EN 17.17. Encourage and promote effective public, public-private and civil society partnerships, building on the experience and resourcing strategies of partnerships
"partnerships in recent" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
partnerships | ortaklıklar |
recent | son |
EN 17.17. Encourage and promote effective public, public-private and civil society partnerships, building on the experience and resourcing strategies of partnerships
TR 17.17. Ortaklıkların deneyim ve kaynak sağlama stratejileri paydasına dayanan kamu, kamu-özel ve sivil toplum ortaklıklarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
civil | sivil |
partnerships | ortaklıklar |
experience | deneyim |
strategies | stratejileri |
society | toplum |
public | kamu |
encourage | teşvik |
of | nın |
EN This is why Germany has entered into a number of bilateral energy partnerships in recent years with countries that are important in terms of energy production, transit or consumption
TR Almanya bu nedenlerle geçtiğimiz yıllarda önemli üretici, tüketici ve geçit ülke konumundaki ülkelerle bir dizi ikili enerji ortaklığı projesini hayata geçirdi
inglês | turco |
---|---|
energy | enerji |
important | önemli |
germany | almanya |
countries | ülke |
this | bu |
that | hayata |
number | dizi |
years | bir |
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
inglês | turco |
---|---|
service | hizmet |
public | kamusal |
access | erişimi |
content | içerik |
partnerships | ortaklıklar |
elsevier | elsevier |
and | ve |
that | mümkün |
research | araştırmalar |
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
individual | bireysel |
healthcare | sağlık |
help | yardımcı |
and | ve |
scientific | bilimsel |
to | sayesinde |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
inglês | turco |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN Elsevier's ability to consistently provide its high level of evidence-based content and resources is made possible by strong partnerships with the science and health communities and leading HIT vendors, resellers and suppliers.
TR Elsevier'in yüksek seviyede kanıt tabanlı içerikler ve kaynaklarını istikrarlı olarak sağlama becerisi, sağlık ve bilim camiaları ve önde gelen IT aracıları ve tedarikçileri ile kurulan güçlü ortaklıklar sayesinde mümkün olmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
partnerships | ortaklıklar |
science | bilim |
health | sağlık |
evidence | kanıt |
strong | güçlü |
high | yüksek |
based | tabanlı |
and | ve |
level | seviyede |
resources | kaynaklarını |
EN One of the best ways to organically grow your subscriber and viewer base is by forging partnerships with other brands and influencers
TR Abone ve izleyici sayınızı organik bir şekilde arttırmanın en iyi yollarından birisi diğer markalarla ve fikir önderleriyle ortaklık kurmaktır
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
ways | yollar |
and | ve |
the | şekilde |
best | en |
EN We'll identify your top influencers and then connect you with them, helping you establish promotional partnerships and brand-to-brand collaborations that will take your channel to the next level.
TR Biz sizin en önde gelen fikir önderlerinizi belirleyeceğiz ve ardından kanalınızı bir üst seviyeye getirecek geliştirici ortaklıklar ve markadan markaya işbirliği kurmanıza yardım ederek onlarla bağlantı kuracağız.
inglês | turco |
---|---|
helping | yardım |
partnerships | ortaklıklar |
level | seviyeye |
brand | markaya |
connect | bağlantı |
channel | kanal |
and | ve |
top | en |
the | sizin |
EN We are expanding around the globe with our strong brands and business partnerships coupled with a seasoned staff with proven industry experience
TR Türkiye'nin ilk panel mobilya ve mutfak üreticisi olan Kelebek, Cumhuriyet tarihinin en köklü sanayi kuruluşlarından biri
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
industry | sanayi |
the | biri |
a | ilk |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN Service provider partnerships could have spurred further innovation and created new business models for revenue growth and economic prosperity.
