EN Video games are awesome. There’s no limit to howawesome they can be. Our mission is to help every gamerpush the boundaries of awesome and feel like a star.
Traduzir "boundaries of awesome" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "boundaries of awesome" de inglês para turco
Tradução de inglês para turco de boundaries of awesome
inglês
turco
TR Video oyunları mükemmeldir. Ne kadar mükemmel olabileceklerinin sınırı yoktur. Misyonumuz her oyuncuya yardım etmektir mükemmeliğin sınırlarını zorlayın ve bir yıldız gibi hissedin.
| inglês | turco |
|---|---|
| video | video |
| no | yoktur |
| boundaries | sınırları |
| feel | hissedin |
| help | yardım |
| can | ne |
| limit | sınırı |
| and | ve |
| a | bir |
| the | gibi |
| games | oyunlar |
| to | her |
EN Our goal is to expand the boundaries of knowledge for the benefit of humanity.
TR Hedefimiz insanlık namına bilginin sınırlarını genişletmektir.
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| of | ın |
| our goal | hedefimiz |
EN Cross boundaries with our expert translation services – enabling your digital reprint to reach global medical professionals in their native language.
TR Uzman tercüme hizmetlerimizle sınırları aşın ve dijital tekrar baskınızın tıp uzmanlarına kendi dillerinde ulaşmasını sağlayın.
| inglês | turco |
|---|---|
| expert | uzman |
| translation | tercüme |
| boundaries | sınırları |
| digital | dijital |
| medical | tıp |
| our | ve |
EN The ancient city of Aphrodisias is located within the boundaries of the town of Geyre, 13 km from our district
TR Afrodisias Antik Kenti, İlçemize 13 km mesafede bulunan Geyre Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır
| inglês | turco |
|---|---|
| ancient | antik |
| aphrodisias | afrodisias |
| within | içerisinde |
| km | km |
| boundaries | sınırları |
| city | kenti |
| of | yer |
| is | bulunan |
EN In addition, an early Bronze Age Necropolis was discovered within the boundaries of the Güzelbeyli Village.
TR Ayrıca, Güzelbeyli Köyü sınırları içinde bir erken Bronz Çağı Nekropolü tespit edilmiştir.
| inglês | turco |
|---|---|
| early | erken |
| bronze | bronz |
| village | köy |
| in addition | ayrıca |
| boundaries | sınırları |
| in | içinde |
EN Constantly pushing the boundaries of beauty
TR Güzelliğin sınırlarını sürekli olarak zorluyoruz
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| constantly | sürekli olarak |
| of | in |
| the | olarak |
EN We are pushing the boundaries of speech technology through next generation neural networks, natural language processing, and natural language understanding
TR Gelecek nesil sinir ağları, doğal dil işleme ve doğal dil anlayışı ile konuşma teknolojisinin sınırlarını zorluyoruz
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| speech | konuşma |
| natural | doğal |
| processing | işleme |
| generation | nesil |
| and | ve |
| the | ile |
EN If somebody is sending us private messages during a meeting that are inappropriate, we may respond with a private message to set boundaries and ask that the member stop messaging us.
TR Bir toplantı sırasında biri bize uygunsuz özel mesajlar gönderirse, sınırları belirlemek için özel bir mesajla yanıt verebilir ve üyenin bize mesaj göndermeyi bırakmasını isteyebiliriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| inappropriate | uygunsuz |
| respond | yanıt |
| meeting | toplantı |
| boundaries | sınırları |
| message | mesaj |
| and | ve |
| messages | mesajlar |
| during | sırasında |
| us | bize |
| to | için |
EN Using multiple accounts gives you built-in security boundaries
TR Birden fazla hesap kullanmak size yerleşik güvenlik sınırları kazandırır
| inglês | turco |
|---|---|
| using | kullanmak |
| you | size |
| built-in | yerleşik |
| security | güvenlik |
| boundaries | sınırları |
| multiple | birden fazla |
EN You can use Organizations to apply policies that give your teams the freedom to build with the resources they need, while staying within the safe boundaries you set
TR Organizations’ı, ekiplerinize belirlediğiniz güvenli sınırlar içerisindeyken ihtiyaç duydukları kaynaklar ile oluşturma özgürlüğü sunan politikalar uygulamak için kullanabilirsiniz
| inglês | turco |
|---|---|
| policies | politikalar |
| resources | kaynaklar |
| freedom | özgürlüğü |
| you can use | kullanabilirsiniz |
| need | ihtiyaç |
| apply | uygulamak |
| give | için |
| build | oluşturma |
EN By organizing accounts into organizational units (OUs), which are groups of accounts that serve an application or service, you can apply service control policies (SCPs) to create targeted governance boundaries for your OUs.
