TR Politika ve yönetişim konusundaki yenilikçi yeni yaklaşımları Dördüncü Endüstri Devriminde birlikte tasarlamak ve yönlendirmek üzere dünyanın dört bir yanından gelen paydaşlarla birlikte çalışır.
"diğer paydaşlarla birlikte" dalam Turki dapat diterjemahkan ke dalam kata/frasa bahasa Inggris berikut:
TR Politika ve yönetişim konusundaki yenilikçi yeni yaklaşımları Dördüncü Endüstri Devriminde birlikte tasarlamak ve yönlendirmek üzere dünyanın dört bir yanından gelen paydaşlarla birlikte çalışır.
EN Partners with stakeholders from around the world to co-design and pilot innovative new approaches to policy and governance in the Fourth Industrial Revolution.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
politika | policy |
yenilikçi | innovative |
yeni | new |
dördüncü | fourth |
tasarlamak | design |
dünyanın | world |
TR Bağımsız belgelendirme ve etiketleme uygulayarak sistem çapında eylemi teşvik etmek amacıyla tedarikçiler, STK'lar, gıda ve içecek üreticileri ve diğer paydaşlarla birlikte çalışıyoruz.
EN We are applying independent certification and labelling, and working together with suppliers, NGOs, food and beverage manufacturers, and other stakeholders to promote system-wide action.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
bağımsız | independent |
etiketleme | labelling |
sistem | system |
etmek | to |
tedarikçiler | suppliers |
gıda | food |
içecek | beverage |
diğer | other |
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
önemli | key |
araştırma | research |
diğer | other |
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
önemli | key |
araştırma | research |
diğer | other |
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
biliyoruz | we understand |
moskova | moscow |
önemli | key |
TR Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları, ilgili paydaşlarla finansal teknoloji ve dijital kanallar da dâhil edilerek güncellenecektir.
EN Financial Inclusion, Financial Education, Financial Consumer Protection Strategy and Action Plans will be updated with relevant stakeholders, and will include financial technology and digital channels.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
finansal | financial |
eğitim | education |
stratejisi | strategy |
eylem | action |
ilgili | relevant |
kanallar | channels |
TR Büyük projeleri ve süreçleri yönetirken, dış ve iç paydaşlarla kolayca işbirliği yapın.
EN Easily collaborate with external and internal stakeholders while managing large projects and processes.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | large |
projeleri | projects |
ve | and |
süreçleri | processes |
dış | external |
kolayca | easily |
işbirliği | collaborate |
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
sistemler | systems |
gereksinimleri | requirements |
ve | and |
mevcut | current |
uygulamaları | apps |
TR Tüm paydaşlarla işbirliği yapın
EN Collaborate with all stakeholders
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
tüm | all |
işbirliği | collaborate |
TR Ekipler arasında ve dış paydaşlarla işbirliği yapın
EN Collaborate across teams and with external stakeholders
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ekipler | teams |
dış | external |
işbirliği | collaborate |
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
biliyoruz | we understand |
moskova | moscow |
önemli | key |
TR Büyük projeleri ve süreçleri yönetirken, dış ve iç paydaşlarla kolayca işbirliği yapın.
EN Easily collaborate with external and internal stakeholders while managing large projects and processes.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | large |
projeleri | projects |
ve | and |
süreçleri | processes |
dış | external |
kolayca | easily |
işbirliği | collaborate |
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
sistemler | systems |
gereksinimleri | requirements |
ve | and |
mevcut | current |
uygulamaları | apps |
TR Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları, ilgili paydaşlarla finansal teknoloji ve dijital kanallar da dâhil edilerek güncellenecektir.
EN Financial Inclusion, Financial Education, Financial Consumer Protection Strategy and Action Plans will be updated with relevant stakeholders, and will include financial technology and digital channels.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
finansal | financial |
eğitim | education |
stratejisi | strategy |
eylem | action |
ilgili | relevant |
kanallar | channels |
TR İşleri paydaşlarla hızlı ve güvenli şekilde paylaşın.
EN Quickly and securely share work with stakeholders.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
hızlı | quickly |
ve | and |
güvenli | securely |
paylaşın | share |
TR Parçanızın ilk kez zamanında üretilmesi için müşterilerle, tedarikçilerle ve dahili paydaşlarla iletişim kurun.
EN Communicate with your customers, suppliers and internal stakeholders to get your part manufactured on time, the first time.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ilk | first |
kez | time |
zamanında | on time |
dahili | internal |
iletişim | communicate |
TR Parçanızın ilk kez zamanında üretilmesi için müşterilerle, tedarikçilerle ve dahili paydaşlarla iletişim kurun.
EN Communicate with your customers, suppliers and internal stakeholders to get your part manufactured on time, the first time.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ilk | first |
kez | time |
zamanında | on time |
dahili | internal |
iletişim | communicate |
TR İşleri paydaşlarla hızlı ve güvenli şekilde paylaşın.
EN Quickly and securely share work with stakeholders.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
hızlı | quickly |
ve | and |
güvenli | securely |
paylaşın | share |
TR Çalışmaları paydaşlarla hızlı ve güvenli bir şekilde paylaşın.
EN Share work with stakeholders quickly and securely.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
hızlı | quickly |
paylaşın | share |
TR İşleri paydaşlarla hızlı ve güvenli şekilde paylaşın.
EN Quickly and securely share work with stakeholders.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
hızlı | quickly |
ve | and |
güvenli | securely |
paylaşın | share |
TR Tüm paydaşlarla işbirliği yapın
EN Collaborate with all stakeholders
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
tüm | all |
işbirliği | collaborate |
TR Ekipler arasında ve dış paydaşlarla işbirliği yapın
EN Collaborate across teams and with external stakeholders
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ekipler | teams |
dış | external |
işbirliği | collaborate |
TR Büyük projeleri ve süreçleri yönetirken, dış ve iç paydaşlarla kolayca işbirliği yapın.
EN Easily collaborate with external and internal stakeholders while managing large projects and processes.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | large |
projeleri | projects |
ve | and |
süreçleri | processes |
dış | external |
kolayca | easily |
işbirliği | collaborate |
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
sistemler | systems |
gereksinimleri | requirements |
ve | and |
mevcut | current |
uygulamaları | apps |
TR Sürdürülebilir geri dönüşüm değer zincirleri oluşturmak için paydaşlarla ortaklık kritik önemdedir
EN Partnership with stakeholders is critical to building sustainable recycling value chains
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
değer | value |
zincirleri | chains |
oluşturmak | building |
kritik | critical |
TR İşbu belge, Gizlilik Politikamız ve www.busbud.com adresindeki web sitesinde yayınlanan diğer politika ve kılavuzlarımız (birlikte "Koşullar" olarak anılacaktır) ile birlikte, Busbud Inc
EN This document, together with the Privacy Policy and any other policies or guidelines posted at www.busbud.com (the "Terms") is a contract between you ("you") and Busbud Inc
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
belge | document |
busbud | busbud |
diğer | other |
koşullar | terms |
TR Ledger Nano S Nem sürümü diğer ürünlerle birlikte gönderilemez. Diğer ürünlerimizi satın almak istiyorsanız, lütfen ayrı bir sipariş verin.
EN Ledger Nano S Nem edition cannot be shipped with other products. If you wish to purchase our regular products, please place a separate order.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ledger | ledger |
s | s |
diğer | other |
istiyorsanız | if you wish |
ayrı | separate |
sipariş | order |
TR İçeriklerinizi kolayca paylaşın..., İçeriklerinizi ekibinizle birlikte planlayın ve zamandan tasarruf etmek için otomatik olarak paylaşın., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN Simplify your social media publishing..., Plan your content, collaborate, and publish automatically to save your time., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
planlayın | plan |
zamandan | time |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR Şifrelerinizi güvenle yönetmenin en kolay yolu..., Şifrelerinizi güvenle saklayın ve ekibinizle birlikte her yerden erişin., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN The easiest way to secure your passwords..., Store your passwords and logins and access them anywhere with your team., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
güvenle | secure |
yolu | way |
birlikte | with |
yerden | to |
erişin | access |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR İzleyerek öğrenin..., Hazırladığımız eğitim videolarını izleyerek ekibinizle birlikte RADAAR'ı tam potansiyeliyle kullanmaya başlayın., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN If you are a visual learner..., Watch our product training videos and start using RADAAR to its full potential with your team., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
başlayın | start |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR Bu, birlikte göz atma teklifinin en büyük avantajlarından biridir: Web sitenizin ziyaretçileriyle birlikte göz atmaya başlamak için herhangi bir ek eklentiye ihtiyacınız yoktur.
EN That is one of the major advantage co-browsing offer: you don't need any additional plugin to start to cobrowse with your website visitors.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | major |
biridir | is one |
web | website |
sitenizin | your website |
ek | additional |
ihtiyacınız | need |
TR Pazarda rekabet yüksek olmakla birlikte internetin yoğun kullanımıyla birlikte, her gün binlerce domain kaydediliyor ve bu domainler için bir SSL sertifikası satın alıyor
EN Although the competition is high in the market, with the intense use of the internet, thousands of domains are registered every day and SSL certificates are purchased for these domains
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
rekabet | competition |
yüksek | high |
yoğun | intense |
domainler | domains |
ssl | ssl |
sertifikası | certificates |
satın | purchased |
TR Meselenin içine birlikte girip, birlikte çıkacağız.
