EN While the Technische Universität Kaiserslautern attracts attention with its artificial intelligence research, tourists love the cosy atmosphere during the town’s wine festivals and the picturesque wine-growing villages in the region.
EN While the Technische Universität Kaiserslautern attracts attention with its artificial intelligence research, tourists love the cosy atmosphere during the town’s wine festivals and the picturesque wine-growing villages in the region.
TR Kaiserslautern Teknik Üniversitesi, bir yandan yapay zeka konusundaki araştırmalarla dikkatleri üzerine çekerken, öte yandan turistler şarap festivali rehavetine ve çevrede bulunan, tablo gibi güzel bağcı köylerine bayılıyorlar.
inglês | turco |
---|---|
intelligence | zeka |
tourists | turistler |
wine | şarap |
and | ve |
its | bulunan |
artificial | yapay |
the | gibi |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN Its the ideal starting point for exploring picturesque medieval alleys and squares full of culture, lined with many small galleries, specialty shops and gastronomic gems
TR Küçük galerileri, özellikli ürünler sergileyen dükkanları ve olağanüstü gastronomi mekanları ile çevrelenen meydanı ile tablo güzelliğinde orta çağ sokaklarını ve kültürünü keşfetmek için ideal bir başlangıç noktasıdır
inglês | turco |
---|---|
ideal | ideal |
point | noktası |
small | küçük |
shops | dükkanları |
and | ve |
culture | kültür |
for | için |
of | in |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN We recognize environmentally friendly hospitality practices help us fulfill our mission to be stewards of the world’s most diverse and picturesque locations, the places where we are most connected to the land.
TR Çevre dostu konukseverlik uygulamalarının dünyanın en çeşitli ve tablo gibi korumlarının, toprağa en çok bağlı olduğumuz yerlerin koruyucusu olma misyonumuzu gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
friendly | dostu |
hospitality | konukseverlik |
connected | bağlı |
we are | olduğumuz |
help | yardımcı |
most | en |
and | ve |
are | dünyanın |
practices | uygulamalar |
the | gibi |
to | e |
EN Quedlinburg on the edge of the Harz Mountains is probably Germany’s most picturesque medieval town with 1,300 half-timbered buildings.
TR Quedlinburg, Harz sıradağlarının eteklerinde yer alan bir kasaba. 1300 tarihi ahşap çatkılı eviyle burası Almanya’nın en güzel ahşap çatkılı ev kasabası.
inglês | turco |
---|---|
most | en |
of | yer |
the | bir |
EN Picturesque half-timbered houses and the late-Gothic town hall on the market place characterize the Upper Town, where pleasant cafés and pubs abound
TR Kentin yukarı kısımlarının manzarasına, ahşap çatkılı duvarlarıyla geleneksel evler ve pazar meydanındaki Geç Gotik döneme ait Belediye Binası hakim, burada her tarafta sevimli kafeler ve barlar var
inglês | turco |
---|---|
late | geç |
on | her |
and | ve |
market | pazar |
the | burada |
EN Cloef: the 180-metre-high viewing platform near Mettlach offers a picturesque panorama of the Saar Loop. The Cloef can be reached on foot or by car.
TR Cloef: Mettlach yakınlarındaki 180 metre yüksekliğe sahip Cloef seyir platformu, Saarschleife bölgesine tablo gibi bir bakış sunuyor. Cloef'e yürüyerek veya araçla da ulaşmak mümkün.
inglês | turco |
---|---|
platform | platformu |
offers | sunuyor |
car | araç |
can | mümkün |
or | veya |
a | bir |
EN In this picturesque Black Forest setting, experts in rustic workshops operate manufactories that create a world famous piece of Germany: the cuckoo clock.
TR Kara Orman'ın (Schwarzwald) kartpostalı andıran manzarası önünde, maharetli eller çalışıyor ve otantik atölye ve imalathanelerde dünya çapında makbul bir parça Almanya oluşuyor: Guguklu saat.
inglês | turco |
---|---|
forest | orman |
operate | çalışıyor |
world | dünya |
germany | almanya |
in | parça |
EN Sparkling lagoons and elegant Mediterranean architecture serve as the picturesque backdrop to your wedding. Celebrate your day in one of the most peaceful Shanghai wedding venues in signature Sofitel style.
TR Işıl ışıl göletler ve şık Akdeniz mimarisi düğününüz için muhteşem bir fon oluşturuyor. En özel gününüzü Şangay'ın Sofitel imzalı en huzurlu düğün mekanlarından birinde kutlayın.
inglês | turco |
---|---|
mediterranean | akdeniz |
architecture | mimarisi |
wedding | düğün |
peaceful | huzurlu |
elegant | şık |
in one | birinde |
day | gün |
most | en |
and | ve |
the | özel |
of | in |
to | için |
EN Indulge in a magnificent celebration of your wedding day with elegant service, sumptuous cuisine and a picturesque setting
TR Düğün gününüzde şık hizmet, gösterişli mutfak ve masallardan esinlenen bir ortamla harika bir kutlamaya hazır olun
inglês | turco |
---|---|
wedding | düğün |
service | hizmet |
cuisine | mutfak |
elegant | şık |
day | gün |
a | bir |
and | ve |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
inglês | turco |
---|---|
have | vardır |
fully | tam |
automatic | otomatik |
and | ve |
EN There are schools in all our villages
TR Bütün köylerimizde okul mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
schools | okul |
all | bütün |
are | mevcuttur |
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
inglês | turco |
---|---|
enough | yeterli |
education | eğitim |
students | öğrenci |
or | veya |
however | bir |
out | e |
EN Geyre Beldesi 13 km distance to the town center of Ataeymir Town, Ören, Yesilyurt, Yazir, Işıklar, Palamutçuk villages and Karacasu district surrounded by central residential units of 1486 hectares in an average of 600 metric meters
TR Geyre Beldesi İlçe merkezine 13.km mesafede Ataeymir Kasabası, Ören, Yeşilyurt, Yazır, Işıklar, Palamutçuk köyleri ve Karacasu ilçe merkez yerleşim birimleriyle çevrili 1486 hektar yüz ölçümde ortalama 600 mt
inglês | turco |
---|---|
km | km |
karacasu | karacasu |
average | ortalama |
to | e |
and | ve |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Our support for SOS Children's Villages has spanned 20 years and counting. Discover more.
TR SOS Children Villages’a desteğimiz 20 yılı aştı ve devam ediyor. Daha fazlasını keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
more | fazlasını |
for | daha |
years | yıl |
and | ve |
EN Support SOS Children's Villages
TR SOS Çocuk Köyleri’ni Destekleyin
inglês | turco |
---|---|
support | destekleyin |
EN WATAN since then has been operating water stations in each of the villages of Babka, Kafr Nasih, and Abyan Samaan
TR Bölgedeki yerel konseyler ve girişimlerle birlikte çalışan WATAN, büyük bir kısmı şu anda yaşanabilir olmadığından, binaların durumunu değerlendirmeyi amaçlayan anketler gerçekleştirdi.
inglês | turco |
---|---|
watan | watan |
and | ve |
the | anda |
been | de |
EN Geyre Beldesi 13 km distance to the town center of Ataeymir Town, Ören, Yesilyurt, Yazir, Işıklar, Palamutçuk villages and Karacasu district surrounded by central residential units of 1486 hectares in an average of 600 metric meters
TR Geyre Beldesi İlçe merkezine 13.km mesafede Ataeymir Kasabası, Ören, Yeşilyurt, Yazır, Işıklar, Palamutçuk köyleri ve Karacasu ilçe merkez yerleşim birimleriyle çevrili 1486 hektar yüz ölçümde ortalama 600 mt
inglês | turco |
---|---|
km | km |
karacasu | karacasu |
average | ortalama |
to | e |
and | ve |
EN There are schools in all our villages
TR Bütün köylerimizde okul mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
schools | okul |
all | bütün |
are | mevcuttur |
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
inglês | turco |
---|---|
enough | yeterli |
education | eğitim |
students | öğrenci |
or | veya |
however | bir |
out | e |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
disaster | afet |
management | yönetim |
village | köy |
basic | temel |
information | bilgiler |
risk | risk |
mitigation | azaltma |
project | proje |
and | ve |
with | ile |
EN We distributed basic NFIs and food items to remote villages benefiting the least from aid activities
TR Şehir merkezine uzak ve yardım çalışmalarından en az faydalanan köylerde temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
distributed | dağıttık |
basic | temel |
food | gıda |
remote | uzak |
aid | yardım |
and | ve |
least | az |
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
distributed | dağıttık |
materials | malzemeleri |
winter | kış |
and | ve |
in | da |
helped | yardım |
for | için |
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
inglês | turco |
---|---|
have | vardır |
fully | tam |
automatic | otomatik |
and | ve |
EN Our support for SOS Children's Villages has spanned 20 years and counting. Discover more.
TR SOS Children Villages’a desteğimiz 20 yılı aştı ve devam ediyor. Daha fazlasını keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
more | fazlasını |
for | daha |
years | yıl |
and | ve |
EN Big cities are thriving and villages are dying out? The situation is not quite that simple. Here are some facts and trends about urban and rural living in Germany.
TR Kırsal bölgelerde köyler hayalete dönüşürken kentler her yeri kaplıyor mu? Bu o kadar da basit bir denklem değil. Almanya’da kent ve kırsal bölgelere ilişkin olgular ve eğilimler.
inglês | turco |
---|---|
rural | kırsal |
simple | basit |
in | da |
that | o |
and | ve |
urban | kent |
the | değil |
EN The route offers miles of sandy beaches, varied landscapes, seaside resorts and idyllic fishing villages
TR Bu güzergah size kilometrelerce uzun kum sahiller, bolca değişken bir manzara, plajlar ve huzur veren balıkçı köyleri takdim ediyor
inglês | turco |
---|---|
route | güzergah |
and | ve |
the | size |
of | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções