DE „Wir haben zu Beginn der Coronavirus-Pandemie in Großbritannien im April 2020 rasch damit begonnen, Kindern im ganzen Land Fernunterricht anzubieten
"alles begonnen" em alemão pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
DE „Wir haben zu Beginn der Coronavirus-Pandemie in Großbritannien im April 2020 rasch damit begonnen, Kindern im ganzen Land Fernunterricht anzubieten
TR "Koronavirüs pandemisi sırasında Birleşik Krallık'taki çocuklara uzaktan öğrenme imkanı sunmak için Nisan 2020'de hızlı bir başlangıç yaptık
alemão | turco |
---|---|
coronavirus | koronavirüs |
pandemie | pandemisi |
anzubieten | sunmak |
april | nisan |
zu | için |
DE “Ich bin definitiv froh, dass ich meine Karriere im Quip-Programmierteam begonnen habe
TR “Kariyerime Quip mühendislik ekibinde başladığımdan kesinlikle memnunum
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE “Wir haben mit AWS Organizations begonnen, um die Konten für unsere Umgebung mit mehreren Konten zu verwalten und unsere Abrechnung zu vereinfachen
TR "Çok hesaplı ortamımızda hesapları yönetmek ve faturalandırmayı basitleştirmek için AWS Organizations'ı kullanmaya başladık
alemão | turco |
---|---|
verwalten | yönetmek |
aws | aws |
mit | kullanmaya |
und | ve |
DE Vor kurzem hat Communisis damit begonnen, den Sprung in die digitale Transformation zu wagen, indem es einen Teil seiner Aktivitäten und Daten in die Cloud verlagert hat – allerdings nur, wenn dort die Sicherheit gewährleistet werden kann.
TR Communisis, kısa süre önce faaliyetlerinin ve verilerinin bir kısmını bu sürecin güvenli bir şekilde yürütülebileceği buluta taşıyarak, dijital dönüşüm girişimini başlattı.
alemão | turco |
---|---|
daten | verilerinin |
cloud | buluta |
digitale | dijital |
transformation | dönüşüm |
und | ve |
wenn | süre |
DE Assan Panel, das führende Unternehmen im Sandwichplattensektor, hat 1990 in Tuzla/İstanbul mit seiner ersten Fabrik und einer Kapazität von 4 Millionen m2/Jahr mit der Produktion begonnen
TR Sandviç panel sektörünün lider kuruluşu Assan Panel, 1990 yılında Tuzla İstanbul’da 4 milyon m²/yıl kapasiteli ilk fabrikası ile üretime başlamıştır
alemão | turco |
---|---|
führende | lider |
millionen | milyon |
ersten | ilk |
jahr | yıl |
und | ile |
DE Mit dem Bau des Semiha Kibar Lehrergästehauses im Bezirk Tuzla wurde am 01.09.2010 begonnen und dem Kultusministerium Tuzla übergeben. Das Semiha Kibar Lehrergästehaus besteht aus:
TR Tuzla ilçesinde 01.09.2010 tarihinde yapımına başlanan Semiha Kibar Öğretmenevi Binası Tuzla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim edildi. Semiha Kibar Öğretmenevi bünyesinde:
alemão | turco |
---|---|
bau | yapı |
kibar | kibar |
wurde | ne |
dem | e |
DE Kibar Holding hat mit der Investition von 420 Millionen Euro begonnen
TR KİBAR HOLDİNG 420 MİLYON EUROLUK YATIRIMA BAŞLADI
DE Ali Kibar, Vorstandsvorsitzender der Kibar Holding, sagte, dass sie mit der Investition von 420 Millionen Euro in verschiedene Sektoren begonnen haben und dass im November die erste Phase in Betrieb genommen werden soll.
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, farklı sektörlere yönelik 420 milyon euro tutarında yatırıma başladıklarını ve kasım ayında il fazın devreye alınacağını söyledi.
alemão | turco |
---|---|
kibar | kibar |
millionen | milyon |
euro | euro |
november | kasım |
und | ve |
sie | farklı |
mit | kurulu |
DE DAS KİBAR HOLDING SPORTFEST HAT BEGONNEN
TR KİBAR HOLDİNG SPOR ŞENLİKLERİ BAŞLADI
DE Die Kibar Holding, die innerstädtische Fabrikgelände aufkauft und im Immobilienbereich an wichtigen Projekten arbeitet, hat in Tuzla für ein 400 Tausend Quadratmeter großes Fabrikgelände mit den Planungen begonnen.
