EN The route offers miles of sandy beaches, varied landscapes, seaside resorts and idyllic fishing villages
EN The route offers miles of sandy beaches, varied landscapes, seaside resorts and idyllic fishing villages
TR Bu güzergah size kilometrelerce uzun kum sahiller, bolca değişken bir manzara, plajlar ve huzur veren balıkçı köyleri takdim ediyor
inglês | turco |
---|---|
route | güzergah |
and | ve |
the | size |
of | bir |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN ‘Sing ken ken’ means ‘no problem’ and reflects the relaxed, cheerful and idyllic vibe.
TR ‘Sin ken ken’ ‘mesele yok’ demektir ve rahat, neşeli ve pastoral davranışın bir yansımasıdır.
inglês | turco |
---|---|
means | demektir |
relaxed | rahat |
idyllic | pastoral |
and | ve |
EN Secure hotel parking is also available during your stay.Recreational facilities include an idyllic pool area with water-slides, a children's pool, and an outdoor Jacuzzi for relaxation
TR Güvenli otel otoparkından da konaklamanız boyunca faydalanabilirsiniz.Eğlence olanakları arasında, su kayakları, bir çocuk havuzu ve rahatlamak için açık hava Jakuzisi dahil, huzurlu bir havuz alanı bulunur
inglês | turco |
---|---|
hotel | otel |
pool | havuz |
water | su |
area | alan |
a | bir |
outdoor | açık hava |
available | açık |
is | hava |
and | ve |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN Fairmont Fujairah Beach Resort, an idyllic luxury resort in the United Arab Emirates.
TR Fairmont Fujairah Beach Resort, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan pastoral lüks bir resorttur.
inglês | turco |
---|---|
fujairah | fujairah |
idyllic | pastoral |
arab | arap |
beach | beach |
united | birleşik |
fairmont | fairmont |
luxury | lüks |
the | bir |
EN ‘Sing ken ken’ means ‘no problem’ and reflects the relaxed, cheerful and idyllic vibe.
TR ‘Sin ken ken’ ‘mesele yok’ demektir ve rahat, neşeli ve pastoral davranışın bir yansımasıdır.
inglês | turco |
---|---|
means | demektir |
relaxed | rahat |
idyllic | pastoral |
and | ve |
EN ‘Sing ken ken’ means ‘no problem’ and reflects the relaxed, cheerful and idyllic vibe.
TR ‘Sin ken ken’ ‘mesele yok’ demektir ve rahat, neşeli ve pastoral davranışın bir yansımasıdır.
inglês | turco |
---|---|
means | demektir |
relaxed | rahat |
idyllic | pastoral |
and | ve |
EN ‘Sing ken ken’ means ‘no problem’ and reflects the relaxed, cheerful and idyllic vibe.
TR ‘Sin ken ken’ ‘mesele yok’ demektir ve rahat, neşeli ve pastoral davranışın bir yansımasıdır.
inglês | turco |
---|---|
means | demektir |
relaxed | rahat |
idyllic | pastoral |
and | ve |
EN ‘Sing ken ken’ means ‘no problem’ and reflects the relaxed, cheerful and idyllic vibe.
TR ‘Sin ken ken’ ‘mesele yok’ demektir ve rahat, neşeli ve pastoral davranışın bir yansımasıdır.
inglês | turco |
---|---|
means | demektir |
relaxed | rahat |
idyllic | pastoral |
and | ve |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
inglês | turco |
---|---|
have | vardır |
fully | tam |
automatic | otomatik |
and | ve |
EN There are schools in all our villages
TR Bütün köylerimizde okul mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
schools | okul |
all | bütün |
are | mevcuttur |
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
inglês | turco |
---|---|
enough | yeterli |
education | eğitim |
students | öğrenci |
or | veya |
however | bir |
out | e |
EN Geyre Beldesi 13 km distance to the town center of Ataeymir Town, Ören, Yesilyurt, Yazir, Işıklar, Palamutçuk villages and Karacasu district surrounded by central residential units of 1486 hectares in an average of 600 metric meters
TR Geyre Beldesi İlçe merkezine 13.km mesafede Ataeymir Kasabası, Ören, Yeşilyurt, Yazır, Işıklar, Palamutçuk köyleri ve Karacasu ilçe merkez yerleşim birimleriyle çevrili 1486 hektar yüz ölçümde ortalama 600 mt
inglês | turco |
---|---|
km | km |
karacasu | karacasu |
average | ortalama |
to | e |
and | ve |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Our support for SOS Children's Villages has spanned 20 years and counting. Discover more.
TR SOS Children Villages’a desteğimiz 20 yılı aştı ve devam ediyor. Daha fazlasını keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
more | fazlasını |
for | daha |
years | yıl |
and | ve |
EN Support SOS Children's Villages
TR SOS Çocuk Köyleri’ni Destekleyin
inglês | turco |
---|---|
support | destekleyin |
EN WATAN since then has been operating water stations in each of the villages of Babka, Kafr Nasih, and Abyan Samaan
TR Bölgedeki yerel konseyler ve girişimlerle birlikte çalışan WATAN, büyük bir kısmı şu anda yaşanabilir olmadığından, binaların durumunu değerlendirmeyi amaçlayan anketler gerçekleştirdi.
inglês | turco |
---|---|
watan | watan |
and | ve |
the | anda |
been | de |
EN Geyre Beldesi 13 km distance to the town center of Ataeymir Town, Ören, Yesilyurt, Yazir, Işıklar, Palamutçuk villages and Karacasu district surrounded by central residential units of 1486 hectares in an average of 600 metric meters
TR Geyre Beldesi İlçe merkezine 13.km mesafede Ataeymir Kasabası, Ören, Yeşilyurt, Yazır, Işıklar, Palamutçuk köyleri ve Karacasu ilçe merkez yerleşim birimleriyle çevrili 1486 hektar yüz ölçümde ortalama 600 mt
inglês | turco |
---|---|
km | km |
karacasu | karacasu |
average | ortalama |
to | e |
and | ve |
EN There are schools in all our villages
TR Bütün köylerimizde okul mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
schools | okul |
all | bütün |
are | mevcuttur |
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
inglês | turco |
---|---|
enough | yeterli |
education | eğitim |
students | öğrenci |
or | veya |
however | bir |
out | e |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
inglês | turco |
---|---|
have | vardır |
fully | tam |
automatic | otomatik |
and | ve |
EN Our support for SOS Children's Villages has spanned 20 years and counting. Discover more.
TR SOS Children Villages’a desteğimiz 20 yılı aştı ve devam ediyor. Daha fazlasını keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
more | fazlasını |
for | daha |
years | yıl |
and | ve |
EN Big cities are thriving and villages are dying out? The situation is not quite that simple. Here are some facts and trends about urban and rural living in Germany.
TR Kırsal bölgelerde köyler hayalete dönüşürken kentler her yeri kaplıyor mu? Bu o kadar da basit bir denklem değil. Almanya’da kent ve kırsal bölgelere ilişkin olgular ve eğilimler.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
simple | basit |
in | da |
that | o |
and | ve |
urban | kent |
the | değil |
EN There are some challenging climbs along the way, but the effort will be rewarded: spectacular views, the famous Neuschwanstein Castle and Bavarian mountain villages are highlights of this tour
TR Gerçi bu rotada epey zorlu yokuşlar var ama çabalarınız mükafatsız kalmıyor: Sansasyonel manzaralar, meşhur masalsı Neuschwanstein Şatosu ve Bavyera köyleri, bu turun zirve noktasını oluşturuyor
inglês | turco |
---|---|
but | ama |
views | manzaralar |
famous | meşhur |
this | bu |
and | ve |
the | var |
EN Municipalities play a key role in climate protection – from cities to villages
TR İklim korumada yerel yönetimlere - büyük şehirlere olduğu kadar kasabalara da - merkezi bir rol düşüyor
inglês | turco |
---|---|
role | rol |
in | da |
a | bir |
to | kadar |
Mostrando 50 de 50 traduções