EN Whether you want to binge Netflix or Hulu, BBC iPlayer or Amazon Prime, we have dedicated streaming servers that boast blazing fast speeds and no bandwidth caps!
EN Whether you want to binge Netflix or Hulu, BBC iPlayer or Amazon Prime, we have dedicated streaming servers that boast blazing fast speeds and no bandwidth caps!
TR İster Netflix’te ister Hulu, BBC iPlayer veya Amazon Prime’da dizi maratonu yapabilmeniz için yüksek hızlı ve bant genişliği üst limiti olmadan erişim sunan tahsis edilmiş çevrimiçi yürütme sunucularımız var!
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
bandwidth | bant genişliği |
fast | hızlı |
no | olmadan |
want | var |
or | veya |
and | ve |
to | için |
EN We might use these feelings as an excuse for one “last” binge before we’re ready to be sober
TR Bu duyguları, ayık olmaya hazır olmadan önce bir "son" alem için bahane olarak kullanabiliriz
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
last | son |
before | önce |
EN Even though I didn?t go into a binge, I could feel the mental shift
TR Aşırıya kaçmamama rağmen, zihinsel değişimi hissedebiliyordum
inglês | turco |
---|---|
a | a |
mental | zihinsel |
even | de |
EN And the miracle is that since I joined ITAA I haven’t had a severe internet binge (although I have briefly crossed my bottom lines a few times)
TR Ve mucize şu ki, ITAA'ya katıldığımdan beri ciddi bir internet kanaması yaşamadım (gerçi birkaç kez kısa bir süre için alt çizgimi geçtim)
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
times | kez |
and | ve |
bottom | için |
a | birkaç |
lines | bir |
have | ya |
the | beri |
EN For me, my problematic behaviors are watching videos online, binge watching movies and television, playing video games, social media, pornography, and obsessive research
TR Benim için sorunlu davranışlarım çevrimiçi video izlemek, aşırı derecede film ve televizyon izlemek, video oyunları oynamak, sosyal medya, pornografi ve saplantılı araştırma yapmaktır
inglês | turco |
---|---|
problematic | sorunlu |
television | televizyon |
research | araştırma |
online | çevrimiçi |
and | ve |
for | için |
video | video |
social | sosyal |
media | medya |
my | benim |
games | oyunlar |
EN Often right before a big deadline, when I really needed to start applying myself, I would fall into a total binge
TR Genellikle büyük bir son teslim tarihinden hemen önce, gerçekten kendimi uygulamaya başlamam gerektiğinde, tam bir tıkanıklığa düşerdim
inglês | turco |
---|---|
often | genellikle |
big | büyük |
really | gerçekten |
total | bir |
before | önce |
EN I could start doing something like checking email or going to my bank account, and 8 hours later I?d be in the middle of a binge
TR E-postayı kontrol etmek veya banka hesabıma gitmek gibi bir şey yapmaya başlayabilirdim ve 8 saat sonra bir tıkınmanın ortasında olurdum
inglês | turco |
---|---|
checking | kontrol etmek |
account | hesabı |
something | bir şey |
bank | banka |
or | veya |
and | ve |
in | ortasında |
EN When I come out of a binge, I?m irritable, emotionally absent, and all I can think about is using the internet again
TR Bir tıkanıklıktan çıktığımda, sinirliyim, duygusal olarak yokum ve tek düşünebildiğim interneti tekrar kullanmak
inglês | turco |
---|---|
using | kullanmak |
internet | interneti |
and | ve |
a | bir |
again | tekrar |
the | tek |
EN Do you binge on internet and technology right before a big deadline?
TR Büyük bir son teslim tarihinden hemen önce internete ve teknolojiye aşırı düşkün müsünüz?
inglês | turco |
---|---|
internet | internete |
technology | teknolojiye |
big | büyük |
and | ve |
before | önce |
EN We might use these feelings as an excuse for one “last” binge before we’re ready to be sober
TR Ayık olmaya hazır olmadan önce bu duyguları "son" bir aşırılık için bahane olarak kullanabiliriz
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
last | son |
before | önce |
EN I also started calling fellows in the program, and when there wasn’t a meeting, I could look forward to the calls and often that delayed urge to binge.
TR Ayrıca programdaki arkadaşları aramaya başladım ve bir toplantı olmadığında, aramaları ve genellikle gecikmiş aşırı yeme dürtüsünü dört gözle bekleyebilirdim.
inglês | turco |
---|---|
started | başladı |
often | genellikle |
meeting | toplantı |
calls | aramaları |
and | ve |
a | bir |
the | dört |
EN Recently, I’ve been noticing that when I want to binge it’s my other addictive cravings that are triggered first, rather than the internet
TR Son zamanlarda, aşırıya kaçmak istediğimde internetten ziyade diğer bağımlılık yapan isteklerimin tetiklendiğini fark ediyorum
inglês | turco |
---|---|
rather | ziyade |
other | diğer |
recently | son |
been | ya |
first | a |
EN I got a job and then lost it but I didn’t binge
TR Bir iş buldum ve sonra kaybettim ama aşırıya kaçmadım
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | bir |
but | ama |
EN In the beginning, any serious attempt to get sober would follow a bad binge
TR Başlangıçta, ayık olmaya yönelik herhangi bir ciddi girişim, kötü bir kanamayı takip ederdi
inglês | turco |
---|---|
beginning | başlangıç |
serious | ciddi |
follow | takip |
bad | kötü |
any | herhangi |
a | bir |
to | yönelik |
EN Despite my good intentions, I was often shell shocked from my binge and I could feel irritable and discontent straight away
TR İyi niyetime rağmen, sık sık tıkandığım için şok oldum ve hemen sinirli ve hoşnutsuz hissedebiliyordum
inglês | turco |
---|---|
despite | rağmen |
and | ve |
away | için |
often | sık |
EN I now have more than a year of continuous sobriety, and more than three years since my last all-night binge
TR Şimdi bir yıldan fazla sürekli ayıklığım var ve son bütün gece kanamamdan bu yana üç yıldan fazla
inglês | turco |
---|---|
night | gece |
more | fazla |
and | ve |
last | son |
all | bütün |
continuous | sürekli |
now | bu |
years | bir |
EN How to visit a blocked website, unlock access to the video on Youtube or start watching the best Netflix TV shows?
TR Engellenen bir web sitesini nasıl ziyaret edebilir, Youtube'daki videoya erişimin kilidini nasıl açabilir veya en iyi Netflix TV şovlarını izlemeye nasıl başlayabilirsiniz?
inglês | turco |
---|---|
unlock | kilidini |
access | erişimin |
video | videoya |
tv | tv |
website | web |
or | veya |
a | bir |
visit | ziyaret |
best | en |
how | nasıl |
EN When connecting VPN such websites as Netflix, Facebook and Youtube will be unlocked and there will be no problems with access
TR VPN'e bağlanırken Netflix, Facebook ve Youtube gibi web sitelerinin kilidi açılacak ve erişimle ilgili herhangi bir sorun olmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
websites | web |
problems | sorun |
and | ve |
as | gibi |
EN Netflix vs. Comcast - The Peering Problem - Infographic
TR Netflix'e karşı Comcast - Gözetleme Sorunu - Veri Grafiği
inglês | turco |
---|---|
problem | sorunu |
EN ”The consumer psyche is changing fast. Technology leaders such as Amazon, Uber, Netflix and Deliveroo have raised customer expectations in terms of speed and convenience.”
TR "Tüketicilerin psikolojisi hızla değişir. Amazon, Uber, Netflix ve Deliveroo gibi teknoloji liderleri müşterilerin hız ve rahatlık konusundaki beklentilerinin attığını belirttiler."
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
technology | teknoloji |
customer | müşterilerin |
and | ve |
speed | hız |
EN Choose one of our 53 servers in Japan and access TV Asahi, Netflix, Fuji TV, or any other Japanese site.
TR Japonya’daki 53 sunucumuzdan birini seçin ve TV Asahi, Netflix, Fuji TV veya diğer tüm Japon sitelerine erişin.
inglês | turco |
---|---|
choose | seçin |
access | erişin |
other | diğer |
japanese | japon |
tv | tv |
of | in |
or | veya |
and | ve |
EN We’ve also dedicated servers for streaming platforms like Netflix.
TR Ayrıca Netflix gibi yayın platformları için özel sunucularımız vardır.
inglês | turco |
---|---|
platforms | platformlar |
also | ayrıca |
for | için |
EN The Digitale Kunsthalle offered by public service broadcaster ZDF is a kind of Netflix for the visual arts
TR ZDF’nin dijital sanat salonu, bir tür güzel sanatlar Netflixi denebilir
inglês | turco |
---|---|
kind | tür |
arts | sanat |
a | dijital |
EN How to visit a blocked website, unlock access to the video on Youtube or start watching the best Netflix TV shows?
TR Engellenen bir web sitesini nasıl ziyaret edebilir, Youtube'daki videoya erişimin kilidini nasıl açabilir veya en iyi Netflix TV şovlarını izlemeye nasıl başlayabilirsiniz?
inglês | turco |
---|---|
unlock | kilidini |
access | erişimin |
video | videoya |
tv | tv |
website | web |
or | veya |
a | bir |
visit | ziyaret |
best | en |
how | nasıl |
EN When connecting VPN such websites as Netflix, Facebook and Youtube will be unlocked and there will be no problems with access
TR VPN'e bağlanırken Netflix, Facebook ve Youtube gibi web sitelerinin kilidi açılacak ve erişimle ilgili herhangi bir sorun olmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
websites | web |
problems | sorun |
and | ve |
as | gibi |
EN Over the next couple of decades, the technological developments around storage and processing power will enable some innovative products that we know and love today, such as Netflix’s recommendation engine or self-driving cars.
TR Önümüzdeki birkaç on yıl içinde, depolama ve işlem gücü etrafındaki teknolojik gelişmeler, Netflix'in tavsiye motoru veya sürücüsüz araçlar gibi günümüzde tanıdığımız ve sevdiğimiz bazı yenilikçi ürünleri mümkün kılacak.
inglês | turco |
---|---|
technological | teknolojik |
storage | depolama |
processing | işlem |
innovative | yenilikçi |
today | günümüzde |
engine | motoru |
power | gücü |
products | ürünleri |
and | ve |
cars | araç |
that | mümkün |
or | veya |
some | bazı |
Mostrando 26 de 26 traduções