TR Şehir içinde kalan fabrika arazilerini toplayan ve gayrimenkulde önemli projeler üzerinde çalışan Kibar Holding, Tuzla'daki 400 dönümlük fabrika arazisi için planlamalara başladı.
alemão | turco |
---|---|
kibar | kibar |
projekten | projeler |
wichtigen | önemli |
und | ve |
DE Wenn Sie Ihren Antrag nicht in diesem Zeitrahmen einreichen, muss das Antragsverfahren erneut begonnen werden.
TR Başvurunuzu bu süre içinde tamamlamadığınız takdirde başvuru sürecine baştan başlamanız gerekecektir.
alemão | turco |
---|---|
in | içinde |
diesem | bu |
wenn | süre |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Vor kurzem hat Communisis damit begonnen, den Sprung in die digitale Transformation zu wagen, indem es einen Teil seiner Aktivitäten und Daten in die Cloud verlagert hat – allerdings nur, wenn dort die Sicherheit gewährleistet werden kann.
TR Communisis, kısa süre önce faaliyetlerinin ve verilerinin bir kısmını bu sürecin güvenli bir şekilde yürütülebileceği buluta taşıyarak, dijital dönüşüm girişimini başlattı.
alemão | turco |
---|---|
daten | verilerinin |
cloud | buluta |
digitale | dijital |
transformation | dönüşüm |
und | ve |
wenn | süre |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Wenn Sie Ihren Antrag nicht in diesem Zeitrahmen einreichen, muss das Antragsverfahren erneut begonnen werden.
TR Başvurunuzu bu süre içinde tamamlamadığınız takdirde başvuru sürecine baştan başlamanız gerekecektir.
alemão | turco |
---|---|
in | içinde |
diesem | bu |
wenn | süre |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE Das zweite Jahrhundert unserer Gastfreundschaft hat bereits begonnen und wir feiern die wichtigsten Augenblicke unserer Geschichte
TR Konukseverliğimizin ikinci yüzyılını kucaklarken, tarihimizin dönüm noktalarını kutluyoruz
alemão | turco |
---|---|
zweite | ikinci |
DE „Wir haben eine gemeinsame Reise begonnen“, betonte Draghi
TR Draghi “Birlikte bir yolculuğa çıktık” dedi
DE Deutschland ist international ein Vorreiter beim Klimaschutz und ein Pionier beim Ausbau der Erneuerbaren Energien. Der Ausstieg aus der Atomkraft hat bereits begonnen.
TR Almanya iklimin korunmasında ve yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasında uluslararası düzeyde bir öncü. Nükleer enerjiye veda süreci başlamış durumda.
alemão | turco |
---|---|
deutschland | almanya |
erneuerbaren | yenilenebilir |
international | uluslararası |
und | ve |
DE Obwohl Alkhalaf erst vor eineinhalb Jahren mit dem Deutschlernen begonnen hat, ist nur ein leichter Akzent zu hören, wenn die 32-Jährige von den Unterschieden zwischen den Schulsystemen in ihrer alten und neuen Heimat erzählt.
TR Eski ve yeni memleketindeki eğitim sistemleri arasındaki farklardan bahsederken telaffuzunda sadece hafif bir aksan duyuluyor 32 yaşındaki Alkhalaf’ın, daha bundan sadece bir buçuk yıl önce Almanca öğrenmeye başlamış olmasına rağmen.
alemão | turco |
---|---|
alten | eski |
nur | sadece |
neuen | yeni |
und | ve |
jahren | yıl |
zwischen | arasındaki |
erst | bir |
DE “Ich bin definitiv froh, dass ich meine Karriere im Quip-Programmierteam begonnen habe
TR “Kariyerime Quip mühendislik ekibinde başladığımdan kesinlikle memnunum
DE Diejenigen von uns, die all diesen Vorschlägen gefolgt sind, haben große Veränderungen bemerkt und begonnen, Freiheit zu erfahren
TR Tüm bu önerilere uyan bizler büyük değişiklikler fark ettik ve özgürlüğü deneyimlemeye başladık
alemão | turco |
---|---|
änderungen | değişiklikler |
große | büyük |
zu | tüm |
diesen | bu |
und | ve |
DE Offline-Hobbys, Leidenschaften und AktivitätenNachdem wir mit unserer Genesung begonnen haben, Fortschritte zu machen, sehen sich viele von uns mit einer unbequemen Menge an Freizeit konfrontiert
TR Çevrimdışı hobiler, tutkular ve aktivitelerİyileşmemizle ilerleme kaydetmeye başladıktan sonra, çoğumuz kendimizi rahatsız edici miktarda boş zamanla karşı karşıya buluruz
alemão | turco |
---|---|
menge | miktarda |
und | ve |
zu | karşı |
DE Das Wichtigste auf einen Blick: Beginn der dritten Prozesswoche gegen SBF Die dritte Woche des Prozesses gegen SBF hat begonnen. Die Anklage hat Nishad Singh...
