EN Our People: Careers at Simon-Kucher Consulting is a people business, and here at Simon-Kucher, we firmly believe that our people are our most valuable resource by far
{search} in Englanti voidaan kääntää seuraaviksi Turkki sanoiksi/lauseiksi:
EN Our People: Careers at Simon-Kucher Consulting is a people business, and here at Simon-Kucher, we firmly believe that our people are our most valuable resource by far
TR Ekibimiz: Simon-Kucher’de Kariyer Danışmanlık bir ekip işi ve Simon-Kucher’de, en değerli kaynaklarımızdan birinin ekibimiz olduğuna inanıyoruz
Englanti | Turkki |
---|---|
careers | kariyer |
consulting | danışmanlık |
valuable | değerli |
most | en |
at | de |
business | iş |
a | bir |
and | ve |
EN Our People: Careers at Simon-Kucher Consulting is a people business, and here at Simon-Kucher, we firmly believe that our people are our most valuable resource by far
TR Ekibimiz: Simon-Kucher’de Kariyer Danışmanlık bir ekip işi ve Simon-Kucher’de, en değerli kaynaklarımızdan birinin ekibimiz olduğuna inanıyoruz
Englanti | Turkki |
---|---|
careers | kariyer |
consulting | danışmanlık |
valuable | değerli |
most | en |
at | de |
business | iş |
a | bir |
and | ve |
EN Read our article about B2Core, a unique client cabinet software package solution that can be tailored to a brokerage's require-ments. A must-read if you are looking for an efficient, multi-featured back-office solution.
TR Broker ihtiyaçlarına göre düzenlenebilen benzersiz müşteri kabin yazılım paketi B2Core hakkındaki makalemizi okuyun, B2Core hakkındaki makalemizi okuyun. Etkin, çok özellikli back ofis çözümü arayanlar için idealdir.
Englanti | Turkki |
---|---|
read | okuyun |
client | müşteri |
software | yazılım |
package | paketi |
efficient | etkin |
featured | özellikli |
back | back |
office | ofis |
solution | çözümü |
about | hakkındaki |
unique | benzersiz |
EN Extensions have read-only access to function code, and can read and write in /tmp.
TR Uzantılar, işlev koduna salt okunur erişime sahiptir ve /tmp dizininde okuma ve yazma işlemi yapabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
extensions | uzantılar |
have | sahiptir |
access | erişime |
function | işlev |
code | koduna |
can | yapabilir |
read | ve |
EN You get all the features you need to achieve maximum visibility and efficiency in your high-volume, rugged environments — from industry leading read rates and exceptional read accuracy to superior RF sensitivity
TR Sektör lideri okuma hızlarından olağanüstü okuma hatasızlığı ve üstün RF hassasiyetine kadar, yüksek hacimli ve dayanıklı ortamlarınızda maksimum izlenebilirlik ve verim için ihtiyacınız olan tüm özellikleri elde edersiniz
Englanti | Turkki |
---|---|
industry | sektör |
leading | lideri |
read | okuma |
exceptional | olağanüstü |
volume | hacimli |
rugged | dayanıklı |
maximum | maksimum |
visibility | izlenebilirlik |
features | özellikleri |
you | edersiniz |
and | ve |
get | elde |
high | yüksek |
superior | üstün |
all | tüm |
need | ihtiyacınız |
EN Extensions have read-only access to function code, and can read and write in /tmp.
TR Uzantılar, işlev koduna salt okunur erişime sahiptir ve /tmp dizininde okuma ve yazma işlemi yapabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
extensions | uzantılar |
have | sahiptir |
access | erişime |
function | işlev |
code | koduna |
can | yapabilir |
read | ve |
EN You get all the features you need to achieve maximum visibility and efficiency in your high-volume, rugged environments — from industry leading read rates and exceptional read accuracy to superior RF sensitivity
TR Sektör lideri okuma hızlarından olağanüstü okuma hatasızlığı ve üstün RF hassasiyetine kadar, yüksek hacimli ve dayanıklı ortamlarınızda maksimum izlenebilirlik ve verim için ihtiyacınız olan tüm özellikleri elde edersiniz
Englanti | Turkki |
---|---|
industry | sektör |
leading | lideri |
read | okuma |
exceptional | olağanüstü |
volume | hacimli |
rugged | dayanıklı |
maximum | maksimum |
visibility | izlenebilirlik |
features | özellikleri |
you | edersiniz |
and | ve |
get | elde |
high | yüksek |
superior | üstün |
all | tüm |
need | ihtiyacınız |
EN To scale read capacity, ElastiCache allows you to add up to five read replicas across multiple availability zones
TR ElastiCache, okuma kapasitesinin ölçeklendirilmesi için birden fazla erişilebilirlik alanında beşe kadar okuma replikası eklemenize izin verir
Englanti | Turkki |
---|---|
read | okuma |
allows | izin verir |
availability | erişilebilirlik |
elasticache | elasticache |
to add | eklemenize |
five | beş |
multiple | birden fazla |
EN If you are using the Cluster Reader Endpoint to direct your read traffic to the Aurora Replica, the read only connections will be directed to the newly promoted Aurora Replica until the old primary node is recovered as a replica.
TR Okuma trafiğinizi Aurora Replikasına yönlendiren Küme Okuyucu Uç Noktası kullanıyorsanız, eski birincil düğüm replika olarak kurtarılana kadar salt okunur bağlantılar yeni yükseltilen Aurora Replikasına yönlendirilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
cluster | küme |
reader | okuyucu |
read | okuma |
aurora | aurora |
newly | yeni |
old | eski |
primary | birincil |
to | kadar |
the | olarak |
EN SessionHandler::read — Read session data
TR SessionHandler::read — Oturum verisini okur
EN SessionHandlerInterface::read — Read session data
TR SessionHandlerInterface::read — Oturum verisini okur
EN To read more on where IBM stands within the conversation around AI ethics, read more here.
TR IBM'in yapay zeka etiği hakkındaki tartışmadaki tutumu hakkında daha fazla bilgi almak için, buraya tıklayın.
Englanti | Turkki |
---|---|
here | buraya |
read | daha |
to | hakkında |
EN To read more on IBM's position around AI Ethics, read more here.
TR IBM'in Yapay Zeka Etiği hakkındaki pozisyonu hakkında daha fazla bilgi için, buraya tıklayın.
Englanti | Turkki |
---|---|
here | buraya |
read | daha |
to | hakkında |
EN Read our article about B2Core, a unique client cabinet software package solution that can be tailored to a brokerage's require-ments. A must-read if you are looking for an efficient, multi-featured back-office solution.
TR Broker ihtiyaçlarına göre düzenlenebilen benzersiz müşteri kabin yazılım paketi B2Core hakkındaki makalemizi okuyun, B2Core hakkındaki makalemizi okuyun. Etkin, çok özellikli back ofis çözümü arayanlar için idealdir.
Englanti | Turkki |
---|---|
read | okuyun |
client | müşteri |
software | yazılım |
package | paketi |
efficient | etkin |
featured | özellikli |
back | back |
office | ofis |
solution | çözümü |
about | hakkındaki |
unique | benzersiz |
EN Read more about Dairy Processing Handbook or read the Dairy Processing Handbook online
TR Süt Ürünleri Proses El Kitabı hakkında daha fazla bilgi edinin veya Süt Ürünleri Proses El Kitabını çevrimiçi okuyun
Englanti | Turkki |
---|---|
online | çevrimiçi |
about | hakkında |
or | veya |
read | okuyun |
EN Read more about The Orange Book or read The Orange Book online.
TR Tetra Pak Portakal Kitabı hakkında daha fazla bilgi edinin veya Portakal Kitabı'nı çevrim içi ortamda okuyun.
Englanti | Turkki |
---|---|
orange | portakal |
book | kitabı |
about | hakkında |
or | veya |
read | okuyun |
EN How to create content that people will care to read and share with others
TR İnsanların okumak ve diğerleriyle paylaşmak isteyeceği içerikler nasıl oluşturulur
Englanti | Turkki |
---|---|
share | paylaşmak |
read | ve |
how | nasıl |
EN Deliver valuable content that people want to read
TR İnsanların okumak isteyeceği zengin içerikler sunun
EN However, leave it at that -- most people on the internet shudder at the thought of reading a book before repairing something (when's the last time you read the user manual that came with your TV?).
TR Ancak, burda bırakın - internetteki insanlar, bir şeyi tamire başlamadan önce bir kitapçığı bile okumaya korkarlar (televizyonunuzla birlikte gelen kullanım kılavuzunu en son ne zaman okudunuz?).
Englanti | Turkki |
---|---|
leave | bırak |
people | insanlar |
book | kitap |
time | zaman |
user | kullanım |
most | en |
last | son |
with | birlikte |
your | şeyi |
EN Turkey hosts the largest refugee and migrant population in the world, with approximately 4 million. While almost half of them are women, more than 1 million are young people between the ages of 15-30... Read more
TR Türkiye bugün, yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmen ile dünyanın en büyük mülteci ve göçmen nüfusuna ev sahipliği yapıyor. 4 milyon göçmen ve mültecinin yarısına yakınını kadınlar oluştururken, 1... Daha fazla
Englanti | Turkki |
---|---|
turkey | türkiye |
refugee | mülteci |
million | milyon |
women | kadınlar |
world | dünyanın |
in | yaklaşık |
are | ev |
read | ve |
with | ile |
EN $835 million is needed to provide life-saving essential services to meet health and protection needs of 54.5 million displaced women, girls and young people in 2022! UNITED NATIONS, New York, 13... Read more
TR 2022’de yerinden edilmiş 54,5 milyon kadın, kız çocuğu ve gencin sağlık ve koruma ihtiyaçlarını karşılamak ve ihtiyaç duydukları en hayati hizmetlere ulaşmalarını sağlamak için 835 milyon dolara... Daha fazla
Englanti | Turkki |
---|---|
million | milyon |
services | hizmetlere |
meet | karşılamak |
health | sağlık |
protection | koruma |
girls | kız |
women | kadın |
needs | ihtiyaçlarını |
needed | ihtiyaç |
of | in |
to | sağlamak |
in | için |
read | ve |
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women,... Read more
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların,... Daha fazla
Englanti | Turkki |
---|---|
human | insan |
rights | hakları |
gender | cinsiyet |
sexual | cinsel |
women | kadınlar |
health | sağlığı |
read | ve |
the | gibi |
EN And more than half of these people read the latest news on their smartphone.
TR Bu kişilerin yarısından fazlası da güncel haberleri her gün akıllı telefonundan okuyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
people | kişilerin |
news | haberleri |
more | fazlası |
latest | güncel |
the | gün |
these | bu |
of | her |
EN It is important for PoC, queer people and young women* or persons who are read as female to occupy high positions in the cultural sector because there will never be diversity without them
TR Kültür alanında PoC’ların, queerlerin ve genç kadınların* ya da kadın olarak okunanların yüksek pozisyonlarda bulunması çok önemli, zira onlar olmadan çeşitlilikten bahsetmek söz konusu olamaz
Englanti | Turkki |
---|---|
cultural | kültür |
without | olmadan |
young | genç |
important | önemli |
high | yüksek |
in | da |
women | kadın |
to | e |
read | ve |
EN And more than half of these people read the latest news on their smartphone.
TR Bu kişilerin yarısından fazlası da güncel haberleri her gün akıllı telefonundan okuyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
people | kişilerin |
news | haberleri |
more | fazlası |
latest | güncel |
the | gün |
these | bu |
of | her |
EN The Internet is changing the way literature is produced, with more and more people choosing to read and write together.
TR İnternet edebiyat faaliyetinde değişim getiriyor. Yazma ve okuma eylemi giderek daha sık birarada yapılıyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
the | giderek |
read | ve |
EN Whether people are trying to find a plumber for their house, purchase a new product, or find interesting content to read, it all starts by them typing a keyword into a search engine.
TR İnsanlar ister evleri için bir tesisatçı bulmaya, ister yeni bir ürün satın almaya ya da okuyacak ilginç bir içerik bulmaya çalışıyor olsun, her şey arama motoruna bir anahtar kelime yazmalarıyla başlıyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
purchase | satın |
interesting | ilginç |
product | ürün |
content | içerik |
search | arama |
into | da |
are | olsun |
a | bir |
new | yeni bir |
EN You’ll also need to create relevant content that people want to read.
TR Ayrıca, insanların okumak isteyeceği alakalı içerikler oluşturmanız gerekir.
Englanti | Turkki |
---|---|
relevant | alakalı |
people | insanlar |
also | ayrıca |
EN This summer, we asked people around the world to get creative and send us their freshest ideas for ice-cream. Read the report with the winning ideas
TR Bu yaz, dünyanın farklı yerlerindeki insanlardan yaratıcı olmalarını ve kendi yarattıkları en yeni dondurma fikirlerini bize göndermelerini istedik. Kazanan fikirleri içeren raporu okuyun
Englanti | Turkki |
---|---|
summer | yaz |
world | dünyanın |
report | raporu |
winning | kazanan |
creative | yaratıcı |
this | bu |
ideas | fikirleri |
us | bize |
read | ve |
EN Read more about protecting people
TR İnsanları korumak hakkında daha fazla bilgi edinin
Englanti | Turkki |
---|---|
protecting | korumak |
about | hakkında |
read | daha |
EN Read more about how we protect people
TR İnsanları nasıl koruduğumuz hakkında daha fazla bilgi edinin
Englanti | Turkki |
---|---|
how | nasıl |
about | hakkında |
read | daha |
EN Read more about our work to Protect People
TR İnsanları Korumak için yaptığımız çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgiye ulaşın.
Englanti | Turkki |
---|---|
read | daha |
about | hakkında |
EN Read about how we protect people
TR İnsanları nasıl koruduğumuz hakkında bilgi edinin
Englanti | Turkki |
---|---|
how | nasıl |
about | hakkında |
EN Imagesource In 2020, 7,481 motorcycle accidents occurred in Austin. Out of which, 482 people ? Read more
TR Soliu tarafından incelendi. Matematiğin bazı alanlarının özellikle zor olduğu düşünülmektedir. … DEVAMINI OKU
EN Sonix is on a mission to transform the way people work with audio and video content, but we can’t do it without amazing people
TR Sonix, insanların ses ve video içerikleri ile çalışma biçimini dönüştürmek için bir görevdedir, ancak bunu inanılmaz insanlar olmadan yapamayız
Englanti | Turkki |
---|---|
video | video |
work | çalışma |
sonix | sonix |
people | insanlar |
to | için |
without | olmadan |
a | bir |
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
Englanti | Turkki |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
passionate | tutkulu |
difference | fark |
helping | yardım |
employees | çalışanlar |
place | yer |
people | insanları |
and | ve |
we | biz |
better | daha iyi |
a | bir |
world | dünyayı |
EN Many video players aren’t accessible to some groups of people with disabilities. The most common issue is that they contain keyboard traps. Also, some video players don’t support captions which are essential for deaf people.
TR Birçok video oynatıcısına engelli bazı gruplar erişilemez. En yaygın sorun, klavye tuzakları içermeleridir. Ayrıca, bazı video oynatıcılar sağır insanlar için gerekli olan altyazıları desteklemez.
Englanti | Turkki |
---|---|
video | video |
groups | gruplar |
people | insanlar |
common | yaygın |
issue | sorun |
keyboard | klavye |
captions | altyazılar |
essential | gerekli |
of | in |
most | en |
many | çok |
is | olan |
some | bazı |
also | ayrıca |
EN Receive submissions only from people within a certain kilometer radius. If you choose to receive submission from people within 20 kilometers radius, no one out of specified radius can fill out your form.
TR Yalnızca belirli bir kilometre yarıçapındaki kişilerden cevap alın. 20 kilometre yarıçap içindeki kişilerden cevap almayı seçerseniz, belirtilen yarıçapın dışında hiç kimse formunuzu dolduramaz.
Englanti | Turkki |
---|---|
specified | belirtilen |
receive | alın |
your form | formunuzu |
out | dışında |
only | yalnızca |
EN Number of people AllWithout People1 person2 people3 people4 people or more
TR Kişi sayısı Tümüİnsansız1 Kişi2 kişi3 kişi4 kişi ya da daha fazla
Englanti | Turkki |
---|---|
person | kişi |
EN Artificial intelligence is made by people for people. You ought to know these brilliant thinkers and their ideas and projects.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
Englanti | Turkki |
---|---|
ideas | fikirlerini |
these | bu |
by | tarafından |
artificial | yapay |
and | ve |
people | insanlar |
EN People all around the world are trying to understand young people and their views
TR “Gençler tüm dünyada daha iyi anlaşılmaya çalışılan bir grup
Englanti | Turkki |
---|---|
all | tüm |
world | dünyada |
young | genç |
and | bir |
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
Englanti | Turkki |
---|---|
solidarity | dayanışma |
supports | destekler |
young | genç |
helping | yardım |
health | sağlık |
need | ihtiyaç |
environmental | çevre |
beyond | ötesinde |
variety | çeşitli |
to | e |
and | ve |
eu | ab |
european | avrupa |
EN The absolute majority of the audience directly benefiting from its activities is youth (not necessarily only young people) or carrying out activities aimed at young people (research, policy development, rights advocacy, etc.).
TR Faaliyetlerinden doğrudan yararlanan kitlenin salt çoğunluğunun gençler olması (sadece gençler olması şart değildir) veya gençlere yönelik çalışmalar yürütmesi (araştırma, politika geliştirme, hak savunuculuğu vb.)
Englanti | Turkki |
---|---|
directly | doğrudan |
young | genç |
research | araştırma |
policy | politika |
development | geliştirme |
etc | vb |
at | de |
or | veya |
of | yönelik |
EN The report aims to contribute to the improvement of the right to employment and work of young people and the rights-based empowerment of young people at the local level.
TR Raporla gençlerin istihdam ve çalışma hakkının iyileştirilmesine ve yerel düzeyde gençlerin hak temelli olarak güçlendirilmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.
Englanti | Turkki |
---|---|
young | genç |
level | düzeyde |
and | ve |
local | yerel |
based | temelli |
employment | istihdam |
work | çalışma |
right | hakkı |
contribute | katkı |
EN According to the results of the survey conducted with 3346 people in May, one out of every five people in Turkey is subjected to digital violence
TR Mayıs ayında 3346 kişiyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre Türkiye’de her beş kişiden biri dijital şiddete uğruyor
Englanti | Turkki |
---|---|
may | mayıs |
digital | dijital |
to | her |
five | beş |
EN Amway offers an opportunity to people from all backgrounds. The common thread is their hope for a better life. We believe people can achieve this with the support and opportunity we provide.
TR Amway her meslekten insana bir fırsat sunmaktadır. Ortak nokta daha iyi bir hayatın ümididir. İnsanların sunduğumuz destek ve fırsatla bunu başarabileceğine inanıyoruz.
Englanti | Turkki |
---|---|
amway | amway |
offers | sunmaktadır |
opportunity | fırsat |
common | ortak |
we believe | inanıyoruz |
support | destek |
better | daha iyi |
life | hayat |
and | ve |
a | bir |
to | her |
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
Englanti | Turkki |
---|---|
solidarity | dayanışma |
supports | destekler |
young | genç |
helping | yardım |
health | sağlık |
need | ihtiyaç |
environmental | çevre |
beyond | ötesinde |
variety | çeşitli |
to | e |
and | ve |
eu | ab |
european | avrupa |
EN The report aims to contribute to the improvement of the right to employment and work of young people and the rights-based empowerment of young people at the local level.
TR Raporla gençlerin istihdam ve çalışma hakkının iyileştirilmesine ve yerel düzeyde gençlerin hak temelli olarak güçlendirilmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.
Englanti | Turkki |
---|---|
young | genç |
level | düzeyde |
and | ve |
local | yerel |
based | temelli |
employment | istihdam |
work | çalışma |
right | hakkı |
contribute | katkı |
EN According to the results of the survey conducted with 3346 people in May, one out of every five people in Turkey is subjected to digital violence
TR Mayıs ayında 3346 kişiyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre Türkiye’de her beş kişiden biri dijital şiddete uğruyor
Englanti | Turkki |
---|---|
may | mayıs |
digital | dijital |
to | her |
five | beş |
EN Artificial intelligence is made by people for people. You ought to know these brilliant thinkers and their ideas and projects.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
Englanti | Turkki |
---|---|
ideas | fikirlerini |
these | bu |
by | tarafından |
artificial | yapay |
and | ve |
people | insanlar |
Näytetään 50 / 50 käännöstä