TR Android’de, kötü amaçlı uygulamalardan ve hatta Google Play Store’dan indirilen uygulamalardan zararlı yazılım bulaşması ihtimali vardır.
"iyi uygulamalardan" di Tirkî de dikare bi van Îngilîzî peyv/hevokên jêrîn were wergerandin:
TR Android’de, kötü amaçlı uygulamalardan ve hatta Google Play Store’dan indirilen uygulamalardan zararlı yazılım bulaşması ihtimali vardır.
EN On Android it is possible to get malware from malicious apps - and even from apps from the Google Play Store.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
android | android |
play | play |
store | store |
vardır | is |
TR Android’de, kötü amaçlı uygulamalardan ve hatta Google Play Store’dan indirilen uygulamalardan zararlı yazılım bulaşması ihtimali vardır.
EN On Android it is possible to get malware from malicious apps - and even from apps from the Google Play Store.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
android | android |
play | play |
store | store |
vardır | is |
TR Sivil alanın nasıl korunacağını en iyi uygulamalardan, sivil alanın izlenmesi için mevcut metodolojilerin (bazı unsurlarınının) neler olduğunu ve sivil alanı iyileştirmek için savunuculuk araçlarının neler olabileceğini öğrenmek.
EN To learn from best practices how to protect civic space, what are the available methodologies for monitoring (some of the elements of) civic space, and what can be the tools for advocacy for improving the civic space.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
bazı | some |
alanı | space |
iyileştirmek | improving |
savunuculuk | advocacy |
TR En iyi uygulamalardan, topluluk kaynaklarından ve duyarlı müşteri hizmetlerinden yararlanın – sizin için buradayız.
EN Tap into best practices, community resources, and responsive customer service– we’re here for you.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
topluluk | community |
duyarlı | responsive |
müşteri | customer |
kaynakları | resources |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR OLED Akıllı Ekran doğrudan oyunlardan ve uygulamalardan bilgi sağlar.
EN OLED Smart Display delivers information straight from games and apps
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
oled | oled |
akıllı | smart |
ekran | display |
doğrudan | straight |
ve | and |
bilgi | information |
sağlar | delivers |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Yetkilendirilmiş olsun veya olmasın, Müşteri?nin Kurumsal Hesaplarındaki tüm uygulamalardan Mobiroller değil, Müşteri sorumludur (Mobirollers?ın doğrudan sorumlu olduğu müşterinin talimatları dışında gerçekleştirilenler hariç)
EN With authorization or not, Customer and not Mobiroller is responsible for all applications within the Customer’s Corporate Accounts (except for those that are carried out outside the customer’s instructions that MobiRollers is directly responsible)
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
veya | or |
müşteri | customer |
kurumsal | corporate |
değil | not |
doğrudan | directly |
talimatları | instructions |
TR Uzaktan çalışanları uygulamalara güvenli bir şekilde bağlarken iş harici trafiği filtreleme ve gerek bireysel gerekse bulut tabanlı uygulamalardan erişilen verilerin güvenliğini sağlama
EN Securely connect remote workers to apps and filter out non-work traffic while ensuring data accessed from both private and cloud-based apps are safe
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
uzaktan | remote |
şekilde | while |
trafiği | traffic |
bulut | cloud |
tabanlı | based |
verilerin | data |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Diğer web siteleri veya uygulamalardan farklı olarak OneClickDrive.com ücretsiz bir hizmettir
EN Unlike other websites or apps, OneClickDrive.com is a free-of-charge service
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
veya | or |
ücretsiz | free |
TR İlk kez kreatif uygulamalardan birini tek başına indirdiğinizde masaüstünüz için Creative Cloud uygulaması da otomatik olarak indirilir
EN The first time you download any individual creative apps, you automatically download Creative Cloud for your desktop
TR Zebra’dan istemeniz yeter: en iyi Android temelli teknoloji, en iyi hizmet, en iyi destek, en iyi çözümler. Sorunuzun cevabını burada bulamazsanız, sorunuzla ilgilenebilmemiz için bizimle iletişime geçin.
EN Ask Zebra, and you shall receive: the best Android-based technology, the best service, the best support, the best solutions. And if you don't see an answer to your question here, contact us and we'll get right on it.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
zebra | zebra |
android | android |
temelli | based |
teknoloji | technology |
burada | here |
iletişime | contact |
TR Zebra’dan istemeniz yeter: en iyi Android temelli teknoloji, en iyi hizmet, en iyi destek, en iyi çözümler. Sorunuzun cevabını burada bulamazsanız, sorunuzla ilgilenebilmemiz için bizimle iletişime geçin.
EN Ask Zebra, and you shall receive: the best Android-based technology, the best service, the best support, the best solutions. And if you don't see an answer to your question here, contact us and we'll get right on it.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
zebra | zebra |
android | android |
temelli | based |
teknoloji | technology |
burada | here |
iletişime | contact |
TR En iyi çalışma atmosferi nerede, en iyi gelişme imkanlarını kim sunuyor, çalışanlar aile ile iş hayatını nerede daha iyi bağdaştırabiliyor? İki büyük değerlendirme platformu her yıl Almanya’nın en iyi işverenlerini arıyor
EN Where is the best working atmosphere, who offers the best opportunities for development, where can employees best reconcile work and family life? Every year two major rating platforms seek out Germany’s best employers
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
nerede | where |
gelişme | development |
sunuyor | offers |
çalışanlar | employees |
aile | family |
büyük | major |
yıl | year |
almanya | germany |
hayatı | life |
TR En son bakım standartlarına dayalı olarak olası en iyi kararları verip, en iyi teşhisleri koyup, en iyi tedavi planlarını sağlayarak tutarlı bir hasta deneyimi sağlayabilirler.
EN Based on the latest standards of care they will make the best possible decisions, diagnoses and treatment plans, helping to create a consistent patient experience.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
bakım | care |
olası | possible |
kararları | decisions |
tedavi | treatment |
tutarlı | consistent |
hasta | patient |
deneyimi | experience |
standartları | standards |
TR Ne kadar iyi ve ayrıntılı veri işlerseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız ve kaynağınızı o kadar iyi geliştirebilirsiniz.
EN The better and more detailed data you process, the better results you will get, and the better you can improve your resource.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
ayrıntılı | detailed |
veri | data |
sonuçlar | results |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR 3 CSS web sitesi şablonu, web tasarımı iş sayfası web sitesi html şablonuyla daha iyi projeler sağlar ve en iyi yeni yazarları tek sayfalık şablon metninden oluşan iyi organize edilmiş katman grupları oluşturmaya teşvik eder
EN 3 CSS website templates provide better projects with web design business page website html template and encourage top new authors to form well organized layers groups of one-page template text
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
css | css |
html | html |
projeler | projects |
sağlar | provide |
ve | and |
yeni | new |
organize | organized |
grupları | groups |
teşvik | encourage |
TR Ekibimiz, 10 yılı aşkın süredir, müşterilerimizin daha iyi iş verimliliği ve dolayısıyla daha iyi sonuçlar elde etmesini sağlayan mümkün olan en iyi hizmeti sunmayı başarmıştır.
EN For 10+ years, our team has been able to provide the best possible service that allowed our clients to achieve better work efficiency, and, consequently, better results.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
ekibimiz | our team |
verimliliği | efficiency |
ve | and |
sonuçlar | results |
elde | achieve |
sağlayan | provide |
hizmeti | service |
TR İyi yönetişimi iyi işle bir tutarız. Sürdürülebilir bir iş kurmak, İYİ OLANI KORUR™ marka vaadimizi yerine getirmek ve itibarımızı korumak açısından son derece önemlidir.
EN We equate good governance with good business. It is essential to building a sustainable business, delivering on our brand promise – PROTECTS WHAT’S GOOD™ – and safeguarding our reputation.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
iyi | good |
sürdürülebilir | sustainable |
korur | protects |
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
pazarlama | marketing |
ihtiyaçları | needs |
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
kararlar | decisions |
tasarruf | saving |
bilgiler | information |
TR Daha İyi Hasta Bakımı İçin Daha İyi Bilgi İpuçları
EN Better Information Leads to Better Patient Care
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
hasta | patient |
bakımı | care |
bilgi | information |
TR Mümkün olan en iyi internet deneyimini sunmak için en yeni ve en iyi teknolojileri kullanıyoruz.Lütfen tarayıcı ayarlarından JavaScript'i etkin hale getir.
EN We use the latest and greatest technology available to provide the best possible web experience.Please enable JavaScript in your browser settings to continue.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
mümkün | possible |
internet | web |
deneyimini | experience |
teknolojileri | technology |
tarayıcı | browser |
javascript | javascript |
TR Rakiplerinizden en iyi şekilde yararlanın: onların alan adlarını sizinkiyle karşılaştırın ve ulaşmak için en iyi backlink fırsatlarını belirleyin.
EN Get the most out of your competitors: compare their domains to yours and pinpoint the best backlink opportunities to reach out to.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
karşılaştırın | compare |
backlink | backlink |
TR Gelişmiş bir kullanıcı musunuz? Kontrol edin bizim OpenPGP şifreleme en iyi uygulamaları ve dijital imza en iyi uygulamaları daha fazla güvence ve tüm kripto kullanımı yararlanarak yardımcı olmak için.
EN Are you an advanced user? Check our OpenPGP encryption best practices and digital signature best practices to further help you in securing and leveraging your crypto use on the whole.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
gelişmiş | advanced |
şifreleme | encryption |
imza | signature |
tüm | whole |
kripto | crypto |
TR Rakiplerinizin dönüşüm hunilerini ve en iyi performans gösteren sayfalarının geniş kapsamlı analizini alın. En iyi performans gösteren pazar kanallarını keşfedin ve kendi stratejiniz ile kıyaslayın.
EN Receive an in-depth analysis of your competitor's top-performing pages and conversion funnels. Discover their best performing marketing channels and benchmark against your own strategy.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
dönüşüm | conversion |
performans | performing |
analizini | analysis |
alın | receive |
pazar | marketing |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
maliyeti | costs |
çelik | steel |
koruma | protection |
sunan | offering |
yenilikçi | innovative |
TR Bu iki albümle, toplamda iki Grammy kazanmıştır - "En iyi kadın pop vokal performansı" (Since you've been gone) ve "En iyi pop albümü" (Breakaway)
EN Her debut album, Thankful, was released in 2003 and debuted at #1 on the Billboard 200 with almost 300,000 copies sold in its first week, now certified double platinum with over 4.5 million copies sold
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
ve | and |
TR Kurtarma oranı most bir Word kurtarma ürününün önemli kriteri. Kapsamlı testlerimize dayanarak, DataNumen Word Repair en iyi iyileşme oranına sahiptir, piyasadaki diğer rakiplerden çok daha iyi!
EN Recovery rate is the most important criterion of a Word recovery product. Based on our comprehensive tests, DataNumen Word Repair has the best recovery rate, much more better than any other competitors in the market!
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
kurtarma | recovery |
oranı | rate |
word | word |
kapsamlı | comprehensive |
dayanarak | based on |
datanumen | datanumen |
repair | repair |
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
çalışanlar | employees |
tutkulu | passionate |
fark | difference |
yer | place |
yardım | helping |
insanları | people |
TR İzleyiciler en iyi anlarınıza hızla göz atsın․ Eğlenceli ve göz alıcı slayt gösterilerine dönüştürerek, bu anların akılda daha iyi kalmasını sağlayın
EN Combine your best memories into fun and vivid slideshows to make them even more memorable
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
eğlenceli | fun |
ve | and |
slayt | slideshows |
TR ilk izlenim için sadece tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
izlenim | impression |
şansı | chance |
iyi | good |
TR İyi yapılandırılmış, iyi yazılmış ve mükemmel tasarlanmış bir müşteri bilgi tabanı merkezi, web sitenizin ziyaretçilerinin self servisi daha da kolaylaştırmasına yardımcı olacaktır
EN A well-structured, well written and perfectly designed customer knowledge base center will help your website visitors to make self-service even easier
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
yapılandırılmış | structured |
yazılmış | written |
tasarlanmış | designed |
müşteri | customer |
bilgi | knowledge |
tabanı | base |
merkezi | center |
web | website |
sitenizin | your website |
self | self |
servisi | service |
olacaktır | will |
TR Bunu ise daha iyi bir ekonomik model ve daha iyi ölçeklenebilirlik ile sağlamayı planlar
EN They plan to do this by having a better economic model and higher scalability
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
ekonomik | economic |
TR Alman iş piyasası iyi eğitimli adaylara çok iyi fırsatlar sunuyor. Almanya’da en çok ihtiyaç duyulan on meslek grubu ve yabancı adaylar için öneriler.
EN Innovative, international, globally networked: five success factors of German universities.
TR Pek çok insan, başka türlü iyi bir yazılım olan Windows'un kendilerinden çok fazla hakkı aldığını ve kullanmaya değmediğini düşünmektedir. macOS de bundan daha iyi değildir.
EN Many people find that Windows, an otherwise decent piece of software, withdraws so many rights from them, that it is not worth them using it. macOS is not much better, either.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
insan | people |
başka | otherwise |
yazılım | software |
olan | is |
windows | windows |
hakkı | rights |
kullanmaya | using |
macos | macos |
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar: 2019 daha kontrollü gideceğimiz bir yıl olacak. Üretici halkalardan biriyiz. Herkes ne kadar iyi olursa ülke o kadar iyi olur.
EN Ali Kibar, Chairman of Kibar Holding, said, “We will be more cautious in 2019. We are one of the links in the production chain. If everyone gets better, our country will also get better.”
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
holding | holding |
olursa | if |
ülke | country |
{Endresult} ji 50 wergeran nîşan dide