TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Kuvvet Enstitü Inek öğrenci Bilim teknolojisi Gelişme Hat Yuvarlak Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Insan Adam Daire Siluet Dişli Baş Gri Sarı
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Kuvvet Enstitü Inek öğrenci Bilim teknolojisi Gelişme Hat Yuvarlak Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Insan Adam Daire Siluet Dişli Baş Gri Sarı
EN Learning, education Coaching Strength Institute Nerd Science technology Development Line Round Idea Thinking Think Mind Brain Human Man Circle Silhouette Gear Head Gray Yellow
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
hat | line |
yuvarlak | round |
fikir | idea |
zihin | mind |
insan | human |
adam | man |
daire | circle |
baş | head |
gri | gray |
sarı | yellow |
TR Antrenörlük Öğrenme, eğitim Gelişme Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Koç Beyaz Kırmızı Hedef
EN Coaching Learning, education Development Idea Thinking Think Mind Brain Coach White Red Target
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
fikir | idea |
zihin | mind |
beyaz | white |
kırmızı | red |
hedef | target |
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Makine mühendisliği Matematik Bilim teknolojisi Gelişme Düşünmek Zeka Fikir Düşünme Illüstrasyon Koç Siyah ve beyaz Zihin Gri Dişli Beyin
EN Learning, education Coaching Mechanical engineering Math Science technology Development Think Intelligence Idea Thinking Illustration Coach Black and white Mind Gray Gear Brain
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
makine | mechanical |
zeka | intelligence |
fikir | idea |
illüstrasyon | illustration |
ve | and |
zihin | mind |
gri | gray |
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Inek öğrenci Kuvvet Kontrol Model Bildiri Bilgi Yayımcı Gelişme Düşünme Düşünmek Zeka Psikoloji Zihin Fikir Beyaz Hat Ok Insan Koç Adam Siluet Mavi Baş
EN Learning, education Coaching Nerd Strength Check Model Report Knowledge Publisher Development Thinking Think Intelligence Psychology Mind Idea White Line Arrow Human Coach Man Silhouette Blue Head
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kontrol | check |
model | model |
bilgi | knowledge |
zeka | intelligence |
zihin | mind |
fikir | idea |
hat | line |
ok | arrow |
insan | human |
adam | man |
baş | head |
TR Dağıtım hakkında düşünmek de önemlidir ve Live chat , bir bilgi tabanıyla birleştirmek için mükemmel bir araçtır
EN It's also important to think about distribution and Live chat is the perfect tool to combine with a knowledge base
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
dağıtım | distribution |
de | also |
live | live |
chat | chat |
bilgi | knowledge |
mükemmel | perfect |
TR Sunucusuz bilişim, sunucuları düşünmek zorunda kalmadan uygulamalar ve hizmetler oluşturup çalıştırmanızı sağlar
EN Serverless computing allows you to build and run applications and services without thinking about servers
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
sunucusuz | serverless |
sunucuları | servers |
kalmadan | without |
ve | and |
sağlar | allows |
TR Sunucuları düşünmek zorunda kalmadan kod çalıştırın. Yalnızca kullandığınız işlem süresi için ödeme yapın
EN Run code without thinking about servers. Pay only for the compute time you consume
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
sunucuları | servers |
kalmadan | without |
kod | code |
çalıştırın | run |
süresi | time |
ödeme | pay |
TR Sunucusuz bilişim, sunucuları düşünmek zorunda kalmadan uygulamalar ve hizmetler oluşturup çalıştırmanızı sağlar
EN Serverless computing allows you to build and run applications and services without thinking about servers
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
sunucusuz | serverless |
sunucuları | servers |
kalmadan | without |
ve | and |
sağlar | allows |
TR Çevre ile sağlığı birlikte düşünmek
EN Thinking environment and health together
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
sağlığı | health |
TR Sayın Langhoff, pandemi sizin hayatınızda nasıl bir değişikliğe yol açtı? Biz krizi saflık göstermeksizin, şimdiye kadarki konseptlerimiz üzerinde tekrar düşünmek için aynı zamanda bir fırsat olarak da gördük
EN Ms Langhoff, how has your life changed because of the pandemic? Without being naïve about it, we also saw the crisis as an opportunity to rethink our existing ideas
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
pandemi | pandemic |
sizin | your |
krizi | crisis |
fırsat | opportunity |
da | also |
hayatı | life |
TR Müşterilerimizi ve elemanlarımızı tehlikeye atmadan evlere servis ve paket hizmetini nasıl kuracağımızı düşünmek zorundaydık
EN We had to put together a screen for distancing, implement the mask rules, and create a sanitary station
TR Edge uygulamalarının çeşitliliği biraz kafa karışıklığı yaratabilir, bu nedenle kullanım durumlarına geçmeden önce bunları kullanım tipleri açısından düşünmek faydalı olabilir
EN The diversity of edge applications can create some confusion, so it can be useful to think of them first in terms of archetypes before drilling down into the use cases
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
edge | edge |
çeşitliliği | diversity |
nedenle | so |
kullanım | use |
açısından | in terms of |
faydalı | useful |
olabilir | can |
ın | of |
TR Dağıtım hakkında düşünmek de önemlidir ve Live chat , bir bilgi tabanıyla birleştirmek için mükemmel bir araçtır
EN It's also important to think about distribution and Live chat is the perfect tool to combine with a knowledge base
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Hemşirelik Eğitiminde Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Kullanımı: İki Farklı Tekniğin Karşılaştırılması
EN An Innovative Method Could be Used in Childbirth Education: Hybrid Simulation
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
altı | in |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR Seçkin bir kütüphane, sessiz düşünme anları ve geniş bir oturma odası ve büyük şömine, kayak sonrası suare için hazır beklemektedir
EN A curated library awaits a moment of reflection, while the spacious living room and grand fireplace set the stage for an après-ski soirée
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
kütüphane | library |
anları | moment |
odası | room |
kayak | ski |
hazır | set |
TR “Diyalog Okulu” öğrencilere demokratik düşünme ve bu ilke doğrultusunda hareket etme becerisi geliştirmelerinde destek oluyor
EN The programme “Dialog macht Schule" (Dialogue Catches On) helps schoolchildren to develop democratic thinking and action
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
diyalog | dialogue |
demokratik | democratic |
ve | and |
destek | helps |
TR "Düşünebilen bir makine" fikri Eski Yunanlılara kadar uzansa da, popülerliği son yıllarda azalıp artan nöral ağlar çerçevesinde, düşünme devrimine önayak olan önemli olaylara odaklanacağız:
EN While the idea of “a machine that thinks” can be traced to the Ancient Greeks, we’ll focus on the key events that led to the evolution of thinking around neural networks, which has ebbed and flowed in popularity over the years:
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
makine | machine |
fikri | idea |
eski | ancient |
ağlar | networks |
önemli | key |
TR COVID-19 salgını, dünya çapında gıda tedarik zincirleri üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı yarattı ve beklenmedik herhangi bir talebin karşılanması, etraflıca düşünme kabiliyetlerine gerçekten meydan okudu
EN A dairy company in China created brand loyalty with a scan and win promotion using our Consumer Engagement Solutions and Tetra Pak® Connected Package Platform.
TR Tüketicilerin artan çevre ve sağlık endişelerini ele almak bir zorunluluktur ve bu; bilgi, uzmanlık ve alışılmışın dışında düşünme gerektirir
EN Addressing the growing environmental and health concerns of consumers is a must – and that requires knowledge, expertise and out-the-box thinking
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
artan | growing |
çevre | environmental |
sağlık | health |
bilgi | knowledge |
uzmanlık | expertise |
dışında | out |
gerektirir | requires |
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Webinarı vesile ederek birlikte sürdürmeye çalışacağımız, 'akıl yoran zihin'in ezeli ve ebedi derdi olan 'anlama serüvenine' cümbür cemaat atılacağız.
EN We will embark on the "adventure of understanding", which is the eternal and eternal problem of the "mind-tiring mind", which we will try to maintain together by using the webinar.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
zihin | mind |
olan | is |
TR Yeni şeyler deneyin.Zihin, vücut ve ruh sağlığının en büyük önceliğiniz olduğu alternatif seyahatleri kucaklayın
EN Try new things.Embrace an alternative way of travelling where wellbeing of the mind, body and soul are your top priority
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
yeni | new |
şeyler | things |
deneyin | try |
zihin | mind |
vücut | body |
ve | and |
alternatif | alternative |
ın | of |
en büyük | top |
TR Tasarımda Zindelik, Vitality Oda, toplantılarda Zindelik ve zihin için Zindelik yaklaşımlarımız hakkında daha fazla okuyun.
EN Read more about our Vitality in design, Vitality Room, Vitality in meetings, and Vitality for the mind.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
oda | room |
zihin | mind |
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Türkiye ülkesinde Zihin ve Vücut Sağlığı grupları | Meetup
EN Mind Body Wellness groups in Australia | Meetup
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
ülkesinde | in |
zihin | mind |
vücut | body |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Zihin ve Vücut Sağlığı Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Mind Body Wellness Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
zihin | mind |
ve | and |
vücut | body |
olup | up |
öğrenin | find out |
başlayın | start |
grupları | groups |
TR Türkiye ülkesinde Zihin Bilimi grupları | Meetup
EN Science of Mind groups in Australia | Meetup
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
ülkesinde | in |
zihin | mind |
bilimi | science |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Zihin Bilimi Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Science of Mind Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
Orang Turki | Bahasa Inggeris |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
zihin | mind |
bilimi | science |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
ın | of |
grupları | groups |
TR Şimdi hangi konu üzerinde çalışıyor? İki zihin arasında köprü oluşturup (şimdilik fareler ve maymunlarla) beyinden beyine mesaj gönderme
EN What’s he working on now? Building ways for two minds (rats and monkeys, for now) to send messages brain to brain
Menunjukkan 41 daripada 41 terjemahan