EN Collective nouns list: 10 Most unusual English collective nouns
EN Collective nouns list: 10 Most unusual English collective nouns
TR İngilizcede farklı çay türleri + Çayla ilgili 6 İngilizce deyim
inglês | turco |
---|---|
most | farklı |
EN During collective negotiations, unions and employers negotiate pay, working hours, annual leave and the term of the collective agreement
TR Toplu sözleşme müzakerelerinde sendikalar ve işverenler arasında; ücret, çalışma saatleri, izin ve toplu sözleşmelerin süresi görüşülür
inglês | turco |
---|---|
hours | saatleri |
agreement | sözleşme |
pay | ücret |
and | ve |
working | iş |
of the | çalışma |
the | arasında |
EN We are frequently testing across all languages to get consistently low WER across all media types. Our testing demonstrates the lowest WER when compared to some of the largest players on the market.
TR Tüm medya türlerinde sürekli olarak düşük WER elde etmek için tüm dillerde sık sık test yapıyoruz. Testlerimiz, piyasadaki en büyük oyunculardan bazılarına kıyasla en düşük WER oranını göstermektedir.
inglês | turco |
---|---|
frequently | sık |
testing | test |
media | medya |
compared | kıyasla |
on the market | piyasadaki |
some | bazı |
get | elde |
low | düşük |
of | in |
all | tüm |
lowest | en düşük |
EN As far as you trust the CA, it demonstrates that you?re communicating with the server certificate?s subject
TR Sertifika Yetkilisi'ne güvendiğiniz sürece, sunucu sertifikasının subject?iyle iletişim kurduğunuzu gösterir
inglês | turco |
---|---|
s | s |
server | sunucu |
certificate | sertifikası |
EN Even if you are a non-PCI DSS customer, our PCI DSS compliance demonstrates our commitment to information security at every level
TR PCI DSS müşterisi olmasanız bile PCI DSS uyumluluğunuz, her düzeyde bilgi güvenliğine olan bağlılığımızı kanıtlamaktadır
inglês | turco |
---|---|
dss | dss |
commitment | bağlılığı |
information | bilgi |
security | güvenli |
level | düzeyde |
a | olan |
EN No. The AWS Attestation of Compliance (AOC) demonstrates an extensive assessment of physical security controls of AWS data centers. It is not necessary for a merchant’s QSA to verify the security of the AWS data centers.
TR Hayır. AWS Uyumluluk Beyanı (AOC), AWS veri merkezlerinin kapsamlı fiziksel güvenlik denetimlerinin değerlendirilmesini gösterir. Alıcı bankaya ait bir QSA'nın AWS veri merkezlerinin güvenliğini doğrulamasına gerek yoktur.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
compliance | uyumluluk |
extensive | kapsamlı |
physical | fiziksel |
data | veri |
security | güvenlik |
to | alıcı |
no | yoktur |
a | bir |
EN App landing page demonstrates well the finished layout of the homepage
TR Uygulama açılış sayfası, ana sayfanın tamamlanmış düzenini iyi bir şekilde göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
app | uygulama |
well | iyi |
page | sayfası |
the | şekilde |
of | bir |
EN This web app demonstrates how to use AWS Lambda in conjunction with other AWS services to build a serverless web app
TR Bu web uygulaması, sunucusuz web uygulaması oluşturmak için AWS Lambda hizmetini diğer AWS hizmetleriyle birlikte kullanma adımlarını göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
web | web |
aws | aws |
lambda | lambda |
other | diğer |
serverless | sunucusuz |
this | bu |
app | uygulaması |
build | oluşturmak |
to | için |
with | birlikte |
EN This sample application demonstrates a Markdown conversion application where Lambda is used to convert Markdown files to HTML and plain text
TR Bu örnek uygulamada, Markdown dosyalarını HTML ve düz metin biçimine dönüştürmek için Lambda'nın kullanıldığı bir Markdown dönüştürme uygulaması gösterilmektedir
inglês | turco |
---|---|
html | html |
plain | düz |
text | metin |
sample | örnek |
application | uygulaması |
this | bu |
and | ve |
to | için |
a | bir |
files | dosyaları |
EN The reference architecture demonstrates how to use AWS Lambda in conjunction with Amazon API Gateway and Amazon S3 to upload photos and notes from a mobile application
TR Başvuru amaçlı sunulan mimaride mobil uygulamadan fotoğraf ve not yükleme amacıyla AWS Lambda’yı Amazon API Gateway ve Amazon S3 ile birlikte kullanma adımları gösterilmektedir
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
amazon | amazon |
upload | yükleme |
photos | fotoğraf |
mobile | mobil |
gateway | gateway |
and | ve |
api | api |
application | başvuru |
EN AWS’certification demonstrates that the company leads other global cloud service providers to provide a high level of security and meet the local compliance requirements
TR AWS'nin sertifikası, şirketin üst düzey güvenlik sağlama ve yerel uyumluluk gereksinimlerini karşılama konusunda diğer küresel bulut hizmeti sağlayıcılarına öncülük ettiğini gösteriyor
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
global | küresel |
cloud | bulut |
service | hizmeti |
level | düzey |
security | güvenlik |
and | ve |
compliance | uyumluluk |
requirements | gereksinimlerini |
company | şirketin |
local | yerel |
to | konusunda |
EN The Reference Architecture demonstrates how multiple AWS services are brought together to support a multi-tier web application with associated security and management services that meet ISM PROTECTED requirements
TR Referans Mimarisi, ISM KORUMALI gereksinimlerini karşılayan ilgili güvenlik ve yönetim hizmetlerine sahip çok katmanlı web uygulamasını desteklemek için çoklu AWS hizmetlerinin nasıl bir araya getirildiğini gösteriyor
inglês | turco |
---|---|
reference | referans |
architecture | mimarisi |
aws | aws |
security | güvenlik |
management | yönetim |
requirements | gereksinimlerini |
associated | ilgili |
web | web |
and | ve |
services | hizmetlerine |
to support | desteklemek |
application | uygulamasını |
multi | çoklu |
how | nasıl |
EN As per the Shared Responsibility Model, AWS' K-ISMS certification demonstrates the "Security of the Cloud," enabling customers to focus their resources on items related to "Security in the Cloud" in connection with their K-ISMS certification process.
TR AWS'nin K-ISMS sertifikası Paylaşılan Sorumluluk Modeli uyarınca müşterilerin kaynaklarını K-ISMS sertifika işlemleriyle bağlantılı olarak "Bulutta Güvenlik"le ilgili öğelere odaklamalarını sağlayan "Bulutun Güvenliği"ni gösterir.
inglês | turco |
---|---|
shared | paylaşılan |
responsibility | sorumluluk |
model | modeli |
customers | müşterilerin |
connection | bağlantı |
process | iş |
certification | sertifika |
security | güvenlik |
on | ilgili |
resources | kaynaklarını |
in the cloud | bulutta |
EN This demonstrates to customers that AWS has a system of controls in place that specifically address the privacy protection of their content.
TR Bu, müşterilere AWS'nin, özel olarak müşteri içeriğinin gizliliğini korumak için hazırlanmış bir denetim sistemine sahip olduğunu gösterir.
inglês | turco |
---|---|
system | sistemine |
content | içeriğinin |
privacy | gizliliğini |
this | bu |
of | in |
EN A histogram is a type of data visualization that demonstrates frequency within a data set
TR Histogram, bir veri seti içindeki sıklığı gösteren bir veri görselleştirme türüdür
inglês | turco |
---|---|
histogram | histogram |
data | veri |
visualization | görselleştirme |
set | seti |
type | tür |
a | bir |
within | içindeki |
EN monday.com undergoes an annual SOC 2 Type II audit, which demonstrates our commitment to meeting the most rigorous security, availability and confidentiality standards in the industry
TR monday.com, sektördeki en titiz güvenlik, kullanılabilirlik ve gizlilik standartlarını karşılamaya olan bağlılığımızı gösteren yıllık bir SOC 2 Tür II denetimine tabi tutulmaktadır
inglês | turco |
---|---|
annual | yıllık |
soc | soc |
type | tür |
ii | ii |
commitment | bağlılığı |
most | en |
availability | kullanılabilirlik |
security | güvenlik |
confidentiality | gizlilik |
and | ve |
standards | standartları |
EN But the “Wasteland Rebel” demonstrates that her lifestyle is by no means strenuous asceticism, but fun
TR Onu Instagram’da 95.000 kişi takip ediyor
inglês | turco |
---|---|
the | onu |
EN monday.com undergoes an annual SOC 2 Type II audit, which demonstrates our commitment to meeting the most rigorous security, availability and confidentiality standards in the industry
TR monday.com, sektördeki en titiz güvenlik, kullanılabilirlik ve gizlilik standartlarını karşılamaya olan bağlılığımızı gösteren yıllık bir SOC 2 Tür II denetimine tabi tutulmaktadır
inglês | turco |
---|---|
annual | yıllık |
soc | soc |
type | tür |
ii | ii |
commitment | bağlılığı |
most | en |
availability | kullanılabilirlik |
security | güvenlik |
confidentiality | gizlilik |
and | ve |
standards | standartları |
EN We are frequently testing across all languages to get consistently low WER across all media types. Our testing demonstrates the lowest WER when compared to some of the largest players on the market.
TR Tüm medya türlerinde sürekli olarak düşük WER elde etmek için sık sık tüm dillerde test ediyoruz. Testlerimiz, piyasadaki en büyük oyunculardan bazılarına kıyasla en düşük WER"yu gösteriyor.
inglês | turco |
---|---|
frequently | sık |
testing | test |
media | medya |
compared | kıyasla |
on the market | piyasadaki |
some | bazı |
get | elde |
low | düşük |
of | in |
all | tüm |
lowest | en düşük |
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
individual | bireysel |
healthcare | sağlık |
help | yardımcı |
and | ve |
scientific | bilimsel |
to | sayesinde |
EN Frank Ocean (born October 28, 1987) is an American singer/songwriter and member of the gleefully hedonistic hip-hop collective OFWGKTA
TR Frank Ocean (28 Ekim 1987), New Orleans'lı söz yazarı, şarkıcı ve prodüktör
inglês | turco |
---|---|
october | ekim |
and | ve |
singer | şarkıcı |
EN Invitation to a Collective Learning Experience Themed “Changing Today, Change in Today: Arendt and Totalitarianism”!
TR Bolu’daki kızıl geyik avının iptali için dava açıldı
inglês | turco |
---|---|
to | için |
EN Our groups share our collective experience and the principles that helped us
TR Gruplarımız kolektif deneyimimizi ve bize yardımcı olan ilkeleri paylaşıyor
inglês | turco |
---|---|
principles | ilkeleri |
groups | grupları |
and | ve |
us | bize |
EN Special days play an important role in creating a collective consciousness in society
TR Özel günler toplumda ortak bilincin yaratılmasında önemli bir rol oynar
inglês | turco |
---|---|
days | günler |
role | rol |
important | önemli |
a | bir |
EN This ensures funds are used to match the project needs in order to realize the community's collective decisions
TR Böylece topluluğun ortaklaşa kararlarını hayat geçirmek için projenin ihtiyaç duyduğu fonlar garantiye alınır
inglês | turco |
---|---|
project | projenin |
decisions | kararlar |
needs | ihtiyaç |
to | böylece |
EN In addition, P3dn.24xlarge instances support Elastic Fabric Adapter (EFA) that uses the NVIDIA Collective Communications Library (NCCL) to scale to thousands of GPUs.
TR Ayrıca, P3dn.24xlarge bulut sunucuları binlerce GPU’ya ölçeklendirmek için NVIDIA Collective Communications Library’yi (NCCL) kullanan Elastic Fabric Adapter’ı (EFA) destekler.
inglês | turco |
---|---|
support | destekler |
nvidia | nvidia |
of | in |
to | ayrıca |
instances | için |
EN Will accompany field workers working in the association in the training and collective information activities to be carried out for the Syrian communities in Diyarbakır province and its districts as a translator,
TR Dernekte görevli saha çalışanları Diyarbakır ili ve ilçelerdeki Suriyeli topluluklar için gerçekleştirilecek olan eğitim ve toplu bilgilendirme çalışmalarına tercüman olarak eşlik edecek,
inglês | turco |
---|---|
field | saha |
training | eğitim |
information | bilgilendirme |
syrian | suriyeli |
and | ve |
will | edecek |
its | in |
a | olan |
EN Increase in national compliance of labour rights (freedom of association and collective bargaining) based on International Labour Organization (ILO) textual sources and national legislation, by sex and migrant status
TR Cinsiyet ve göçmenlik statüsüne göre, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) metin kaynakları ve ulusal mevzuata dayalı olarak çalışma hakları mevzuatının uyumlulaştırılmasındaki artış (dernek ve toplu pazarlık özgürlüğü)
inglês | turco |
---|---|
national | ulusal |
sex | cinsiyet |
status | statü |
sources | kaynakları |
increase | artış |
freedom | özgürlüğü |
rights | hakları |
and | ve |
international | uluslararası |
by | göre |
based | dayalı |
EN When considered a raw material, glass (glasses) is a collective term for an almost incomprehensible number of materials with a wide variety of compositions as an amorphous, non-crystalline solid.
TR Hammadde olarak kabul edilirse, cam (camlar), çok geniş bileşim çeşitleri olan amorf, kristal yapısı bulunmayan neredeyse sayısız malzemelerin genel adıdır.
inglês | turco |
---|---|
glass | cam |
almost | neredeyse |
wide | geniş |
number | sayısı |
a | olan |
EN The term construction paint is a collective name mostly used for alkyd resin or acrylic emulsion based paints. These are used for coating wood and metal, for example for windows, doors, radiators and floors.
TR Yapı boyası genellikle alkid kauçuk veya akrilik emülsiyon bazlı boyalara verilen ortak addır. Bunlar ahşap ve metal boyamak için, örneğin pencere, kapı, kalorifer petekleri ve yerler için kullanılır.
inglês | turco |
---|---|
acrylic | akrilik |
metal | metal |
construction | yapı |
based | bazlı |
doors | kapı |
used | kullanılır |
and | ve |
or | veya |
for | için |
are | bunlar |
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
individual | bireysel |
healthcare | sağlık |
help | yardımcı |
and | ve |
scientific | bilimsel |
to | sayesinde |
EN The artist collective Ruangrupa to curate the Documenta
TR Sanatçı kolektifi Ruangrupa Documenta’nın küratörlüğünü üstleniyor.
inglês | turco |
---|---|
artist | sanatçı |
EN Does this signal the end of the era of great works and individual artists? The prestigious Turner Prize also went to a collective in 2021.
TR Acaba tek tek sanatçıların görkemli işlerinin çağı artık sona mı eriyor? 2021’de saygın sanat ödülü Turner Prize da bir sanatçı kolektifine verilmişti.
inglês | turco |
---|---|
works | iş |
prize | ödülü |
artists | sanatçılar |
in | da |
also | de |
the | artık |
a | bir |
to | tek |
EN Employees are collectively represented by the unions in collective negotiations.
TR Çalışanların sosyal partner sıfatıyla yönetime kollektif katılımları, toplu sözleşme müzakarelerinde sendikalar aracılığıyla gerçekleşiyor.
inglês | turco |
---|---|
in | aracılığıyla |
EN The state must not influence the collective negotiations in any way.
TR Devletin toplu sözleşme müzakerelerine etkide bulunması yasaktır.
