EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
"why the lack" w język angielski można przetłumaczyć na następujące turecki słowa/frazy:
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
język angielski | turecki |
---|---|
respect | saygı |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
we | biz |
always | her zaman |
to | her |
EN Why are Office documents difficult to export? Why are the formats continually changing? Why can you not even uninstall some programs? It might be that if you look for choice, Microsoft products aren't for you.
TR Ofis belgelerinin dışa aktarılması neden zor? Biçimler neden sürekli değişiyor? Niçin bazı programları kaldıramıyorsunuz? Seçenek arıyorsanız, Microsoft ürünleri sizin için olmayabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
office | ofis |
difficult | zor |
export | dışa |
continually | sürekli |
microsoft | microsoft |
programs | programları |
the | sizin |
products | ürünleri |
why | neden |
some | bazı |
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
język angielski | turecki |
---|---|
respect | saygı |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
we | biz |
always | her zaman |
to | her |
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
język angielski | turecki |
---|---|
resources | kaynaklar |
model | model |
software | yazılımlar |
often | genellikle |
sufficient | yeterli |
enable | mümkün |
and | ve |
or | veya |
EN In part, the lack of a ?breakthrough? in such a study, and thus the little recognition that its author(s) receive(s), as relevant citations tend to go to the original paper
TR Kısmen, bu tür bir çalışmada “çığır açan” bir şey olmaması ve dolayısıyla yazarlarının pek takdir toplamaması, çünkü atıfların orijinal makaleye gitmesi
język angielski | turecki |
---|---|
s | s |
original | orijinal |
a | bir |
of | nın |
and | ve |
EN There are Public Libraries in the Town Center, Ataeymir and Yenice Townships and they serve in municipal buildings. Ataeymir Public Library is closed due to lack of personnel.
TR İlçede basımevi, kitapevi, sinema ve tiyatro bulunmamaktadır. İlçe merkezinde 7, Yenice ve Ataeymir beldesinde 4 adet olmak üzere toplam 11 adet İnternet Kafe mevcuttur.
język angielski | turecki |
---|---|
center | merkezinde |
and | ve |
the | toplam |
EN Whoer VPN own fast DNS servers guarantee a secure and reliable connection and lack of access restrictions based on geographic location.
TR Whoer VPN hızlı DNS sunucularına sahiptir, güvenli ve güvenilir bir bağlantı ve coğrafi konuma dayalı erişim kısıtlamalarının olmayışını garanti eder.
język angielski | turecki |
---|---|
vpn | vpn |
dns | dns |
guarantee | garanti |
geographic | coğrafi |
location | konuma |
whoer | whoer |
fast | hızlı |
access | erişim |
secure | güvenli |
and | ve |
connection | bağlantı |
reliable | güvenilir |
a | bir |
based | dayalı |
EN Peter Smith joined CNBC’s TechCheck to talk about the latest lack of volatility in crypto and bitcoin as an investment.
TR Peter Smith, yatırım olarak kripto ve bitcoin'de son zamanlarda oynaklık görülmemesi ile ilgili konuşmak için CNBC'nin TechCheck'ine katıldı.
język angielski | turecki |
---|---|
peter | peter |
smith | smith |
crypto | kripto |
investment | yatırım |
joined | katıldı |
about | ilgili |
and | ve |
to talk | konuşmak |
of | in |
to | için |
latest | son |
EN In 1994, Ron recognized the lack of Internet access options for the "unwashed"—those who were not a student or government employee
TR 1994 yılında Ron öğrenci veya kamu görevlisi olmayan "yıkanmamışlar" için İnternet erişimi seçeneklerinin yetersizliğini anladı
język angielski | turecki |
---|---|
student | öğrenci |
government | kamu |
access | erişimi |
in | yılında |
for | için |
or | veya |
EN Do you find yourself following attractive or important people on social media to make up for your lack of connection in real life?
TR Gerçek hayatta bağlantı eksikliğinizi telafi etmek için kendinizi sosyal medyada çekici veya önemli kişileri takip ederken buluyor musunuz?
język angielski | turecki |
---|---|
yourself | kendinizi |
real | gerçek |
life | hayatta |
connection | bağlantı |
attractive | çekici |
important | önemli |
do you | musunuz |
or | veya |
of | in |
social | sosyal |
EN Ultimately, in a centralized economy, financial opportunity for most people is inhibited by a lack of transparency, accountability and access
TR En nihayetinde merkezi ekonomide finansal fırsatlar şeffaflığın, güvenilirliğin ve erişimin olmaması nedeniyle çoğu kişi için kısıtlanıyor
język angielski | turecki |
---|---|
centralized | merkezi |
financial | finansal |
people | kişi |
access | erişimin |
and | ve |
most | en |
of | in |
for | için |
EN - Reduce discovered vulnerabilities such as BEAST, lack of compliance with industry guidelines, with recommended steps
TR - BEAST gibi keşfedilen güvenlik açıklarını endüstri yönergelerine uyum eksikliğini önerilen adımlarla azaltın
język angielski | turecki |
---|---|
compliance | uyum |
industry | endüstri |
recommended | önerilen |
as | gibi |
EN There’s a lack of young talent in agriculture
TR Tarım alanında genç nesil sıkıntısı çekiliyor: Bu nedenle bazı yüksekokullar, dual eğitim anabilim dalları sunuyorlar
język angielski | turecki |
---|---|
agriculture | tarım |
young | genç |
a | bazı |
EN Around 160 other journalists were imprisoned with him at the time, all of them sharing the same fate: arbitrary detention and the lack of a fair trial
TR O dönemde yaklaşık 160 diğer gazeteci onunla birlikte hapsedildi ve hepsi aynı kaderi paylaştılar: Hukuki keyfilik ve adil yargılanma eksikliği
język angielski | turecki |
---|---|
other | diğer |
fair | adil |
and | ve |
the | aynı |
around | yaklaşık |
with | onunla |
EN Between the lack of shelter and the stress of displacement, WATAN responds to those suffering
TR SURİYEli ALTIN SIVI PROJESİNİN İLERLEYİŞİ HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ EDİNİN
EN The absence of a separate regulation on social cooperatives or the lack of a different process causes various difficulties in the field
TR Sosyal kooperatiflere ilişkin ayrı bir düzenleme bulunmaması ya da farklı bir süreç yürütülmemesi alanda çeşitli zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır
język angielski | turecki |
---|---|
regulation | düzenleme |
social | sosyal |
separate | ayrı |
process | süreç |
in | da |
different | farklı |
various | çeşitli |
EN In the CSO Fast Web Design Training, how a website compatible with new technologies may be prepared is explained to CSOs that either lack any website or have a very old website.
TR STÖ’ler için Hızlı Web Tasarımı Eğitimi’nde web sitesi olmayan veya çok eski bir web sitesi olan STÖ’lere yeni teknolojilerle uyumlu bir web sitesinin nasıl hazırlanabileceği anlatılıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
new | yeni |
old | eski |
fast | hızlı |
design | tasarım |
compatible | uyumlu |
or | veya |
how | nasıl |
EN Mortality rate attributed to unsafe water, unsafe sanitation and lack of hygiene (exposure to unsafe Water, Sanitation and Hygiene for All (WASH) services) 3.9.3
TR Güvenilir olmayan su, güvenilir olmayan sağlık hizmetleri ve hijyen eksikliğine bağlı ölüm oranı (tüm hizmetler için güvenilir olmayan su, sağlık hizmetleri ve hijyene maruz kalma) 3.9.3
język angielski | turecki |
---|---|
water | su |
hygiene | hijyen |
exposure | maruz kalma |
rate | oranı |
and | ve |
of | in |
all | tüm |
services | hizmetleri |
EN Our About Us Web Templates are the answer when you lack a selling About Us page
TR Hakkımızda Web Şablonlarımız, satış yapan bir Hakkımızda sayfanız olmadığında aradığınız cevaptır
język angielski | turecki |
---|---|
selling | satış |
web | web |
a | bir |
EN The lack of information on and ease of booking of this mode means that many people are losing out on the opportunity to travel, or are choosing to use more expensive, less sustainable modes of transportation.
TR Bu yöntemin rezervasyonunu yapmanın bilinmemesi ve kolay olmaması nedeniyle birçok kişi yolculuk yapma fırsatını kaçırmakta ya da daha pahalı, daha az sürdürülebilir taşımacılık yöntemleri kullanmayı tercih eder.
język angielski | turecki |
---|---|
ease | kolay |
travel | yolculuk |
sustainable | sürdürülebilir |
transportation | taşımacılık |
expensive | pahalı |
this | bu |
and | ve |
to | yapma |
of | nedeniyle |
opportunity | fırsat |
many | çok |
EN There are Public Libraries in the Town Center, Ataeymir and Yenice Townships and they serve in municipal buildings. Ataeymir Public Library is closed due to lack of personnel.
TR İlçede basımevi, kitapevi, sinema ve tiyatro bulunmamaktadır. İlçe merkezinde 7, Yenice ve Ataeymir beldesinde 4 adet olmak üzere toplam 11 adet İnternet Kafe mevcuttur.
język angielski | turecki |
---|---|
center | merkezinde |
and | ve |
the | toplam |
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
język angielski | turecki |
---|---|
resources | kaynaklar |
model | model |
software | yazılımlar |
often | genellikle |
sufficient | yeterli |
enable | mümkün |
and | ve |
or | veya |
EN BMW Z4 production stopping for two weeks due to lack of parts
TR Ford, F-150 ve Bronco üretimini bir kez daha durdurdu
język angielski | turecki |
---|---|
due | bir |
EN Lada production halted due to lack of supplies in Russia
TR Volkswagen, Passat sedan üretimini Avrupa için bitiriyor
język angielski | turecki |
---|---|
of | in |
to | için |
EN - Reduce discovered vulnerabilities such as BEAST, lack of compliance with industry guidelines, with recommended steps
TR - BEAST gibi keşfedilen güvenlik açıklarını endüstri yönergelerine uyum eksikliğini önerilen adımlarla azaltın
język angielski | turecki |
---|---|
compliance | uyum |
industry | endüstri |
recommended | önerilen |
as | gibi |
EN Among other things, there is a lack of doctors and nursing staff.
TR Doktorlar ve hasta ve yaşlı bakımına yönelik personel günümüzde Almanya’da halihazırda eksikliği duyulan nitelikli çalışanlar arasında yer alıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
staff | personel |
and | ve |
of | yönelik |
EN Nursing and health professionals easily find a job in Germany. Hospitals, retirement homes and other care facilities lack qualified staff.
TR Eğitimli bakıcılar ve sağlıkçılar Almanya’da kolaylıkla iş bulabiliyor. Hastaneler, yaşlı yurtları ve başka bakım kuruluşları vasıflı elemana ihtiyaç duyuyor.
język angielski | turecki |
---|---|
health | sağlık |
easily | kolaylıkla |
hospitals | hastaneler |
other | başka |
care | bakım |
and | ve |
EN A missing signature is interpreted as a lack of attention to detail
TR İmzanın unutulması, işe yeterince özen gösterilmediği şeklinde yorumlanır
język angielski | turecki |
---|---|
of | ın |
to | e |
attention | özen |
EN Whether at construction sites or in a bakeries, there is a lack of skilled workers in the craft trades. Does the planned immigration law help? Here is what the President of the Central Association of German Skilled Crafts has to say.
TR İnşaattan fırıncılığa – nitelikli emeğe dayalı sektörde eleman sıkıntısı büyük. Uzman Eleman Göçü Yasası bu soruna çözüm sunuyor mu? İşte zanaatkarlar odası başkanının cevabı.
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
to | e |
president | başkan |
of | nın |
has | bu |
EN Small states and a lack of mobility ensured that vernaculars took shape over the years.
TR Küçük devletlere bölünmüş olması ve ulaşımın kısıtlılığı uzun bu bölgede farklı ağızların uzun yıllar içerisinde iyice gelişip farklılaşmasını beraberinde getirdi.
język angielski | turecki |
---|---|
small | küçük |
of | ın |
and | ve |
years | yıllar |
a | a |
over | içerisinde |
EN Many editors say they simply lack other contacts
TR Yapımcı ekiplerin çoğu, diğer uzmanların iletişim bilgilerine sahip olmadıklarını dile getiriyor
język angielski | turecki |
---|---|
contacts | iletişim |
other | diğer |
many | çoğu |
they | o |
EN There is a lack of solidarity with the victims
TR Nefret söyleminin kurbanlarıyla dayanışma yetersiz
język angielski | turecki |
---|---|
solidarity | dayanışma |
EN Three crises are always mentioned: economic pressure, lack of differentiation, loss of quality
TR Gazetecilik deyince günümüzde sürekli dile getirilen üç kriz var: Mali sıkıntılar, gazeteciliğin farkını ortaya koyamaması ve kalitede düşüş
język angielski | turecki |
---|---|
always | sürekli |
quality | kalitede |
of | in |
are | var |
EN But I do not miss the sense of uncertainty, the power and Internet outages, or the lack of heating in the winter
TR Ama güvende olmama duygusunu, elektrik ve internet kesintilerini, kışı ısıtma olmadan geçirmeyi özlemiyorum
język angielski | turecki |
---|---|
but | ama |
power | elektrik |
and | ve |
internet | internet |
not | olmadan |
EN There is a lack of responsibility for debt and common defence.
TR Borçlar konusundaki sorumluluk ve ortak bir savunma eksik.
język angielski | turecki |
---|---|
responsibility | sorumluluk |
common | ortak |
defence | savunma |
and | ve |
a | bir |
EN In 1994, Ron recognized the lack of Internet access options for the "unwashed"—those who were not a student or government employee
TR 1994 yılında Ron öğrenci veya kamu görevlisi olmayan "yıkanmamışlar" için İnternet erişimi seçeneklerinin yetersizliğini anladı
język angielski | turecki |
---|---|
student | öğrenci |
government | kamu |
access | erişimi |
in | yılında |
for | için |
or | veya |
EN They lack climate control and are far less secure
TR İklim kontrolü yoktur ve çok daha az güvenlidirler
język angielski | turecki |
---|---|
control | kontrol |
and | ve |
EN Liquid cooling can effectively maintain temperatures, even in edge sites that lack water supplies.
TR Sıvı soğutma, su kaynağı olmayan edge tesislerinde bile sıcaklıkları etkili bir şekilde koruyabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
cooling | soğutma |
water | su |
liquid | sıvı |
edge | edge |
that | şekilde |
even | bir |
EN Whoer VPN own fast DNS servers guarantee a secure and reliable connection and lack of access restrictions based on geographic location.
TR Whoer VPN hızlı DNS sunucularına sahiptir, güvenli ve güvenilir bir bağlantı ve coğrafi konuma dayalı erişim kısıtlamalarının olmayışını garanti eder.
język angielski | turecki |
---|---|
vpn | vpn |
dns | dns |
guarantee | garanti |
geographic | coğrafi |
location | konuma |
whoer | whoer |
fast | hızlı |
access | erişim |
secure | güvenli |
and | ve |
connection | bağlantı |
reliable | güvenilir |
a | bir |
based | dayalı |
EN Young kids and teens mostly have got stress, depression, anxiety and mental illness due to lack of sleep
TR Genç çocuklar ve gençler çoğunlukla stres, depresyon, kaygı ve uyku yetersizliği nedeniyle akıl hastalığı
język angielski | turecki |
---|---|
young | genç |
and | ve |
stress | stres |
sleep | uyku |
kids | çocuklar |
mostly | çoğunlukla |
EN Relative to long-form content, podcasts address the lack of attention span that many visitors may have because they don’t have to devote their attention to the content entirely.
TR Uzun biçimli içeriğe kıyasla podcast'ler şunları ele alır Birçok ziyaretçinin dikkat süresinin kısalması, çünkü dikkatlerini tamamen içeriğe vermelerini sağlar.
język angielski | turecki |
---|---|
content | içeriğe |
attention | dikkat |
entirely | tamamen |
long | uzun |
to | e |
many | çok |
they | bir |
because | çünkü |
EN The lack of ability to get food safely and securely from farms to people’s homes is a driver of hunger in some developing countries
TR Gıdaların çiftliklerden insanların evlerine güvenli ve emniyetli bir şekilde ulaştırılamaması, bazı gelişmekte olan ülkelerde açlığın temel nedenidir
język angielski | turecki |
---|---|
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerde |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN Do you find yourself following attractive or important people on social media to make up for your lack of connection in real life?
TR Gerçek hayatta bağlantı eksikliğinizi telafi etmek için kendinizi sosyal medyada çekici veya önemli kişileri takip ederken buluyor musunuz?
język angielski | turecki |
---|---|
yourself | kendinizi |
real | gerçek |
life | hayatta |
connection | bağlantı |
attractive | çekici |
important | önemli |
do you | musunuz |
or | veya |
of | in |
social | sosyal |
EN Our experience of it has been a grounded peace; a lack of anxiety, fear, or urgency; and the ability to deal calmly and directly with challenges, achieve our goals, meet our commitments, and live our values
TR Bizim deneyimimiz temelli bir barış oldu; endişe, korku veya aciliyet eksikliği; ve zorluklarla sakin ve doğrudan başa çıkma, hedeflerimize ulaşma, taahhütlerimizi yerine getirme ve değerlerimizi yaşama becerisi
język angielski | turecki |
---|---|
fear | korku |
peace | barış |
directly | doğrudan |
and | ve |
or | veya |
to | e |
EN Peter Smith joined CNBC’s TechCheck to talk about the latest lack of volatility in crypto and bitcoin as an investment.
TR Peter Smith, yatırım olarak kripto ve bitcoin'de son zamanlarda oynaklık görülmemesi ile ilgili konuşmak için CNBC'nin TechCheck'ine katıldı.
język angielski | turecki |
---|---|
peter | peter |
smith | smith |
crypto | kripto |
investment | yatırım |
joined | katıldı |
about | ilgili |
and | ve |
to talk | konuşmak |
of | in |
to | için |
latest | son |
EN Falling wedge is a reversal signal and indicates lack of strength in the bears
TR 4186 seviyesini geçer ise önü açık olur
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
the | ise |
is | olur |
EN Falling wedge is a reversal signal and indicates lack of strength in the bears
TR 4186 seviyesini geçer ise önü açık olur
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
the | ise |
is | olur |
EN Falling wedge is a reversal signal and indicates lack of strength in the bears
TR 4186 seviyesini geçer ise önü açık olur
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
the | ise |
is | olur |
EN Falling wedge is a reversal signal and indicates lack of strength in the bears
TR 4186 seviyesini geçer ise önü açık olur
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
the | ise |
is | olur |
EN Falling wedge is a reversal signal and indicates lack of strength in the bears
TR 4186 seviyesini geçer ise önü açık olur
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
the | ise |
is | olur |
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń