TR Dolayısıyla, eğer insanlarda, işletmelerde ve teknolojide TUTARLILIĞI kutlayanlardansanız (ve insanların hayatlarını güzelleştirmeyi seviyorsanız), FOREO tam size göre olabilir.
"insanların hayatlarını güzelleştirmeyi" თურქული-ში შეიძლება ითარგმნოს შემდეგ ინგლისური სიტყვებად/ფრაზებად:
insanların | people |
TR Dolayısıyla, eğer insanlarda, işletmelerde ve teknolojide TUTARLILIĞI kutlayanlardansanız (ve insanların hayatlarını güzelleştirmeyi seviyorsanız), FOREO tam size göre olabilir.
EN So, if you’re the type to celebrate INTEGRITY in humans, businesses and technology (and you’re into beautifying peoples’ lives), FOREO just might be the place for you.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
eğer | if |
ve | and |
foreo | foreo |
tam | just |
olabilir | might |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR Milletler topluluğunun, bu durumda insanların hayatlarını riske atmasını veya sömürülmelerini engellemesi gereğini vurguladı.
EN He added that the international community must prevent people risking their lives or being exploited in the process.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
veya | or |
insanları | people |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR COVID-19'un ortaya çıkmasıyla sahne ve donanım hazırlama şirketlerinden biri işlerini kapatmamak ve daha da önemlisi insanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olmak için yeni fırsatlar buluyor
EN In the face of COVID-19, a staging and rigging company finds new opportunities to keep its business open and, most importantly, help to save lives
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR Bağışlar HIV ile enfekte kimsesiz çocukların hayatlarını iyileştirir
EN Charity improves lives of HIV-infected orphans
TR Halep’te, kendi tabiriyle ‘az gelirli ama mutlu hayatlarını’ savaş nedeniyle bırakıp çocukları ve eşiyle Türkiye’ye geldiğinde hem geçim derdi hem de yeni bir yaşama alışma çabası başladı
EN After she and her husband left with their children their ‘poor but happy life’ in her own words in Aleppo back because of the war and came to Turkey, they were faced with financial problems and accommodation to a new life
თურქული | ინგლისური |
---|---|
mutlu | happy |
savaş | war |
türkiye | turkey |
TR Halep’te, kendi tabiriyle ‘az gelirli ama mutlu hayatlarını’ savaş nedeniyle bırakıp çocukları ve eşiyle Türkiye’ye geldiğinde hem geçim derdi hem de yeni bir yaşama alışma çabası başladı
EN After she and her husband left with their children their ‘poor but happy life’ in her own words in Aleppo back because of the war and came to Turkey, they were faced with financial problems and accommodation to a new life
თურქული | ინგლისური |
---|---|
mutlu | happy |
savaş | war |
türkiye | turkey |
TR Halep’te, kendi tabiriyle ‘az gelirli ama mutlu hayatlarını’ savaş nedeniyle bırakıp çocukları ve eşiyle Türkiye’ye geldiğinde hem geçim derdi hem de yeni bir yaşama alışma çabası başladı
EN After she and her husband left with their children their ‘poor but happy life’ in her own words in Aleppo back because of the war and came to Turkey, they were faced with financial problems and accommodation to a new life
თურქული | ინგლისური |
---|---|
mutlu | happy |
savaş | war |
türkiye | turkey |
TR Halep’te, kendi tabiriyle ‘az gelirli ama mutlu hayatlarını’ savaş nedeniyle bırakıp çocukları ve eşiyle Türkiye’ye geldiğinde hem geçim derdi hem de yeni bir yaşama alışma çabası başladı
EN After she and her husband left with their children their ‘poor but happy life’ in her own words in Aleppo back because of the war and came to Turkey, they were faced with financial problems and accommodation to a new life
თურქული | ინგლისური |
---|---|
mutlu | happy |
savaş | war |
türkiye | turkey |
TR Bu özel günde, tüm dünyadaki insani yardım çalışanlarını onurlandırıyor; görevleri esnasında hayatlarını kaybeden insani yardım çalışanlarını anıyor ve...
EN Beginning from the Syrian crisis in 2011, the future of Syrian refugees impacted a vast geography, and became the main focus of regional humanitarian work....
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
ın | of |
TR İnsanların arama yaptıklarında geleneksel olarak Google'ın kendilerine sunduklarına takılıp kalmaları yerine, Google'ın amacı insanların daha geniş bir web sitesi yelpazesindeki içeriğe bakmalarını sağlamaktır.
EN Instead of people being stuck with what Google traditionally presents them with when they make searches, Google’s goal is to get people to look at the content on a wider range of websites.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
geleneksel | traditionally |
amacı | goal |
içeriğe | content |
insanları | people |
TR Diğer insanların sorunlarını çözmek için orada değilsiniz ve diğer insanların eylemleri için hiçbir sorumluluk taşımıyorsunuz
EN You are not there to solve other people’s problems, and you carry no responsibility for other people’s actions
თურქული | ინგლისური |
---|---|
diğer | other |
çözmek | solve |
orada | there |
eylemleri | actions |
hiçbir | no |
sorumluluk | responsibility |
insanları | people |
TR Vikram Patel umut vaadeden yaklaşımını açıklıyor -- akıl sağlığı hizmeti vermek için toplumdaki insanların eğitilmesi, başkalarına yardım etmeleri için sıradan insanların yetkilendirilmesi.
