Traduzir "zorunda kalmam" para inglês

Mostrando 50 de 50 traduções da frase "zorunda kalmam" de turco para inglês

Traduções de zorunda kalmam

"zorunda kalmam" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:

zorunda and are be can have have to if is order that the this to be we we have will you

Tradução de turco para inglês de zorunda kalmam

turco
inglês

TR Minnet duyduğun şeyler var mı? Evet, uzun zamandan beri elektronik müzikle meşgul olmak istiyordum, ve uzun zaman evde olmak zorunda kalmam, bunu hızlandırdı.

EN What are your fears concerning the pandemic? I’m sure the pandemic will leave a scar on society. But the real fear is that we are going to live with the pandemic for years to come or that other pandemics are going to spread.

TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor

EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school

turcoinglês
desteksupport

TR Sadece iyi niyetli istekler alıyoruz ve hiçbir zaman kötü niyetli trafik veya DNS altyapısındaki saldırılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz."

EN We just get clean requests and never have to deal with malicious traffic or attacks on the DNS infrastructure."

turcoinglês
trafiktraffic
veyaor
dnsdns
zorundahave to
hiçbir zamannever
altyapısıinfrastructure

TR "COVID-19'dan önce Cloudflare Access'ten zaten memnunduk ve ekibimiz uzaktan çalışmak zorunda kaldığında büyük bir tasarruf sağladı

EN "We were already happy with Cloudflare Access before COVID-19, and it ended up being a big save when our team had to work remotely

turcoinglês
cloudflarecloudflare
accessaccess
ekibimizour team
uzaktanremotely
büyükbig
tasarrufsave

TR Çalışanlarımız uzaktan erişim için tasarlanmamış uygulamalarla uğraşmak zorunda kalmadığından platformumuz sorunsuz çalışmaya devam etti ve müşteri tabanımız destekte herhangi bir kesinti yaşamadı."

EN Because our employees didn’t have to struggle with apps that weren’t designed for remote access, our platform kept running smoothly, and our customer base experienced no interruptions in support."

turcoinglês
uzaktanremote
erişimaccess
zorundahave to
sorunsuzsmoothly
müştericustomer
herhangino

TR Kariyerimin geri kalanında kullanmak için yalnızca bir adet SEO aracı seçmek zorunda olsaydım, bu Ahrefs olurdu. Tarayıcınızın ana sayfası yapabileceğiniz kadar faydalı.

EN If I had to choose one SEO tool for the rest of my career, it would be Ahrefs. You might as well make it your browsers’ homepage.

turcoinglês
aracıtool

TR İçeriğiniz neden harika olmak zorunda

EN Why your content has to be great

turcoinglês
harikagreat

TR Herhangi bir web sitesinin dahili bağlantılarına, onu taramak zorunda kalmadan göz atın

EN Browse any website's internal links without having to crawl it

turcoinglês
dahiliinternal
onuit
bağlantılarlinks

TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır

EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date

turcoinglês
dergijournal
açıkopen
artıkno longer
veyaor
yayınlananpublished
içeriklerecontent
zorundahave to

TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.

EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.

turcoinglês
kadınwomen
geçicitemporary

TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.

EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.

turcoinglês
suriyesyria
dışındaoutside
mültecilerrefugees
yardımaid
başladıkwe started

TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan

EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020

turcoinglês
etmekto

TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.

EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.

turcoinglês
mevsimlikseasonal
tarımagriculture
afetdisaster
zorundahave to
çocuklarchildren
olacakwill
etkinlikleractivities
koşullarıconditions

TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı

EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs

turcoinglês
günlükdaily
ailesifamily

TR Beldede görevli Öğretmen ve diğer memurlar, yeterli konut olmadığından ilçe merkezinde ve çevre yerleşim birimlerinde ikamet etmek zorunda kalmışlardır

EN The teacher and other officials in the town had to reside in the district center and surrounding settlements because there were not enough housing

turcoinglês
veand
diğerother
yeterlienough
etmekto

TR Malesef bir çok kişi raflarda aylarca bekleyen filtre kahve, espresso, türk kahvesi almak ve tüketmek zorunda kalıyor.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.

