TR Şiddetin pek çok boyutu ve gündelik hayata sızan pek çok formu var. Cinsel şiddet bu formlardan…
Vertaal "daha pek çok" naar Engels
Toont 50 van 50 vertalingen van de zin "daha pek çok" van Turks naar Engels
Vertalingen van daha pek çok
"daha pek çok" in Turks kan worden vertaald in de volgende Engels woorden/zinnen:
Vertaling van Turks naar Engels van daha pek çok
Turks
Engels
EN Turkey does not actualize regulations that arrange access to handicapped people to public buildings…
| Turks | Engels |
|---|---|
| çok | to |
TR Şiddetin pek çok boyutu ve gündelik hayata sızan pek çok formu var. Cinsel şiddet bu formlardan…
EN Turkey does not actualize regulations that arrange access to handicapped people to public buildings…
| Turks | Engels |
|---|---|
| çok | to |
TR Almanya’ya sığınan pek çok genç öğrenimlerini ya da profesyonel yaşamlarını yarıda bırakmak zorunda kalmış. Alman üniversiteleri pek çok mülteciye akademik eğitim için yeni bir başlangıç fırsatı sunuyor.
EN Many young people who come to Germany as refugees were still at university or building a career back home. German universities are helping them to restart their academic lives.
| Turks | Engels |
|---|---|
| akademik | academic |
TR Almanya çok yönlülüğüyle öne çıkan yaşanacak bir ülke. Merak uyandıran kentleri ve Kuzey Denizi’nden Alpler’e çok farklı özellikteki doğasıyla pek çok ziyaretçiyi büyülüyor.
EN Germany is a highly diverse country in which it is pleasant to live. Exciting cities and a variety of countryside as different as the North Sea coast and the Alps never cease to fascinate its many visitors.
| Turks | Engels |
|---|---|
| almanya | germany |
| ülke | country |
| kuzey | north |
TR Kurumsal desen, bir web sitesi arka planı, paketleme, giyim, iç mekan tasarımı, antetli kağıtlar ve daha pek çok şey dahil olmak üzere çok çeşitli yüzeyi geliştirebilir.
EN Corporate pattern can enhance a variety of media, including a website background, packaging, clothing, interior design, letterheads, and many more.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kurumsal | corporate |
| desen | pattern |
| paketleme | packaging |
| giyim | clothing |
| tasarımı | design |
| olmak | can |
TR Pek çok insan, başka türlü iyi bir yazılım olan Windows'un kendilerinden çok fazla hakkı aldığını ve kullanmaya değmediğini düşünmektedir. macOS de bundan daha iyi değildir.
EN Many people find that Windows, an otherwise decent piece of software, withdraws so many rights from them, that it is not worth them using it. macOS is not much better, either.
| Turks | Engels |
|---|---|
| insan | people |
| başka | otherwise |
| yazılım | software |
| olan | is |
| windows | windows |
| hakkı | rights |
| kullanmaya | using |
| macos | macos |
TR Kurumsal desen, bir web sitesi arka planı, paketleme, giyim, iç mekan tasarımı, antetli kağıtlar ve daha pek çok şey dahil olmak üzere çok çeşitli yüzeyi geliştirebilir.
EN Corporate pattern can enhance a variety of media, including a website background, packaging, clothing, interior design, letterheads, and many more.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kurumsal | corporate |
| desen | pattern |
| paketleme | packaging |
| giyim | clothing |
| tasarımı | design |
| olmak | can |
TR Bu durumun pek çok şirket için maliyeti çok yüksek olduğundan, DLP pasif bir takip aracına indirgeniyor. Kelimenin tam anlamıyla, ihlallerin maliyeti, aşırı agresif güvenlikten daha az zararlı görülüyor!
EN For many, the cost to business is so high that DLP is left as a passive monitoring tool; the cost of a breach is literally seen as less damaging than overly aggressive security!
| Turks | Engels |
|---|---|
| şirket | business |
| maliyeti | cost |
| yüksek | high |
| takip | monitoring |
TR Almanya yeniden birleşmenin ardından Avrupa’da daha çok sorumluluk almak için özel bir talepte bulunmadı. Fakat pek çok sebepten ötürü bu sorumluluklar Almanya’ya düşüyor.
EN Germany did not seek greater responsibility in Europe after reunification. Nevertheless, for various reasons that has been the country’s lot.
| Turks | Engels |
|---|---|
| sorumluluk | responsibility |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Desteğiniz, daha güçlü ve daha kullanışlı bir platform oluşturmamıza yardımcı oluyor.Pek çok ilginç özellik yakında kullanıma sunulacak!
EN Your support helps us build a stronger and convenient platform.A lot of interesting features are coming soon!
| Turks | Engels |
|---|---|
| kullanışlı | convenient |
| ilginç | interesting |
| özellik | features |
| yakında | soon |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
| Turks | Engels |
|---|---|
| kez | times |
| erhan | erhan |
| gelecek | future |
TR Ayrıca PricewaterhouseCoopers’in anketine göre pek çok insan kişisel olarak da eskisine göre daha az seyahat etmeyi düşünebiliyor: Ankete katılanların yüzde 44’ü bundan sonra tatile daha az gitmeyi düşünüyor
EN Lots of people can also imagine travelling less often privately, as a PricewaterhouseCoopers study discovered: 44% of respondents wanted to travel on vacation less frequently
| Turks | Engels |
|---|---|
| insan | people |
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
| Turks | Engels |
|---|---|
| türkiye | turkey |
| avrupa | europe |
| batı | west |
| sınır | border |
TR Pek çok özel günün sanılanın aksine çok da köklü bir tarihe sahip olmadığını söyleyebiliriz
EN Contrary to popular belief, many special days do not have a long history
| Turks | Engels |
|---|---|
| özel | special |
| olmadığını | not |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
| Turks | Engels |
|---|---|
| özellikle | especially |
| adana | adana |
| yaklaşım | approach |
| bana | me |
| zor | hard |
| bazen | sometimes |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
| Turks | Engels |
|---|---|
| özellikle | especially |
| adana | adana |
| yaklaşım | approach |
| bana | me |
| zor | hard |
| bazen | sometimes |
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
| Turks | Engels |
|---|---|
| türkiye | turkey |
| avrupa | europe |
| batı | west |
| sınır | border |
TR Soundiiz, sunduğu pek çok fonksiyonu ve sahip olduğu çok yönlü topluluğu sayesinde müzik profesyonelleri için de bir çözüm haline gelmiştir
EN Soundiiz is then also a solution for the music professionals thanks to its many functionalities and its multifaceted community
| Turks | Engels |
|---|---|
| soundiiz | soundiiz |
| müzik | music |
| profesyonelleri | professionals |
| çözüm | solution |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
| Turks | Engels |
|---|---|
| özellikle | especially |
| adana | adana |
| yaklaşım | approach |
| bana | me |
| zor | hard |
| bazen | sometimes |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
| Turks | Engels |
|---|---|
| özellikle | especially |
| adana | adana |
| yaklaşım | approach |
| bana | me |
| zor | hard |
| bazen | sometimes |
TR Berlin uzun zamandır tüm dünyadan çok sayıda insanı cezbene uluslararası bir metropol olarak tanınıyor. Bunu haklı kılan pek çok sebep var:
EN For decades, Berlin has enjoyed the reputation of an international metropolis that attracts people from all over the world. And there are many good reasons for this.
| Turks | Engels |
|---|---|
| berlin | berlin |
| insan | people |
TR Almanya’nın doğusunda yer alan üniversitenin dünyanın çok farklı yerlerinden partnerleri var: Arjantin’den Avustralya’ya, Kanada’dan Çin’e pek çok ülke sayılabilir.
EN The university in eastern Germany has partner universities all over the world: in Argentina and Australia, as well as in Canada and China.
| Turks | Engels |
|---|---|
| almanya | germany |
| dünyanın | world |
| avustralya | australia |
| kanada | canada |
TR Bacharach Orta Ren vadisinde çok güzel bir konumda, pek çok yükseltileriyle bir kültür coğrafyası. Bir şarap tadımına veya Ren Nehrinde gezi teknesiyle ünlü Loreley Kayalığına da uğrayan bir tura ne dersiniz?
EN Bacharach is a beautifully situated town in the cultural landscape of the Middle Rhine Valley with its many castles. How about some wine tasting and a boat tour on the Rhine past the famous Loreley Rock?
| Turks | Engels |
|---|---|
| orta | middle |
| kültür | cultural |
| şarap | wine |
| ünlü | famous |
TR Haber ajansı dpa’nın bir soruşturmasına göre pek çok çalışan iş seyahatleri yerine sanal toplantıları şimdilerde artık gayet doğal görüyor ve çok sayıda firma pandemi sonrasında da iş seyahatlerini azaltmak istiyor
EN According to a survey by the dpa news agency, many employees now find it perfectly natural to participate in virtual meetings rather than business trips, and numerous companies also want to reduce the amount of business travel after the pandemic
| Turks | Engels |
|---|---|
| haber | news |
| dpa | dpa |
| çalışan | employees |
| sanal | virtual |
| artık | now |
| doğal | natural |
| firma | companies |
| pandemi | pandemic |
| istiyor | want |
TR Ekipte kimler yer alıyor? Ekibimiz pek çok farklı yönden çok farklı kişilerden oluşuyor
EN Who works on your team? We are very diverse many ways
| Turks | Engels |
|---|---|
| yer | on |
TR Çocukların pek çok şeyin yanı sıra “umut uzmanları” da olduğuna inanan sanatçı, karar vericilerin çocuklardan gelen tavsiyelere kulak veriyor olmalarının bu nedenle çok önemli olabileceği görüşünde
EN “It would be enormously significant if decision-makers followed the children’s advice,” says Eliasson – not least because children are “experts on hope”
| Turks | Engels |
|---|---|
| umut | hope |
| karar | decision |
| önemli | significant |
TR Hızlı İşlem Süresi Büyük bloklar sayesinde Bitcoin Cash ağı, orijinal Bitcoin kök uygulamasına kıyasla görece daha kısa bir zaman diliminde pek çok işlem doğrulayabilir.
EN Fast Transaction Time With large blocks, the Bitcoin Cash network can afford to validate many transactions in a relatively short period of time compared to the original Bitcoin core implementation.
| Turks | Engels |
|---|---|
| hızlı | fast |
| büyük | large |
| bloklar | blocks |
| bitcoin | bitcoin |
| cash | cash |
| ağı | network |
| orijinal | original |
| kısa | short |
TR Almanya’daki “mükemmeliyet üniversiteleri”ne dair başlıca olguları ve neden daha pek çok Alman üniversitesinin de fevkalade olduğunu açıklıyoruz.
EN The most important facts about Germany’s Universities of Excellence – and why other universities are also outstanding.
| Turks | Engels |
|---|---|
| dair | about |
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların,... Daha fazla
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women,... Read more
| Turks | Engels |
|---|---|
| hakları | rights |
| ın | of |
| insan | people |
TR Web içeriğinizi bu şablonla oluşturun ve mobil uygulamanızı, sosyal medya hesaplarınızı, iş sunumunuzu, online pazarlama kampanyalarınız ve daha pek çok farklı dijital kampanyanızı tanıtın
EN Create your web content with this template and promote your mobile app, social media, business presentation, online marketing, and a lot more digital campaigns
| Turks | Engels |
|---|---|
| bu | this |
| oluşturun | create |
| ve | and |
| mobil | mobile |
TR Tinkercad hobi amaçlı kullanıcılar, öğretmenler ve her yaştan öğrenciler için ücretsiz, web tabanlı bir CAD aracıdır. Ev dekorları, oyuncaklar, Minecraft modelleri ve daha pek çok şey tasarlayın.
EN Tinkercad is a free web-based CAD tool for hobbyists, teachers, and students of all ages. Make home decor, toys, Minecraft models, and more.
| Turks | Engels |
|---|---|
| ücretsiz | free |
| tabanlı | based |
| cad | cad |
| oyuncaklar | toys |
| minecraft | minecraft |
| modelleri | models |
| tasarlayın | make |
TR Almanya’daki “mükemmeliyet üniversiteleri”ne dair başlıca olguları ve neden daha pek çok Alman üniversitesinin de fevkalade olduğunu açıklıyoruz.
EN The most important facts about Germany’s Universities of Excellence – and why other universities are also outstanding.
| Turks | Engels |
|---|---|
| dair | about |
TR “Amiriniz sorumluluk değil görev verir.” Almanya’da ise pek çok işyerinde hiyerarşi daha zayıftır
EN "The boss delegates not responsibility but tasks." In Germany, most companies are organized less hierarchically
| Turks | Engels |
|---|---|
| sorumluluk | responsibility |
| değil | not |
| görev | tasks |
| almanya | germany |
TR Her Cumartesi kubbesi açılan rasathane ayın kraterlerle kaplı yüzeyine, Satürn’ün halkalarına ve uzaydaki daha pek çok objeye bakma olanağı sunuyor
EN On Saturday evenings the dome is opened and affords a view of the cratered landscape of the moon, the rings of Saturn and many other celestial phenomena
| Turks | Engels |
|---|---|
| ın | of |
TR Bu durum, şimdiye kadar nüfus düşüşünden muzdarip olan pek çok köy için iyi bir haber; pandemiyle birlikte, uzun vadede kırsal bölgeler yeniden daha çekici hale gelebilir.
EN This is good news for many villages that have previously suffered from depopulation – rural areas could become more attractive again as a result of the pandemic.
| Turks | Engels |
|---|---|
| iyi | good |
| haber | news |
| kırsal | rural |
| yeniden | again |
| çekici | attractive |
TR Veteriner olan babasıyla birlikte Rheinland bölgesinde pek çok çiftliği ziyaret etmiş, daha sonra kendisi de Münih’te veterinerlik öğrenimi görmüş ve nihayetinde Gießen’de mikrobiyoloji öğrenimine yönelmiş
EN He used to drive from farm to farm in the Rhineland with his father, who was a vet, and later studied veterinary medicine in Munich before focusing on microbiology in Giessen
| Turks | Engels |
|---|---|
| kendisi | the |
| münih | munich |
| ve | and |
TR Pek çok bölgede daha bugünden su kıtlığıyla mücadele ediliyor.
EN Many regions are already struggling with water shortages.
| Turks | Engels |
|---|---|
| su | water |
TR Şu anda pek çok göçmen endişeli ve korona krizi bu endişelerin daha da büyümesine neden oldu
EN At the moment many migrants are worried, and the Covid-19 crisis is increasing their worries
| Turks | Engels |
|---|---|
| korona | covid-19 |
| krizi | crisis |
TR “Biz bu maraton yarışına çok daha gerilerden başladık, ama finişe aynı zamanda vardık.” Gençlerin pek çoğu meslek yüksek okuluna hatta üniversiteye gitme hakkını elde etmiş
EN “We started out on this marathon from much further behind, but still arrived at the finishing line at the same time.” Many of the young people have a vocational qualification; some of them even have Abitur
| Turks | Engels |
|---|---|
| bu | this |
| başladık | we started |
| zamanda | time |
| ın | of |
TR Yapay zeka günlük yaşama, iş dünyasına, resmi kurumlara, tıp dünyasına ve daha pek çok alana girmiş durumda
EN AI is embedded in everyday life, business, government, medicine and more
| Turks | Engels |
|---|---|
| günlük | everyday |
| tıp | medicine |
| ve | and |
TR IBM'de biz, yapay zekanın hepimizi işlerimizde daha iyi hale getirmesi ve yapay zeka çağının sağladığı avantajların sadece seçkin bir azınlığa değil, pek çok kişiye dokunması gerektiğine inanıyoruz.
EN At IBM, we believe AI should make all of us better at our jobs, and that the benefits of the AI era should touch the many, not just the elite few.
| Turks | Engels |
|---|---|
| ibm | ibm |
| değil | not |
| inanıyoruz | we believe |
TR AutoCAD mimari taslaklarda, inşaat taslaklarında, mekanik taslaklarda, elektrik taslaklarında, elektronikte, havacılık taslaklarında ve daha pek çok alanda kullanılır.
EN AutoCAD is used in architectural drafting, civil drafting, mechanical drafting, electrical drafting, electronics, aeronautical drafting and more.
| Turks | Engels |
|---|---|
| autocad | autocad |
| mimari | architectural |
| mekanik | mechanical |
| elektrik | electrical |
| havacılık | aeronautical |
| kullanılır | used |
TR Genel yükleniciler ve proje yöneticileri tarafından mimarlık, mühendislik, inşaat, mekanik, elektrik, tesisat ve daha pek çok sektörde neredeyse hiç CAD deneyimine gerek duymaksızın kullanılabilir.
EN It can be used by general contractors and project managers with little to no experience with CAD across a wide range of industries, including architecture, engineering and construction, mechanical, electrical, plumbing and more.
| Turks | Engels |
|---|---|
| genel | general |
| yöneticileri | managers |
| mekanik | mechanical |
| elektrik | electrical |
| hiç | no |
| deneyimine | experience |
Toont 50 van 50 vertalingen
Vergelijkbare vertalingen
pek çok diger pek çok pek çok kurulus pek çok zorlukla pek çok sey pek çok veri pek çok eser pek çok ülkede pek çok farklı pek çok alman pek çok araştırmacı yana pek çok pek çok kişiye yılda pek çok kadar pek çok dek pek çok pek çok soru pek çok yapay pek çok otobüs pek çok enstitü pek çok ziyaretçiyi çocukların pek çok pek çok alanda da pek çok pek çok insan pek çok konuda üstlendiğimiz pek çok pek çok blockchain pek çok irili şiddetin pek çok dünyanın pek çok pek çok taze pek çok inisiyatife pek çok hizmet pek çok açıdan pek çok plazma pek çok sektörde gibi pek çok banner pek çok pek çok öğretim pek çok ülke habercilere pek çok pek çok kent pek çok gezi arılar pek çok pek çok tüketim pek çok yolu sığınan pek çok pek çok model pek çok eaton
Arabisch
Chinese
Duitse
Engels
Frans
Indonesisch
Italiaans
Japans
Koreaans
Nederlands
Pools
Portugees
Russisch
Spaans
Thais
Vietnamees
Zweeds