TR RADAAR Ortak Programı; kapsamlı belgeler, kurslar ve kılavuzlar içeren bir öğrenme portalı ile birlikte sürekli gelişen bir ortak topluluğu ve 7/24 ortak desteği sunar.
"onlarla ortak olan" თურქული-ში შეიძლება ითარგმნოს შემდეგ ინგლისური სიტყვებად/ფრაზებად:
TR RADAAR Ortak Programı; kapsamlı belgeler, kurslar ve kılavuzlar içeren bir öğrenme portalı ile birlikte sürekli gelişen bir ortak topluluğu ve 7/24 ortak desteği sunar.
EN The RADAAR Partner Program offers comprehensive documentation, a learning portal with courses and guides, a thriving partner community, and 24/7 partner support.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | partner |
programı | program |
kapsamlı | comprehensive |
belgeler | documentation |
kurslar | courses |
kılavuzlar | guides |
öğrenme | learning |
portalı | portal |
desteği | support |
sunar | offers |
TR Ekip ve ortak amaç duygusunun ortak değerler gerektirdiğine inanıyoruz. Bu kadar çeşitlilik barındıran bir işletmede, ortak bir 'dil' yaratmak her zamankinden daha önemli.
EN We believe that a sense of team and common purpose needs shared values. In such a diverse business, it is more important than ever to create a common ‘language’.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ekip | team |
amaç | purpose |
inanıyoruz | we believe |
dil | language |
önemli | important |
TR Onlarla ortak olan yönlendiren alan adlarını görmek için en fazla 5 rakip seçin ve girin.
EN Select and enter up to 5 competitors to see what referring domains you have in common with them.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | common |
olan | have |
seçin | select |
girin | enter |
TR ORTAK MISINIZ? ORTAK PORTALİNDE OTURUM AÇIN
EN PARTNER? LOG IN TO THE PARTNER PORTAL
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | partner |
oturum | log in |
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
içerisinde | in |
amaçlar | for |
konularda | topics |
diğer | other |
ve | and |
TR Ortak çalışma gelen kutusunu ekip çalışması için daha iyi bir ortak çalışma yeri yapar ve tüm şirket için üretkenliği artırır.
EN It makes the collaborative inbox a better collaborative place for teamwork and increases productivity for the whole company.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | collaborative |
yeri | place |
yapar | makes |
tüm | whole |
şirket | company |
artırır | increases |
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
თურქული | ინგლისური |
---|---|
günler | days |
toplumsal | social |
günü | day |
TR RADAAR İş Ortakları Programı; kapsamlı belgeler, kurslar ve kılavuzlar içeren bir öğrenme portalı ile birlikte sürekli gelişen bir ortak topluluğu ve 7/24 ortak desteği sunar.
EN The RADAAR Partner Program offers comprehensive documentation, a learning portal with courses and guides, a thriving partner community, and 24/7 partner support.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
programı | program |
kapsamlı | comprehensive |
belgeler | documentation |
kurslar | courses |
kılavuzlar | guides |
öğrenme | learning |
portalı | portal |
ortak | partner |
desteği | support |
sunar | offers |
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
içerisinde | in |
amaçlar | for |
konularda | topics |
diğer | other |
ve | and |
TR Özellikle yaratıcı olma imkanı arayanlar, bunu sağlayan koşulları ve mekanları kırsal alanda bulabiliyor: örneğin ortak çalışma alanlarında ya da ortak konut projelerinde.
EN Anyone looking for creative opportunities will find room and scope in the country – for example, in co-working spaces or in communal residential projects.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yaratıcı | creative |
bunu | the |
ortak | co |
çalışma | working |
projelerinde | projects |
TR ORTAK MISINIZ? ORTAK PORTALİNDE OTURUM AÇIN
EN PARTNER? LOG IN TO THE PARTNER PORTAL
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | partner |
oturum | log in |
TR Oturum sahibi, web semineri oturumunu başlatmaya ve izlemeye yardımcı olmak için yedek olarak bir ortak oturum sahibi ekleyebilir. Ortak oturum sahibi, web seminerini planlama ve ayarlama dışında oturum sahibiyle aynı izinlere sahiptir.
EN The host can add a co-host as backup to help run and monitor the webinar session. The co-host has the same permissions as the host except scheduling and setting up the webinar.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Visme infografikleri, ekibinizle beraber çalışmak ve onlarla harika infografikler paylaşmak için ihtiyacınız olan her şeyi size sunuyor.
EN Visme for infographics is everything you need to collaborate and share beautiful infographics with your team.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
visme | visme |
harika | beautiful |
paylaşmak | share |
olan | is |
şeyi | everything |
TR Bağımlılığımızdan uzun vadeli iyileşmemizin hayati ve dönüştürücü temeli olan On İki Basamağı onlarla birlikte çalışmak ve rezonansa girdiğimiz birinden bize sponsor olmasını istemekten faydalandık
EN We have benefitted from asking somebody we resonate with to sponsor us and working the Twelve Steps together with them, which is the vital and transformative basis of our long-term recovery from our addiction
თურქული | ინგლისური |
---|---|
uzun | long |
vadeli | term |
hayati | vital |
ve | and |
çalışmak | working |
TR Elsevier 2004'ten bu yana gelişmekte olan ülkelerdeki 211 ortak kuruluşa yaklaşık 260.000 adet bilimsel, teknik ve tıbbi kitap bağışlamıştır
EN Elsevier has donated approximately 260,000 scientific, technical and medical books since 2004 to a total of 211 partner institutions in developing countries
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elsevier | elsevier |
gelişmekte | developing |
olan | has |
ortak | partner |
yaklaşık | approximately |
ve | and |
tıbbi | medical |
kitap | books |
TR GPS Classic ve Canossa Events'in yeni ortak girişimi olan Canossa Racing, yarış dünyasına daha fazla organizasyon sunma fırsatı yaratarak Alfa Revival Kupası'nı üzerine geçirdi.
EN Canossa Racing – a new joint venture between GPS Classic and Canossa Events - has acquired Alfa Revival Cup, expanding the event offerings to the racing world.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
classic | classic |
yeni | new |
ortak | joint |
olan | has |
dünyasına | world |
TR Sponsor olmak, ortak sponsor olmak veya sosyal yardım çağrıları almak için müsait olan biri varsa, lütfen toplantıdan sonra buralarda kalın.
EN If anybody is available to sponsor, co-sponsor, or receive outreach calls, please stick around after the meeting.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | co |
veya | or |
almak | receive |
varsa | if |
TR İlk olarak, sponsor olmaya, ortak sponsor olmaya veya sosyal yardım çağrıları almaya müsait olan herkesten kendilerini tanıtmalarını istiyoruz
EN First though, we ask anybody who’s available to sponsor, co-sponsor, or receive outreach calls to make themselves known
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | co |
TR Müşteriler, ortak bir görüntü sınıflandırma modeli olan ResNet-50'yi, 16 P3 bulut sunucusunu kullanarak sadece 18 dakikada endüstri standardı hassasiyeti ile çalıştırabildiler
EN Customers have been able to train ResNet-50, a common image classification model, to industry standard accuracy in just 18 minutes using 16 P3 instances
თურქული | ინგლისური |
---|---|
müşteriler | customers |
ortak | common |
görüntü | image |
modeli | model |
endüstri | industry |
standardı | standard |
TR EV SSL sertifikalarının ortak bir özelliği olan yeşil adres çubuğuna ilavedir
EN It is in addition to the green address bar, which is a common feature of EV SSL certificates
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ssl | ssl |
ortak | common |
özelliği | feature |
olan | is |
yeşil | green |
adres | address |
sertifikaları | certificates |
TR GeoTrust RSA CA sertifikası, SSL anlaşması sırasında sertifika zincirini tamamlamak için gerekli olan GeoTrust ortak anahtar altyapısında (PKI) kullanılan ara bir köprüdür (SSL handshake olarak bilinir)
EN The GeoTrust RSA CA certificate is an intermediate bridge used in the GeoTrust public key infrastructure (PKI) that is required to complete the certificate chain during SSL negotiation (Known as SSL handshake)
თურქული | ინგლისური |
---|---|
geotrust | geotrust |
ca | ca |
ssl | ssl |
gerekli | required |
olan | is |
ortak | public |
anahtar | key |
bilinir | known |
altyapısı | infrastructure |
TR Giriş yapan tüm misafirlerin ortak alanlarda maske takması zorunludur.Ayrıca, yerel yetkililerin aldığı kararlar gereği, Swissotel Basel gerekli olan sınırlı yemek seçenekleri ve ikramlar ile hizmet verecektir
EN Each guest entering is required to wear a face covering in public spaces.Also, in accordance with requirements from local authorities, Swissotel Basel will be operating with necessarily restricted dining options and amenities
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | public |
ayrıca | also |
yerel | local |
swissotel | swissotel |
yemek | dining |
seçenekleri | options |
hizmet | amenities |
TR Swissair ve Nestlé'nin ortak teşebbüsü olan şirket, Cenevre kentindeki Hotel Le Président'i alarak ve New York, Bern ve Zürih kentlerinde yeni tesisler için uzun vadeli yönetim sözleşmeleri yaparak ilk otel portföyünü oluşturur.
EN A joint venture by Swissair and Nestlé, the company assembles its initial portfolio of hotels by acquiring Hotel Le Président in Geneva and attaining long-term management contracts for further properties in New York, Bern and Zurich.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | joint |
olan | its |
şirket | company |
york | york |
uzun | long |
vadeli | term |
yönetim | management |
sözleşmeleri | contracts |
ilk | initial |
TR Küresel Hedeflerin ele aldığı konular, insanlığın paylaştığı deneyimler olan tüm inanç geleneklerinin ortak noktasıdır.
