TR Küresel araştırma ve sağlık camialarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınmaya sağladığımız katkılardan gurur duymaktayız.
"camialarıyla birlikte sürdürülebilir" dalam Turki dapat diterjemahkan ke dalam kata/frasa bahasa Inggris berikut:
TR Küresel araştırma ve sağlık camialarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınmaya sağladığımız katkılardan gurur duymaktayız.
EN We are proud of our unique contributions to sustainability development, in partnership with our global research and health communities
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
küresel | global |
araştırma | research |
ve | and |
sağlık | health |
sürdürülebilir | sustainability |
gurur | proud |
TR Küresel araştırma ve sağlık camialarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınmaya sağladığımız katkılardan gurur duymaktayız.
EN We are proud of our unique contributions to sustainability development, in partnership with our global research and health communities
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
küresel | global |
araştırma | research |
ve | and |
sağlık | health |
sürdürülebilir | sustainability |
gurur | proud |
TR Ağaç dikiyor, sürdürülebilir bira üretiyor ya da kentleri yeşillendiriyorlar. Bu şirketler, yaşamımızı daha sürdürülebilir kılıyor.
EN They plant trees, brew sustainable beer or green the city. These enterprises are bringing sustainable changes to our lives.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ağaç | plant |
sürdürülebilir | sustainable |
bira | beer |
TR Tatlı su ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kullanımı için sürdürülebilir finansman mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulanması.
EN -The development and implementation of sustainable financing mechanisms for freshwater ecosystem conservation and sustainable water use
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
su | water |
sürdürülebilir | sustainable |
kullanımı | use |
geliştirilmesi | development |
uygulanması | implementation |
TR 12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP - Ulusal Eylem Planları'na sahip ülke sayısı
EN 12.1.1. Number of countries with sustainable consumption and production (SCP) national action plans or SCP mainstreamed as a priority or a target into national policies
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
öncelik | priority |
ulusal | national |
hedef | target |
sürdürülebilir | sustainable |
tüketim | consumption |
üretim | production |
eylem | action |
TR 12.b. İstihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir bir turizm için sürdürülebilir kalkınma etkilerini denetlemeye olanak sağlayan araçlar geliştirilmesi ve uygulanması
EN 12.b. Develop and implement tools to monitor sustainable development impacts for sustainable tourism that creates jobs and promotes local culture and products
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yerel | local |
kültür | culture |
ürünlerini | products |
sürdürülebilir | sustainable |
turizm | tourism |
araçlar | tools |
TR 12.b.1. Üzerinde uzlaşılmış izleme ve değerlendirme araçları bulunan sürdürülebilir turizm stratejilerinin ya da politikalar ve uygulanan sürdürülebilir eylem planlarının sayısı
EN 12.b.1. Number of sustainable tourism strategies or policies and implemented action plans with agreed monitoring and evaluation tools
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
izleme | monitoring |
değerlendirme | evaluation |
sürdürülebilir | sustainable |
turizm | tourism |
politikalar | policies |
eylem | action |
sayısı | number |
ın | of |
TR Sürdürülebilir kalkınma için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kullanmak
EN Conserve and sustainably use the oceans, seas and marine resources for sustainable development
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
kalkınma | development |
deniz | marine |
kullanmak | use |
kaynakları | resources |
TR 11.3. 2030’a kadar bütün ülkelerde kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşmenin geliştirilmesi ve katılımcı, entegre ve sürdürülebilir insan yerleşimlerinin planlanması ve yönetilmesi için kapasitenin güçlendirilmesi
EN 11.3. By 2030, enhance inclusive and sustainable urbanization and capacity for participatory, integrated and sustainable human settlement planning and management in all countries
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
bütün | all |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
katılımcı | participatory |
entegre | integrated |
insan | human |
TR Tatlı su ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kullanımı için sürdürülebilir finansman mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulanması.
EN -The development and implementation of sustainable financing mechanisms for freshwater ecosystem conservation and sustainable water use
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
su | water |
sürdürülebilir | sustainable |
kullanımı | use |
geliştirilmesi | development |
uygulanması | implementation |
TR Sürdürülebilir GelişimAltınay, müşterileri için yenilikçi teknolojilerle daha verimli sistemler geliştirebilmek adına 2018 yılında kurduğu AR-GE Merkezi ile sürdürülebilir gelişimi öncelemektedir
EN Sustainable DevelopmentIn order to develop more efficient systems with innovative technologies for its customers, Altınay prioritizes sustainable development with the R & D Center it established in 2018
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
müşterileri | customers |
yenilikçi | innovative |
verimli | efficient |
sistemler | systems |
merkezi | center |
TR Ağaç dikiyor, sürdürülebilir bira üretiyor ya da kentleri yeşillendiriyorlar. Bu şirketler, yaşamımızı daha sürdürülebilir kılıyor.
EN They plant trees, brew sustainable beer or green the city. These enterprises are bringing sustainable changes to our lives.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
ağaç | plant |
sürdürülebilir | sustainable |
bira | beer |
TR Sizlerle birlikte, yeni iş modellerine sürdürülebilir bir şekilde geçmenize yardımcı olmak için finansal teklifler ve yapılandırma koşulları da dahil, uzun vadeli bir bakış açısına sahip olacağız.
EN With you, we will take a long-term view, including underwriting financial offers and structuring terms to help you transition to new business models in a sustainable way.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
sürdürülebilir | sustainable |
şekilde | way |
olmak | will |
finansal | financial |
teklifler | offers |
koşulları | terms |
dahil | including |
uzun | long |
vadeli | term |
bakış | view |
sahip | take |
TR Kin, tüketici uygulama geliştiricilerini herkesin birlikte kazandığı kapsamlı bir ekosistemin parçası olarak yoğun katılım, sürdürülebilir gelir ve büyüme sağlamaları için güçlendirir
EN Kin empowers consumer app developers to create deep engagement, increase retention, and drive sustainable revenue and growth as part of a comprehensive ecosystem in which everyone wins together
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
tüketici | consumer |
uygulama | app |
herkesin | everyone |
parçası | part |
sürdürülebilir | sustainable |
gelir | revenue |
büyüme | growth |
TR Sizlerle birlikte, yeni iş modellerine sürdürülebilir bir şekilde geçmenize yardımcı olmak için finansal teklifler ve yapılandırma koşulları da dahil, uzun vadeli bir bakış açısına sahip olacağız.
EN With you, we will take a long-term view, including underwriting financial offers and structuring terms to help you transition to new business models in a sustainable way.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
sürdürülebilir | sustainable |
şekilde | way |
olmak | will |
finansal | financial |
teklifler | offers |
koşulları | terms |
dahil | including |
uzun | long |
vadeli | term |
bakış | view |
sahip | take |
TR Buna inanıyoruz çünkü en karmaşık problemlere en sürdürülebilir, en uygun maliyetli çözümü bulmak için sürekli birlikte çalışıyoruz.
EN We believe this is because we are continually working together to find the most sustainable, cost-effective solution to complex challenges.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
inanıyoruz | we believe |
en | most |
karmaşık | complex |
sürdürülebilir | sustainable |
maliyetli | cost |
çözümü | solution |
sürekli | continually |
TR Tedarikçilerimiz ve ortaklarımızla birlikte sürdürülebilir üretim, proses, paketleme, dağıtım ve tüketimi teşvik eden çözümleri destekliyor, geliştiriyor ve tedarik ediyoruz.
EN Together with our suppliers and partners, we support, develop and supply solutions that encourage sustainable production, processing, packaging, distribution, and consumption.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
üretim | production |
paketleme | packaging |
dağıtım | distribution |
çözümleri | solutions |
tedarik | supply |
ortakları | partners |
TR Günümüzde, bunu müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu çözümleri toplumların ve gezegenin gelişmesini sağlayacak bir yolla, sürdürülebilir bir şekilde, yeni yollar bularak ve yeni ortaklarla birlikte yapmamız gerekiyor.
EN Today, we need to do that sustainably, finding new ways, with new partners, to help deliver the solutions our customers need, in a way that enables communities and the planet to flourish.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
günümüzde | today |
çözümleri | solutions |
sürdürülebilir | sustainably |
şekilde | way |
yeni | new |
yollar | ways |
TR İyi olanı korumak amacıyla yeni çözümler geliştirmek için birlikte çalışıyor, yiyecek ve içecek endüstrisinin geleceğini sürdürülebilir bir şekilde şekillendiriyoruz.
EN Working together to develop new solutions to protect what’s good, shaping the future of the food and beverage industry, in a sustainable way.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yeni | new |
çözümler | solutions |
geliştirmek | develop |
çalışıyor | working |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
sürdürülebilir | sustainable |
TR İçeriklerinizi kolayca paylaşın..., İçeriklerinizi ekibinizle birlikte planlayın ve zamandan tasarruf etmek için otomatik olarak paylaşın., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN Simplify your social media publishing..., Plan your content, collaborate, and publish automatically to save your time., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
planlayın | plan |
zamandan | time |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR Şifrelerinizi güvenle yönetmenin en kolay yolu..., Şifrelerinizi güvenle saklayın ve ekibinizle birlikte her yerden erişin., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN The easiest way to secure your passwords..., Store your passwords and logins and access them anywhere with your team., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
güvenle | secure |
yolu | way |
birlikte | with |
yerden | to |
erişin | access |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR İzleyerek öğrenin..., Hazırladığımız eğitim videolarını izleyerek ekibinizle birlikte RADAAR'ı tam potansiyeliyle kullanmaya başlayın., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN If you are a visual learner..., Watch our product training videos and start using RADAAR to its full potential with your team., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
başlayın | start |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR Bu, birlikte göz atma teklifinin en büyük avantajlarından biridir: Web sitenizin ziyaretçileriyle birlikte göz atmaya başlamak için herhangi bir ek eklentiye ihtiyacınız yoktur.
EN That is one of the major advantage co-browsing offer: you don't need any additional plugin to start to cobrowse with your website visitors.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | major |
biridir | is one |
web | website |
sitenizin | your website |
ek | additional |
ihtiyacınız | need |
TR Pazarda rekabet yüksek olmakla birlikte internetin yoğun kullanımıyla birlikte, her gün binlerce domain kaydediliyor ve bu domainler için bir SSL sertifikası satın alıyor
EN Although the competition is high in the market, with the intense use of the internet, thousands of domains are registered every day and SSL certificates are purchased for these domains
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
rekabet | competition |
yüksek | high |
yoğun | intense |
domainler | domains |
ssl | ssl |
sertifikası | certificates |
satın | purchased |
TR Meselenin içine birlikte girip, birlikte çıkacağız.
EN We will go into the matter together and go out together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
içine | into |
birlikte | together |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR Apex 7'nin tanıtımıyla birlikte, bir avuç yeni ürün uygulamaları ile birlikte SteelSeries ürünlerini yeni bir seviyeye taşıyoruz
EN With the introduction of the Apex 7, we are taking SteelSeries Engine to the next level with a handful of new Engine Apps
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
uygulamaları | apps |
steelseries | steelseries |
seviyeye | level |
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sivil | civil |
ve | and |
önemli | important |
insanları | people |
TR Kibar Holding, geleceğin Kibar’ını yaratabilmek için tüm değer zinciriyle birlikte çalışmakta, “Biz birlikte güçlüyüz” anlayışını teknoloji çalışmalarına da yansıtmaktadır.
EN Kibar Holding works with the entire value chain in order to create the Kibar of the future and reflects the ?WE are strong together? approach to technology studies.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
holding | holding |
tüm | entire |
değer | value |
teknoloji | technology |
TR İşbu belge, Gizlilik Politikamız ve www.busbud.com adresindeki web sitesinde yayınlanan diğer politika ve kılavuzlarımız (birlikte "Koşullar" olarak anılacaktır) ile birlikte, Busbud Inc
EN This document, together with the Privacy Policy and any other policies or guidelines posted at www.busbud.com (the "Terms") is a contract between you ("you") and Busbud Inc
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
belge | document |
busbud | busbud |
diğer | other |
koşullar | terms |
TR Bu, birlikte göz atma teklifinin en büyük avantajlarından biridir: Web sitenizin ziyaretçileriyle birlikte göz atmaya başlamak için herhangi bir ek eklentiye ihtiyacınız yoktur.
EN That is one of the major advantage co-browsing offer: you don't need any additional plugin to start to cobrowse with your website visitors.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
büyük | major |
biridir | is one |
web | website |
sitenizin | your website |
ek | additional |
ihtiyacınız | need |
TR Pazarda rekabet yüksek olmakla birlikte internetin yoğun kullanımıyla birlikte, her gün binlerce domain kaydediliyor ve bu domainler için bir SSL sertifikası satın alıyor
EN Although the competition is high in the market, with the intense use of the internet, thousands of domains are registered every day and SSL certificates are purchased for these domains
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
rekabet | competition |
yüksek | high |
yoğun | intense |
domainler | domains |
ssl | ssl |
sertifikası | certificates |
satın | purchased |
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sivil | civil |
ve | and |
önemli | important |
insanları | people |
TR Türkiye’deki Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri İçin Birlikte (BİRLİKTE II)
EN Together II for Rights-Based CSOs in Turkey
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
türkiye | turkey |
temelli | based |
ii | ii |
TR Altınay, Roketsan ile birlikte Kırıkkale mühimmat imha sistemleri projesine başladı. Bu proje ile birlikte savunma ve havacılık birimi kurulmuş oldu.
EN Altınay started Kırıkkale demilitarization systems project together with Roketsan. Defense and aerospace business unit was established with this project.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sistemleri | systems |
başladı | started |
proje | project |
savunma | defense |
birimi | unit |
kurulmuş | established |
oldu | was |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR PureTech 130 benzinli motor ve BlueHDi 120 dizel motor 6 ileri manuel şanzıman ile birlikte iken, Stop & Start işlevine bağlı bir EAT6 otomatik şanzıman PureTech 110 benzinli motorla birlikte sunulmaktadır.
EN An EAT6 automatic gearbox linked to the Stop & Start function is available with the PureTech 110 petrol engine while the PureTech 130 petrol engine and BlueHDi 120 diesel engine ship with a 6-speed manual gearbox.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
motor | engine |
bluehdi | bluehdi |
dizel | diesel |
manuel | manual |
start | start |
bağlı | linked |
otomatik | automatic |
TR Politika ve yönetişim konusundaki yenilikçi yeni yaklaşımları Dördüncü Endüstri Devriminde birlikte tasarlamak ve yönlendirmek üzere dünyanın dört bir yanından gelen paydaşlarla birlikte çalışır.
EN Partners with stakeholders from around the world to co-design and pilot innovative new approaches to policy and governance in the Fourth Industrial Revolution.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
politika | policy |
yenilikçi | innovative |
yeni | new |
dördüncü | fourth |
tasarlamak | design |
dünyanın | world |
TR Girişim şirketleriyle birlikte fikirler keşfediyor, teknolojiyi geliştiriyor ve iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve gıda endüstrisinin geleceği için yeni fırsatlar yaratan çözümleri birlikte geliştiriyoruz.
EN Together with startups, we explore ideas, push technology forward and co-develop solutions that create new opportunities for our partners, customers and the future of the food industry.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
fikirler | ideas |
teknolojiyi | technology |
gıda | food |
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
çözümleri | solutions |
TR Birlikte Oynama özelliği artık kullanılamayacak. Grup ekranından bir Birlikte Oynama oturumunu başlatamayacaksınız. Grup oluşturmaya ve Grup üzerinden arkadaşlarınızla konuşmaya devam edebilirsiniz.
EN The Play Together feature will no longer be available. You will not be able to start a Play Together session from Party screen. You can continue creating parties, and talking to your friends through the Party.
TR Elsevier ortağınız olduğunda uygulamalarınızı dönüştürmek başarılabilir ve sürdürülebilir olur.
EN With Elsevier as a partner, practice transformation is achievable and sustainable.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
ve | and |
sürdürülebilir | sustainable |
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
çözümleri | solutions |
hedef | target |
uzmanlık | expertise |
sürdürülebilir | sustainable |
talep | demand |
marka | brand |
programları | programmes |
sağlayın | provide |
TR Ürün ve yazılımların tamir edilebilir ve sürdürülebilir yollarla nasıl tasarlanacağı.
EN How to design products and software in repairable, sustainable ways.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
TR Geçtiğimiz 10 yıl süresince Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, çok sayıda çok uluslu firmayı güvenli ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetme hedefleri konusunda desteklemiştir.
EN For the past 10 years, Control Union Certifications has supported a range of multinational companies with their ambitions to manage a safe and sustainable supply chain.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
yıl | years |
control | control |
union | union |
uluslu | multinational |
sürdürülebilir | sustainable |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
yönetme | manage |
TR Sürdürülebilir Tarım Girişimi (SAI) platformu da bu alandaki uzmanlığımızı tanıyarak Control Union'ı yetkili ortağı olarak atamıştır.
EN The Sustainable Agricultural Initiative (SAI) platform has also appointed Control Union as its enabling partner as a recognition of our expertise in the field.
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
tarım | agricultural |
platformu | platform |
control | control |
union | union |
ortağı | partner |
TR Balıkçılık ve su ürünleri endüstrisi MSC ve ASC gibi sertifikasyon programları ile daha sürdürülebilir bir hale gelmekte olup Control Union Certifications, bu sektörde küresel olarak büyüyen bir pozisyondadır
EN The fisheries and aquaculture industry becomes more sustainable with certification programs like MSC and ASC and Control Union Certifications has globally a growing position in this sector
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
endüstrisi | industry |
sertifikasyon | certification |
programları | programs |
sürdürülebilir | sustainable |
control | control |
union | union |
büyüyen | growing |
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
orman | forest |
ürünlerin | products |
sürdürülebilir | sustainable |
veya | or |
yasal | legal |
güvenilir | credible |
garanti | assurance |
giderek | increasingly |
önemli | important |
TR Sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerinin giderek önem kazanması, günlük iş uygulamalarımızı etkileyen net eğilimlerdir
EN The increasing importance of sustainable and transparent supply chains are clear trends affecting our daily business practices
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
ve | and |
şeffaf | transparent |
tedarik | supply |
giderek | increasing |
önem | importance |
günlük | daily |
etkileyen | affecting |
net | clear |
TR Sürdürülebilir su çıkarmayı sağlama ve bu süreci koruma
EN To achieve and maintain sustainable water abstraction
Turki | bahasa Inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
su | water |
ve | and |
TR Ferrari F1 Patronu: "Sürdürülebilir yakıtlara geçiş büyük olay"
EN MSGM and Automobile Club de l’Ouest reveal full driver entry list for the Le Mans Virtual Series 2021-22 Season
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan