TR Son iki yılda büyümeme yardımcı olan birkaç nüks yaşadım, ancak bu süre zarfında büyük ölçüde ayıktım, yani sorunlu davranışlarımdan hiçbirini yapmadım
"büyük ölçüde ayıktım" ing Wong Turki bisa diterjemahake menyang Basa inggris tembung/frasa:
TR Son iki yılda büyümeme yardımcı olan birkaç nüks yaşadım, ancak bu süre zarfında büyük ölçüde ayıktım, yani sorunlu davranışlarımdan hiçbirini yapmadım
EN I have had a few relapses in the last two years which have helped me grow, but largely during this time I?ve been sober, meaning I haven?t engaged in any of my problematic behaviors
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
son | last |
ancak | but |
bu | this |
sorunlu | problematic |
TR Derin öğrenme, işlemin özellik ayıklama kısmını büyük ölçüde otomatikleştirir ve gerekli olan bazı manuel insan müdahalesini ortadan kaldırarak, daha büyük veri kümelerinin kullanılmasını sağlar
EN Deep learning automates much of the feature extraction piece of the process, eliminating some of the manual human intervention required and enabling the use of larger data sets
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
derin | deep |
öğrenme | learning |
özellik | feature |
ve | and |
gerekli | required |
bazı | some |
manuel | manual |
insan | human |
veri | data |
ın | of |
TR Sitenizdeki alakalı içerik miktarı SEO derecenizi önemli ölçüde etkileyecektir ve doğru yapılırsa sitenizin sıralamasını önemli ölçüde yükseltmeye yardımcı olabilir.
EN The amount of relevant content on your site will dramatically affect your SEO rating, and if done right, it can help boost your site’s rankings considerably.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
alakalı | relevant |
içerik | content |
miktarı | amount |
seo | seo |
ve | and |
TR Metni küçük harfe, büyük harfe, deve harfine, pascal duruma, cümle durumuna, yılan durumuna, geçiş / alternatif duruma ve ters büyük harflere ve büyük harflere dönüştürün.
EN Convert text into lower case, UPPER CASE, camel Case, Pascal Case, Sentence case, Snake Case, tOgGlE/aLtErNaTiVe CaSe & iNVERSE cASE & Capitalise letters.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
metni | text |
alternatif | alternative |
dönüştürün | convert |
TR Büyük problemler büyük çözümler gerektiriyor gibi gözükür, ama reklamcılık insanı Rory Sutherland'e göre bir çok pahalı ve büyük çözümler sadece daha iyi ve basit cevapları engelliyor
EN It may seem that big problems require big solutions, but ad man Rory Sutherland says many flashy, expensive fixes are just obscuring better, simpler answers
TR Foursquare'in (veya onun üçüncü taraf sağlayıcılarının) altyapısına mantık haricinde veya orantısız ölçüde büyük bir yük getiren veya getirebilecek (Foursquare'in takdirine göre belirlenerek) bir işlem yapmak;
EN take any action that imposes or may impose (as determined by Foursquare in its sole discretion) an unreasonable or disproportionately large load on Foursquare's (or its third party providers') infrastructure;
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
foursquare | foursquare |
taraf | party |
büyük | large |
yük | load |
sağlayıcıları | providers |
altyapısı | infrastructure |
TR Çalışmak tarihle daha iyi bir deneyim olarak büyük ölçüde değişti.
EN Work with history drastically changed for better experience.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
deneyim | experience |
değişti | changed |
TR Aslında, rakibiniz hesabınızı kimliğinizi daha da bozmak ve çevrimiçi varlığınıza büyük ölçüde zarar vermek için kullanabilir
EN In fact, your adversary could use your account to further spoof your identity and damage your online presence on a large scale
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hesabınızı | your account |
çevrimiçi | online |
büyük | large |
zarar | damage |
kullanabilir | use |
TR Grafikteki büyük daireler, Google'ın top 3-100 arasında yer alan bir alan adının anahtar kelimeler ve trafik konusunda websitenizle ne ölçüde rekabet ettiğini size gösterecektir.
EN Large circles on a graph will show you to what extent the domain from Google’s top 3-100 competes with your website for keywords and traffic.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
büyük | large |
trafik | traffic |
size | you |
TR SALDIRI YÜZEYINIZI BÜYÜK ÖLÇÜDE AZALTMAK İÇIN BIR KORUMA YÜZEYI TANIMLAYIN...
EN To Meet EDR Requirements, XDR More Than Fits the Bill
TR Youtube gibi alanlar daha kapsayıcıyken Vimeo büyük ölçüde profesyonellere hitap eden bir video sitesidir
EN While platforms like YouTube are more inclusive, Vimeo is a video site that caters largely to professionals
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
youtube | youtube |
TR El Salvador'un büyük ölçüde nakit ekonomisi olduğu göz önüne alındığında, bitcoin'in yasal ihale olarak benimsenmesi, bitcoin'in gücünü ve potansiyelini artırmaya yardımcı olacaktır
EN Given that El Salvador is largely a cash economy, the adoption of bitcoin as legal tender will help spur the power and potential of bitcoin
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
nakit | cash |
ekonomisi | economy |
olduğu | is |
bitcoin | bitcoin |
yasal | legal |
potansiyelini | potential |
olacaktır | will |
TR İtalya Cumhuriyeti, Güney Avrupa’da, büyük ölçüde İtalya Yarımadası üzerinde yer alan bir ülkedir
EN The Italian Republic is a country in southern Europe, largely located on the Italian Peninsula
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
cumhuriyeti | republic |
güney | southern |
avrupa | europe |
TR Son zamanlarda çıkarılan doğalgazın sanayi bölgelerine dağıtılması ile Alplerde hidro elektrik santrallerinin kurulması enerji açığını büyük ölçüde kapatmıştır
EN In recent years, the distribution of natural gas to industrial zones and the establishment of hydroelectric power plants in the Alps has largely closed the energy deficit
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
son | recent |
sanayi | industrial |
TR Mozambik ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır
EN The economy of Mozambique is largely based on agriculture
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ekonomisi | economy |
TR 3.9. 2030’a kadar zararlı kimyasallardan ve hava, su ve toprak kirliliğinden kaynaklanan hastalıkların ve ölümlerin sayısının büyük ölçüde azaltılması
EN 3.9. By 2030, substantially reduce the number of deaths and illnesses from hazardous chemicals and air, water and soil pollution and contamination
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hava | air |
su | water |
toprak | soil |
sayısını | number |
TR 16.1. Şiddetin tüm biçimlerinin ve şiddete bağlı ölüm oranlarının her yerde büyük ölçüde azaltılması
EN 16.1. Significantly reduce all forms of violence and related death rates everywhere
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ve | and |
bağlı | related |
ölüm | death |
ın | of |
TR 16.4. 2030’a kadar yasa dışı para ve silah akışının büyük ölçüde azaltılması, çalınan varlıkların geri alınmasının güvence altına alınması ve organize suçun her türüyle mücadele edilmesi
EN 16.4. By 2030, significantly reduce illicit financial and arms flows, strengthen the recovery and return of stolen assets and combat all forms of organized crime
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ve | and |
geri | return |
organize | organized |
her | all |
mücadele | combat |
TR Bir web sitesi oluşturma sürecini büyük ölçüde basitleştirmek için tasarlanmış Blog ve Gönderiler Web Şablonları ile bir blog web sitesi şablonu tasarlayabilirsiniz
EN You can design a blog website template with Blog & Posts Web Templates designed to simplify the process of creating a website greatly
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
oluşturma | creating |
sürecini | process |
blog | blog |
TR Gelişmiş ana sayfası, kullanıcı deneyimini büyük ölçüde geliştiren çarpıcı özellikler ve widget'larla doludur
EN Its advanced homepage is filled with stunning features and widgets that greatly enhance the user experience
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
gelişmiş | advanced |
kullanıcı | user |
deneyimini | experience |
çarpıcı | stunning |
özellikler | features |
ve | and |
widget | widgets |
TR Büyük ölçüde yenilenmiş pres sistemi ile ilk düdükten itibaren rakibiniz üzerinde baskı kurun
EN Get after the opposition from kick-off with an overhauled pressing system
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
sistemi | system |
TR Ulusal ekonomi, büyük ölçüde Türkiye?nin limanlarını, havaalanlarını, şehirlerini ve kırsal topluluklarını birbirine bağlayan ulaşım ağlarına dayanmaktadır
EN The national economy relies heavily on the transport networks which link Turkey’s ports, airports, cities and rural communities
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ekonomi | economy |
türkiye | turkey |
kırsal | rural |
ulaşım | transport |
TR Site yüklenme hızı başlıca sıralama faktörlerindendir ve kullanıcı deneyiminizi özellikle mobilde büyük ölçüde etkiler.Web sitenizin performansını değerlendirmekve tüm ilgili sorunları çözmek için bu raporu kullanın.
EN Page loading speed is a major ranking factor, and it noticeably affects your users' experience, especially on mobile.Use this report to assess your website's performance, and fix all associated issues.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hızı | speed |
sıralama | ranking |
kullanıcı | users |
deneyiminizi | experience |
özellikle | especially |
mobilde | mobile |
büyük | major |
sitenizin | your website |
tüm | all |
ilgili | associated |
sorunları | issues |
raporu | report |
kullanın | use |
TR Kurumsal büyüklükteki şirketler, ilk mobil uygulamalarını oluşturmak için platformumuzdan büyük ölçüde yararlanmaktadır
EN Corporate size companies, greatly benefit from our platform to create their first ever mobile app
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ilk | first |
mobil | mobile |
TR AWS, ikinci en büyük bulut sağlayıcısının sahip olduğundan önemli ölçüde daha fazla güvenlik, uygunluk ve yönetim hizmetleri ile temel özellikler sunar
EN AWS offers significantly more security, compliance, and governance services, and key features than the next largest cloud provider
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
güvenlik | security |
uygunluk | compliance |
yönetim | governance |
hizmetleri | services |
özellikler | features |
sunar | offers |
sağlayıcısı | provider |
TR Ayrıca Avrupa Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı'nın (ENISA) Bulut Hizmetleri için Avrupa Birliği Siber Güvenlik Sertifika Şeması'nın (EUCS) taslak versiyonu da büyük ölçüde C5'in güvenlik standardından çekilir.
EN Also, the draft version of the European Union Agency for Cybersecurity (ENISA)’s European Union Cybersecurity Certification Scheme for Cloud Services (EUCS) draws significantly from C5’s security standard.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bulut | cloud |
hizmetleri | services |
birliği | union |
sertifika | certification |
versiyonu | version |
TR Wise Labo küçük ama güçlü bir firmadır. Aynı anda devam eden birçok proje olduğundan bu projelerin ilerleyişini kontrol etmek ve güncel kalmak, iş verimliliğini büyük ölçüde etkilemektedir.
EN Wise Labo is a small firm, but it’s a mighty one. Since there are often multiple projects going on at any one time, checking up and staying up-to-date on the progress of these projects has a major impact on work efficiency.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
wise | wise |
küçük | small |
proje | projects |
güncel | up-to-date |
verimliliğini | efficiency |
büyük | major |
TR 16 Ton, büyük ölçüde, fotoğraf, resim, desen ve gravürlerin hareketlendirilmesiyle yapılmış bir "masa başı" filmi
EN 16 Tones is a "tabletop" film made largely from the animation of photographs, paintings, drawings and engravings
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yapılmış | made |
TR Site yüklenme hızı başlıca sıralama faktörlerindendir ve kullanıcı deneyiminizi özellikle mobilde büyük ölçüde etkiler.Web sitenizin performansını değerlendirmekve tüm ilgili sorunları çözmek için bu raporu kullanın.
EN Page loading speed is a major ranking factor, and it noticeably affects your users' experience, especially on mobile.Use this report to assess your website's performance, and fix all associated issues.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hızı | speed |
sıralama | ranking |
kullanıcı | users |
deneyiminizi | experience |
özellikle | especially |
mobilde | mobile |
büyük | major |
sitenizin | your website |
tüm | all |
ilgili | associated |
sorunları | issues |
raporu | report |
kullanın | use |
TR Bunun nedenleri büyük ölçüde henüz araştırılmamış durumda. Biz, bunun nedeninin sosyal stres olduğunu düşünüyoruz
EN Up to now there has been virtually no research into the reasons for this
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
nedenleri | reasons |
TR Bu değişmezlik büyük ölçüde tanınmış bir şahsiyet olan Şansölye Merkel‘e mal edilebilir
EN Much of this continuity can be ascribed to Chancellor Merkel
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bu | this |
olan | be |
merkel | merkel |
edilebilir | can be |
TR Yani bu türlerin korunması sorumluluğu büyük ölçüde Almanya’ya düşüyor
EN Consequently, they are so-called National Responsibility Species (NRS), or species for which Germany is especially responsible
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yani | so |
sorumluluğu | responsibility |
almanya | germany |
TR “Messinalı Gelin” ve “Wilhelm Tell” gibi eserlerini tamamladığı çalışma odası büyük ölçüde orijinal haliyle korunmuş
EN The study in which Schiller completed his dramas “The Bride of Messina” and “William Tell” is still largely preserved in its original form
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
gelin | bride |
orijinal | original |
TR Federal Hükümet uzun vadeli planda, yüzyılın ortasında büyük ölçüde sera gazında nötr düzeye gelmeyi hedefliyor. “Kömüre veda” bu hedefe hizmet edecek.
EN The German government’s long-term target is to be largely greenhouse-gas-neutral by the middle of the century. Phasing out of coal is to help reach this goal.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hükümet | government |
uzun | long |
vadeli | term |
sera | greenhouse |
bu | this |
hizmet | help |
ın | of |
TR Kalite konusunda – genelde popülist cepheden gelen – eleştirilerse büyük ölçüde temelsiz
EN As far as quality is concerned, the – often populist – criticism is largely unjustified
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
kalite | quality |
genelde | often |
TR BM Genel Sekreterinin Uluslararası Göç Özel Temsilcisi Louise Arbour “Bu konuda başarısız olursak göçmenlerin güçlü potansiyeli büyük ölçüde atıl kalır” dedi
EN “If we fail in this, we will be almost unable to utilise the immense potential of immigrants,” said Louise Arbour, Special Representative of the UN Secretary-General for International Migration
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
genel | general |
uluslararası | international |
göç | migration |
temsilcisi | representative |
bu | this |
başarısız | fail |
potansiyeli | potential |
TR AC Güç Servisleri Planlı önleyici bakım ve temel KGK bileşenlerinin ve akülerinin proaktif olarak değiştirilmesi, güç olayları sırasında arıza olasılığını büyük ölçüde azaltabilir
EN AC Power Services: Scheduled preventive maintenance and proactive replacement of key UPS components and batteries can greatly reduce the chances of failure during power incidents
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
servisleri | services |
önleyici | preventive |
bakım | maintenance |
temel | key |
proaktif | proactive |
sırasında | during |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
EN While some programs may take time to learn, once mastered , CAD software can greatly enhance productivity and time to completion.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bazı | some |
öğrenmesi | to learn |
cad | cad |
tamamlanma | completion |
TR İnsan kaynaklı tasarım hatalarını büyük ölçüde azaltır ve hızlıca çözülebilmesini sağlar.
EN Manual design errors are significantly reduced and quickly fixed.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tasarım | design |
azaltır | reduced |
ve | and |
hızlıca | quickly |
hataları | errors |
TR Yazılım çoğu görevi otomatik gerçekleştirebildiği için tasarım için harcanan çabayı büyük ölçüde azaltır.
EN Significantly decreases design effort because the software automates most tasks.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yazılım | software |
otomatik | automates |
için | the |
tasarım | design |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
EN While some programs may take time to learn, once mastered , CAD software can greatly enhance productivity and time to completion.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bazı | some |
öğrenmesi | to learn |
cad | cad |
tamamlanma | completion |
TR İnsan kaynaklı tasarım hatalarını büyük ölçüde azaltır ve hızlıca çözülebilmesini sağlar.
EN Manual design errors are significantly reduced and quickly fixed.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tasarım | design |
azaltır | reduced |
ve | and |
hızlıca | quickly |
hataları | errors |
TR Yazılım çoğu görevi otomatik gerçekleştirebildiği için tasarım için harcanan çabayı büyük ölçüde azaltır.
EN Significantly decreases design effort because the software automates most tasks.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yazılım | software |
otomatik | automates |
için | the |
tasarım | design |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
EN While some programs may take time to learn, once mastered , CAD software can greatly enhance productivity and time to completion.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bazı | some |
öğrenmesi | to learn |
cad | cad |
tamamlanma | completion |
TR İnsan kaynaklı tasarım hatalarını büyük ölçüde azaltır ve hızlıca çözülebilmesini sağlar.
EN Manual design errors are significantly reduced and quickly fixed.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tasarım | design |
azaltır | reduced |
ve | and |
hızlıca | quickly |
hataları | errors |
TR Yazılım çoğu görevi otomatik gerçekleştirebildiği için tasarım için harcanan çabayı büyük ölçüde azaltır.
EN Significantly decreases design effort because the software automates most tasks.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yazılım | software |
otomatik | automates |
için | the |
tasarım | design |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
EN While some programs may take time to learn, once mastered , CAD software can greatly enhance productivity and time to completion.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bazı | some |
öğrenmesi | to learn |
cad | cad |
tamamlanma | completion |
TR İnsan kaynaklı tasarım hatalarını büyük ölçüde azaltır ve hızlıca çözülebilmesini sağlar.
EN Manual design errors are significantly reduced and quickly fixed.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tasarım | design |
azaltır | reduced |
ve | and |
hızlıca | quickly |
hataları | errors |
TR Yazılım çoğu görevi otomatik gerçekleştirebildiği için tasarım için harcanan çabayı büyük ölçüde azaltır.
EN Significantly decreases design effort because the software automates most tasks.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
yazılım | software |
otomatik | automates |
için | the |
tasarım | design |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
EN While some programs may take time to learn, once mastered , CAD software can greatly enhance productivity and time to completion.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bazı | some |
öğrenmesi | to learn |
cad | cad |
tamamlanma | completion |
Nampilake terjemahan 50 saka 50