TR Kripto para işlem platformu CoinEx 12 Eylül tarihinde yaşadığı hack saldırısı sonrasında gerçekleştirdikleri soruşturma sürecinin tamamlandığını ve tüm süreç...
DE "Alles ist Veränderung, alles gibt seinen Platz nach, alles kommt und geht"
TR "Her şey değişimdir, her şey yerini verir, her şey gelir geçer"
alemão | turco |
---|---|
kommt | gelir |
gibt | verir |
alles | şey |
nach | de |
DE "Alles ist Veränderung, alles gibt seinen Platz nach, alles kommt und geht"
TR "Her şey değişimdir, her şey yerini verir, her şey gelir geçer"
alemão | turco |
---|---|
kommt | gelir |
gibt | verir |
alles | şey |
nach | de |
DE Wo findest Du alles Wissenswerte über Deutschland? Infos und Fakten über Politik, Wirtschaft, Leben, Studieren oder Arbeiten? Das alles in 10 Sprachen? Dieses Video zeigt es dir.
TR Almanya hakkında bilmeye değer her şeyi nerede bulursun? Siyaset, ekonomi, yaşam, yükseköğrenim veya çalışmaya ilişkin bilgi ve olguları? Bütün bunlar 10 dilde? İşte bu video sana bunu gösteriyor.
alemão | turco |
---|---|
deutschland | almanya |
politik | siyaset |
wirtschaft | ekonomi |
leben | yaşam |
video | video |
wo | nerede |
und | ve |
alles | şeyi |
oder | ya |
über | hakkında |
es | bunu |
dir | sana |
DE Ausdrücke (Expressions) sind die wichtigsten Bausteine von PHP. In PHP ist fast alles, was geschrieben wird, ein Ausdruck. Die einfachste, aber auch zutreffendste Definition für einen Ausdruck ist "alles, was einen Wert hat".
TR İfadeler, PHP'nin en önemli yapı taşlarındandır. PHP'de, hemen hemen yazdığınız her şey bir ifadedir. Bir ifadenin en basit ama en etkili tanımı şudur: "Bir değere sahip olan herşey".
alemão | turco |
---|---|
auch | de |
fast | hemen |
wichtigsten | en |
ist | olan |
aber | bir |
DE Wo findest Du alles Wissenswerte über Deutschland? Infos und Fakten über Politik, Wirtschaft, Leben, Studieren oder Arbeiten? Das alles in 10 Sprachen? Dieses Video zeigt es dir.
TR Almanya hakkında bilmeye değer her şeyi nerede bulursun? Siyaset, ekonomi, yaşam, yükseköğrenim veya çalışmaya ilişkin bilgi ve olguları? Bütün bunlar 10 dilde? İşte bu video sana bunu gösteriyor.
alemão | turco |
---|---|
deutschland | almanya |
politik | siyaset |
wirtschaft | ekonomi |
leben | yaşam |
video | video |
wo | nerede |
und | ve |
alles | şeyi |
oder | ya |
über | hakkında |
es | bunu |
dir | sana |
DE Der Astronaut auf der Raumstation muss alles können: Kaffee kochen, Wäsche waschen, Experimente aufbauen, Außenbordeinsätze durchführen, Interviews führen - einfach alles.
TR Bir uzay istayonundaki astronot ise her şeyi becerebilmek zorundadır: kahve yapabilmeli, çamaşır yıkayabilmeli, deneyleri düzenleyebilmeli, dış gövdedeki işleri uygulayabilmeli, röportajlar yapabilmeli; kısacası her şeyi yapabilmelidir.
alemão | turco |
---|---|
kaffee | kahve |
interviews | röportajlar |
alles | şeyi |
der | bir |
DE Alles beginnt mit einem visuellen Board – dem Herzstück des Work OS von monday.com. Passe es an deine Bedürfnisse an und manage alles, von Projekten bis hin zu Abteilungen.
TR Her şey, monday.com Çalışma İşletim Sisteminin ana çekirdeği olan bir görsel pano ile başlar. Kendi istediğiniz gibi uyarlayın ve projelerden departmanlara kadar her şeyi yönetin.
alemão | turco |
---|---|
visuellen | görsel |
beginnt | başlar |
und | ve |
mit | ile |
alles | şeyi |
DE Mit "Ranktracker" ist alles ganz einfach, und alles, was wir brauchen, ist an einem Ort, wenn wir es brauchen.
TR "Ranktracker" ile her şey çok basit, "yaygara yok" ve ihtiyaç duyduğumuz her şey gerektiği zaman tek bir yerde.
alemão | turco |
---|---|
ort | yerde |
brauchen | ihtiyaç |
einfach | basit |
und | ve |
ganz | bir |
einem | tek |
wir | her |
es | yok |
DE Alles überprufen, um zu versichern, dass alles bereit ist, an Ihres Publikum geschickt zu werden.
TR Kitlenize gönderilmeye hazır olduğundan emin olmak için her şeyi kontrol edin.
alemão | turco |
---|---|
bereit | hazır |
ihres | in |
alles | şeyi |
DE Alles überprüfen, sodass es keine Fehler gibt und dass alles, was wichtig ist, auch dort ist.
TR Yazım hatası olmadığından ve paylaşmanız gereken her şeyi eklediğinizden emin olmak için tüm bilgilerinizi gözden geçirin.
alemão | turco |
---|---|
überprüfen | gözden |
und | ve |
gibt | i |
alles | şeyi |
sodass | için |
dass | her |
ist | olmak |
DE Alles individualisieren bis alles perfekt ist, inklusiv Fonts, Farben, visuelle Elemente und mehr.
TR Tasarım tamamen mükemmel hale gelene kadar yazıtiplerinden renklere ve görsel elemanlara ve daha fazlasına kadar her şeyi özelleştirin.
alemão | turco |
---|---|
perfekt | mükemmel |
visuelle | görsel |
und | ve |
bis | kadar |
alles | şeyi |
mehr | daha |
DE Die Farben der Fonts individualisieren, um so dass sie an alles andere passen. Ändern Sie die Grössen, um alles auszugleichen.
TR Yazıtiplerinin rengini renk paletinizin kalan kısmına uyacak şekilde özelleştirin ve boyutları iyi bir denge sağlayacak şekilde ayarlayın.
alemão | turco |
---|---|
farben | renk |
passen | uyacak |
dass | şekilde |
sie | iyi |
der | ve |
DE „Für ein schnell wachsendes, sicherheitsorientiertes Unternehmen wie Area 1 ist alles, was die Entwicklung verzögert, ein großes Ärgernis
TR "Area 1 gibi hızlı büyüyen, güvenlik odaklı bir şirket olduğunuzda, gelişmeyi yavaşlatan her şey düşmandır
alemão | turco |
---|---|
schnell | hızlı |
unternehmen | şirket |
wie | gibi |
DE Tools für alles, was dein Marketer-Herz begehrt – SEO, Content-Marketing, Wettbewerbsforschung, PPC und Social-Media-Marketing.
TR Sadece tek bir platformdan SEO, içerik pazarlama, rakip araştırması, PPC ve sosyal medya pazarlamayı yapın.
alemão | turco |
---|---|
seo | seo |
content | içerik |
marketing | pazarlama |
ppc | ppc |
social | sosyal |
media | medya |
und | ve |
DE Mit Semrush spart mein Team viel Zeit, indem es auf stärker datengetriebene Weise an den richtigen Inhalten arbeitet. Alles, was wir hier machen, stützt sich auf Daten, und Semrush gibt uns ständig neue Munition.
TR ''Semrush kullanarak, takım arkadaşlarım doğru içerik üzerinde ve veriye dayalı şekilde çalışarak çok fazla zaman kazanıyor. Burada yaptığımız her şey veriyle destekleniyor ve aracınız bize daha fazla cephane veriyor.
alemão | turco |
---|---|
semrush | semrush |
team | takım |
stärker | daha |
hier | burada |
zeit | zaman |
inhalten | içerik |
daten | veriye |
und | ve |
indem | fazla |
gibt | i |
DE Nach 3-jähriger Nutzung von Ahrefs kann ich mir mein Arbeitsleben ohne nicht mehr vorstellen. Wir nutzen es für alles im Zusammenhang mit SEO.
TR Ahrefs’i 3 yıl kullandıktan sonra, çalışma hayatımı onsuz hayal edemiyorum. SEO ile ilgili her şey için kullanıyoruz.
alemão | turco |
---|---|
seo | seo |
nach | sonra |
mit | ile |
mir | için |
wir | her |
Mostrando 50 de 50 traduções