EN The issues addressed by the Global Goals are central to all faith traditions, which are the shared expressions of our humanity.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
küresel | global |
konular | issues |
olan | are |
tüm | all |
ortak | shared |
TR Şirketler grubunun ortak çatısı olan NETZSCH Holding, dünya çapında gerçekleşen iletişimle farklı faaliyet alanları arasında sinerji yaratılmasını temin eder.
EN The common "roof" of the group - the NETZSCH Holding - ensures synergy between the business units by means of global communication.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ortak | common |
netzsch | netzsch |
holding | holding |
faaliyet | business |
TR Kaplama maddeleri, yağ glasajları ve dolgu maddelerini çikolatadan ayıran ortak özellikleri, daha yüksek olan yağ oranlarıdır. Bunların özellikleri önemli oranda üretimlerinde kullanılan bitkisel yağların özelliklerine bağlıdır.
EN Dip coatings, icings and fillings differ from chocolate in that they have a higher fat content. The vegetable fats used are the primary determinants of their characteristics.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
özellikleri | characteristics |
TR Gün boyunca esnek bir ortak çalışma alanı olan Hubgrounds, etkinlikleriniz için de kullanılabilir şekilde tasarlandı.
EN Serving as a flexible co-working area during the day, Hubgrounds is also available for full-day and evening events.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
gün | day |
esnek | flexible |
ortak | co |
çalışma | working |
alanı | area |
olan | is |
de | also |
kullanılabilir | available |
TR EV SSL sertifikalarının ortak bir özelliği olan yeşil adres çubuğuna ilavedir
EN It is in addition to the green address bar, which is a common feature of EV SSL certificates
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ssl | ssl |
ortak | common |
özelliği | feature |
olan | is |
yeşil | green |
adres | address |
sertifikaları | certificates |
TR GeoTrust RSA CA sertifikası, SSL anlaşması sırasında sertifika zincirini tamamlamak için gerekli olan GeoTrust ortak anahtar altyapısında (PKI) kullanılan ara bir köprüdür (SSL handshake olarak bilinir)
EN The GeoTrust RSA CA certificate is an intermediate bridge used in the GeoTrust public key infrastructure (PKI) that is required to complete the certificate chain during SSL negotiation (Known as SSL handshake)
თურქული | ინგლისური |
---|---|
geotrust | geotrust |
ca | ca |
ssl | ssl |
gerekli | required |
olan | is |
ortak | public |
anahtar | key |
bilinir | known |
altyapısı | infrastructure |
TR Modifiye edilmiş özel araçların en önemli küresel tedarikçisi olan RMA Grubu, Aralık 2021’de çoğunluk hissesini alarak ALTINAY ModCenter ile ortak olmuştur.
EN In December 2021 RMA Group acquired a majority shareholding in the Altınay ModCenter business. RMA are major global supplier of modified special vehicles.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
özel | special |
önemli | major |
küresel | global |
olan | are |
grubu | group |
aralık | december |
TR Buralar üniversitelerle büyük araştırma kuruluşları olan Max Planck Topluluğu, Helmholtz Topluluğu, Leibniz Topluluğu ve Fraunhofer Topluluğunun ortak girişimi
EN They are a joint project of universities and the major research organizations of the Max Planck Society, Helmholtz Association, Leibniz Association and Fraunhofer Society
თურქული | ინგლისური |
---|---|
büyük | major |
araştırma | research |
olan | are |
max | max |
ve | and |
ortak | joint |
TR 1990 Macaristan, Budapeşte yakınlarında kurulacak olan ortak girişimli Tetra Pak ambalaj malzemesi fabrikası için temel atma töreni gerçekleştirildi.
EN 1990 A ground-breaking ceremony takes place for the future Tetra Pak joint venture packaging material plant outside Budapest, Hungary.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
budapeşte | budapest |
ortak | joint |
tetra | tetra |
ambalaj | packaging |
malzemesi | material |
TR Koda. Co-Dependents Anonymous 1986'dan beri var ve ortak amacı sağlıklı ilişkiler geliştirmek olan kadın ve erkeklerin oluşturduğu bir dernektir.
EN CoDA. Co-Dependents Anonymous has existed since 1986 and is a fellowship of men and women whose common purpose is to develop healthy relationships.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
amacı | purpose |
sağlıklı | healthy |
ilişkiler | relationships |
geliştirmek | develop |
kadın | women |
TR Kullanıcı memnuniyetine olan bağlılıklarından o kadar etkilendim ki, web uygulamamı Hostinger ile kuracağım ve sizinle ortak bile olabilirim.
EN I was so impressed by their commitment to user satisfaction that I will be deploying my in-production web application with Hostinger, and might actually partner with you guys.
TR Avrupa’daki ortaklarımız, geçerli kanuna uygun olan veri işleme ve güvenlik standartları düzeyini korumak için Kobo ile ortak denetçilik anlaşmaları akdetmişlerdir.
EN In the case of our European partners, each have entered joint-controllership agreements with Kobo to maintain a level of data handling and security standards that complies with applicable law.
TR Elsevier'in ilaç yaşam döngüsünde sağlık uzmanlarına ulaşmanıza ve onlarla iş birliği yapmanıza nasıl destek olabileceğini keşfedin
EN Discover how Elsevier can support you to reach and engage with HCPs throughout drug lifecycle
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elsevier | elsevier |
ilaç | drug |
onlarla | you |
destek | support |
keşfedin | discover |
TR Etkileşimli bilgileri en iyi öğrendikleri formatta, dilde ve sağlık okuryazarlığı seviyesinde, her nerede olurlarsa olsun onlarla paylaşarak hastalarınızı eğitin.
EN View more of our solutions to empower your patients
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ın | of |
TR Whoer VPN mobil uygulamalarımızın işini doğru bir şekilde yaptığından ve geliştirdiğinden emin olmak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekiyor
EN In order to make sure our Whoer VPN mobile apps do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
თურქული | ინგლისური |
---|---|
whoer | whoer |
vpn | vpn |
mobil | mobile |
emin | sure |
olmak | have |
bütün | whole |
gerekiyor | have to |
insanları | people |
TR VPN müşterilerimizin işlerini düzgün bir şekilde yapmalarını ve onları geliştirmelerini sağlamak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekir
EN In order to make sure our VPN clients do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
თურქული | ინგლისური |
---|---|
vpn | vpn |
düzgün | properly |
bütün | whole |
insanları | people |
TR Biz sizin en önde gelen fikir önderlerinizi belirleyeceğiz ve ardından kanalınızı bir üst seviyeye getirecek geliştirici ortaklıklar ve markadan markaya işbirliği kurmanıza yardım ederek onlarla bağlantı kuracağız.
EN We'll identify your top influencers and then connect you with them, helping you establish promotional partnerships and brand-to-brand collaborations that will take your channel to the next level.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
üst | top |
seviyeye | level |
yardım | helping |
bağlantı | connect |
kanalı | channel |
TR "Keyifli bir yer, gün batımını seyredin. Fokları seyretmek ve onlarla yüzmek, mutlaka gidilmeli..."
EN "Beautiful open beach, don't miss the cove and interesting funny looking trees."
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
EN Genuine and appealing slideshows are a great way to establish trust with your audience. They share your emotions with the viewer, thus strengthening your relationship with them.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kitlenizin | your audience |
harika | great |
TR Girişiminizin kısa sürede daha geniş bir kilte tarafından bilinmesini ve sevilmesini istiyorsanız tamamen organik takipçiler edinmeli ve onlarla etkileşim kurmalısınız
EN If you want your enterprise to become popular among a wider range of people in a short time, you should acquire completely organic followers and interact with them
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kısa | short |
istiyorsanız | if you want |
tamamen | completely |
organik | organic |
etkileşim | interact |
TR Ürünlerin daha iyi benimsenmesi için müşteri etkileşimi yazılımıyla yeni müşterilerle etkileşim kurun ve onlarla etkileşim kurun
EN Onboard and engage new customers with a customer engagement software for better product adoption
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
yazılımı | software |
TR Kişilerin web sitesi etkinliğini izleyin, sitenizi ziyaret eden yeni potansiyel müşterileri belirleyin ve MagicMap kullanarak onlarla manuel olarak etkileşim kurun.
EN Monitor contacts' website activity, identify new prospects visiting your site and engage with them manually using our MagicMap.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
sitenizi | your site |
ziyaret | visiting |
yeni | new |
manuel | manually |
etkileşim | engage |
TR İnsanlara bakmaktan ve onlarla ilgilenmekten hoşlanırlar
EN They enjoy looking after and caring for people
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
თურქული | ინგლისური |
---|---|
hexnode | hexnode |
gerçekten | really |
ve | and |
kolay | easy |
diğer | other |
tüm | all |
mı | my |
TR Son yıllarda da cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusundaki bilgilerini geliştirmek için farklı gençlik gruplarına ulaşarak, onlarla birlikte akran eğitimi, tiyatro temelli eğitimler, eğitici eğlence faaliyetleri vb
EN Over the last years, UNFPA has been trying different methods, such as peer education, theatre based trainings, edutainment activities etc
თურქული | ინგლისური |
---|---|
son | last |
farklı | different |
akran | peer |
eğitimi | education |
tiyatro | theatre |
temelli | based |
faaliyetleri | activities |
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან