DE Alles über 60 gilt in der Regel als gutes Ergebnis, aber wenn Sie sich von Ihren Mitbewerbern abheben wollen, sollten Sie wahrscheinlich über 71 liegen.
"regel als gutes" dalam Jerman dapat diterjemahkan ke dalam kata/frasa Turki berikut:
DE Alles über 60 gilt in der Regel als gutes Ergebnis, aber wenn Sie sich von Ihren Mitbewerbern abheben wollen, sollten Sie wahrscheinlich über 71 liegen.
TR 60'ın üzerindeki herhangi bir puan genellikle iyi bir puan olarak kabul edilir, ancak rakiplerinizden sıyrılmaya çalışıyorsanız puanınızın 71'in üzerinde olmasını isteyebilirsiniz.
Jerman | Turki |
---|---|
in der regel | genellikle |
der | kabul |
gutes | iyi |
aber | bir |
von | üzerindeki |
DE Es ist ein gutes Angebot, aber Sie erhalten ein gutes Preis-Leistungs-Verhältnis
TR Bu iyi bir anlaşma, ancak paranızın karşılığını fazlasıyla alırsınız
Jerman | Turki |
---|---|
ist | bu |
gutes | iyi |
aber | bir |
es | ancak |
DE Wenn also eine allgemeine Regel den Zugriff auf Daten gewährt, können Sie ihn nicht mit einer spezifischeren Regel einschränken
TR Bu nedenle, geniş bir kural verilere erişim izni veriyorsa, daha spesifik bir kuralla kısıtlama yapamazsınız
Jerman | Turki |
---|---|
regel | kural |
zugriff | erişim |
daten | verilere |
ihn | bu |
nicht | bir |
DE Es ist immer noch eine gutes Geschäft für den Preisaber. $ 4- $ 5 pro Monat sind ein bisschen höher als das billigste Hosting für Einsteiger, aber es ist billiger als High-Tier-Hosting mit anderen Unternehmen.
TR Hala bir fiyat için iyi bir anlaşma, rağmen. Ayda 4- $ 5 en ucuz giriş seviyesi barındırma biraz daha yüksektir, ancak diğer şirketlerle yüksek katmanlı barındırma daha ucuzdur.
Jerman | Turki |
---|---|
gutes | iyi |
hosting | barındırma |
höher | yüksek |
aber | bir |
anderen | diğer |
für | için |
ein | biraz |
immer noch | hala |
DE Aller Anfang ist schwer, aber ein gutes Netzwerk ist für Startups vielleicht noch wichtiger als für mittelständischen Unternehmen oder Konzerne
TR Yeni bir şirket kurmuş, kurmakta olan veya kurmayı isteyen kişilerle tanışın
Jerman | Turki |
---|---|
unternehmen | şirket |
oder | veya |
ist | olan |
DE Die Community ist bullisch. Mehr als 82 % der Benutzer haben heute ein gutes Gefühl bei Ethereum (ETH).
TR Topluluk yukarı yönlü bir beklenti içinde çünkü kullanıcıların % 82 oranında bir kesimi bugün Ethereum (ETH) hakkında iyi hissediyor.
Jerman | Turki |
---|---|
community | topluluk |
heute | bugün |
ethereum | ethereum |
als | çünkü |
eth | eth |
gutes | iyi |
benutzer | kullanıcı |
DE Die Community ist bullisch. Mehr als 100 % der Benutzer haben heute ein gutes Gefühl bei NEM (XEM).
TR Topluluk yukarı yönlü bir beklenti içinde çünkü kullanıcıların % 100 oranında bir kesimi bugün NEM (XEM) hakkında iyi hissediyor.
DE Die Community ist bullisch. Mehr als 75 % der Benutzer haben heute ein gutes Gefühl bei TrueFi (TRU).
TR Topluluk yukarı yönlü bir beklenti içinde çünkü kullanıcıların % 75 oranında bir kesimi bugün TrueFi (TRU) hakkında iyi hissediyor.
DE Premiumnamen stehen zum Kauf zur Verfügung, kosten aber in der Regel mehr als normale Namen
TR Premium alan adları satın alınabilir, ancak genellikle Premium olmayan alan adlarına göre daha pahalıdırlar
Jerman | Turki |
---|---|
kauf | satın |
in der regel | genellikle |
aber | ancak |
in | alan |
als | göre |
mehr | daha |
DE Die Wiederverwendung in Entwicklungsländern ist in der Regel effektiver als das inländische Recycling. In den USA gibt es beispielsweise keinen großen Markt für alte Röhrenmonitore, in anderen Ländern werden sie aber wiederverwendet.
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
Jerman | Turki |
---|---|
markt | pazar |
in | da |
anderen | diğer |
für | için |
aber | bir |
DE Ein Partner ist in der Regel ein Blogger, Webmaster oder ein Experte für digitales Marketing, SEO oder soziale Medien, der RADAAR gerne nutzt und oft sowohl online als auch offline darüber berichtet
TR Ortaklar genellikle bir blog yazarı, web yöneticisi veya dijital pazarlama, SEO veya RADAAR'ı kullanmaktan hoşlanan ve sıklıkla hem çevrimiçi hem de çevrimdışı olarak RADAAR?dan bahseden bir sosyal medya uzmanıdır
Jerman | Turki |
---|---|
partner | ortaklar |
marketing | pazarlama |
seo | seo |
medien | medya |
offline | çevrimdışı |
online | çevrimiçi |
oder | veya |
und | ve |
soziale | sosyal medya |
digitales | bir |
sowohl | de |
DE Wenn Sie Reporte für Ihr Unternehmen erstellen, möchten Sie in der Regel, dass sie so aussehen, als ob sie zu Ihrer Organisation gehören, indem Sie Ihre Markenfarben und -schriftarten integrieren
TR Şirketiniz için rapor hazırlarken, tipik olarak kendi marka renklerinizi ve yazıtiplerinizi ekleyerek bu raporların sizin organizasyonunuza ait olduğunun görülmesini istersiniz
Jerman | Turki |
---|---|
ihr | bu |
und | ve |
erstellen | kendi |
DE Wenn Sie die Anschaffungs-, Gesamt- und Betriebskosten berücksichtigen, werden Sie feststellen, dass Hypertherm HyPrecision-Wasserstrahlanlagen bessere Ergebnisse als alle anderen Anlagen erzielen und in der Regel mindestens 20 % günstiger sind
TR Maliyete satın alma, sahiplik ve işletim masraflarını dahil ettiğinizde, Hypertherm HyPrecision su jetlerinin diğer tüm su jetlerinden tipik olarak %20 veya üzeri daha üstün olduğunu görürsünüz
Jerman | Turki |
---|---|
und | ve |
anderen | diğer |
alle | tüm |
DE Nein . Als allgemeine Regel gilt, einschließlich Verweise (oder „Referenzen auf Anfrage“ ist überflüssig. Halten Sie Ihre begrenzten Raum für sich selbst zu verkaufen.
TR "İsteğe bağlı olarak referanslar" referanslar (ya da dahil genel bir kural olarak, No gereksiz olduğunu. Kendini satmak için alan sınırlı tutun.
Jerman | Turki |
---|---|
allgemeine | genel |
regel | kural |
einschließlich | dahil |
sich | kendini |
sie | bir |
DE Die Wiederverwendung in Entwicklungsländern ist in der Regel effektiver als das inländische Recycling. In den USA gibt es beispielsweise keinen großen Markt für alte Röhrenmonitore, in anderen Ländern werden sie aber wiederverwendet.
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
Jerman | Turki |
---|---|
markt | pazar |
in | da |
anderen | diğer |
für | için |
aber | bir |
DE Einfacher, reisefreundlicher Antragsprozess. In der Regel 100 % online mit klaren Anweisungen. Viel weniger kompliziert als sich mit Behörden herumzuschlagen.
TR Basit ve seyahat eden kişi dostu başvuru süreci. Genellikle, açık talimatlarla birlikte %100 çevrim içi ortamda. Hükümetlerle muhatap olmaktan çok daha az karmaşıktır.
Jerman | Turki |
---|---|
einfacher | basit |
in der regel | genellikle |
in | birlikte |
der | ve |
weniger | az |
DE Premiumnamen stehen zum Kauf zur Verfügung, kosten aber in der Regel mehr als normale Namen
TR Premium alan adları satın alınabilir, ancak genellikle Premium olmayan alan adlarına göre daha pahalıdırlar
Jerman | Turki |
---|---|
kauf | satın |
in der regel | genellikle |
aber | ancak |
in | alan |
als | göre |
mehr | daha |
DE 2.061 davon sind Städte, die in der Regel mehr als 2.000 Einwohner haben müssen
TR Bunların 2.061 tanesi kasabadır; bir yerin kasaba olabilmesi için genelde nüfusunun 2.000’i aşması zorunludur
Jerman | Turki |
---|---|
sind | bir |
DE Ja. 2014 haben alle 16 Bundesländer die Studiengebühren an allen deutschen Hochschulen abgeschafft. Nur eine geringe Gebühr wird pro Semester fällig. In der Regel nicht mehr als 300 Euro.
TR Evet. 2014 yılında Almanya’nın 16 eyaletindeki tüm üniversiteler öğrenim ücretlerini kaldırdı. Her dönem için yalnızca cüzi bir katkı payı alınıyor ve bu da 300 avroyu geçmiyor.
Jerman | Turki |
---|---|
hochschulen | üniversiteler |
ja | evet |
in | da |
nur | yalnızca |
nicht | bir |
der | ve |
wird | bu |
DE Im Deutschen werden Substantive groß geschrieben. Anders als im Englischen gilt diese Regel nicht nur für Eigennamen – es gibt keine Ausnahmen.
TR Almancada isimler büyük harfle başlar. İngilizceden farklı olarak bu kural, sadece özel isimler için geçerli değildir; bunun istisnası yoktur.
Jerman | Turki |
---|---|
anders | farklı |
regel | kural |
gilt | geçerli |
diese | bu |
für | için |
nur | sadece |
nicht | değildir |
als | olarak |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE DXF ist ACSII-Text, DWG ist eine Binärdatei. Dies bedeutet, dass DXF in der Regel viel größer ist als DWG.
TR DXF formatı ASCII metinken DWG ise binary dosyasıdır. Yani DXF dosyaları DWG'ye kıyasla genelde daha yüksek boyutludur.
Jerman | Turki |
---|---|
dxf | dxf |
dwg | dwg |
text | metinken |
der | yani |
DE Das Keyword-Tool von Ranktracker hingegen zeigt in der Regel einen vollständigen Analysebericht in weniger als 30 Sekunden an
TR Ranktracker'ın anahtar kelime aracı ise genellikle 30 saniyeden kısa bir sürede tam bir analiz raporu görüntüler
Jerman | Turki |
---|---|
vollständigen | tam |
in der regel | genellikle |
weniger | kısa |
tool | aracı |
keyword | anahtar |
das | ise |
DE Wie wir bereits erwähnt haben, sind Audit-Tools in der Regel weitaus erschwinglicher als die Beauftragung einer Einzelperson mit der Verwaltung der SEO Ihrer Website
TR Daha önce de belirttiğimiz gibi, denetim araçları genellikle sitenizin SEO'sunu yönetmesi için bir kişiyi işe almaktan çok daha ekonomiktir
Jerman | Turki |
---|---|
audit | denetim |
tools | araçları |
in der regel | genellikle |
wie | gibi |
die | önce |
sind | bir |
in | için |
bereits | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Wir tun dies ausschließlich nach eigenem Ermessen, in der Regel, weil wir glauben das dies einen größeren Wert für die Community als Ganzes darstellt
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
Jerman | Turki |
---|---|
ganzes | bütün |
in der regel | genellikle |
wir glauben | inanıyoruz |
größeren | daha |
wert | bir |
für | de |
DE Als allgemeine Regel gilt: Gewähren Sie keinen Zugang zu Websites, denen Sie nicht vertrauen.
TR Genel bir kural olarak, güvenmediğiniz web sitelerine erişim izni vermemeniz gerekir.
Jerman | Turki |
---|---|
allgemeine | genel |
regel | kural |
zugang | erişim |
websites | web |
denen | bir |
DE Niedliche und liebenswerte Polarfüchse sind ein gutes Beispiel
TR Sevimli ve sevimli Kutup tilkileri harika bir örnektir
Jerman | Turki |
---|---|
und | ve |
sind | bir |
DE Baku verfügt über ein gutes, zuverlässiges Bussystem mit günstigen Preisen – nur 0,30 AZN pro Person und Fahrt
TR Bakü'de her yolculuk için kişi başına sadece 0,30 AZN gibi makul bir ücretle iyi ve güvenilir bir toplu taşıma otobüs hizmeti vardır
Jerman | Turki |
---|---|
zuverlässiges | güvenilir |
und | ve |
person | kişi |
nur | sadece |
pro | başına |
ein | bir |
mit | gibi |
DE Barbados verfügt über ein gutes Straßennetz, das die ganze Insel umfasst
TR Barbados tüm adayı kapsayan iyi bir karayolu ağına sahiptir
Jerman | Turki |
---|---|
gutes | iyi |
verfügt | sahiptir |
ganze | bir |
DE Crossdresser Anani Anal Pearl hat mir ein gutes Gefühl gegeben (Keuschheitsgürtel + Anal Pearl) am Gay0Day
TR Gay0Day'de Crossdresser Anani Anal Pearl beni iyi hissettirdi (Bekaret kemeri + Anal İnci)
Jerman | Turki |
---|---|
gutes | iyi |
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan