EN When talking with a contact, you see the name of the current group containing it.
Traduzir "re talking" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "re talking" de inglês para turco
Tradução de inglês para turco de re talking
inglês
turco
TR Bir kişiyle konuşurken, onu içeren geçerli grubun adını görürsünüz.
| inglês | turco |
|---|---|
| current | geçerli |
| group | grubun |
| name | adını |
| a | bir |
EN People are talking about these places in Boston:
TR İnsanlar Boston mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| boston | boston |
EN People are talking about these places in Philadelphia:
TR İnsanlar Philadelphia mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| philadelphia | philadelphia |
EN People are talking about these places in Brussels:
TR İnsanlar Brüksel mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| brussels | brüksel |
EN People are talking about these places in Dallas:
TR İnsanlar Dallas mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| dallas | dallas |
EN People are talking about these places in Washington:
TR İnsanlar Washington mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| washington | washington |
EN People are talking about these places in Portland:
TR İnsanlar Portland mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| portland | portland |
EN People are talking about these places in Tokyo:
TR İnsanlar Tokyo mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| tokyo | tokyo |
EN People are talking about these places in Moscow:
TR İnsanlar Moskova mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| moscow | moskova |
EN People are talking about these places in Bangkok:
TR İnsanlar Bangkok mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| bangkok | bangkok |
EN People are talking about these places in Santiago:
TR İnsanlar Santiago mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| santiago | santiago |
EN People are talking about these places in Toronto:
TR İnsanlar Toronto mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| toronto | toronto |
EN People are talking about these places in Jakarta:
TR İnsanlar Cakarta mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| jakarta | cakarta |
EN People are talking about these places in Budapest:
TR İnsanlar Budapeşte mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| budapest | budapeşte |
EN People are talking about these places in Helsinki:
TR İnsanlar Helsinki mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| helsinki | helsinki |
EN People are talking about these places in Paris:
TR İnsanlar Paris mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| paris | paris |
EN People are talking about these places in Singapore:
TR İnsanlar Singapore mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| singapore | singapore |
EN People are talking about these places in Istanbul:
TR İnsanlar İstanbul mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
EN People are talking about these places in Carlsbad:
TR İnsanlar Carlsbad mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| carlsbad | carlsbad |
EN People are talking about these places in Austin:
TR İnsanlar Austin mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| austin | austin |
EN People are talking about these places in Chicago:
TR İnsanlar Şikago mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
EN People are talking about these places in Atlanta:
TR İnsanlar Atlanta mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| atlanta | atlanta |
EN People are talking about these places in Denver:
TR İnsanlar Denver mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| denver | denver |
EN People are talking about these places in Houston:
TR İnsanlar Houston mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| houston | houston |
EN People are talking about these places in San Diego:
TR İnsanlar San Diego mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| san | san |
| diego | diego |
EN People are talking about these places in San Francisco:
TR İnsanlar San Francisco mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| san | san |
| francisco | francisco |
EN People are talking about these places in Seattle:
TR İnsanlar Seattle mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| seattle | seattle |
EN People are talking about these places in London:
TR İnsanlar Londra mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| london | londra |
EN People are talking about these places in Amsterdam:
TR İnsanlar Amsterdam mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| amsterdam | amsterdam |
EN People are talking about these places in Manila:
TR İnsanlar Manila mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| manila | manila |
EN People are talking about these places in Barcelona:
TR İnsanlar Barselona mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| these | bu |
| places | mekan |
| barcelona | barselona |
EN Talking Heads was a new wave band which formed in 1974 in New York City, New York, United States. The band originally consisted of David Byrne (vocals, guitar), Tina Weymouth (bass) and Chr… read more
TR Talking Heads Amerikalı New Wave ve avant-garde müzik grubudur. Grup 1975'te New York Şehri'nde kurulmuş ve 1991'de dağılmıştır. David Byrne, Chris Frantz, Tina Weymouth v… Devamını oku
EN Talking Heads music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Talking Heads müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
| inglês | turco |
|---|---|
| music | müzikleri |
| stats | istatistikleri |
| last | last |
| photos | fotoğrafları |
| videos | videoları |
| and | ve |
EN Do you spend a lot of time interacting with people on the Internet that you are uncomfortable talking to in person?
TR İnternette yüz yüze konuşmaktan rahatsız olduğunuz insanlarla etkileşim kurmak için çok zaman harcıyor musunuz?
| inglês | turco |
|---|---|
| time | zaman |
| people | insanlarla |
| uncomfortable | rahatsız |
| do you | musunuz |
| of | in |
| to | için |
| the | çok |
EN Customer engagement marketing can make all the difference when talking about activation and retention
TR Müşteri etkileşimi pazarlaması, etkinleştirme ve elde tutma hakkında konuşurken tüm farkı yaratabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| customer | müşteri |
| make | elde |
| all | tüm |
| about | hakkında |
| and | ve |
| difference | fark |
EN The customer starts off talking to a bot and once the problem is identified, the user is redirected towards the right team seamlessly
TR Müşteri bir botla konuşmaya başlar ve sorun tespit edildiğinde kullanıcı sorunsuz bir şekilde doğru ekibe yönlendirilir
| inglês | turco |
|---|---|
| starts | başlar |
| problem | sorun |
| seamlessly | sorunsuz |
| user | kullanıcı |
| customer | müşteri |
| and | ve |
| the | şekilde |
| off | bir |
| to | doğru |
EN People will not use your repair manual if they cannot understand what you're talking about.
TR İnsanlar neden bahsettiğinizi anlayamazlarsa, tamir kılavuzunuzu kullanmayacaktır.
| inglês | turco |
|---|---|
| repair | tamir |
| what | neden |
EN People Talking Logo is great if you're working in Creativity, Learning, Education, Coaching industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Yaratıcılık, Öğrenme, eğitim, Antrenörlük endüstrisinde çalışıyorsanız Logo Konuşan Insanlar harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
| inglês | turco |
|---|---|
| creativity | yaratıcılık |
| logo | logo |
| if | eğer |
| this | bu |
| people | insanlar |
| template | şablonu |
| or | veya |
| team | takım |
| education | eğitim |
| a | bir |
| coaching | antrenörlük |
EN Customize lighting effects, haptic notifications, and your OLED screen to indicate real-time Discord notifications such as new messages, your mute status, who’s talking, and more.
TR Yeni mesajlar, sessiz durumu, kimin konuştuğu ve daha fazlası gibi gerçek zamanlı Discord bildirimlerini belirtmek için aydınlatma efektlerini, dokunsal bildirimleri ve OLED ekranınızı kişiselleştirin.
| inglês | turco |
|---|---|
| customize | kişiselleştirin |
| lighting | aydınlatma |
| notifications | bildirimleri |
| oled | oled |
| screen | ekran |
| new | yeni |
| messages | mesajlar |
| status | durumu |
| real | gerçek |
| time | zamanlı |
| discord | discord |
| more | fazlası |
| to | için |
| and | ve |
| as | gibi |
EN Why wouldn’t you is the better question! It’s easy and you can start earning commission on the gaming peripherals you’re already talking about with your friends, fans and followers.
TR Asıl soru, neden katılmayasınız! Bu oldukça kolay ve halihazırda arkadaşlarınıza, hayranlarınıza ve takipçilerinize bahsettiğiniz oyun çevre birimleri için komisyon kazanmaya başlayabilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| easy | kolay |
| commission | komisyon |
| gaming | oyun |
| friends | arkadaşlar |
| why | neden |
| and | ve |
| the | halihazırda |
| its | bu |
| question | soru |
EN Unlocked from chastity, immodest talking wife, cuckold story
TR İffetten kilidi, immoduk konuşan karısı, aldatılmış hikaye
| inglês | turco |
|---|---|
| story | hikaye |
EN Trying to show bumpers during the time that talking to roommate
TR Sallynin kısa sürede eskimiş büyük billibongları bu disket ramrodunu zorlaştırıyor
| inglês | turco |
|---|---|
| time | sürede |
EN These topics will be talking points in Germany in 2022.
TR 2022’de Almanya’da konuşulacak konulara örnekler.
EN Japan is also considered the US’s essential intelligence base in Asia. Collaboration on intelligence sharing has got the media talking about a potential sixth ‘eye’ to the Five Eyes Alliance.
TR Japonya aynı zamanda ABD’nin temel istihbarat üssü olarak görülür. İstihbarat paylaşımı hakkındaki iş birliği medyada Japonya’nın, Beş Göz İttifakı’nın olası altıncı “gözü” olarak anılmasına neden oldu.
| inglês | turco |
|---|---|
| japan | japonya |
| sharing | paylaşım |
| eye | göz |
EN These topics will be talking points in Germany in 2022.
TR 2022’de Almanya’da konuşulacak konulara örnekler.
EN She remained minister for women and youth until 1994. Here she can be seen in Bonn in 1991, talking to children with leukaemia from Chernobyl.
TR Kadın ve Gençlik Bakanı - Doktoralı fizikçi Merkel, 1994 yılına kadar bu görevde kaldı. Burada, 1991’de Bonn‘da, Çernobilli lösemi hastası çocukları kabul ederken.
| inglês | turco |
|---|---|
| women | kadın |
| youth | gençlik |
| and | ve |
| to | kadar |
| here | burada |
EN We’re talking here about the citizen-consumer gap.
TR Biz buna “vatandaş-tüketici çelişkisi” diyoruz.
EN Many other social events on Zoom have also contributed to people who had previously at most only had contact by email actually seeing and talking to one another and getting to know one another better.
TR Zoom üzerinden gerçekleştirilen sayısız sosyal etkinlik de, daha önce yalnızca e-posta yoluyla iletişim kuran kişilerin birbirlerini görmelerine, birbirleriyle konuşmalarına ve birbirlerini daha iyi tanımalarına katkıda bulunuyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| events | etkinlik |
| zoom | zoom |
| social | sosyal |
| contact | iletişim |
| previously | daha önce |
| posta | |
| people | kişilerin |
| many | sayısız |
| and | ve |
| better | daha iyi |
| at | de |
EN How can they overcome the fear of making mistakes? Talking to yourself can help to begin with
TR Hata yapmaktan korkusu nasıl alt edilebilir? Önce yüksek sesle kendi kendine konuşmak faydalı olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| can | olabilir |
| how | nasıl |
EN One particularly frequent response focussed on German in everyday situations such articles, prepositions, word order and understanding what people are talking about
TR En sık işaret ettiğiniz şeyler; cinsiyet belirten Artikel’ler, edatlar, cümle kuruluşu ve günlük hayatta kullanılan Almancayı duyarak anlama konuları oldu
| inglês | turco |
|---|---|
| frequent | sık |
| everyday | günlük |
| in | kullanılan |
| and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
talking talking points start talking we’re talking you’re talking re talking still talking starts talking me talking m talking already talking difference when talking immodest talking wife talking about right talking heads i’m still talking i’m talking am talking who’s talking talking angela debuts i m talking we re talking talking to roommate you re talking talking to yourself talking with a talking to strangers talking with strangers talking to children starts off talking who s talking a doctor talking perfectly for talking talking about a talking about digital talking less talking about tailor talking about random talking about books pertinent when talking talking about data fact be talking talking spirit board could be talkingTraduzir re talking para outro idioma
Tcheco 
alemão 
chinês 
coreano 
espanhol 
finlandês 
francês 
holandês 
húngaro 
indonésio 
italiano 
japonês 
norueguês 
polonês 
português 
russo 
sueco 
turco 
vietnamita 
árabe