TR Hizmet sağlayıcı ortaklıkları yeniliği teşvik edebilir ve gelir büyümesi ve ekonomik refah için yeni iş modelleri oluşturabilirdi.
inglês | turco |
---|---|
service | hizmet |
partnerships | ortaklıklar |
new | yeni |
models | modelleri |
revenue | gelir |
economic | ekonomik |
prosperity | refah |
and | ve |
for | için |
provider | sağlayıcı |
EN It will ensure that big companies and small companies in the sector meet at a single point and potential solution partnerships are established as a result of this meeting.
TR Sektördeki büyük firmalar ile küçük firmaların tek noktada buluşmasını ve bu buluşma neticesinde potansiyel çözüm ortaklıklarının kurulmasını sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
small | küçük |
point | noktada |
potential | potansiyel |
partnerships | ortaklıklar |
meeting | buluşma |
solution | çözüm |
and | ve |
this | bu |
companies | firmalar |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN Openness in sex, fidelity in partnerships: science journalist Christoph Drösser on the love lives of the Germans.
TR Cinsel hayatta açıklık, eşe sadakat: Almanların aşk hayatı hakkında, bilim gazetecisi Christoph Drösser’in açıklamaları.
inglês | turco |
---|---|
science | bilim |
of | ın |
germans | almanlar |
the | aşk |
on | hakkında |
EN Our pro team relationships are more than sponsorships, they are partnerships
TR Profesyonel takım ilişkilerimiz sponsorluktan öte ortaklıktır
inglês | turco |
---|---|
pro | profesyonel |
team | takım |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
inglês | turco |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN Partnerships for the Goals | Kuresel Amaçlar
TR Amaçlar için ortaklıklar | Kuresel Amaçlar
inglês | turco |
---|---|
partnerships | ortaklıklar |
for | için |
EN Multi-stakeholder partnerships 17.16
TR Çok paydaşlı ortaklıklar 17.16
inglês | turco |
---|---|
partnerships | ortaklıklar |
EN 17.17.1. Amount of United States dollars committed to public-private and civil society partnerships
TR 17.17.1. Kamu-özel ve sivil toplum ortaklıklarına taahhüt edilen Amerika Birleşik Devletleri doları miktarı
inglês | turco |
---|---|
dollars | dolar |
and | ve |
civil | sivil |
partnerships | ortaklıklar |
amount | miktarı |
society | toplum |
states | devletleri |
united | birleşik |
EN Having formed partnerships with leading technology companies around the world, Assan Bilişim provides a cost advantage for its customers
TR Kibar Holding A.Ş’nin Türkiye ve yurtdışındaki tüm grup şirketlerine Assan Bilişim A.Ş., Bilgi Teknolojileri alanında daha iyi sonuçlar elde etmek için çözümler geliştirmekte ve ortaklaşa iş çözümleri uygulamaktadır
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojileri |
assan | assan |
companies | grup |
with | elde |
for | için |
a | tüm |
its | in |
EN Having established international partnerships with Hyundai, Posco and Daewoo; Kibar Holding identifies foreign markets as their new growth platform.
TR Hyundai, Posco ve Daewoo gibi uluslararası ortaklıkları bulunan Kibar Holding yeni büyüme platformunu yurtdışı olarak belirlerken; gelecek dönemde tek başına ya da yeni ortaklıklarla ABD, Avrupa ve Afrika'da yatırımlara yönelecek.
inglês | turco |
---|---|
partnerships | ortaklıklar |
hyundai | hyundai |
kibar | kibar |
new | yeni |
growth | büyüme |
platform | platformunu |
international | uluslararası |
holding | holding |
as | gibi |
and | ve |
having | da |
EN SMART CITIES TO BE BUILT THROUGH PRIVATE-PUBLIC, MULTINATIONAL PARTNERSHIPS
TR AKILLI ŞEHİRLER KAMU-ÖZEL VE ÇOK ULUSLU ORTAKLIKLARLA KURULACAK
inglês | turco |
---|---|
multinational | uluslu |
EN Public-private partnerships, affordable technology, long-term urban and budget planning and equal access ?
TR Kamu-özel ortaklıkları, düşük maliyetli teknoloji, uzun vadeli şehir ve bütçe planlaması ve tüm vatandaşlar için eşit erişim, şehirleri akıllı yapan ?
inglês | turco |
---|---|
partnerships | ortaklıklar |
technology | teknoloji |
budget | bütçe |
access | erişim |
long | uzun |
term | vadeli |
urban | şehir |
planning | planlaması |
and | ve |
equal | eşit |
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
inglês | turco |
---|---|
service | hizmet |
public | kamusal |
access | erişimi |
content | içerik |
partnerships | ortaklıklar |
elsevier | elsevier |
and | ve |
that | mümkün |
research | araştırmalar |
EN Elsevier's ability to consistently provide its high level of evidence-based content and resources is made possible by strong partnerships with the science and health communities and leading HIT vendors, resellers and suppliers.
TR Elsevier'in yüksek seviyede kanıt tabanlı içerikler ve kaynaklarını istikrarlı olarak sağlama becerisi, sağlık ve bilim camiaları ve önde gelen IT aracıları ve tedarikçileri ile kurulan güçlü ortaklıklar sayesinde mümkün olmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
partnerships | ortaklıklar |
science | bilim |
health | sağlık |
evidence | kanıt |
strong | güçlü |
high | yüksek |
based | tabanlı |
and | ve |
level | seviyede |
resources | kaynaklarını |
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
individual | bireysel |
healthcare | sağlık |
help | yardımcı |
and | ve |
scientific | bilimsel |
to | sayesinde |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
inglês | turco |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN We are expanding around the globe with our strong brands and business partnerships coupled with a seasoned staff with proven industry experience
TR Türkiye'nin ilk panel mobilya ve mutfak üreticisi olan Kelebek, Cumhuriyet tarihinin en köklü sanayi kuruluşlarından biri
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
industry | sanayi |
the | biri |
a | ilk |
EN It will ensure that big companies and small companies in the sector meet at a single point and potential solution partnerships are established as a result of this meeting.
TR Sektördeki büyük firmalar ile küçük firmaların tek noktada buluşmasını ve bu buluşma neticesinde potansiyel çözüm ortaklıklarının kurulmasını sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
small | küçük |
point | noktada |
potential | potansiyel |
partnerships | ortaklıklar |
meeting | buluşma |
solution | çözüm |
and | ve |
this | bu |
companies | firmalar |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
inglês | turco |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN Openness in sex, fidelity in partnerships: science journalist Christoph Drösser on the love lives of the Germans.
TR Cinsel hayatta açıklık, eşe sadakat: Almanların aşk hayatı hakkında, bilim gazetecisi Christoph Drösser’in açıklamaları.
inglês | turco |
---|---|
science | bilim |
of | ın |
germans | almanlar |
the | aşk |
on | hakkında |
EN Climate and development partnerships are to be used to make important technologies available to partner countries for sustainable development.
TR İklim ve kalkınma ortaklıkları üzerinden partner ülkelerin sürdürülebilir enerji için önemli teknolojilere erişimlerinin sağlanması hedefleniyor.
inglês | turco |
---|---|
development | kalkınma |
partnerships | ortaklıklar |
sustainable | sürdürülebilir |
partner | partner |
countries | ülkelerin |
important | önemli |
and | ve |
EN In addition: “We support voluntary production partnerships and the transfer of know-how to expand the production capacities for medicines and vaccines worldwide.”
TR Sözleşmede ayrıca, “Dünya genelinde ilaç ve aşı üretim kapasitesini artırmak için gönüllü üretim ortaklıklarını ve bilgi birikimi transferini teşvik ediyoruz” ifadeleri yer alıyor.
EN International university partnerships
TR Uluslararası üniversitelerle işbirliği
inglês | turco |
---|---|
international | uluslararası |
EN This makes Dortmund Germany’s greenest city, and shows that the commitment to sustainability strategies and communal climate action partnerships has been well worthwhile.
TR Bu özelliğiyle Dortmund Almanya’nın en yeşil kenti ve kentte uygulanan sürdürülebilirlik stratejisinin yanı sıra -yerel yönetimler arası iklim partnerliği projesinin sonuç verdiğinin göstergesi.
inglês | turco |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
climate | iklim |
the | yeşil |
well | yanı |
to | arası |
and | ve |
this | bu |
city | kenti |
EN Germany also has energy partnerships with Algeria, Brazil, India, Jordan, Nigeria, Norway, Russia, South Africa, Tunisia, Turkey and the United Arab Emirates.
TR Almanya bu üç örneğin dışında Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Cezayir, Güney Afrika, Hindistan, Nijerya, Norveç, Rusya, Tunus, Türkiye ve Ürdün gibi ülkelerle de enerji ortaklıkları yürütüyor.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
energy | enerji |
partnerships | ortaklıklar |
india | hindistan |
nigeria | nijerya |
russia | rusya |
south | güney |
africa | afrika |
turkey | türkiye |
united | birleşik |
arab | arap |
emirates | emirlikleri |
norway | norveç |
has | bu |
and | ve |
the | gibi |
EN Partnerships with West and South Africa
TR Batı ve Güney Afrika’yla Ortaklıklar
inglês | turco |
---|---|
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
south | güney |
west | batı |
EN Cutting-edge research: Germany’s Universities of Excellence, their special features and international partnerships.
TR Seçilmiş araştırma merkezleri: Almanya’daki mükemmeliyet stratejisi kapsamında seçilen üniversiteler, özellikleri ve uluslararası partnerleri.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
universities | üniversiteler |
features | özellikleri |
international | uluslararası |
and | ve |
EN Municipal Climate Partnerships is a project that brings together towns and cities from Germany and Africa, Latin America and Asia
TR “Belediyeler arası iklim partnerlikleri” projesi Almanya’daki yerel yönetimlerle Afrika, Latin Amerika ve Asya’dakileri bir araya getiriyor
inglês | turco |
---|---|
municipal | yerel |
climate | iklim |
project | projesi |
brings | getiriyor |
together | araya |
africa | afrika |
america | amerika |
a | bir |
and | ve |
EN A total of 78 municipal partnerships have drawn up joint action programmes since 2011
TR 2011’den beri kurulan 78 belediye partnerliği çerçevesinde sayısız ortaklaşa faaliyet programı oluşturulmuş
inglês | turco |
---|---|
since | beri |
a | a |
EN We outline two of these partnerships here:
TR Size iki partnerliği tanıtıyoruz:
inglês | turco |
---|---|
two | iki |
EN This is not possible without international partnerships
TR Bu, uluslararası ortaklıklar olmadan mümkün değil
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
partnerships | ortaklıklar |
international | uluslararası |
this | bu |
without | olmadan |
not | değil |
EN The hub helps to develop investment plans, provide money, take account of climate issues in legislation, build regional partnerships and share knowledge
TR Hub; yatırım planları geliştirilmesine, kaynak sağlamaya, iklimi ilgilendiren konuların yasalarda gözetilmesine, bölgesel ortaklıklar kurulmasına ve bilgi paylaşımına yardımcı oluyor
inglês | turco |
---|---|
investment | yatırım |
of | ın |
climate | iklimi |
issues | konular |
regional | bölgesel |
partnerships | ortaklıklar |
hub | hub |
plans | planları |
and | ve |
EN Service provider partnerships could have spurred further innovation and created new business models for revenue growth and economic prosperity.
TR Hizmet sağlayıcı ortaklıkları yeniliği teşvik edebilir ve gelir büyümesi ve ekonomik refah için yeni iş modelleri oluşturabilirdi.
inglês | turco |
---|---|
service | hizmet |
partnerships | ortaklıklar |
new | yeni |
models | modelleri |
revenue | gelir |
economic | ekonomik |
prosperity | refah |
and | ve |
for | için |
provider | sağlayıcı |
Mostrando 50 de 50 traduções