EN Unfortunately, many people have to buy and consume filter coffee, espresso and Turkish coffee waiting on the shelves for months.They work with us for the seo services of the websites they provide online services.

turcoinglês
kişipeople
kahvecoffee
türkturkish
zorundahave to
seoseo
bizimlewith us

TR Bu web sitesi Avrupa Birliği'nin maddi desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir. İçerik tamamıyla Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği'nin sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

EN This website was created and is currently maintained with the financial support of the European Union. Its contents are the sole responsibility of STGM and do not necessarily reflect the views of the European Union.'.

turcoinglês
birliğiunion
desteğisupport
sorumluluğuresponsibility
yansıtmakreflect
değildirnot

TR Jotform’da bulunan HIPAA uyumlu formlar sayesinde toplandığınız hassas verilerin güvenliği konusunda endişelenmek zorunda kalmazsınız

EN The good news? Jotform is HIPAA-compliant and that’s a huge plus for anyone in the healthcare industry

turcoinglês
jotformjotform
hipaahipaa
uyumlucompliant

TR Herkes girişimci olmak zorunda değil

EN Time Management, or One More Thing to Worry About?

turcoinglês
herkesone

TR Başarılı olmak için yılda 100 kitap okumak zorunda değilsiniz

EN Acquiring Wisdom Requires You to Show Up

turcoinglês
içinto

TR Fotoğraf çekim seansıyla ilgili bilgileri toplama, belgeleri müşterilerinize imzalatma ve ödeme alma işlerini kâğıt ve kalemle yapmak zorunda değilsiniz

EN Collecting session information, client signatures, and payments doesn’t need to be limited to pen and paper

turcoinglês
bilgileriinformation
ödemepayments

TR En iyi kısmı ise tek bir çizgi bile çizmek zorunda değilsiniz

EN The best part is that you don’t need to draw a single line

turcoinglês
iyibest
çizgiline

TR Hepsinden iyisi ise güvenliğiniz ve gizliliğiniz için bağlantı hızınızdan ödün vermek zorunda kalmazsınız

EN Best of all, your security and privacy don’t come at the cost of your connection speed

turcoinglês
bağlantıconnection

TR Özel çift pilli sistem, kulaklığınızı şarj etmek için priz yanında oturmak zorunda kalmayacağınız anlamına geliyor. Kulaklıktaki bir pille oyun oynarken diğerini verici baz istasyonunda tutarak şarj edin.

EN Exclusive dual-battery system means never sitting next to an outlet to charge your headset. Keep one battery charged in the transmitter base station while gaming with the other in the headset.

turcoinglês
çiftdual
sistemsystem
şarjcharge
oyungaming
bazbase

TR Covid-19 alışveriş davranışlarını değiştirirken, şirketler değişime uyum sağlamak zorunda!

EN We're excited to announce the opening of our office in Berlin – our 6th office in Germany and 41st office worldwide

turcoinglês
sağlamakto
ınof

TR Bir paket renkli post-it notundan daha az. Çok fazla harcamak zorunda değilsin.

EN Less than a pack of colored post-it notes. You don't have to spend too much.

turcoinglês
paketpack
renklicolored
zorundahave to

TR Öncelikle kodlama hakkında hiçbir şey bilmek zorunda değilsiniz

EN First of all you don't have to know anything about coding

turcoinglês
kodlamacoding
hakkındaabout
zorundahave to

TR Bu yüzden alakasız insanları el ile ayıklamak için tüm cevapları gözden geçirmek zorunda kalmayacaksınız.

EN So you won’t have to wade through all the answers in order to weed out irrelevant people manually.

turcoinglês
insanlarıpeople
tümall
cevaplarıanswers
zorundahave to
yüzdenso

TR Bu şekilde, yeni kayıtları tek başına izlemek zorunda kalmazsınız.

EN That way, you don’t have to monitor new records all on your own.

turcoinglês
şekildeway
yeninew
izlemekmonitor
zorundahave to

TR Bir dijital pazarlamacý, video oluþturmayý da bilmek zorunda

EN A digital marketer should have knowledge of creating a video

turcoinglês
videovideo

TR Bu ücretsiz tişört mockup paketi sayesinde tasarımlarınızın baskıdan çıkmasını beklemek zorunda kalmayacaksınız

EN With this free T-shirt mockup pack, you don’t have to wait for your designs to be printed

turcoinglês
buthis
ücretsizfree
tişörtshirt
mockupmockup
paketipack
zorundahave to
tasarımlarıdesigns

TR Artık tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz

EN You don't have to do it all alone anymore

turcoinglês
tekalone
zorundahave to

TR Tüccarlar ödemeyi alıp almadıklarını teyit etmek için 10 dakika beklemek zorunda kalmazlar

EN Merchants don’t need to wait 10 minutes to confirm whether or not they have received their payment

turcoinglês
dakikaminutes

TR Sadece temiz istekler bize ulaşıyor ve hiçbir zaman kötü niyetli trafik veya DNS altyapısındaki saldırılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz."

EN We just get clean requests and never have to deal with malicious traffic or attacks on the DNS infrastructure."

turcoinglês
temizclean
bizewe
trafiktraffic
veyaor
dnsdns
zorundahave to
hiçbir zamannever
altyapısıinfrastructure

TR Sunucusuz bilişim, sunucuları düşünmek zorunda kalmadan uygulamalar ve hizmetler oluşturup çalıştırmanızı sağlar

EN Serverless computing allows you to build and run applications and services without thinking about servers

turcoinglês
sunucusuzserverless
sunucularıservers
kalmadanwithout
veand
sağlarallows

TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.

EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.

turcoinglês
kadınwomen
geçicitemporary

TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.

EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.

turcoinglês
suriyesyria
dışındaoutside
mültecilerrefugees
yardımaid
başladıkwe started

TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.

EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.

turcoinglês
mevsimlikseasonal
tarımagriculture
afetdisaster
zorundahave to
çocuklarchildren
olacakwill
etkinlikleractivities
koşullarıconditions

TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan

EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020

turcoinglês
etmekto

TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı

EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs

turcoinglês
günlükdaily
ailesifamily

TR 2018 yılında babası vefat edince Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmak zorunda kalmış

EN In 2018 Sivar’s father died, and he returned to Syria

turcoinglês
suriyesyria
yapmakand
yılındain

TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor

EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work

turcoinglês
okuluschool
gadegade

TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor

EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work

turcoinglês
okuluschool
gadegade

TR 2018 yılında babası vefat edince Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmak zorunda kalmış

EN In 2018 Sivar’s father died, and he returned to Syria

turcoinglês
suriyesyria
yapmakand
yılındain

TR Yönetilen Hosting'de sistem donanım ve yazılımının yönetimi ile uğraşmak zorunda kalmazsınız.

EN You do not have to deal with managing your system hardware and software in Managed Hosting.

turcoinglês
yönetilenmanaged
hostinghosting
sistemsystem
zorundahave to

TR GeoTrust EV SSL sertifikaları ile müşteriler, herhangi bir yere tıklamak zorunda kalmadan bilgilerinin korunduğunu görebilir

EN With GeoTrust EV SSL certificates, customers can see that their information is protected without having to click anywhere

turcoinglês
geotrustgeotrust
sslssl
sertifikalarıcertificates
müşterilercustomers
herhangianywhere
bilgilerinininformation

TR GlobalSign EV SSL sertifikaları ile müşteriler, herhangi bir yere tıklamak zorunda kalmadan bilgilerinin korunduğunu görebilir

EN With GlobalSign EV SSL certificates, customers can see that their information is protected without having to click anywhere

turcoinglês
globalsignglobalsign
sslssl
sertifikalarıcertificates
müşterilercustomers
herhangianywhere
bilgilerinininformation

TR İş her zaman zor olmak zorunda değildir.

EN Work doesn’t always have to be hard.

turcoinglês
zorhard
zorundahave to

TR Uzun yolculuklar yapmak veya şehirlerdeki teslimatları çoğaltmak zorunda olan şirketler ve çalışanları için özel olarak tasarlanmış ?Sürücü? adı verilen bir versiyon

EN A version called ?Driver?, specially designed for companies and their employees who have to make long trips or to multiply deliveries in urban areas

turcoinglês
uzunlong
veyaor
zorundahave to
şirketlercompanies
özelspecially
sürücüdriver
versiyonversion

TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.

EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.

turcoinglês
zorundahave to
kaldırıneliminate

Mostrando 50 de 50 traduções