazarlamacý, video oluþturmayý da bilmek zorunda

EN A digital marketer should have knowledge of creating a video

turco inglês
video video

TR Bu ücretsiz tişört mockup paketi sayesinde tasarımlarınızın baskıdan çıkmasını beklemek zorunda kalmayacaksınız

EN With this free T-shirt mockup pack, you don’t have to wait for your designs to be printed

turco inglês
bu this
ücretsiz free
tişört shirt
mockup mockup
paketi pack
zorunda have to
tasarımları designs

TR Artık tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz

EN You don't have to do it all alone anymore

turco inglês
tek alone
zorunda have to

TR Tüccarlar ödemeyi alıp almadıklarını teyit etmek için 10 dakika beklemek zorunda kalmazlar

EN Merchants don’t need to wait 10 minutes to confirm whether or not they have received their payment

turco inglês
dakika minutes

TR Sadece temiz istekler bize ulaşıyor ve hiçbir zaman kötü niyetli trafik veya DNS altyapısındaki saldırılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz."

EN We just get clean requests and never have to deal with malicious traffic or attacks on the DNS infrastructure."

turco inglês
temiz clean
bize we
trafik traffic
veya or
dns dns
zorunda have to
hiçbir zaman never
altyapısı infrastructure

TR Sunucusuz bilişim, sunucuları düşünmek zorunda kalmadan uygulamalar ve hizmetler oluşturup çalıştırmanızı sağlar

EN Serverless computing allows you to build and run applications and services without thinking about servers

turco inglês
sunucusuz serverless
sunucuları servers
kalmadan without
ve and
sağlar allows

TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.

EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.

turco inglês
kadın women
geçici temporary

TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.

EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.

turco inglês
suriye syria
dışında outside
mülteciler refugees
yardım aid
başladık we started

TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.

EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.

turco inglês
mevsimlik seasonal
tarım agriculture
afet disaster
zorunda have to
çocuklar children
olacak will
etkinlikler activities
koşulları conditions

TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan

EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020

turco inglês
etmek to

TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı

EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs

turco inglês
günlük daily
ailesi family

TR 2018 yılında babası vefat edince Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmak zorunda kalmış

EN In 2018 Sivar’s father died, and he returned to Syria

turco inglês
suriye syria
yapmak and
yılında in

TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor

EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work

turco inglês
okulu school
gade gade

TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor

EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work

turco inglês
okulu school
gade gade

TR 2018 yılında babası vefat edince Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmak zorunda kalmış

EN In 2018 Sivar’s father died, and he returned to Syria

turco inglês
suriye syria
yapmak and
yılında in

TR Yönetilen Hosting'de sistem donanım ve yazılımının yönetimi ile uğraşmak zorunda kalmazsınız.

EN You do not have to deal with managing your system hardware and software in Managed Hosting.

turco inglês
yönetilen managed
hosting hosting
sistem system
zorunda have to

TR GeoTrust EV SSL sertifikaları ile müşteriler, herhangi bir yere tıklamak zorunda kalmadan bilgilerinin korunduğunu görebilir

EN With GeoTrust EV SSL certificates, customers can see that their information is protected without having to click anywhere

turco inglês
geotrust geotrust
ssl ssl
sertifikaları certificates
müşteriler customers
herhangi anywhere
bilgilerinin information

TR GlobalSign EV SSL sertifikaları ile müşteriler, herhangi bir yere tıklamak zorunda kalmadan bilgilerinin korunduğunu görebilir

EN With GlobalSign EV SSL certificates, customers can see that their information is protected without having to click anywhere

turco inglês
globalsign globalsign
ssl ssl
sertifikaları certificates
müşteriler customers
herhangi anywhere
bilgilerinin information

TR İş her zaman zor olmak zorunda değildir.

EN Work doesn’t always have to be hard.

turco inglês
zor hard
zorunda have to

TR Uzun yolculuklar yapmak veya şehirlerdeki teslimatları çoğaltmak zorunda olan şirketler ve çalışanları için özel olarak tasarlanmış ?Sürücü? adı verilen bir versiyon

EN A version called ?Driver?, specially designed for companies and their employees who have to make long trips or to multiply deliveries in urban areas

turco inglês
uzun long
veya or
zorunda have to
şirketler companies
özel specially
sürücü driver
versiyon version

TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.

EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.

turco inglês
zorunda have to
kaldırın eliminate

Mostrando 50 de 50 traduções