EN Discovering YouTrack: Dashboards
EN Discovering YouTrack: Dashboards
TR YouTrack?e Zaman Çizelgesi Özelliği Eklendi
EN Discovering YouTrack: Time Tracking
TR YouTrack’a Şimdi Bildirim Merkezi Eklendi
EN Discovering your unique recovery needs
TR Benzersiz kurtarma ihtiyaçlarınızı keşfetme
inglês | turco |
---|---|
unique | benzersiz |
recovery | kurtarma |
needs | ihtiyaç |
EN Open-air museums in Germany: discovering history here is a special experience – and sometimes deeply shocking.
TR Almanya’daki müzeler: Tarih öncesine ait bir buluntunun yeri, bir savaş meydanı ve bir liman… Sıra dışı üç yeri burada ziyaret edebilirsin.
EN More and more companies in Germany are discovering biological raw materials as the basis for their products – and they are getting extremely imaginative in the process.
TR Ürün hammaddesi olarak biyolojik maddelere yönelen firma sayısı Almanya’da gün geçtikçe artıyor, firmaların hayal güçleri sınır tanımıyor.
inglês | turco |
---|---|
biological | biyolojik |
the | gün |
companies | firmaların |
and | olarak |
EN Discovering Germany in 2020: we have some travel ideas from pros, those in the know and bloggers – plus a special insiders’ tip for you.
TR 2020’de Almanya’yı keşfedin: Profesyoneller, işin erbapları ve blogçulardan Almanya gezisi için tüyolar topladık; üstüne üstlük bir de gizli favoriyi ifşa ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
and | ve |
a | bir |
for | için |
EN Discovering other cultures or protecting the environment: neighbourhood ambassadors want to achieve something. We introduce you to Vane Beglaryan.
TR Başka kültürleri keşfetmek ve çevreyi korumak: Semt Elçileri bir şeyleri harekete geçirmek istiyorlar. Size Vane Beglaryan’ı tanıtıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
protecting | korumak |
you | ve |
the | başka |
to | bir |
EN That's why discovering how a VPN works, and how it can help hide IP addresses, is critical for anyone who regularly connect to the internet.
TR İşte bu yüzden, VPN'in nasıl çalıştığı, IP adreslerinin nasıl gizlenebileceği, sürekli olarak İnternete giren herkes için son derece önemli.
inglês | turco |
---|---|
ip | ip |
critical | önemli |
why | bu |
how | nasıl |
EN Every year governments, advertisers, and cybercriminals are discovering new, sophisticated ways to track your online behaviour. But they can't do it without using your IP address.
TR Devletler, reklam verenler ve siber suçlular İnternette neler yaptığını izlemek için her yıl yeni ve karmaşık yöntemler keşfediyor. Ama bunların hiçbirini IP adresini kullanmadan yapamazlar.
inglês | turco |
---|---|
year | yıl |
new | yeni |
sophisticated | şık |
ip | ip |
address | adresini |
but | ama |
and | ve |
EN Discovering your unique recovery needs
TR Benzersiz kurtarma ihtiyaçlarınızı keşfetme
inglês | turco |
---|---|
unique | benzersiz |
recovery | kurtarma |
needs | ihtiyaç |
EN Discovering our Higher PowerThe Twelve Steps center around our surrender to a Power greater than ourselves, and we are invited to choose whatever concept of a Higher Power is most helpful to us in our own recovery
TR Yüksek Gücümüzü KeşfetmekOn İki Basamak, kendimizden daha büyük bir Güce teslim olmamızı merkez alır ve kendi iyileşmemizde bize en çok yardımcı olacak herhangi bir Yüksek Güç kavramını seçmeye davet ediliriz
inglês | turco |
---|---|
center | merkez |
concept | kavramı |
most | en |
a | yardımcı |
and | ve |
us | bize |
to | herhangi |
of | bir |
EN Discovering Dropfiles’ New UX
TR Dropfiles'?n Yeni UX'ini Ke?fedin
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
EN We create too much e-waste and reuse way too little.
TR Çok fazla e-atık yaratıyoruz ve çok azını yeniden kullanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
little | az |
and | ve |
EN I'm Too Sensitive for This Shit (stylized in all uppercase; also censored as I'm Too Sensitive for This X) is Hayley Kiyoko's fourth extended play
TR Bu albüm için henüz elimizde bir viki yok
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
for | için |
EN However, customers often provision too many or too few instances, increasing cost or limiting scale
TR Bununla birlikte, müşteriler genellikle çok fazla veya çok az sayıda veritabanı sunucusu sağlar, bu da maliyeti artırır veya ölçeği sınırlar
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
often | genellikle |
cost | maliyeti |
or | veya |
too | da |
many | çok |
few | az |
however | fazla |
EN We create too much e-waste and reuse way too little.
TR Çok fazla e-atık yaratıyoruz ve çok azını yeniden kullanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
little | az |
and | ve |
EN However, customers often provision too many or too few instances, increasing cost or limiting scale
TR Bununla birlikte, müşteriler genellikle çok fazla veya çok az sayıda veritabanı sunucusu sağlar, bu da maliyeti artırır veya ölçeği sınırlar
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
often | genellikle |
cost | maliyeti |
or | veya |
too | da |
many | çok |
few | az |
however | fazla |
EN Crypto fear and greed index is a number from 0 to 100 that helps traders indicate when cryptocurrency investors are too fearful or too greedy
TR Kripto korku ve açgözlülük endeksi , yatırımcıların kripto para birimi yatırımcılarının çok korktuğunu veya açgözlülüğünü belirtmesine yardımcı olan 0'dan 100'e kadar bir sayıdır
inglês | turco |
---|---|
fear | korku |
index | endeksi |
investors | yatırımcılar |
and | ve |
a | yardımcı |
or | veya |
crypto | kripto |
number | a |
is | olan |
to | kadar |
from | dan |
EN Football Manager is a game where no dream is too big and no ambition too outlandish. So don’t just manage expectations. Take control of your club, dream big and tear it up.
TR Football Manager hiçbir hayalin çok büyük ve hiçbir hevesin çok tuhaf olmadığı bir oyundur. Bu yüzden sadece beklentilere göre yönetmeyin. Kulübünüzün kontrolünü elinize alın, büyük hayaller kurun ve çığır açın.
inglês | turco |
---|---|
football | football |
manager | manager |
take | alın |
no | hiçbir |
big | büyük |
control | kontrol |
so | bu yüzden |
and | ve |
a | bir |
just | sadece |
EN Are there places in which my model of sobriety is too vague or too specific? Did I use loopholes in my model of sobriety to engage in behavior that didn’t feel sober to me?
TR Ayıklık modelimin çok belirsiz veya çok spesifik olduğu yerler var mı? Bana ayık gelmeyen davranışlarda bulunmak için ayıklık modelimde boşluklar kullandım mı?
inglês | turco |
---|---|
places | yerler |
specific | spesifik |
behavior | davranış |
is | olduğu |
of | in |
or | veya |
EN Our tool scans websites for over 130 technical and SEO mistakes. Where to start?
TR Araçlarımız 130'dan fazla teknik ve SEO hataları için websitelerini tarar. Nereden başlamalı?
inglês | turco |
---|---|
tool | araç |
scans | tarar |
technical | teknik |
seo | seo |
where | nereden |
and | ve |
EN Four common mistakes of content promotion
TR İçerik pazarlamasında yapılan dört yaygın hata
inglês | turco |
---|---|
common | yaygın |
four | dört |
EN I've checked up the most visited websites in Sitechecker and discovered that many of them have a lot of technical errors. Why should I fix such mistakes if giants of online business don't?
TR Sitechecker’de en çok ziyaret edilen web sitelerini kontrol ettim ve birçoğunun teknik hatalar içerdiğini keşfettim. Çevrimiçi iş dünyasının devleri bu SEO ayarlarını yapmıyorsa ben neden bu hataları düzeltmeliyim?
inglês | turco |
---|---|
checked | kontrol |
visited | ziyaret |
technical | teknik |
i | ben |
most | en |
a | bir |
and | ve |
errors | hataları |
why | neden |
the | çok |
EN SEO Mistakes: Why 91% of Content Gets No Organic Traffic
TR SEO Hataları: Neden İçeriklerin %91’i Hiç Organik Trafik Almaz
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
why | neden |
organic | organik |
traffic | trafik |
no | hiç |
EN Check your website and discover your mistakes with our free mobile compatibility tool. Do not forget to check your site to fix all your shortcomings about mobile compatibility and improve your page experience.
TR Ücretsiz mobil uyumluluk aracımız ile sitenizi kontrol edin ve hatalarınızı keşfedin. Mobil uyumluluk hakkında tüm eksiklerinizi gidermek ve sayfa deneyiminizi iyileştirmek için sitenizi kontrol etmeyi unutmayın.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
mobile | mobil |
compatibility | uyumluluk |
tool | aracı |
improve | iyileştirmek |
experience | deneyiminizi |
your site | sitenizi |
page | sayfa |
all | tüm |
about | hakkında |
and | ve |
EN Save time by using automatic seo mistakes check
TR Otomatik seo hataları kontrolünü kullanarak zaman kazanın.
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
automatic | otomatik |
seo | seo |
check | kontrol |
using | kullanarak |
EN No matter how big is your website. Sitechecker crawls even JavaScript websites. Convenient search by URL and type of mistakes will help to make your website ideal step by step.
TR Web siteniz ne kadar büyük olursa olsun. URL’ye ve yanlış türlere göre rahat arama, sitenizi adım adım ideal kılmanıza yardımcı olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
search | arama |
ideal | ideal |
step | adım |
your website | siteniz |
help | yardımcı |
matter | ne |
will | olacaktır |
by | göre |
website | web |
is | olsun |
to | kadar |
and | ve |
EN That way, with a web traffic checker, you can improve your site in the eyes of search engines by eliminating critical optimization mistakes.
TR Bu şekilde, bir web trafiği denetleyicisi ile kritik optimizasyon hatalarını ortadan kaldırarak sitenizi arama motorlarının gözünde iyileştirebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
traffic | trafiği |
critical | kritik |
optimization | optimizasyon |
your site | sitenizi |
search | arama |
web | web |
a | bir |
the | şekilde |
you | bu |
engines | motorları |
EN Higher Power, grant us the humility to realize our ignorance, admit our mistakes and recognize our need
TR Yüce Güç, bize cehaletimizin farkına varmak, hatalarımızı kabul etmek ve ihtiyacımızı tanımak için alçakgönüllülük bahşet
inglês | turco |
---|---|
need | ihtiyacı |
power | güç |
the | kabul |
and | ve |
us | bize |
EN We?re all about being there for our community. Empowering people with helpful information. Sharing where we are. Owning our mistakes. And serving our vision with humility.
TR Topluluğumuz için varız. Faydalı bilgilerle bireyleri güçlendirmeye çalışıyoruz. Sahip olduğumuz bilgiyi ve noktayı paylaşırız. Hatalarımızı kabul ederiz. Ve vizyonumuzu alçak gönüllülükle paylaşırız.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgiyi |
helpful | faydalı |
we are | olduğumuz |
and | ve |
there | var |
for | için |
EN We know we're all human, and that we make mistakes
TR Biliyoruz ki hepimiz insanız ve hepimiz hata yaparız
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
and | ve |
we | hepimiz |
we know | biliyoruz |
EN You will reap the benefits sooner than you expect, make fewer mistakes, and your learning curve will be shortened significantly.
TR Faydaları beklediğinizden daha kısa sürede görecek, daha az hata yapacak ve öğrenme eğriniz önemli ölçüde kısalacaktır.
inglês | turco |
---|---|
will | yapacak |
benefits | faydaları |
fewer | az |
make | e |
and | ve |
the | daha |
EN Scan your website for 130+ technical and SEO mistakes.
TR 130+ teknik ve SEO hataları için web sitenizi tarayın.
inglês | turco |
---|---|
website | web |
technical | teknik |
seo | seo |
for | için |
and | ve |
EN Check your website and discover your mistakes with our free mobile compatibility tool. Do not forget to check your site to fix all your shortcomings about mobile compatibility and improve your page experience.
TR Ücretsiz mobil uyumluluk aracımız ile sitenizi kontrol edin ve hatalarınızı keşfedin. Mobil uyumluluk hakkında tüm eksiklerinizi gidermek ve sayfa deneyiminizi iyileştirmek için sitenizi kontrol etmeyi unutmayın.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
mobile | mobil |
compatibility | uyumluluk |
tool | aracı |
improve | iyileştirmek |
experience | deneyiminizi |
your site | sitenizi |
page | sayfa |
all | tüm |
about | hakkında |
and | ve |
EN We?re all about being there for our community. Empowering people with helpful information. Sharing where we are. Owning our mistakes. And serving our vision with humility.
TR Topluluğumuz için varız. Faydalı bilgilerle bireyleri güçlendirmeye çalışıyoruz. Sahip olduğumuz bilgiyi ve noktayı paylaşırız. Hatalarımızı kabul ederiz. Ve vizyonumuzu alçak gönüllülükle paylaşırız.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgiyi |
helpful | faydalı |
we are | olduğumuz |
and | ve |
there | var |
for | için |
EN Scan your website for 130+ technical and SEO mistakes.
TR 130+ teknik ve SEO hataları için web sitenizi tarayın.
inglês | turco |
---|---|
website | web |
technical | teknik |
seo | seo |
for | için |
and | ve |
EN Companies are to assume responsibility here – even when they are not legally liable for mistakes made by a trading partner
TR Bu çerçevede sorumluluk almaları isteniyor; ticari partnerlerinin hatalarından dolayı hukuken bir sorumlulukları olmasa da
inglês | turco |
---|---|
responsibility | sorumluluk |
not | olmasa |
a | bir |
EN A covering letter with mistakes makes a bad impression and is usually rejected.
TR Hatalar içeren bir motivasyon mektubu kötü bir izlenim uyandırır ve genellikle ıskartaya ayrılır
inglês | turco |
---|---|
impression | izlenim |
usually | genellikle |
bad | kötü |
and | ve |
a | bir |
with | içeren |
EN Common mistakes in job applications
TR İş Başvurusunda Hataların Önlenmesi
EN Three mistakes about the digitization of work
TR Çalışma hayatının dijitalleşmesine dair üç yanılgı
inglês | turco |
---|---|
of | dair |
EN One error might be tolerated, but if your application has more than three spelling mistakes it will almost certainly be rejected.
TR Bir tek yazım hatasına belki göz yumulur, ama hataların sayısı üçü geçtiğinde, başvurunuz oldukça yüksek bir ihtimalle elenecektir.
inglês | turco |
---|---|
one | tek |
but | ama |
EN How can they overcome the fear of making mistakes? Talking to yourself can help to begin with
TR Hata yapmaktan korkusu nasıl alt edilebilir? Önce yüksek sesle kendi kendine konuşmak faydalı olabilir
inglês | turco |
---|---|
can | olabilir |
how | nasıl |
EN It’s worth learning the rules well at the beginning, and you have to allow yourself to make mistakes, even if it annoys you.
TR Kuralları başlangıçta doğru öğrenmeye değer ve ayrıca, -sinir bozucu olsa da- hata yapmayı kendine yasaklamayacaksın.
inglês | turco |
---|---|
worth | değer |
beginning | başlangıç |
at | de |
and | ve |
even | da |
the | olsa |
to | ayrıca |
rules | kuralları |
EN The first economic stimulus programs to get the economy going again have already been outlined. What mistakes should be avoided, what course should be set?
TR Ekonomiyi yeniden canlandırmak için şimdiden ekonomik program hazırlıkları yapılıyor. Hangi hatalardan kaçınılması, hangi yol ayrımlarına gidilmesi gerekir?
inglês | turco |
---|---|
again | yeniden |
already | şimdiden |
economic | ekonomik |
to | için |
EN Steffi Schmitt is an election assistant for the Bundestag election. She bears a lot of responsibility, because even small mistakes have big consequences.
TR Seçim pusulasında işaretlenen iki seçenek nasıl genel seçimlerin sonucuna dönüşüyor? İşte Federal Seçim Kurulu Başkanı Dieter Sarreither’in yanıtı.
inglês | turco |
---|---|
election | seçim |
the | nasıl |
EN At the same time, we should adjust our understanding of 'mistakes' by not regarding the early 'failure' of an idea as a defeat, but as an important step towards future viability.
TR Aynı zamanda da “hata” anlayışımızı, bir fikrin erken “başarısızlığa uğramasını” yenilgi olarak değil, bilakis geleceğe yönelik önemli bir adım olarak değerlendirecek biçimde uyarlamalıyız.
inglês | turco |
---|---|
time | zamanda |
of | ın |
not | değil |
early | erken |
step | adım |
future | geleceğe |
as | olarak |
at | de |
towards | yönelik |
an | bir |
EN Articles are read one last time, copy-edited, and any mistakes removed
TR Metinler bir kere daha okunuyor, gerektiğinde düzeltiliyor ve hataları gideriliyor
inglês | turco |
---|---|
read | ve |
EN Never before has it focused on itself so intensely; never before has it been so sensitive to mistakes
TR Gazetecilik dünyası bugün kendini hiç olmadığı kadar derinden sorguluyor ve hatalara karşı hiç olmadığı kadar büyük bir duyarlılık gösteriyor
inglês | turco |
---|---|
sensitive | duyarlı |
to | karşı |
EN If they are to regain the trust of users who are critical of the media, media-makers must show a minimum level of self-criticism when mistakes are made.
TR Medyaya eleştriel yaklaşan kullanıcıları da yeniden kazanmak için, eğer hata yapılmışsa medya yapıcılarında özeleştiri için bir asgari ölçü vazgeçilmezdir.
inglês | turco |
---|---|
made | yapılmış |
if | eğer |
media | medya |
users | kullanıcıları |
of | in |
a | bir |
EN In Potsdam for example, around 20 students – all of them university graduates – in the fifth month of their language course are attempting to take a virtual journey by train without making any mistakes in their German
TR Tıpkı her biri yükseköğrenim görmüş yaklaşık 20 mültecinin beş aydır devam ettiği Potsdam’daki bu kursta olduğu gibi
Mostrando 50 de 50 traduções