EN Vikram Patel outlines a highly promising approach -- training members of communities to give mental health interventions, empowering ordinary people to care for others.
TR İnsanların çoğunun sayfaya bağlantı kurarken kullandığı anchor’ları görün.
EN See the anchors most people use when linking to the page.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bağlantı | linking |
görün | see |
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
EN This will contribute to improvement in the health and lives of all peoples, everywhere
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
katkı | contribute |
ın | of |
TR İnsanların dikkatini çekmek için bu göz alıcı reklam alanını kullanın.
EN Use this eye-catching advertising space to grab people’s attention.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dikkatini | attention |
göz | eye |
reklam | advertising |
kullanın | use |
TR ScienceDirect platformumuzda insanların ilgi ve davranışlarına ulaşın.
EN Tap into people’s interests and behaviours on our ScienceDirect platform.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
sciencedirect | sciencedirect |
ilgi | interests |
ve | and |
insanları | people |
TR İnsanların ürününüz veya hizmetiniz hakkında sorabileceği soruları keşfedin
EN Explore questions people may ask about your product or service
თურქული | ინგლისური |
---|---|
veya | or |
hakkında | about |
keşfedin | explore |
TR İnsanların aradıklarını bulmak için arama motorlarına yazdıkları kelimeler ve kelime öbekleri.
EN The words and phrases that people type into search engines to find what they’re looking for.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
motorları | engines |
TR İnsanların okumak ve diğerleriyle paylaşmak isteyeceği içerikler nasıl oluşturulur
EN How to create content that people will care to read and share with others
თურქული | ინგლისური |
---|---|
paylaşmak | share |
TR Yüksek arama hacmi, insanların arama sonuçlarına tıkladığı anlamına gelmez. Ahrefs, anahtar kelimeleriniz için tahmini tıklama sayısını gösteren tek araçtır.
EN A high search volume doesn’t mean people click on the search results. Ahrefs is the only tool that shows the estimated number of clicks for your keywords.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yüksek | high |
arama | search |
hacmi | volume |
anlamına | mean |
ahrefs | ahrefs |
anahtar | keywords |
tahmini | estimated |
tıklama | click |
insanları | people |
TR <strong>Arama Başına Tıklama</strong> — insanların bu anahtar kelimeyi arattıktan sonra ortalama kaç adet arama sonucuna tıkladığını gösterir.
EN <strong>Clicks Per Search</strong> — shows how many different search results people click, on average, after searching for this keyword.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
strong | strong |
tıklama | click |
bu | this |
ortalama | average |
kaç | how many |
gösterir | shows |
insanları | people |
TR İnsanların YouTube’da arattıklarını araştırararak daha fazla görüntüleme alın.
EN Get more views by researching what people search for on YouTube.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
youtube | youtube |
alın | get |
TR Ürün listelerinizi, insanların Amazon’da arattıklarıyla uyumlu hale getirin.
EN Align your product listings with what people are searching for on Amazon.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
amazon | amazon |
insanları | people |
TR On yıldan fazla bir süredir tüm web’i tarayıp insanların web sitelerini optimize etmelerine yardımcı olmak için profesyonel SEO araçları geliştiriyoruz
EN For more than a decade we’ve been crawling the entire web and developing professional SEO tools to help people optimize their websites
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tüm | entire |
web | web |
sitelerini | websites |
optimize | optimize |
seo | seo |
insanları | people |
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
mülteci | refugee |
batman | batman |
inşa | built |
TR Hizmet, bazı insanların saldırgan veya uygunsuz bulabileceği içerik barındırabilir veya sizi bu tür bilgileri içeren web sitelerine yönlendirebilir
EN The Services may contain, or direct you to websites containing, information that some people may find offensive or inappropriate
თურქული | ინგლისური |
---|---|
hizmet | services |
bazı | some |
saldırgan | offensive |
veya | or |
uygunsuz | inappropriate |
sizi | you |
insanları | people |
TR Whoer VPN mobil uygulamalarımızın işini doğru bir şekilde yaptığından ve geliştirdiğinden emin olmak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekiyor
EN In order to make sure our Whoer VPN mobile apps do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
თურქული | ინგლისური |
---|---|
whoer | whoer |
vpn | vpn |
mobil | mobile |
emin | sure |
olmak | have |
bütün | whole |
gerekiyor | have to |
insanları | people |
TR VPN müşterilerimizin işlerini düzgün bir şekilde yapmalarını ve onları geliştirmelerini sağlamak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekir
EN In order to make sure our VPN clients do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
თურქული | ინგლისური |
---|---|
vpn | vpn |
düzgün | properly |
bütün | whole |
insanları | people |
TR Ayrıca, insanların kullandığı uygulamalar, kullandıkları hizmetler veya VPN'imizi kullanırken ziyaret ettikleri web siteleri hakkında hiçbir bilgi veremiyoruz
EN We are also completely unable to disclose any information about the applications people use, the services they employ, or the websites they visit while using our VPN
თურქული | ინგლისური |
---|---|
vpn | vpn |
kullanırken | while using |
ziyaret | visit |
hakkında | about |
bilgi | information |
insanları | people |
TR Kendi eşyalarını tamir eden insanların, özel ve kendini adamış müşteriler olduklarını bilirler.
EN They know that people who fix their stuff are dedicated customers.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tamir | fix |
özel | dedicated |
müşteriler | customers |
insanları | people |
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან