EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN Instead of dealing with a big commitment, we just work on being sober for the next 24 hours
TR Büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, önümüzdeki 24 saat boyunca ayık olmaya çalışıyoruz
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
big | büyük |
work | çalışıyoruz |
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
function | işlev |
normal | normal |
times | kez |
same | bir |
to | sağlamak |
in | için |
of | in |
EN Elsevier supports its editors in dealing with ethical issues. The Publishing Ethics Resource Kit (PERK) is an online resource which helps you to navigate ethical breaches with confidence.
TR Elsevier editörlerini etik konularla başa çıkmaları konusunda destekler. Yayıncılık Etik Değerleri Kaynak Takımı (PERK) size etik değer ihlallerini güvenle belirlemeniz konusunda yardımcı olan çevrimiçi bir kaynaktır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
supports | destekler |
publishing | yayıncılık |
resource | kaynak |
elsevier | elsevier |
online | çevrimiçi |
ethical | etik |
to | konusunda |
is | olan |
the | size |
EN Before dealing with any other issues, make sure that your website is accessible by search engines, and that GoogleBot can crawl and index the site.
TR Başka sorunlarla uğraşmadan önce, websitenizin arama motorları tarafından erişilebilir olduğundan ve GoogleBot'un sitenizi tarayıp indeksleyebileceğinden emin olun.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
accessible | erişilebilir |
your website | websitenizin |
by | tarafından |
search | arama |
engines | motorları |
sure | emin |
and | ve |
the | başka |
before | önce |
EN Securing your website is vital for every website today, not just those dealing with sensitive information. With this report you can easily monitor your site’s security status.
TR Websitenizi güvene almak, sadece hassas bilgiler ile uğraşanlar için değil, bu günlerde her websitesi için hayati derecede önemli. Bu rapor ile websitenizin güvenlik durumunu kolaylıkla izleyebilirsiniz.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
vital | hayati |
sensitive | hassas |
information | bilgiler |
report | rapor |
security | güvenlik |
status | durumunu |
your website | websitenizin |
easily | kolaylıkla |
this | bu |
with | ile |
just | sadece |
for | için |
EN CRM means that through this software, you'll be able to improve the way your dealing with your customers through personalized interactions based on the information you have about each user.
TR CRM , bu yazılım aracılığıyla, her bir kullanıcı hakkında sahip olduğunuz bilgilere dayalı olarak kişiselleştirilmiş etkileşimler yoluyla müşterilerinizle olan ilişki şeklinizi iyileştirebileceğiniz anlamına gelir.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
crm | crm |
software | yazılım |
user | kullanıcı |
personalized | kişiselleştirilmiş |
with your customers | müşterilerinizle |
this | bu |
the information | bilgilere |
about | hakkında |
based | dayalı |
EN The DNS resolver is the first stop in the DNS search and is responsible for dealing with the client who makes the first request. The resolver initiates the query sequence that ultimately results in a URL being transferred to the required IP address.
TR DNS çözümleyici DNS aramasındaki ilk duraktır ve ilk isteği yapan istemciyle ilgilenmekten sorumludur. Çözümleyici nihai olarak bir URL’nin gerekli IP adresine çevrilmesine yol açan sorgu dizisini başlatır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
dns | dns |
responsible | sorumludur |
query | sorgu |
ip | ip |
address | adresine |
and | ve |
required | gerekli |
request | isteği |
first | ilk |
EN The DNS resolver is the first stop in the DNS lookup and is responsible for dealing with the client making the first request. The resolver initiates the query sequence that ultimately results in a URL being transferred to the required IP address.
TR DNS çözümleyici, DNS aramasındaki ilk duraktır ve ilk isteği yapan istemciyle ilgilenmekten sorumludur. Çözümleyici, nihai olarak bir URL'nin gerekli IP adresine çevrilmesine yol açan sorgu dizisini başlatır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
dns | dns |
responsible | sorumludur |
query | sorgu |
ip | ip |
address | adresine |
and | ve |
required | gerekli |
request | isteği |
first | ilk |
EN Expert Insights: What to Consider When Dealing With Massive Inflation Rates
TR MÜŞTERİLER NEDEN TELEKOM ŞİRKETLERİNİ TERK EDİYOR?
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
to | neden |
EN Today, your business isn?t just dealing with change within the lifestyle industry
TR Günümüzde, şirketiniz yalnızca yaşam tarzı sektörünün içindeki değişim ile uğraşmıyor
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
today | günümüzde |
change | değişim |
business | iş |
industry | sektör |
with | ile |
within | içindeki |
EN We support investors as well as sovereign states in these conflicts, often dealing with high values, jurisdictional disagreements, complex commercial as well as strategic factors
TR Müvekkillere ICSID tahkim sürecinin her aşamasında her yönden destek olunur
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
support | destek |
with | her |
EN As a result, we have built a reputation for providing seamless leadership and input during multi-jurisdictional investment treaty disputes, actively guiding negotiations and dealing with enforcement issues.
TR Bu başarının sonucu olarak yargı çevrelerinde, uyuşmazlıkların çözümünde liderliği kabul edilmiş ve aktif olarak müzakerelerin yönetilmesinde ve icraya ilişkin sorunların çözümünde haklı bir itibar sahibi olmuştur.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
and | ve |
have | bu |
result | sonucu |
a | bir |
as | olarak |
issues | sorunları |
EN For instance, advising on registering and commercialising seed or plant varieties, as well as dealing with geographical indicators, or counterfeiting of seeds, fertilizers and soils.
TR Tohum ve bitki çeşitlerine yönelik fikri mülkiyet haklarını tescil etmek ve ticarileştirmek, coğrafi işaretlerle, tohum, gübre ve toprak taklitçiliği ile mücadele etmek bu alandaki çalışmalara örnek olarak verilebilir.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
plant | bitki |
geographical | coğrafi |
and | ve |
EN As a result, it is crucial to carefully consider contractual arrangements, ensuring they include effective mechanisms for dealing with disputes.
TR Sonuç olarak, sözleşmelerle ilgili yasal düzenlemeleri dikkatli değerlendirmek ve bunların anlaşmazlıklarla başa çıkmada etkili mekanizmalar içermelerini sağlamak çok önemlidir.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
effective | etkili |
to | sağlamak |
result | sonuç |
include | ve |
as | olarak |
EN She is dealing with businesses on the assessment and strategic management of their privacy, security, electronic workplace, and e-business legal risks both domestically and globally.
TR Gizlilik, güvenlik ve yasal risklerinin stratejik değerlendirilmesi ve risklerin belirlenmesinde yerli ve yabancı şirketlerle çalışmaktadır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
strategic | stratejik |
legal | yasal |
risks | risklerin |
privacy | gizlilik |
security | güvenlik |
both | de |
and | ve |
EN You want all the essential pages of your website to be accessible by the search engines.Before dealing with other issues, make sure that GoogleBot can crawl and index your website.
TR Web sitenizin tüm gerekli sayfalarının arama motorları tarafından erişilebilir olmasını istiyorsunuz.Diğer sorunlarla uğraşmadan önce GoogleBotunun web sitenizi crawl edebildiğinden ve indeksleyebildiğinden emin olun.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
essential | gerekli |
accessible | erişilebilir |
other | diğer |
your website | sitenizin |
to be | olmasını |
website | web |
search | arama |
by | tarafından |
engines | motorları |
all | tüm |
and | ve |
pages | sayfalar |
EN Security is vital for every website today, not just the ones dealing with sensitive information.Besides protecting your users, HTTPS also positively affects your rankings
TR Güvenlik sadece hassas bilgiler içerenler değil, her web sitesi için bugünlerde olmazsa olmazdır.Kullanıcıların korumasının yanı sıra, HTTPS sıralamalarınızı olumlu da etkiler
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
security | güvenlik |
sensitive | hassas |
information | bilgiler |
https | https |
rankings | sıralamalarını |
your rankings | sıralamalarınızı |
also | da |
users | kullanıcılar |
the | değil |
for | için |
EN Elsevier supports its editors in dealing with ethical issues. The Publishing Ethics Resource Kit (PERK) is an online resource which helps you to navigate ethical breaches with confidence.
TR Elsevier editörlerini etik konularla başa çıkmaları konusunda destekler. Yayıncılık Etik Değerleri Kaynak Takımı (PERK) size etik değer ihlallerini güvenle belirlemeniz konusunda yardımcı olan çevrimiçi bir kaynaktır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
supports | destekler |
publishing | yayıncılık |
resource | kaynak |
elsevier | elsevier |
online | çevrimiçi |
ethical | etik |
to | konusunda |
is | olan |
the | size |
EN The DNS resolver is the first stop in the DNS search and is responsible for dealing with the client who makes the first request. The resolver initiates the query sequence that ultimately results in a URL being transferred to the required IP address.
TR DNS çözümleyici DNS aramasındaki ilk duraktır ve ilk isteği yapan istemciyle ilgilenmekten sorumludur. Çözümleyici nihai olarak bir URL’nin gerekli IP adresine çevrilmesine yol açan sorgu dizisini başlatır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
dns | dns |
responsible | sorumludur |
query | sorgu |
ip | ip |
address | adresine |
and | ve |
required | gerekli |
request | isteği |
first | ilk |
EN The DNS resolver is the first stop in the DNS lookup and is responsible for dealing with the client making the first request. The resolver initiates the query sequence that ultimately results in a URL being transferred to the required IP address.
TR DNS çözümleyici, DNS aramasındaki ilk duraktır ve ilk isteği yapan istemciyle ilgilenmekten sorumludur. Çözümleyici, nihai olarak bir URL'nin gerekli IP adresine çevrilmesine yol açan sorgu dizisini başlatır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
dns | dns |
responsible | sorumludur |
query | sorgu |
ip | ip |
address | adresine |
and | ve |
required | gerekli |
request | isteği |
first | ilk |
EN Overcome the pain of dealing with traditional VPNs
TR Geleneksel VPN’ler ile uğraşma sorununu ortadan kaldırma
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
traditional | geleneksel |
with | ile |
EN She is dealing with businesses on the assessment and strategic management of their privacy, security, electronic workplace, and e-business legal risks both domestically and globally.
TR Gizlilik, güvenlik ve yasal risklerinin stratejik değerlendirilmesi ve risklerin belirlenmesinde yerli ve yabancı şirketlerle çalışmaktadır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
strategic | stratejik |
legal | yasal |
risks | risklerin |
privacy | gizlilik |
security | güvenlik |
both | de |
and | ve |
EN You want all the essential pages of your website to be accessible by the search engines.Before dealing with other issues, make sure that GoogleBot can crawl and index your website.
TR Web sitenizin tüm gerekli sayfalarının arama motorları tarafından erişilebilir olmasını istiyorsunuz.Diğer sorunlarla uğraşmadan önce GoogleBotunun web sitenizi crawl edebildiğinden ve indeksleyebildiğinden emin olun.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
essential | gerekli |
accessible | erişilebilir |
other | diğer |
your website | sitenizin |
to be | olmasını |
website | web |
search | arama |
by | tarafından |
engines | motorları |
all | tüm |
and | ve |
pages | sayfalar |
EN Security is vital for every website today, not just the ones dealing with sensitive information.Besides protecting your users, HTTPS also positively affects your rankings
TR Güvenlik sadece hassas bilgiler içerenler değil, her web sitesi için bugünlerde olmazsa olmazdır.Kullanıcıların korumasının yanı sıra, HTTPS sıralamalarınızı olumlu da etkiler
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
security | güvenlik |
sensitive | hassas |
information | bilgiler |
https | https |
rankings | sıralamalarını |
your rankings | sıralamalarınızı |
also | da |
users | kullanıcılar |
the | değil |
for | için |
EN However, be sure to check if you’re dealing with the actual car rental supplier or an agent
TR Ancak, gerçek araç kiralama tedarikçisiyle mi yoksa bir acenteyle mi iş yaptığınızı kontrol ettiğinizden emin olun
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
actual | gerçek |
rental | kiralama |
or | yoksa |
check | kontrol |
however | bir |
EN Reem Alabali-Radovan is the German government’s new integration commissioner. The issues she will be dealing with in her new office have accompanied her throughout her life.
TR Reem Alabali-Radovan, federal hükümetin yeni Entegrasyon Görevlisi. Resmi görevinin konuları ise aslında bütün yaşamı boyunca ona eşlik eden konular.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
new | yeni |
integration | entegrasyon |
issues | konular |
life | yaşam |
the | ise |
in | boyunca |
EN It is the first resolution to recognize the importance of women in resolving conflicts and dealing with their consequences
TR Bu karar, çatışmaları çözmede ve yol açtığı sorunların üstesinden gelmede kadınların önemini tanıyan ilk örnek oldu
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
of | ın |
women | kadınlar |
first | ilk |
and | ve |
EN Where did Covid-19 first appear in Germany? How is Germany dealing with the coronavirus? We answer questions that are frequently asked on Google.
TR Koronavirüs Almanya’da ilk nerede ortaya çıktı? Ve, ülke buna karşı nasıl bir yol izliyor? Google’a sık sorulan soruları yanıtlıyoruz.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
coronavirus | koronavirüs |
frequently | sık |
asked | sorulan |
where | nerede |
how | nasıl |
first | ilk |
EN How is Germany dealing with the coronavirus?
TR Almanya koronavirüse karşı nasıl bir yol izliyor?
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
germany | almanya |
how | nasıl |
with | karşı |
EN We want to raise awareness of the terrible consequences such comments can have and offer the victims ways of dealing with insults
TR Amacımız nefret söyleminin feci sonuçlarına dair bilinci arttırmak ve söylemin kurbanlarına bu aşağılayıcı yorumlarla nasıl baş edebileceklerini araçlar sunmak
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
offer | sunmak |
and | ve |
to | nasıl |
of | dair |
EN For dealing with authorities and bureaucracy (45%).
TR Resmi daireler ve makamlarla ilişkilerinde kullanmak için (%45).
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
and | ve |
for | için |
with | kullanmak |
EN Their aim was to support those seeking refuge, at first with basic essentials such as food and clothing, then with learning German and dealing with authorities.
TR Çabalarının amacı yardıma muhtaçlara yardım eli uzatmaktı; ilk olarak yiyecek ve giysi bağışlarıyla, kısa süre sonra da Almanca dersi ve resmi dairelere başvurular konusunda.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
support | yardım |
food | yiyecek |
first | ilk |
and | ve |
to | konusunda |
EN Whether you’re making milk for ambient or chilled distribution, fermented products or dairy powders, we thoroughly understand the complexities of dealing with this sensitive product
TR İster oda sıcaklığında süt dağıtımı veya soğuk zincir ister fermente ürünler veya süt ürünleri tozları için süt üretiyor olun, bu hassas ürünü işlemenin getirdiği zorlukları eksiksiz olarak biliyoruz
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
distribution | dağıtım |
sensitive | hassas |
this | bu |
milk | süt |
products | ürünler |
of | in |
product | ürünü |
or | veya |
EN Whether you’re making milk for ambient or chilled distribution, fermented products or dairy powders, we thoroughly understand the complexities of dealing with this sensitive product.
TR İster oda sıcaklığında süt dağıtımı veya soğuk zincir için ister fermente ürünler veya süt ürünleri tozları için süt üretiyor olun, bu hassas ürünü işlemenin getirdiği zorlukların son derece farkındayız.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
distribution | dağıtım |
sensitive | hassas |
this | bu |
milk | süt |
of | in |
products | ürünler |
product | ürünü |
or | veya |
EN Interpersonal Safety Committee: This committee works on guidelines and procedures for dealing with inappropriate behavior within ITAA, including actions or comments that are aggressive, sexual, or discriminatory in nature
TR Kişilerarası Güvenlik Komitesi: Bu komite, saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki eylemler veya yorumlar da dahil olmak üzere, ITAA içindeki uygunsuz davranışlarla başa çıkmak için kılavuzlar ve prosedürler üzerinde çalışır
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
safety | güvenlik |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranış |
itaa | itaa |
comments | yorumlar |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
works | çalışır |
and | ve |
this | bu |
or | veya |
in | da |
including | dahil |
on | üzerinde |
actions | eylemler |
for | için |
committee | komitesi |
EN CRM means that through this software, you'll be able to improve the way you're dealing with your customers through personalized interactions based on the information you have about each user.
TR CRM , bu yazılım aracılığıyla, her bir kullanıcı hakkında sahip olduğunuz bilgilere dayalı olarak kişiselleştirilmiş etkileşimler yoluyla müşterilerinizle olan ilişki şeklinizi iyileştirebileceğiniz anlamına gelir.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
crm | crm |
software | yazılım |
user | kullanıcı |
personalized | kişiselleştirilmiş |
with your customers | müşterilerinizle |
this | bu |
the information | bilgilere |
about | hakkında |
based | dayalı |
EN We are dealing all kind of supports for Atlassian products
TR Atlassian ürünleri için her türlü destek veriyoruz
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
supports | destek |
products | ürünleri |
for | için |
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
remote | uzaktan |
access | erişimi |
time | zaman |
of | yerine |
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
technology | teknolojisi |
instead | bunun yerine |
to | yerine |
and | ve |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN A single page can rank for hundreds of related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
simple | basit |
industry | sektör |
useful | yararlı |
features | özellikleri |
seo | seo |
instead | bunun yerine |
and | ve |
share | paylaş |
results | sonuçlarını |
a | birkaç |
some | bazı |
EN Instead of using a single server, cloud hosting utilizes a network of servers to create a more flexible and reliable hosting experience
TR Bulut barındırma, daha esnek ve güvenilir bir barındırma deneyimi oluşturmak için tek bir sunucu kullanmak yerine bir sunucu ağından yararlanır
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
cloud | bulut |
network | ağı |
flexible | esnek |
experience | deneyimi |
and | ve |
using | kullanmak |
hosting | barındırma |
server | sunucu |
of | in |
a | bir |
reliable | güvenilir |
to | için |
more | daha |
EN Instead of copy-pasting download .xlsx file in an easy format.
TR Kopyala yapıştırmak yerine .xlsx dosyasını kolay bir formatta indirin.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
download | indirin |
easy | kolay |
file | dosyasını |
of | bir |
EN You can spend the time you save capturing images instead of information.
TR Böylece bilgi toplama sürecinden kazandığınız zamanı harika fotoğraflar çekmeye ayırabilirsiniz.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
time | zaman |
the time | zamanı |
information | bilgi |
EN Long term, it’s easy to see how VR gamification could help usher in a new era of proactive instead of reactive design
TR Uzun vadede, VR oyunlaştırmasının reaktif tasarım yerine yeni bir proaktif çağda nasıl yardımcı olabileceğini görmek çok kolay
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
long | uzun |
easy | kolay |
proactive | proaktif |
design | tasarım |
in | da |
help | yardımcı |
new | yeni bir |
how | nasıl |
EN Who needs metal and rubber wipers when you can just have lasers instead?
TR Aracınızın içerisinde reklam alır mıydınız?
EN So instead of launching a regular non-Cross Turismo estate, is Porsche looking to launch a slightly taller version of the saloon?
TR Elektrikli Jeep Wrangler'a ait olabilir mi?
EN “This time, I went with a high quality replacement from iFixit instead of some crap off eBay.”
TR “Bu sefer, eBay'den saçma sapan şeyler almak yerine iFixit'ten yüksek kaliteli bir yedek parça tercih ettim.”
{Totalresult} ਅਨੁਵਾਦਾਂ ਵਿੱਚੋਂ 50 ਦਿਖਾ ਰਿਹਾ ਹੈ