TR Hesapları, bir uygulama veya hizmet için çalışan bir grup hesap olan kurum birimleri (OU) içerisinde düzenleyerek OU’larınız için hedeflenen yönetim sınırları oluşturmak amacıyla hizmet denetim politikaları (SCP) uygulayabilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| accounts | hesaplar |
| policies | politikalar |
| targeted | hedeflenen |
| groups | grup |
| boundaries | sınırları |
| application | uygulama |
| serve | hizmet |
| or | veya |
| control | denetim |
| governance | yönetim |
| of | in |
EN You can now simplify your architecture while maintaining security boundaries and also take advantage of granular access control to manage groups
TR Artık güvenlik sınırlarını korurken mimarinizi basitleştirebilir ve grupları yönetmek için ayrıntılı erişim kontrolünden faydalanabilirsiniz
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| access | erişim |
| security | güvenlik |
| groups | grupları |
| now | artık |
| control | kontrol |
| of | in |
| and | ve |
| manage | yönetmek |
| to | için |
EN Push the boundaries when you're ready with custom options that will carry you to success season after season.
TR Hazır olduğunuzda sizi sezonlar boyunca başarıya ulaştıracak özel seçeneklerle sınırları zorlayın.
| inglês | turco |
|---|---|
| ready | hazır |
| success | başarı |
| boundaries | sınırları |
| to | boyunca |
EN Our goal is to expand the boundaries of knowledge for the benefit of humanity.
TR Hedefimiz insanlık namına bilginin sınırlarını genişletmektir.
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| of | ın |
| our goal | hedefimiz |
EN The ancient city of Aphrodisias is located within the boundaries of the town of Geyre, 13 km from our district
TR Afrodisias Antik Kenti, İlçemize 13 km mesafede bulunan Geyre Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır
| inglês | turco |
|---|---|
| ancient | antik |
| aphrodisias | afrodisias |
| within | içerisinde |
| km | km |
| boundaries | sınırları |
| city | kenti |
| of | yer |
| is | bulunan |
EN In addition, an early Bronze Age Necropolis was discovered within the boundaries of the Güzelbeyli Village.
TR Ayrıca, Güzelbeyli Köyü sınırları içinde bir erken Bronz Çağı Nekropolü tespit edilmiştir.
| inglês | turco |
|---|---|
| early | erken |
| bronze | bronz |
| village | köy |
| in addition | ayrıca |
| boundaries | sınırları |
| in | içinde |
EN Cross boundaries with our expert translation services – enabling your digital reprint to reach global medical professionals in their native language.
TR Uzman tercüme hizmetlerimizle sınırları aşın ve dijital tekrar baskınızın tıp uzmanlarına kendi dillerinde ulaşmasını sağlayın.
| inglês | turco |
|---|---|
| expert | uzman |
| translation | tercüme |
| boundaries | sınırları |
| digital | dijital |
| medical | tıp |
| our | ve |
EN You can now simplify your architecture while maintaining security boundaries and also take advantage of granular access control to manage groups
TR Artık güvenlik sınırlarını korurken mimarinizi basitleştirebilir ve grupları yönetmek için ayrıntılı erişim kontrolünden faydalanabilirsiniz
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| access | erişim |
| security | güvenlik |
| groups | grupları |
| now | artık |
| control | kontrol |
| of | in |
| and | ve |
| manage | yönetmek |
| to | için |
EN Students can push the boundaries of finite element analysis and simulation with Autodesk software
TR Öğrenciler Autodesk yazılımları ile sonlu elemanlar analizi ve simülasyonun sınırlarını zorlayabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| analysis | analizi |
| autodesk | autodesk |
| and | ve |
| software | yazılımları |
| with | ile |
EN We are pushing the boundaries of speech technology through next generation neural networks, natural language processing, and natural language understanding
TR Yeni nesil sinir ağları aracılığıyla konuşma teknolojisinin sınırlarını zorluyoruz, doğal dil işleme, ve doğal dil anlayışı
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| speech | konuşma |
| natural | doğal |
| processing | işleme |
| and | ve |
| through | aracılığıyla |
| generation | nesil |
EN Tetra Pak offers unique possibilities to work across geographic boundaries. Thanida, product responsible at our Field Service Academy helps people share knowledge every day.
TR Tetra Pak coğrafi sınırların ötesine geçerek çalışmak için eşsiz fırsatlar sunar. Thanida, Saha Hizmetleri Akademimizde ürün sorumlusu olarak görev yapan Thanida, insanların her gün bilgi paylaşmasına yardımcı oluyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| tetra | tetra |
| pak | pak |
| offers | sunar |
| unique | eşsiz |
| geographic | coğrafi |
| boundaries | sınırları |
| field | saha |
| service | hizmetleri |
| knowledge | bilgi |
| product | ürün |
| people | insanlar |
| share | paylaş |
| day | gün |
| work | çalışmak |
EN These are non-negotiable boundaries that we set to keep us out of addictive use
TR Bunlar, bizi bağımlılık yapan kullanımdan uzak tutmak için belirlediğimiz, tartışılmaz sınırlardır
| inglês | turco |
|---|---|
| of | in |
| us | bizi |
| are | bunlar |
| to | için |
| to keep | tutmak |
EN They are just trying to take care of their own needs ? thank them for communicating their boundaries clearly
TR Sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar – sınırlarını açıkça ifade ettikleri için onlara teşekkür edin
| inglês | turco |
|---|---|
| just | sadece |
| boundaries | sınırları |
| clearly | açıkça |
| of | in |
| own | kendi |
| needs | ihtiyaç |
| their | için |
EN If you feel like someone has crossed a line or broken one of the boundaries listed below, ask for support from other members or report your experiences to your group leaders
TR Birinin çizgiyi aştığını veya aşağıda listelenen sınırlardan birini ihlal ettiğini düşünüyorsanız, diğer üyelerden destek isteyin veya deneyimlerinizi grup liderlerinize bildirin
| inglês | turco |
|---|---|
| of | ın |
| listed | listelenen |
| support | destek |
| other | diğer |
| group | grup |
| like | da |
| or | veya |
| below | aşağıda |
EN Determine and politely state your own boundaries
TR Kendi sınırlarınızı belirleyin ve kibarca ifade edin
| inglês | turco |
|---|---|
| boundaries | sınırları |
| and | ve |
EN If outreach with a person is affecting your recovery in a negative way, we encourage you to communicate your boundaries. You are also free to decline, ignore, or block their calls and messages at any time.
TR Bir kişiyle iletişim kurmak iyileşmenizi olumsuz yönde etkiliyorsa, sınırlarınızı bildirmenizi öneririz. Ayrıca, istediğiniz zaman çağrılarını ve mesajlarını reddetmekte, görmezden gelmekte veya engellemekte özgürsünüz.
| inglês | turco |
|---|---|
| negative | olumsuz |
| boundaries | sınırları |
| time | zaman |
| communicate | iletişim |
| or | veya |
| messages | mesajlar |
| a | bir |
| and | ve |
| with | kişiyle |
EN If you do feel that you’re a target, be firm, communicate your boundaries and talk to the group leaders or another trusted member about your concerns
TR Hedef olduğunuzu düşünüyorsanız, kararlı olun, sınırlarınızı bildirin ve endişeleriniz hakkında grup liderleriyle veya güvendiğiniz başka bir üyeyle konuşun
| inglês | turco |
|---|---|
| target | hedef |
| boundaries | sınırları |
| group | grup |
| or | veya |
| about | hakkında |
| a | bir |
| and | ve |
| the | başka |
EN If somebody is sending us private messages during a meeting that are inappropriate, we may respond with a private message to set boundaries and ask that the member stop messaging us.
TR Bir toplantı sırasında biri bize uygunsuz özel mesajlar gönderirse, sınırları belirlemek için özel bir mesajla yanıt verebilir ve üyenin bize mesaj göndermeyi bırakmasını isteyebiliriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| inappropriate | uygunsuz |
| respond | yanıt |
| meeting | toplantı |
| boundaries | sınırları |
| message | mesaj |
| and | ve |
| messages | mesajlar |
| during | sırasında |
| us | bize |
| to | için |
EN With the help of others who have been where you are, you can learn to set healthy boundaries and stick to them.
TR Bulunduğunuz yerde bulunan başkalarının yardımıyla, sağlıklı sınırlar koymayı ve onlara bağlı kalmayı öğrenebilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| with the help of | yardımıyla |
| healthy | sağlıklı |
| help | yardım |
| are | bulunan |
| others | başkaları |
| of | nın |
EN Load selections from a layer or layer mask's boundaries
TR Katman veya katman maskesi sınırından seçim yükleme
| inglês | turco |
|---|---|
| or | veya |
EN With cloud computing technology, each container has resource boundaries to ensure your cloud website stays up and running at all times, even if one of the accounts on the server is under a DDoS attack.
TR Bulut bilgi işlem teknolojisiyle, her kapsayıcının, cloud sunucunun her zaman çalışır durumda kalmasını sağlamak için kaynak sınırları vardır (sunucudaki hesaplardan biri DDoS saldırısı altında olsa bile).
| inglês | turco |
|---|---|
| computing | işlem |
| resource | kaynak |
| times | zaman |
| server | sunucunun |
| ddos | ddos |
| boundaries | sınırları |
| cloud | bulut |
| at | nda |
| under | altında |
| the | durumda |
| ensure | sağlamak için |
| to | sağlamak |
| running | için |
| even | bile |
EN Ahrefs is my favorite tool to find awesome content ideas with a lot of traffic and business potential. It is easy to use and makes my life way easier.
TR Ahrefs, çok miktarda trafik ve iş potansiyeli olan harika içerik fikirleri bulmak için en sevdiğim araç. Kullanımı kolay, ve hayatımı kolaylaştırıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| awesome | harika |
| content | içerik |
| ideas | fikirleri |
| traffic | trafik |
| potential | potansiyeli |
| tool | araç |
| and | ve |
| easy | kolay |
| ahrefs | ahrefs |
| of | in |
| use | kullanımı |
| life | hayat |
| to | için |
| a | olan |
EN "If you want to try multiple flavors without double scoops - get the split scoop! Lots of awesome flavors - I recommend the "stumptown coffee & lovenuts" with the "sea salt & caramel ribbons""
TR "Almondlu olan dondurması tek kelime ile yıkılıyor.. çokta sıra var"
| inglês | turco |
|---|---|
| want | var |
| to | tek |
| with | ile |
EN "Attention please! There's a danger of addiction if you enter this place! Awesome quality food, lovely staff, funny atmosphere. I've never been disappointed here."
TR "Kapidaki uzun kuyrukta beklemeye deger mi diye dusunebirsiniz ama sakin usenmeyin. Inanilmaz corba ve sandwichleri var. French lady yi mutlaka deneyin. Isminizi duzgun yazdirin sonra okuyamiyorlar :)"
| inglês | turco |
|---|---|
| you | ve |
| of | sonra |
| a | var |
EN "If you are looking for free co-working space in Istanbul or modern library with tones of exciting books and magazines this is what you need + great cafe with awesome city view, terrace and book store."
TR "Fotoğraf çekmek ve sakince vakit geçirmek için Harika bir yer. Kütüphane de kitabınızı okuyup kahvenizi yudumlayabilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| library | kütüphane |
| book | kitabı |
| great | harika |
| and | ve |
| of | in |
| for | için |
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
| inglês | turco |
|---|---|
| electronics | elektronik |
| and | ve |
| awesome | harika |
| benefits | avantajlar |
| of | ın |
| technology | teknolojinin |
| low | düşük |
| cost | maliyetli |
| help | yardımcı |
| give | sağlar |
| people | insanlar |
EN Being able to swap assets without a centralized service is awesome - atomicwallet.io
TR Varlıkları merkezi bir hizmet olmadan takas edebilmek harika - atomicwallet.io
| inglês | turco |
|---|---|
| swap | takas |
| assets | varlıklar |
| without | olmadan |
| centralized | merkezi |
| service | hizmet |
| awesome | harika |
| a | bir |
EN Check other of our awesome SEO tools!
TR Diğer harika SEO araçlarımıza göz atın!
| inglês | turco |
|---|---|
| other | diğer |
| of | ın |
| awesome | harika |
| seo | seo |
| check | göz |
| tools | araçları |
EN You can also create your own awesome certificates from scratch or edit the premade certificate templates we have on the page.
TR PDF belgelerinizi indirin, yazdırın veya online olarak paylaşın.
| inglês | turco |
|---|---|
| or | veya |
EN vidIQ has an awesome suite of services I recommend all of my companies use for YouTube.
TR vidIQ'nun müthiş hizmet araçları var. Tüm şirketlerime YouTube için vidIQ'yu kullanmalarını tavsiye ediyorum.
| inglês | turco |
|---|---|
| services | hizmet |
| all | tüm |
| of | in |
| for | için |
EN 30 Awesome Free Logo Fonts for Your Brand Design Projects
TR WordPress için Blog Logosu Nasıl Oluşturulur ve Web Sitenize Eklenir
| inglês | turco |
|---|---|
| your | ve |
| logo | logosu |
| brand | için |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Bir çok sanat eserini görebileceğiniz bir açık hava müzesi demek yanlış olmaz. Yazın sıcaktan bunalan, kışın buz pateni yapmak isteyen, baharda ise canı canlı müzik çeken tüm Chicago’lular burada"
| inglês | turco |
|---|---|
| free | açık |
| summer | yaz |
| ones | bir |
| to | tüm |
| is | hava |
EN We made our kits even more awesome.
TR Setlerimizi çok daha harika yaptık.
| inglês | turco |
|---|---|
| made | yaptı |
| awesome | harika |
| more | daha |
EN Need subtitles? Want metadata automatically added to your clips? We auto generate FCPXML to make your life awesome.
TR Altyazı mı gerekiyor? Meta verilerin kliplerinize otomatik olarak eklenmesini mi istiyorsunuz? Hayatınızı harika hale getirmek için otomatik olarak FCPXML üretiriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| need | gerekiyor |
| want | istiyorsunuz |
| awesome | harika |
| to | için |
| automatically | otomatik olarak |
| life | hayat |
EN I am not a professional video maker but Renderforest made me a video maker :) I am really happy to get such awesome online video creating tools.
TR Ben profesyonel bir video prodüktörü deðildim ama Renderforest sayesinde öyle oldum diyebilirim :) Böylesine harika bir online video oluþturma programýný kullanýyor olmaktan dolayý çok mutluyum.
| inglês | turco |
|---|---|
| professional | profesyonel |
| video | video |
| renderforest | renderforest |
| awesome | harika |
| online | online |
| i | ben |
| but | ama |
| a | bir |
| to | sayesinde |
EN Renderforest is just awesome! It's the best way to enjoy movie making, which looks really professional
TR Renderforest tek kelimeyle muhteşem! Gerçekten profesyonel görünen video filmler yapmak için en iyi çözümü sunuyorlar
| inglês | turco |
|---|---|
| renderforest | renderforest |
| its | in |
| movie | video |
| professional | profesyonel |
| really | gerçekten |
| best | en |
| to | için |
EN Click on one of the tools to begin creating your awesome projects.
TR Araçlardan birine tıklayın ve harika projenizi oluşturmaya başlayın.
| inglês | turco |
|---|---|
| click | tıklayın |
| of | ın |
| tools | araç |
| begin | başlayın |
| awesome | harika |
| creating | oluşturmaya |
| your | ve |
| to | birine |
EN Launching a travel agency and looking for travel logo ideas? Our logo maker will help you create an awesome logo with a few steps. Give it a try and become a true inspiration for all travelholics!
TR Bir seyahat acentesi kuruyor ve seyahat temalı logo mu araştırıyorsunuz? Logo aracımız, birkaç adımda harika bir logo yaratmanıza yardımcı oluyor. Deneyin ve gezikolikler için gerçek bir ilham kaynağı olun!
| inglês | turco |
|---|---|
| agency | acentesi |
| awesome | harika |
| try | deneyin |
| true | gerçek |
| inspiration | ilham |
| travel | seyahat |
| logo | logo |
| and | ve |
| help | yardımcı |
| give | için |
EN Discover and generate hundreds of awesome DJ logos through Renderforest right now!
TR Yüzlerce harika DJ logosunu Renderforest ile hemen şimdi keşfedin ve oluşturun!
| inglês | turco |
|---|---|
| discover | keşfedin |
| generate | oluşturun |
| awesome | harika |
| renderforest | renderforest |
| and | ve |
| of | ile |
| now | şimdi |
EN Browse hundreds of awesome templates through Renderforest Website Maker. Try out our different styles and create yours now!
TR Renderforest Web Sitesi Aracı ile yüzlerce harika şablona göz atın. Farklı stilleri deneyin ve kendi sitenizi şimdi oluşturun!
| inglês | turco |
|---|---|
| awesome | harika |
| renderforest | renderforest |
| try | deneyin |
| styles | stilleri |
| different | farklı |
| create | oluşturun |
| now | şimdi |
| and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
boundaries cross boundaries set boundaries push the boundaries set healthy boundaries healthy boundaries maintaining security boundaries pushing the boundaries boundaries blur geographic boundaries breaking boundaries boundaries clearly gamerpush the boundaries targeted governance boundaries across boundaries communicate your boundaries boundaries of finite boundaries to ensure pushes the boundaries awesome awesome tool awesome websites awesome website awesome logo awesome community awesome guide awesome features awesome games awesome product awesome place awesome content awesome free awesome team awesome templates awesome ice cream site is awesome renderforest is awesome another awesome event summer are awesome yours is awesome champions of awesome awesome free responsive hundreds of awesome guys another awesome service is awesome contest for awesome create an awesome awesome content ideas awesome event awaits inventing an awesome
Tcheco
alemão
chinês
coreano
espanhol
finlandês
francês
holandês
húngaro
indonésio
italiano
japonês
norueguês
polonês
português
russo
sueco
turco
vietnamita
árabe