EN Reem Alabali-Radovan is the German government’s new integration commissioner. The issues she will be dealing with in her new office have accompanied her throughout her life.
EN Reem Alabali-Radovan is the German government’s new integration commissioner. The issues she will be dealing with in her new office have accompanied her throughout her life.
TR Reem Alabali-Radovan, federal hükümetin yeni Entegrasyon Görevlisi. Resmi görevinin konuları ise aslında bütün yaşamı boyunca ona eşlik eden konular.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
integration | entegrasyon |
issues | konular |
life | yaşam |
the | ise |
in | boyunca |
EN Jordan Beck Wagner from the USA completed her master's degree at the University of Heidelberg. During this time she explored Germany by train and shared her experiences on her blog.
TR ABD’de yaşayan Jordan Beck Wagner, yüksek lisansını Heidelberg Üniversitesi’nde yapmış. Bu süre içinde Almanya’yı trenle gezip deneyimlerini kendi blog sayfasında paylaşmış.
inglês | turco |
---|---|
blog | blog |
this | bu |
at | nda |
time | süre |
on | yüksek |
by | içinde |
the | kendi |
EN Anja shows her followers a lot of things from her personal life including a tour of her house.
TR Anja takipçilerine kendi yaşamından çok şey gösteriyor; örneğin evini dolaştırıyor.
inglês | turco |
---|---|
shows | gösteriyor |
things | şey |
life | yaşam |
of | in |
a | çok |
EN Initially, Heidi Anguria would take unpaid leave from her job at Lübeck University Hospital whenever she went abroad – with “Médecins Sans Frontières” paying her salary instead for the duration of her assignment
TR İlk zamanlar Heidi Anguria yurt dışı görevler için, asıl görev yeri olan Üniversite kliniğinden izin alıyormuş; bu çalışmalarda “Sınır Tanımayan Doktorlar” onun maaşını ödemeye devam etmişler
EN Taylor Alison Swift is an American singer-songwriter. Her discography spans multiple genres, and her narrative songwriting, which is often inspired by her personal life, has received widesp… read more
TR 11 Grammy ödüllü Amerikan Country/Pop şarkıcısı ve söz yazarıdır. 1989 Pennsylvania doğumlu Swift, daha sonraları ailesiyle beraber Tennessee'deki Hendersonville kasabasına taşınmış… Devamını oku
EN Her discography spans multiple genres, and her narrative songwriting, which is often inspired by her personal life, has received widespread media coverage and critical praise
TR 1989 Pennsylvania doğumlu Swift, daha sonraları ailesiyle beraber Tennessee'deki Hendersonville kasabasına taşınmıştır
inglês | turco |
---|---|
multiple | daha |
EN Taylor Alison Swift is an American singer-songwriter. Her discography spans multiple genres, and her narrative songwriting, which is often inspired by her personal life, has received widespread media coverage and critical praise.
TR 11 Grammy ödüllü Amerikan Country/Pop şarkıcısı ve söz yazarıdır.
inglês | turco |
---|---|
american | amerikan |
and | ve |
EN Luckily, she has received support from her entire family – everyone is on board, from her father to her husband and daughter
TR Neyse ki tüm ailesinden destek almış - babasından kocasına ve kızına kadar herkes ona destek veriyor
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
inglês | turco |
---|---|
luxury | lüks |
security | güvenlik |
prosperity | refah |
and | ve |
can | ne |
at | de |
all | tüm |
of | in |
a | bir |
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Indulge in conversations, cocktails and celebrations at the Long Bar.
TR Tropikal kokteyller, taze meyve suları ve hafif öğünlerle havuz kenarında dinlendirici bir gün geçirin.
inglês | turco |
---|---|
cocktails | kokteyller |
and | ve |
the | gün |
EN Indulge yourself and enjoy a fabulous weekend in Basel.
TR Kendinizi şımartın ve Basel otelinde harika bir hafta sonunun keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
weekend | hafta |
and | ve |
yourself | bir |
EN Indulge in a night of romance at Aila with an enticing menu, a DJ and a live music performance of favorite love songs.
TR Benzersiz caz performansı ve muhteşem lezzetlerle renklenen Jazz Brunch her Pazar Stations’ta!
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | benzersiz |
of | her |
EN Indulge in a night of romance at Aila with an enticing menu, a DJ and a live music performance of favorite love songs.
TR Benzersiz caz performansı ve muhteşem lezzetlerle renklenen Jazz Brunch her Pazar Stations’ta!
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | benzersiz |
of | her |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Indulge in a night of romance at Aila with an enticing menu, a DJ and a live music performance of favorite love songs.
TR Benzersiz caz performansı ve muhteşem lezzetlerle renklenen Jazz Brunch her Pazar Stations’ta!
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | benzersiz |
of | her |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
inglês | turco |
---|---|
luxury | lüks |
security | güvenlik |
prosperity | refah |
and | ve |
can | ne |
at | de |
all | tüm |
of | in |
a | bir |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
EN Ready to indulge in major me-time? Choose to spend your days in the sun on the pristine sandy beaches of a tropical isle
TR Kendinize ayıracağınız önemli bir zamana hazır mısınız? Tropik bir adanın bakir kumlu plajlarında günlerinizi güneş altında geçirmeyi seçin
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
choose | seçin |
sandy | kumlu |
major | önemli |
sun | güneş |
of | in |
in | altında |
a | bir |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
inglês | turco |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
inglês | turco |
---|---|
facial | yüz |
massage | masaj |
a | bir |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções