TR Websitenize canlı para birimi eklentisini yükleyin, güncel ve bilgili kalın. Müşterilerinize gerektiğinde anlık veri ve finansal bilgi sunmak için kendi hesap makinelerinizde ve ekonomik takvimlerinizde kullanın.
"makinelerinizde ve ekonomik" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
ekonomik | affordable business economic economical economy mobile |
TR Websitenize canlı para birimi eklentisini yükleyin, güncel ve bilgili kalın. Müşterilerinize gerektiğinde anlık veri ve finansal bilgi sunmak için kendi hesap makinelerinizde ve ekonomik takvimlerinizde kullanın.
EN Stay up-to-date and informed by uploading a widget with live currency rates to your website. Use it on your calculators and economic calendars to provide real-time data and financial information for your clients as and when required.
turco | inglês |
---|---|
canlı | live |
güncel | up-to-date |
bilgili | informed |
kalın | stay |
finansal | financial |
ekonomik | economic |
kullanın | use |
TR Websitenize canlı para birimi eklentisini yükleyin, güncel ve bilgili kalın. Müşterilerinize gerektiğinde anlık veri ve finansal bilgi sunmak için kendi hesap makinelerinizde ve ekonomik takvimlerinizde kullanın.
EN Stay up-to-date and informed by uploading a widget with live currency rates to your website. Use it on your calculators and economic calendars to provide real-time data and financial information for your clients as and when required.
turco | inglês |
---|---|
canlı | live |
güncel | up-to-date |
bilgili | informed |
kalın | stay |
finansal | financial |
ekonomik | economic |
kullanın | use |
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kanada | canada |
amacı | purpose |
teknik | technical |
ekonomik | economic |
sosyal | social |
kalkınma | development |
desteği | support |
projeleri | projects |
yaşam | living |
standartları | standards |
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek, yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kanada | canada |
amacı | purpose |
teknik | technical |
ekonomik | economic |
sosyal | social |
kalkınma | development |
desteği | support |
projeleri | projects |
yaşam | living |
standartları | standards |
TR 10.2. 2030’a kadar yaşa, cinsiyete, engelliliğe, ırka, etnik kökene, dine, ekonomik ya da başka bir statüye bakılmaksızın herkesin güçlendirilmesi ve sosyal, ekonomik ve siyasi olarak kapsanmasının desteklenmesi
EN 10.2. By 2030, empower and promote the social, economic and political inclusion of all, irrespective of age, sex, disability, race, ethnicity, origin, religion or economic or other status
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
başka | other |
herkesin | all |
sosyal | social |
siyasi | political |
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kanada | canada |
amacı | purpose |
teknik | technical |
ekonomik | economic |
sosyal | social |
kalkınma | development |
desteği | support |
projeleri | projects |
yaşam | living |
standartları | standards |
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek, yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kanada | canada |
amacı | purpose |
teknik | technical |
ekonomik | economic |
sosyal | social |
kalkınma | development |
desteği | support |
projeleri | projects |
yaşam | living |
standartları | standards |
TR Maliyet raporlama ve formulari yönetim araçlarımız ilaç alternatifleri, TRUE Daily Updates?'ten ilaç fiyatları ve daha fazlasıyla ilgili ekonomik ve makul kararlar almanıza yardımcı olur.
EN Our cost reporting and formulary management tools help you to make economical and sound decisions on medication alternatives, drug pricing with TRUE Daily Updates? and more.
turco | inglês |
---|---|
maliyet | cost |
raporlama | reporting |
ve | and |
yönetim | management |
true | true |
ekonomik | economical |
kararlar | decisions |
TR MLA19, 522 nolu Stantta bizi ziyaret edin ve Elsevier'in klinik iş akışlarına ve EHR sistemlerine entegre edilen birinci sınıf klinik içeriklerle yüksek kaliteli, ekonomik olarak elverişli bakım sağlanmasına nasıl destek olduğunu keşfedin.
EN Visit us at MLA19, Booth #522, and discover how Elsevier is driving the delivery of high-quality, economically sound care through world-class clinical content that is integrated within clinical workflows and EHR systems.
turco | inglês |
---|---|
bizi | us |
ziyaret | visit |
elsevier | elsevier |
klinik | clinical |
ehr | ehr |
entegre | integrated |
sınıf | class |
yüksek | high |
bakım | care |
olduğunu | is |
keşfedin | discover |
TR Geyre Geçim Kaynakları & Ekonomik Yapı
EN Livelihoods & Economic Structure of Geyre
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
yapı | structure |
TR Geçim Kaynakları ve Ekonomik Sistem
EN Livelihoods and Economic System of Karacasu
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ekonomik | economic |
sistem | system |
TR İnsani yardım, politik, ekonomik ve diğer güç odaklarından bağımsız yürütülmelidir
EN Humanitarian aid needs to remain neutral in conflict situations and stay clear of political, nationalist, religious or ideological discussions
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
politik | political |
ve | and |
TR Afet müdahale planımızı kendi ihtiyaç analizlerimize göre oluşturur, yardım önceliğimizde siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden hayatı destekleriz.
EN We do not take sides in any of the conflict zones we operate in and focus on basic needs and rights.
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | needs |
TR İnsani yardımı siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden, tarafsızlık, bağımsızlık ve hesap verebilirlik ilkelerine dayanarak planlıyoruz
EN We deliver humanitarian aid without regard for political, economic or military interests – we act with neutrality, independence and transparency
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
ekonomik | economic |
askeri | military |
ve | and |
TR Geçim kaynağına erişim ve ekonomik özgürlük, tüm kadınların;...
EN Gade continues to work at the job she got in the scope of our short-term...
turco | inglês |
---|---|
ın | of |
TR Hayvancılık: Ekonomik alanda önemli bir geçim kaynağı da hayvancılıktır
EN Livestock: Livestock is an important source of livelihood in the economic field
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
önemli | important |
kaynağı | source |
TR Bizans Dönemi?nde Afrodisias, Karya Bölgesi Baş Piskoposluğu haline getirilmiştir. İ.S. 6-11. yüzyıllarda bölge siyasi, dini ve ekonomik sıkıntılarla Vizigot ve Arap akınları yüzünden önemini yitirmiştir.
EN In the Byzantine period, Aphrodisias was transformed into the Archbishop of the Carian Region. BUSINESS. 6-11. In the 17th century, the region lost its importance due to the political, religious and economic problems and the Visigoth and Arab invasions.
turco | inglês |
---|---|
afrodisias | aphrodisias |
siyasi | political |
dini | religious |
ve | and |
ekonomik | economic |
TR Control Union sosyal ve adil ticaret standardı, CU Fair Choice; insani, sosyal, çevresel ve ekonomik prensipler geliştirmeye dayanır.
EN The Control Union social and fair trade standard - CU Fair Choice - is based on the development of human, social, environmental and economic principles.
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
sosyal | social |
ve | and |
adil | fair |
ticaret | trade |
standardı | standard |
çevresel | environmental |
ekonomik | economic |
geliştirmeye | development |
TR Hızlı ve ekonomik tahkim yargılaması yolunda önemli bir adım: UNCITRAL, 2021 Seri Tahkim Kuralları’nı Kabul Etti
EN Can Artificial Intelligence be an Inventor? Different Countries Reach Different Conclusions
turco | inglês |
---|---|
bir | an |
TR Hızlı ve ekonomik VPN hizmeti ZenVPN'i kullarak web sitesi engellerini aşın ve gizliliğinizi koruyun
EN Encrypt your Internet connection with ZenVPN fast and affordable VPN service.
turco | inglês |
---|---|
hızlı | fast |
ve | and |
ekonomik | affordable |
vpn | vpn |
hizmeti | service |
web | internet |
TR Eaton; güvenilir yüksek güç yoğunluğu, modülerlik ve ekonomik tasarımıyla düşük hızlı, yüksek torklu (LSHT) motorlarıyla bilinir.
EN Eaton is known for low-speed high-torque (LSHT) motors with reliable high-power density, modularity and economic design.
turco | inglês |
---|---|
eaton | eaton |
güvenilir | reliable |
yüksek | high |
güç | power |
ve | and |
ekonomik | economic |
düşük | low |
hızlı | speed |
bilinir | known |
tasarımı | design |
TR Bu gerotor motorları güvenilir yüksek güç yoğunluğu, modülerlik ve ekonomik tasarımıyla bilinir.
EN These gerotor motors are known for their reliable high-power density, modularity and economic design.
turco | inglês |
---|---|
güvenilir | reliable |
yüksek | high |
güç | power |
ve | and |
ekonomik | economic |
bilinir | known |
tasarımı | design |
TR Birinin nerede yaşadığına veya doğduğuna bakılmaksızın erişimi demokratikleştirme ve ekonomik özgürlüğü sağlama konusunda yazılımın gücüne güveniyoruz.
EN We trust in the power of software to democratize access and enable economic freedom regardless of where someone lives or was born.
turco | inglês |
---|---|
nerede | where |
veya | or |
erişimi | access |
ekonomik | economic |
ın | of |
yazılımı | software |
TR Müşterilerimiz, ekibimiz ve herkesin ekonomik olarak özgür olabileceği bir gelecek için hırsla savaşıyoruz.
EN We savagely fight for our customers, team, and a future where everyone can be economically free.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerimiz | our customers |
herkesin | everyone |
özgür | free |
gelecek | future |
TR Bu dokümanda, ekonomik ve yasal gerekçelerimizi, hava durumu planlaması ve yürütme için bir dizi temel ilkeyle ele alıyoruz
EN In this document, we discuss our economic and legal rationales with a set of guiding principles for airdrop planning and execution
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
yasal | legal |
yürütme | execution |
dizi | set |
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
ve | and |
sosyal | social |
özel | private |
değer | value |
TR Endişe verici bir eğilim gözlemledik: artan sosyo-ekonomik sorunlar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddette artışa işaret ediyordu
EN We observed a worrying trend: the increased socio-economic problems led to an increase in gender-based violence
turco | inglês |
---|---|
sorunlar | problems |
dayalı | based |
TR Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı, geçici ve uzun dönemli kalkınma programlarını fonlayan bir Alman kamu bağışçısıdır
EN The German Federal Ministry of Economic Cooperation and Development is a German public donor for transitional and long-term development programmes
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
federal | federal |
ekonomik | economic |
kalkınma | development |
uzun | long |
kamu | public |
TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor
EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
TR Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı, geçici ve uzun dönemli kalkınma programlarını fonlayan bir Alman kamu bağışçısıdır
EN The German Federal Ministry of Economic Cooperation and Development is a German public donor for transitional and long-term development programmes
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
federal | federal |
ekonomik | economic |
kalkınma | development |
uzun | long |
kamu | public |
TR 39 yaşındaki Erhan, PEP- Ekonomik Fırsatların...
EN The 39 year-old Erhan is one of the...
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
ın | of |
TR Hizmet sağlayıcı ortaklıkları yeniliği teşvik edebilir ve gelir büyümesi ve ekonomik refah için yeni iş modelleri oluşturabilirdi.
EN Service provider partnerships could have spurred further innovation and created new business models for revenue growth and economic prosperity.
turco | inglês |
---|---|
hizmet | service |
sağlayıcı | provider |
gelir | revenue |
ekonomik | economic |
refah | prosperity |
yeni | new |
modelleri | models |
TR "Ekonomik başarıda, inovasyon temel konudur."
EN “Innovation is the central issue in economic prosperity.”
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
inovasyon | innovation |
TR Yenilik, ekonomik büyümeyi sürdürmeye ve sınırları veya sınırlamaları olmayan özgür ve açık bir İnterneti korumaya yardım ediyor. Uygun ve etkili çözümler mevcut ve daha fazlası geliştirilecek.
EN Innovation helps drive economic growth and helps maintain a free and open Internet that has no borders or limitations. The appropriate and effective solutions are available and more will be developed.
turco | inglês |
---|---|
yenilik | innovation |
ekonomik | economic |
veya | or |
olmayan | no |
yardım | helps |
etkili | effective |
çözümler | solutions |
TR 2022-2024 dönemine ilişkin hedefleri ve ekonomik vizyonu yansıtan OVP makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi ve yeni politika alanlarının geliştirilmesini öngörmektedir.
EN MTP, reflecting the goals and economic vision for the period of 2022-2024, foresees to develop new policy areas as well as strengthening the macroeconomic stability.
turco | inglês |
---|---|
hedefleri | goals |
ve | and |
ekonomik | economic |
vizyonu | vision |
yansıtan | reflecting |
yeni | new |
politika | policy |
ın | of |
TR Kabul edileceği üzere tüketimin teşvik edildiği bir ekonomik sistemin içindeyiz
EN We can all admit that we live within an economic system where consumption is encouraged
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
TR Ayrıca tokenlarının (VET) yaratılması ve dağıtımı ile ilgili de özel bir ekonomik modeli bulunur.
EN It also has its own economic model by which their tokens (VET) are generated and distributed.
turco | inglês |
---|---|
özel | own |
ekonomik | economic |
modeli | model |
TR Bunu ise daha iyi bir ekonomik model ve daha iyi ölçeklenebilirlik ile sağlamayı planlar
EN They plan to do this by having a better economic model and higher scalability
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
TR Protokolün başlıca misyonu, blockchainin bu ekonomik vaatleri yerine getirmesine engel olan teknik bariyerleri ortadan kaldırmak.
EN The core mission of the protocol is to eliminate the technical barriers that have made it impossible for blockchain to fulfill these economic promises.
turco | inglês |
---|---|
misyonu | mission |
ekonomik | economic |
teknik | technical |
protokolü | protocol |
TR Zcash Company'nin misyonu herkesi ekonomik özgürlük ve fırsatlarla güçlendirmektir
EN The Zcash Company mission is to empower everyone with economic freedom and opportunity
turco | inglês |
---|---|
misyonu | mission |
ekonomik | economic |
özgürlük | freedom |
TR Gizliliğin herkesin hakkı olduğuna, ekonomik özgürlük arayışının erdemli bir çaba olduğuna ve paranın geleceğinin saldırı ve sansüre dayanıklı dijital paralarda olduğuna inanıyoruz.
EN We believe that everyone has a right to privacy, that the pursuit of economic freedom is virtuous, and that the future of money is an attack- and censorship-resistant digital currency.
turco | inglês |
---|---|
herkesin | everyone |
hakkı | right |
ekonomik | economic |
özgürlük | freedom |
inanıyoruz | we believe |
TR İnsani yardım, politik, ekonomik ve diğer güç odaklarından bağımsız yürütülmelidir
EN Humanitarian aid needs to remain neutral in conflict situations and stay clear of political, nationalist, religious or ideological discussions
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
politik | political |
ve | and |
TR Afet müdahale planımızı kendi ihtiyaç analizlerimize göre oluşturur, yardım önceliğimizde siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden hayatı destekleriz.
EN We do not take sides in any of the conflict zones we operate in and focus on basic needs and rights.
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | needs |
TR İnsani yardımı siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden, tarafsızlık, bağımsızlık ve hesap verebilirlik ilkelerine dayanarak planlıyoruz
EN We deliver humanitarian aid without regard for political, economic or military interests – we act with neutrality, independence and transparency
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
ekonomik | economic |
askeri | military |
ve | and |
TR Geçim kaynağına erişim ve ekonomik özgürlük, tüm kadınların;...
EN #SupportToLifeDuringPandemic Fatima escaped conflict-ridden Syria, but not the...
TR İş bulamadıkça ekonomik durumumuz çok kötüleşti
EN Because we could not find jobs, our economic situation deteriorated
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
TR 39 yaşındaki Erhan, PEP- Ekonomik Fırsatların...
EN The 39 year-old Erhan is one of the...
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
ın | of |
TR İş bulamadıkça ekonomik durumumuz çok kötüleşti
EN Because we could not find jobs, our economic situation deteriorated
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
TR Bütün ekonomik faaliyetler, Anglo-Amerikan savunma tesislerinin bulunduğu Diego Garcia’ya yoğunlaşmıştır
EN All economic activities are focused on Diego Garcia, where Anglo-American defense facilities are located
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
ekonomik | economic |
faaliyetler | activities |
savunma | defense |
bulunduğu | located |
TR • Avrupa Birliği'nde yaşayan ANYBODY + Avrupa ekonomik bölgesinin 4 ülkesi olmak • Bireysel olarak kaydetmek için tek gereken ad, adres, telefon numarası ve e-posta adresidir
EN • ANYBODY + living in the European Union + being the 4 countries of the European economic region • All you need to register individually is your name, address, phone number, and email address
turco | inglês |
---|---|
birliği | union |
ekonomik | economic |
ad | name |
adres | address |
telefon | phone |
Mostrando 50 de 50 traduções