EN The climate in Cairo is called a desert climate
EN The climate in Cairo is called a desert climate
TR Kahire şehrinde çöl iklimi görülmektedir
inglês | turco |
---|---|
climate | iklimi |
EN The average annual temperature is 22.1 °C | 71.7 °F in Cairo
TR Kahire ilinin yıllık ortalama sıcaklığı 22.1 °C 'dır
inglês | turco |
---|---|
average | ortalama |
annual | yıllık |
c | c |
temperature | sıcaklığı |
is | dır |
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
inglês | turco |
---|---|
of | in |
to | için |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN Well-travelled readers rate Raffles Istanbul as Turkey's top hotel, just a year after the hotel received the magazine's Hot List accolade
TR Derginin Popüler Liste ödülünü alan Raffles İstanbul geçen bir yılın ardından seyahat severler tarafından Türkiye'nin en iyi oteli olarak değerlendirilmektedir
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
hotel | oteli |
list | liste |
year | yıl |
top | en |
after | de |
a | bir |
EN Chancellor Scholz travelled to Italy for an inaugural visit. He announced a joint action plan together with Italy's Prime Minister Draghi.
TR Şansölye Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna Cumhurbaşkanı ile buluşturlar. Scholz’un şansölye olarak katıldığı ilk AB Zirvesi Brüksel’de başladı.
inglês | turco |
---|---|
scholz | scholz |
chancellor | şansölye |
a | ilk |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN Eleven German men have already travelled in space. The Female Astronaut initiative aims to send the first German woman into space – in 2021.
TR Avrupa Açık Bilim Bulutu’nda araştırmacılar verilerini güvenli biçimde dosyalayıp sınır aşırı veri değişimi yapabiliyorlar. Bunun nasıl gerçekleştiğini burada açıklıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
the | burada |
to | nasıl |
EN Chancellor Scholz travelled to Italy for an inaugural visit. He announced a joint action plan together with Italy's Prime Minister Draghi.
TR Almanya Başbakanı Scholz göreve gelişinden sonra İtalya’ya ilk ziyaretini yaptı. Scholz ve İtalya Başbakanı Draghi ortak bir eylem planı açıkladı.
inglês | turco |
---|---|
scholz | scholz |
joint | ortak |
action | eylem |
plan | planı |
to | sonra |
a | ilk |
EN After his election as Chancellor, Scholz had already travelled to France, Poland as well as to the EU in Brussels for inaugural visits.
TR Şansölye seçilmesinden sonra ilk ziyaretlerini Fransa, Polonya ve Brüksel’de AB’ye yapmıştı.
inglês | turco |
---|---|
france | fransa |
poland | polonya |
in | ilk |
the | sonra |
EN This business is growing: while 25 to 40 trains a week travelled between Duisburg and China in 2019, the total rose to up to 60 trains a week in the second quarter of 2020
TR Liman faaliyetlerinde sürekli bir artış gözlemleniyor: 2019’da Duisburg ile Çin arasında haftada 35 ila 40 tren sefer yaparken, 2020’nin ikinci çeyreğinde bu sayı 60’a kadar yükseldi
inglês | turco |
---|---|
week | haftada |
this | bu |
second | ikinci |
and | da |
between | arası |
to | kadar |
total | bir |
of | in |
EN Tom Grond (@traveltomtom) from the Netherlands is a "Fulltime Traveller". He has travelled to Germany more than once. He shares his experiences on his Travelblog.
TR Hollanda’da yaşayan Tom Grond (@traveltomtom) bir „fulltime traveler“. Almanya’yı bir defadan fazla gezmiş. Kendi seyahat blogunda deneyimlerini anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
tom | tom |
a | bir |
more | fazla |
his | kendi |
EN After graduating from school he served in the Bundeswehr and later travelled the world
TR 2001 yılında ailesi Alman vatandaşlığına kabul edildiğinde Alexander 13 yaşındaymış
inglês | turco |
---|---|
in | yılında |
the | alman |
EN That is why the German Epidemic Preparedness Team (SEEG) travelled here especially in May 2020
TR Bu nedenlerle Almanya’dan Acil Müdahale Sağlık Uzmanları Grubu (SEEG) Mayıs 2020’de özellikle oraya gitti
inglês | turco |
---|---|
especially | özellikle |
here | bu |
EN It was painted by international street artists who had travelled to the East African country for the Walls of Water project organised by Viva con Agua
TR Resim, Kampala’da çok katlı bir binanın bir duvarını boydan boya süslüyor
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
inglês | turco |
---|---|
of | in |
to | için |
Mostrando 19 de 19 traduções