EN We will go into the matter together and go out together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
içine | into |
birlikte | together |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR Apex 7'nin tanıtımıyla birlikte, bir avuç yeni ürün uygulamaları ile birlikte SteelSeries ürünlerini yeni bir seviyeye taşıyoruz
EN With the introduction of the Apex 7, we are taking SteelSeries Engine to the next level with a handful of new Engine Apps
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
uygulamaları | apps |
steelseries | steelseries |
seviyeye | level |
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sivil | civil |
ve | and |
önemli | important |
insanları | people |
TR Kibar Holding, geleceğin Kibar’ını yaratabilmek için tüm değer zinciriyle birlikte çalışmakta, “Biz birlikte güçlüyüz” anlayışını teknoloji çalışmalarına da yansıtmaktadır.
EN Kibar Holding works with the entire value chain in order to create the Kibar of the future and reflects the ?WE are strong together? approach to technology studies.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
holding | holding |
tüm | entire |
değer | value |
teknoloji | technology |
TR Bu, birlikte göz atma teklifinin en büyük avantajlarından biridir: Web sitenizin ziyaretçileriyle birlikte göz atmaya başlamak için herhangi bir ek eklentiye ihtiyacınız yoktur.
EN That is one of the major advantage co-browsing offer: you don't need any additional plugin to start to cobrowse with your website visitors.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | major |
biridir | is one |
web | website |
sitenizin | your website |
ek | additional |
ihtiyacınız | need |
TR Pazarda rekabet yüksek olmakla birlikte internetin yoğun kullanımıyla birlikte, her gün binlerce domain kaydediliyor ve bu domainler için bir SSL sertifikası satın alıyor
EN Although the competition is high in the market, with the intense use of the internet, thousands of domains are registered every day and SSL certificates are purchased for these domains
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
rekabet | competition |
yüksek | high |
yoğun | intense |
domainler | domains |
ssl | ssl |
sertifikası | certificates |
satın | purchased |
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sivil | civil |
ve | and |
önemli | important |
insanları | people |
TR Türkiye’deki Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri İçin Birlikte (BİRLİKTE II)
EN Together II for Rights-Based CSOs in Turkey
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
türkiye | turkey |
temelli | based |
ii | ii |
TR Altınay, Roketsan ile birlikte Kırıkkale mühimmat imha sistemleri projesine başladı. Bu proje ile birlikte savunma ve havacılık birimi kurulmuş oldu.
EN Altınay started Kırıkkale demilitarization systems project together with Roketsan. Defense and aerospace business unit was established with this project.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sistemleri | systems |
başladı | started |
proje | project |
savunma | defense |
birimi | unit |
kurulmuş | established |
oldu | was |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR Girişim şirketleriyle birlikte fikirler keşfediyor, teknolojiyi geliştiriyor ve iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve gıda endüstrisinin geleceği için yeni fırsatlar yaratan çözümleri birlikte geliştiriyoruz.
EN Together with startups, we explore ideas, push technology forward and co-develop solutions that create new opportunities for our partners, customers and the future of the food industry.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
fikirler | ideas |
teknolojiyi | technology |
gıda | food |
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
çözümleri | solutions |
TR Birlikte Oynama özelliği artık kullanılamayacak. Grup ekranından bir Birlikte Oynama oturumunu başlatamayacaksınız. Grup oluşturmaya ve Grup üzerinden arkadaşlarınızla konuşmaya devam edebilirsiniz.
EN The Play Together feature will no longer be available. You will not be able to start a Play Together session from Party screen. You can continue creating parties, and talking to your friends through the Party.
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
TR Elsevier CHORUS'un kurucu üyelerinden biridir ve diğer yayıncılarla birlikte CHORUS hizmetini açık erişim için düşük maliyetli bir uyum hizmeti olarak aktif olarak geliştirmiş ve yönlendirmiştir.
EN Elsevier is a founding member of CHORUS and along with fellow publishers actively developed and piloted the CHORUS service to provide a low cost compliance service for open access.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
chorus | chorus |
açık | open |
erişim | access |
düşük | low |
maliyetli | cost |
uyum | compliance |
TR Bir toplantı veya destinasyonunuzu inceleme günü sonunda, Lounge’un huzurlu ortamında diğer konuklarla birlikte lezzetli kanapeler ve içecekler eşliğinde dinlenebilirsiniz.
EN After a day of meetings or exploring your destination, you can unwind with fellow guests over savory canapés and beverages from the honor bar in the tranquil setting of the Lounge.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
toplantı | meetings |
veya | or |
günü | day |
lounge | lounge |
içecekler | beverages |
TR Diğer ekip üyelerinin kullanacağı tuş ses bitelerini vurgulayın. Google belgeleri gibi transkriptin önemli kısımlarıyla birlikte yorum yapın ve not alın.
EN Highlight key soundbites for other team members to use. Comment and make notes alongside key parts of the transcript like Google docs.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
diğer | other |
ekip | team |
yorum | comment |
yapın | make |
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan