EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the sound of the music. Historically, electronic… read more
"electronic musical instruments" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
electronic | bir elektronik |
musical | müzik |
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the sound of the music. Historically, electronic… read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve tempoyu barındırır. Benzerlerinin aksine da… Devamını oku
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the … read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve… Devamını oku
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the sound of… read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve tempoyu… Devamını oku
EN A distinction can be made between instruments that produce sound through electromechanical means as opposed to instruments that produce sound using electronic components.
TR Electronic müziğin alt kategorilerinde disco, house, techno, vb. yer alır. trip hop başlangışta bu kategoride anılırken, ChillOutun doğmasıyla bu kategoriden ayrıldı.
inglês | turco |
---|---|
to | yer |
through | in |
EN Examples of electromechanical instruments are the telharmonium, Hammond organ, and the electric guitar, whereas examples of electronic instruments are a Theremin, synthesizer, and a computer.
TR Bu Lounge Music Genre Tree türleri daha iyi anlamamıza faydalı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
and | bu |
the | daha |
EN A distinction can be made between instruments that produce sound through electromechanical means as opposed to instruments that produce sound using electronic components.
TR Electronic müziğin alt kategorilerinde disco, house, techno, vb. yer alır. trip hop başlangışta bu kategoride anılırken, ChillOutun doğmasıyla bu kategoriden ayrıldı.
inglês | turco |
---|---|
to | yer |
through | in |
EN Examples of electromechanical instruments are the telharmonium, Hammond organ, and the electric guitar, whereas examples of electronic instruments are a Theremin, synthesizer, and a computer.
TR Bu Lounge Music Genre Tree türleri daha iyi anlamamıza faydalı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
and | bu |
the | daha |
EN Electric Light Orchestra is a symphonic rock band which formed in Birmingham, England in 1970. The band was formed by Jeff Lynne (vocals, guitar, multiple instruments), Roy Wood (multiple instruments, vocals), Richard Tandy (keyboards,… read more
TR Electric Light Orchestra (ELO) 1970'lerde ve 1980'lerde İngiltere Birmingham'ın başarılı rock müzik grubuydu. Grup yaylıları, ses kodlayıcıları ve ekoları, rock şarkılarıyla birleştirdiler dolayısıyla, rock'un ço… Devamını oku
EN The band was formed by Jeff Lynne (vocals, guitar, multiple instruments), Roy Wood (multiple instruments, vocals), Richard Tandy (keyboards, vocals) and Bev Bevan (drums)
TR Grup yaylıları, ses kodlayıcıları ve ekoları, rock şarkılarıyla birleştirdiler dolayısıyla, rock'un çok sofistike bir stüdyo sürümünü yaratmış oldular
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
multiple | bir |
band | grup |
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
inglês | turco |
---|---|
electronic | elektronik |
digital | dijital |
signatures | imzalar |
binding | bağlayıcı |
digicert | digicert |
offers | sunar |
certificates | sertifikalar |
document | belge |
of | in |
to | sağlamak |
legally | yasal olarak |
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
inglês | turco |
---|---|
electronic | elektronik |
digital | dijital |
signatures | imzalar |
binding | bağlayıcı |
digicert | digicert |
offers | sunar |
certificates | sertifikalar |
document | belge |
of | in |
to | sağlamak |
legally | yasal olarak |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN We bring together your favourite music services and join up listening, watching and sharing to connect your musical world.
TR En sevdiğin müzik hizmetlerini bir araya getiriyoruz. Dinlemek, seyretmek ve müzik dünyanı paylaşmak için katılman yeterli.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetlerini |
sharing | paylaşmak |
music | müzik |
and | ve |
bring | için |
to | araya |
EN Rediscover your forgotten favorites with the ‘Blasts from the Past’ feature, discover friends with ‘Musical matches’, and access additional playlists.
TR "Geçmişte Dinlediğin Sanatçılar" ile unuttuğun favorilerini yeniden keşfet, "müzik eşleşmeleri" olan arkadaşları keşfet ve ek çalma listelerine eriş.
inglês | turco |
---|---|
past | geçmiş |
discover | keşfet |
friends | arkadaşlar |
musical | müzik |
additional | ek |
and | ve |
with | ile |
EN Discover who in the community shares your taste with Musical Matches and Mainstream Score.
TR Topluluk içinde kimin müzik zevkini paylaştığını müzik eşleşmeleri ve ana akım skoru ile keşfet.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfet |
community | topluluk |
musical | müzik |
who | kimin |
in | içinde |
and | ve |
with | ile |
EN Unlock tag timeline, mainstream-o-meter, musical matches and get even more discoveries!
TR Etiket zaman çizelgesini, ana akım ölçeri, müziksel eşleştirmeleri aç ve daha birçoğunu keşfet!
inglês | turco |
---|---|
tag | etiket |
more | daha |
and | ve |
even | bir |
EN Amy Jade Winehouse (14 September 1983 – 23 July 2011) was an English singer and songwriter known for her deep, expressive contralto vocals and her eclectic mix of musical genres, including … read more
TR Amy Jade Winehouse, (d.. 14 Eylül 1983 – ö. 23 Temmuz 2011) İngiliz soul, jazz, rhythm and blues söz yazarı ve şarkıcısıdır. Amy, Southgate’de yahudi ve jazz müzisyenleriyle dolu bir ail… Devamını oku
EN Dead Can Dance is an Australian musical project formed in 1981 in Melbourne by Lisa Gerrard and Brendan Perry. The band relocated to London, England, in May 1982. Australian music historian… read more
TR İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan, Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan müzik grubu. Melbourne'da başlayıp, 1998'de dağıldıktan sonra 2005… Devamını oku
EN Dead Can Dance is an Australian musical project formed in 1981 in Melbourne by Lisa Gerrard and Brendan Perry
TR İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan, Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan müzik grubu
inglês | turco |
---|---|
musical | müzik |
australian | avustralyalı |
and | ve |
by | tarafından |
is | olan |
EN jazz musician and composer widely acknowledged for his skills as an electric bass player, as well as his command of varied musical styles including jazz, jazz fusion, funk, and jazz-funk
TR basit bir ailenin çocuğu olarak doğan ve “dünyanın en iyi basçısı” ünvanını alan biridir o
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
as | olarak |
an | bir |
well | iyi |
and | ve |
EN Rap is a vocal style, usually coming together with hip-hop, the musical genre off-shoot of the hip hop culture
TR Rap müziğin kökeni 1970'lerde özellikle siyahi insanların yaşadığı Amerika'nın kenar mahallelerine, yâni bir diğer deyişle "getto"lara dayanmaktadır
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
of | in |
EN Twenty One Pilots (stylized in all lowercase and occasionally as twenty øne piløts) is a Grammy Award-winning American musical duo originating from Columbus, Ohio. The band was formed in 20… read more
TR Twenty One Pilots (ya da TWENTY ØNE PILØTS, kısaca TØP), Columbus, Ohio'da kurulmuş Grammy ödüllü Amerikan müzik ikilisi. Grup 2009 yılında Tyler Joseph ve grubun eski üyeleri Nick … Devamını oku
EN Ella Marija Lani Yelich-O'Connor, known professionally as Lorde, is a Grammy Award-winning New Zealand singer-songwriter. Taking inspiration from aristocracy for her stage name, she is known for employing unconventional musical st… read more
TR 7 Kasım 1996 yılında doğmuş,sahne adıyla Lorde olarak bilinen, asıl adı Ella Maria Lani Yelich-O'Connor olan, Yeni Zelandalı şarkıcı ve söz yazarıdır. İlk EP'si olan The Love Club 22 Kasım 2012'de yayımlandı. İlk tek… Devamını oku
EN Formed in 2005 in Los Angeles, CA, +44 was a band from two blink-182 members Mark Hoppus (Bass Guitar/Vocals) and Travis Barker (Drums/Keyboards), who has also played in a variety of musical projects including The Aquabats, Box Car Racer, and Transplants
TR Blink-182 dağıldıktan sonra grup ikiye ayrıldı
inglês | turco |
---|---|
band | grup |
in | da |
the | sonra |
EN Formed in 2005 in Los Angeles, CA, +44 was a band from two blink-182 members Mark Hoppus (Bass Guitar/Vocals) and Travis Barker (Drums/Keyboards), who has also played in a variety of musical projects including The Aquabats, Box Car Rac… read more
TR Blink-182 dağıldıktan sonra grup ikiye ayrıldı. Tom DeLonge 'Angels & Airwaves'i kurarken, Mark Hoppus ve Travis Barker '(+44)'e başladı. Viki'ye bak
inglês | turco |
---|---|
band | grup |
and | ve |
the | sonra |
EN The band's fifth album, Living Things (2012), combined musical elements from all of their previous records
TR Bunlardan en kayda değerleri Jay-Z ve Busta Rhymes ile yaptıkları düetlerdir
inglês | turco |
---|---|
their | ve |
from | bunlardan |
all | de |
combined | ile |
EN YouTube hosts millions of different videos, from musical pieces to video blogs and original videos to educational films
TR Müzik kesitlerinden video bloglara, özgün videolardan eğitim videolarına kadar milyonlarca farklı videoyu içinde barındırır
inglês | turco |
---|---|
musical | müzik |
educational | eğitim |
original | özgün |
different | farklı |
videos | videoları |
video | video |
EN Using a music recommender system called Audioscrobbler, Last.fm builds a detailed profile of each user's musical taste by recording details of the tracks the user listens to.
TR Audioscrobbler isimli bir müzik tavsiye sistemi kullanan Last.fm, kullanıcıların dinledikleri parçaların ayrıntılarını kaydederek her kullanıcının müzik zevkinin ayrıntılı bir profilini oluşturmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
profile | profilini |
last | last |
detailed | ayrıntılı |
music | müzik |
system | sistemi |
user | kullanıcı |
details | ayrıntılarını |
a | bir |
the user | kullanıcının |
users | kullanıcılar |
to | her |
EN Musical delights in your lunch break: from September to June, first-class concerts are staged in the foyer of the Philharmonie concert hall every Tuesday at 1 pm
TR Öğle arasında müzik ziyafeti: Eylül-Haziran arasında Filarmoni’nin fuayesinde Salı günleri saat 13’te birinci sınıf konserler sunuluyor
inglês | turco |
---|---|
musical | müzik |
september | eylül |
june | haziran |
concerts | konserler |
class | sınıf |
at | nda |
first | birinci |
the | arasında |
EN If you want to explore music “Made in Germany”, you shouldn’t miss Berlin, Hamburg, Cologne and Düsseldorf. These cities have very different musical traditions – and all are worth a visit.
TR Sözümüz „Made in Germany“ müziği yakından tanımak isteyenlere: Berlin, Hamburg, Köln ve Düsseldorf’a uğramadan geçmeyin! Üstelik, çok farklı müzik geleneklerine sahip bu kentlerin her biri ayrı ayrı görmeye değer.
EN We bring together your favourite music services and join up listening, watching and sharing to connect your musical world.
TR En sevdiğin müzik hizmetlerini bir araya getiriyoruz. Dinlemek, seyretmek ve müzik dünyanı paylaşmak için katılman yeterli.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetlerini |
sharing | paylaşmak |
music | müzik |
and | ve |
bring | için |
to | araya |
EN Musical Theatre groups in Australia | Meetup
TR Türkiye ülkesinde Müzikal Tiyatro grupları | Meetup
inglês | turco |
---|---|
theatre | tiyatro |
meetup | meetup |
in | ülkesinde |
groups | grupları |
EN Find out what's happening in Musical Theatre Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
TR Dünya genelindeki Müzikal Tiyatro Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
inglês | turco |
---|---|
theatre | tiyatro |
world | dünya |
start | başlayın |
near | yakın |
in | genelindeki |
find out | öğrenin |
meetup | meetup |
and | ve |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN "There are beautiful places if you like gardens and flowers, such as the cloud forest and the flower dome. Spend the day there and you could watch the musical tree performance at the supertree grove."
TR "İnsan yapımı bir bahçe bu kadar güzel olabilir. Özellikle gece gezilmeli hem daha serin, hem de daha sakin. Işık gösterisinden farksız. Minikler için parkın çeşitli yerlerinde sürprizler var."
inglês | turco |
---|---|
beautiful | güzel |
at | de |
as | kadar |
there | için |
such | bu |
EN Discover who in the community shares your taste with Musical Matches and Mainstream Score.
TR Topluluk içinde kimin müzik zevkini paylaştığını müzik eşleşmeleri ve ana akım skoru ile keşfet.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfet |
community | topluluk |
musical | müzik |
who | kimin |
in | içinde |
and | ve |
with | ile |
EN Amy Jade Winehouse (September 14, 1983 – July 23, 2011) was an English singer and songwriter. She was known for her deep, expressive contralto vocals and her eclectic mix of musical genres,… read more
TR Amy Jade Winehouse, (d.. 14 Eylül 1983 – ö. 23 Temmuz 2011) İngiliz soul, jazz, rhythm and blues söz yazarı ve şarkıcısıdır. Amy, Southgate’de yahudi ve jazz müzisyenleriyle dolu bir ail… Devamını oku
EN Dead Can Dance is an Australian musical project formed in 1981 in Melbourne by Lisa Gerrard and Brendan Perry. The band relocated to London, England, in May 1982. Australian music historian… read more
TR İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan, Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan müzik grubu. Melbourne'da başlayıp, 1998'de dağıldıktan sonra 2005… Devamını oku
EN Dead Can Dance is an Australian musical project formed in 1981 in Melbourne by Lisa Gerrard and Brendan Perry
TR İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan, Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan müzik grubu
inglês | turco |
---|---|
musical | müzik |
australian | avustralyalı |
and | ve |
by | tarafından |
is | olan |
EN jazz musician and composer widely acknowledged for his skills as an electric bass player, as well as his command of varied musical styles including jazz, jazz fusion, funk, and jazz-funk
TR basit bir ailenin çocuğu olarak doğan ve “dünyanın en iyi basçısı” ünvanını alan biridir o
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
as | olarak |
an | bir |
well | iyi |
and | ve |
EN Rap is a vocal style, usually coming together with hip-hop, the musical genre off-shoot of the hip hop culture
TR Rap müziğin kökeni 1970'lerde özellikle siyahi insanların yaşadığı Amerika'nın kenar mahallelerine, yâni bir diğer deyişle "getto"lara dayanmaktadır
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
of | in |
Mostrando 50 de 50 traduções