EN For most of the band's career, the line-up was centred on brothers Keith (vocals) and Jordan Buckley (guitar), as well as rhythm guitarist Andy Williams with bassist Stephen Micciche being in the band for a collective 15 of its 24 years
TR 1998 kışında kurulan grup Ferret Records bünyesi altında ve 4üncü albümleri "The Big Dirty" 2007'nin Eylül ayında piyasaya çıktı
inglês | turco |
---|---|
years | altı |
and | ve |
band | grup |
in | altında |
EN Frank Ocean (born October 28, 1987) is an American singer/songwriter and member of the gleefully hedonistic hip-hop collective OFWGKTA
TR Frank Ocean (28 Ekim 1987), New Orleans'lı söz yazarı, şarkıcı ve prodüktör
inglês | turco |
---|---|
october | ekim |
and | ve |
singer | şarkıcı |
EN Collective action, innovative products and operating models, and unconventional partnerships will be necessary to accelerate the current pace of change towards a more sustainable tomorrow.
TR Mevcut değişim hızını daha sürdürülebilir bir yarına doğru artırmak için kolektif eylem, yenilikçi ürünler ve işletme modelleri ile geleneksel olmayan ortaklıklar gerekli olacak.
inglês | turco |
---|---|
action | eylem |
innovative | yenilikçi |
models | modelleri |
partnerships | ortaklıklar |
necessary | gerekli |
change | değişim |
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
products | ürünler |
of | in |
to | için |
more | daha |
EN With the goal of driving collective action, we’ve collaborated with 5 start-ups to develop fortified food and beverage products and transform food waste into nutritious food sources
TR Kolektif olarak harekete geçme amacıyla, 5 yeni girişimciyle takviyeli gıda ve içecek ürünleri geliştirmek ve gıda atıklarını besleyici gıda kaynaklarına dönüştürmek üzere iş birlikleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
goal | amacı |
action | harekete |
food | gıda |
beverage | içecek |
sources | kaynakları |
products | ürünleri |
and | ve |
EN Our groups share our collective experience and the principles that helped us. Each of us is free to try out or disregard the suggestions of the program and other members.
TR Gruplarımız, kolektif deneyimimizi ve bize yardımcı olan ilkeleri paylaşır. Her birimiz programın ve diğer üyelerin önerilerini denemekte veya dikkate almamakta özgürüz.
inglês | turco |
---|---|
principles | ilkeleri |
other | diğer |
groups | grupları |
program | programı |
and | ve |
is | olan |
or | veya |
us | bize |
to | her |
EN Others find resonance with Nature, the Universe, concepts such as Love or Service, the Present Moment, the Fellowship of ITAA, the Collective Wisdom of all people in recovery, or our Higher Self
TR Diğerleri, Doğa, Evren, Sevgi veya Hizmet, Şimdiki An, ITAA Kardeşliği, iyileşme sürecindeki tüm insanların Kolektif Bilgeliği veya Yüksek Benliğimiz gibi kavramlarla rezonans bulur
inglês | turco |
---|---|
others | diğerleri |
nature | doğa |
service | hizmet |
moment | an |
itaa | itaa |
all | tüm |
higher | yüksek |
people | insanlar |
or | veya |
EN The parties expressly waive the right to bring or participate in any kind of class, collective, or mass action, private attorney general action, or any other representative action
TR Taraflar, herhangi bir tür toplu ya da kitlesel davaya veya grup davasına, özel avukat yoluyla genel davaya ya da başka bir temsili davaya başvurma veya dahil olma hakkından açıkça feragat etmektedir
inglês | turco |
---|---|
parties | taraflar |
right | hakkı |
kind | tür |
general | genel |
in | da |
or | veya |
any | herhangi |
the | başka |
EN “Forms or images of a collective nature which occur practically all over the earth as constituents of myths and at the same time as individual products of unconscious origin.”
TR "Mitlerin bileşenleri ve aynı zamanda bilinçdışı kökenli bireysel ürünler olarak neredeyse tüm dünyada ortaya çıkan kolektif nitelikteki formlar veya imgeler."
inglês | turco |
---|---|
time | zamanda |
individual | bireysel |
products | ürünler |
forms | formlar |
and | ve |
all | tüm |
or | veya |
the | aynı |
of | olarak |
Mostrando 43 de 43 traduções