EN ReusableThe key benefit for the wider research community of having research data being shared is the ability to reuse this data
EN ReusableThe key benefit for the wider research community of having research data being shared is the ability to reuse this data
TR Yeniden kullanılabilirGenel olarak araştırma camiası için verilerin paylaşılmasının en önemli faydası, bu verileri yeniden kullanabilme imkanı sağlamasıdır
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
key | önemli |
this | bu |
data | verileri |
of | in |
EN The events are co-organized with local partners and help to promote research to the wider public.
TR Etkinlikler yerel ortaklarla beraber düzenlenmekte ve araştırmaların topluma tanıtılmasına yardımcı olmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
events | etkinlikler |
local | yerel |
and | ve |
help | yardımcı |
research | araştırmalar |
with | beraber |
EN Media promotion of research: Journalists are skilled at translating science for the wider public
TR Araştırmaların medya tanıtımı: Gazeteciler bilimi kamuoyu için anlaşılabilir hale çevirmekte uzmandır
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
journalists | gazeteciler |
science | bilimi |
of | in |
for | için |
research | araştırmalar |
EN BNB fees dramatically reduce the overhead which enables participation for a wider range of investors from different backgrounds and economies.
TR BNB ücretleri, farklı geçmişlerden ve ekonomilerden daha geniş bir yatırımcı yelpazesinin katılımını mümkün kılan ek yükü önemli ölçüde azaltır.
inglês | turco |
---|---|
bnb | bnb |
participation | katılım |
and | ve |
different | farklı |
EN The wallet provider and exchange has added the three crypto assets in an effort to support wider access to the DeFi industry.
TR Cüzdan sağlayıcısı ve borsası, DeFi endüstrisine daha geniş erişimi desteklemek amacıyla üç kripto varlığını ekledi.
inglês | turco |
---|---|
wallet | cüzdan |
and | ve |
crypto | kripto |
access | erişimi |
defi | defi |
provider | sağlayıcısı |
to support | desteklemek |
EN On 25 February, we, as the FNF Turkey Office, came together with our stakeholders, partners, alumni groups and wider network for our traditional new year event
TR Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı yeni rektörü protesto ediyor
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
EN If you want your enterprise to become popular among a wider range of people in a short time, you should acquire completely organic followers and interact with them
TR Girişiminizin kısa sürede daha geniş bir kilte tarafından bilinmesini ve sevilmesini istiyorsanız tamamen organik takipçiler edinmeli ve onlarla etkileşim kurmalısınız
inglês | turco |
---|---|
short | kısa |
time | sürede |
completely | tamamen |
organic | organik |
interact | etkileşim |
if you want | istiyorsanız |
and | ve |
among | bir |
EN Build opportunities for the universities and institutions in the UK and partner countries to engage with the wider community and with policymakers.
TR Birleşik Krallık ve ortak ülkelerdeki üniversiteler ve kurumlar için daha geniş topluluk ve politika yapıcılarla etkileşim kurma fırsatları yaratmak,
inglês | turco |
---|---|
institutions | kurumlar |
partner | ortak |
engage | etkileşim |
community | topluluk |
countries | ülkelerdeki |
universities | üniversiteler |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
EN We are thankful for this initiative and hope that activities in wider scope will follow
TR Gösterilen çabalara da teşekkür ediyor ve artarak devam etmesini diliyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
in | da |
EN We are thankful for this initiative and hope that activities in wider scope will follow
TR Gösterilen çabalara da teşekkür ediyor ve artarak devam etmesini diliyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
in | da |
EN Present yourself in front of a wider audience
TR Kendinizi kalabalık bir grup karşısında tanıtın
inglês | turco |
---|---|
yourself | bir |
EN BNB fees dramatically reduce the overhead which enables participation for a wider range of investors from different backgrounds and economies.
TR BNB ücretleri, farklı geçmişlerden ve ekonomilerden daha geniş bir yatırımcı yelpazesinin katılımını mümkün kılan ek yükü önemli ölçüde azaltır.
inglês | turco |
---|---|
bnb | bnb |
participation | katılım |
and | ve |
different | farklı |
EN ReusableThe key benefit for the wider research community of having research data being shared is the ability to reuse this data
TR Yeniden kullanılabilirGenel olarak araştırma camiası için verilerin paylaşılmasının en önemli faydası, bu verileri yeniden kullanabilme imkanı sağlamasıdır
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
key | önemli |
this | bu |
data | verileri |
of | in |
EN The events are co-organized with local partners and help to promote research to the wider public.
TR Etkinlikler yerel ortaklarla beraber düzenlenmekte ve araştırmaların topluma tanıtılmasına yardımcı olmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
events | etkinlikler |
local | yerel |
and | ve |
help | yardımcı |
research | araştırmalar |
with | beraber |
EN Media promotion of research: Journalists are skilled at translating science for the wider public
TR Araştırmaların medya tanıtımı: Gazeteciler bilimi kamuoyu için anlaşılabilir hale çevirmekte uzmandır
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
journalists | gazeteciler |
science | bilimi |
of | in |
for | için |
research | araştırmalar |
EN In July 2017, McLaren Automotive became a 100% owned subsidiary of the wider McLaren Group
TR Temmuz 2017'de McLaren Automotive, daha geniş McLaren Grubu'nun% 100 iştiraki oldu
inglês | turco |
---|---|
july | temmuz |
became | oldu |
group | grubunun |
the | daha |
EN Instead of people being stuck with what Google traditionally presents them with when they make searches, Google’s goal is to get people to look at the content on a wider range of websites.
TR İnsanların arama yaptıklarında geleneksel olarak Google'ın kendilerine sunduklarına takılıp kalmaları yerine, Google'ın amacı insanların daha geniş bir web sitesi yelpazesindeki içeriğe bakmalarını sağlamaktır.
inglês | turco |
---|---|
traditionally | geleneksel |
content | içeriğe |
goal | amacı |
searches | arama |
at | nda |
people | insanlar |
websites | web |
look | olarak |
a | bir |
to | e |
EN For example, if your content is stuffed with keywords that aren’t related to your niche so that you can reach out to a wider audience, that will backfire spectacularly
TR Örneğin, daha geniş bir kitleye ulaşabilmek için içeriğinizi niş alanınızla ilgili olmayan anahtar kelimelerle doldurursanız, bu muhteşem bir şekilde geri tepecektir
inglês | turco |
---|---|
keywords | anahtar |
related | ilgili |
your content | içeriğinizi |
to | geri |
a | bir |
for | için |
out | bu |
with | şekilde |
EN We have now added our Tetra Top system, which makes this powerful facility available to an even wider range of customers and products
TR Artık bu güçlü kolaylığı daha da geniş bir müşteri ve ürün yelpazesine sunan Tetra Top sistemimizi eklemiş bulunuyoruz
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
customers | müşteri |
powerful | güçlü |
this | bu |
and | ve |
products | ürün |
even | bir |
EN Download the report for key insights on user behavior and actionable data on wider mobile marketing developments.
TR Kullanıcı davranışına ilişkin içgörüler ve mobil pazarlama alanındaki gelişmeler hakkında eyleme dönüştürülebilir veriler için raporu indirin.
inglês | turco |
---|---|
download | indirin |
insights | içgörüler |
behavior | davranışı |
mobile | mobil |
marketing | pazarlama |
user | kullanıcı |
and | ve |
report | raporu |
for | için |
on | hakkında |
data | veriler |
EN The wallet provider and exchange has added the three crypto assets in an effort to support wider access to the DeFi industry.
TR Cüzdan sağlayıcısı ve borsası, DeFi endüstrisine daha geniş erişimi desteklemek amacıyla üç kripto varlığını ekledi.
inglês | turco |
---|---|
wallet | cüzdan |
and | ve |
crypto | kripto |
access | erişimi |
defi | defi |
provider | sağlayıcısı |
to support | desteklemek |
Mostrando 21 de 21 traduções