EN The best experience is the ability to combine a converational experiencee using an automated chat bot to qualify a user's request and then to offer a human to resolve the defined problem.
EN The best experience is the ability to combine a converational experiencee using an automated chat bot to qualify a user's request and then to offer a human to resolve the defined problem.
TR En iyi deneyim, bir kullanıcının isteğini nitelendirmek için otomatik bir sohbet botu kullanarak bir konuşma deneyimini birleştirme ve ardından tanımlanan sorunu çözmek için bir insan önerme yeteneğidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
automated | otomatik |
human | insan |
defined | tanımlanan |
problem | sorunu |
users | kullanıcı |
chat | sohbet |
and | ve |
experience | deneyim |
a | bir |
using | kullanarak |
best | en |
to | için |
EN The best experience is the ability to combine a conversational experience using an automated chatbot to qualify a user's request and then to offer a human to resolve the defined problem.
TR En iyi deneyim, bir kullanıcının isteğini nitelendirmek için otomatik bir sohbet botu kullanarak bir konuşma deneyimini birleştirme ve ardından tanımlanan sorunu çözmek için bir insan önerme yeteneğidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
automated | otomatik |
human | insan |
defined | tanımlanan |
problem | sorunu |
users | kullanıcı |
and | ve |
experience | deneyim |
a | bir |
using | kullanarak |
best | en |
to | için |
EN We reviewed a variety of human transcription services and compared them against Sonix. Human transcription services claim 99% accuracy, automated transcription may be less accurate depending on the audio quality.
TR Çeşitli insan transkripsiyon hizmetlerini inceledik ve Sonix ile karşılaştırdık. İnsan transkripsiyon servisleri%99 doğruluk, otomatik transkripsiyon ses kalitesine bağlı olarak daha az doğru olabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
human | insan |
transcription | transkripsiyon |
automated | otomatik |
quality | kalitesine |
services | servisleri |
against | karşı |
sonix | sonix |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
EN Etkiniz UN Project defines monitoring human rights as “data collection, verification and advocacy for the improvement of human rights practice” and all of its activities
TR Etkiniz AB Programı insan hakları izlemesini “insan hakları uygulamalarının iyileştirilmesi amacıyla veri toplama, doğrulama ve savunuculuk” faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlıyor
EN Human Rights Watch published the report "Gender, Sexuality and Human Rights in Turkey", which…
TR Dernek ve vakıf statüsünde hak temelli STÖ’lerde çalışan haklarının Türkiye’de mevcut durumu…
EN In Kibar Group, human rights are guaranteed in accordance with the Universal Declaration of Human Rights and the Global Compact and the provisions promulgated by national and international legislation
TR Kibar Holding bünyesinde çevresel konuların yönetimi ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak sürdürülmektedir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
kibar | kibar |
national | ulusal |
and | ve |
international | uluslararası |
with | uygun |
accordance | olarak |
EN Etkiniz UN Project defines monitoring human rights as “data collection, verification and advocacy for the improvement of human rights practice” and all of its activities
TR Etkiniz AB Programı insan hakları izlemesini “insan hakları uygulamalarının iyileştirilmesi amacıyla veri toplama, doğrulama ve savunuculuk” faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlıyor
EN Human Resources - Üntel cables - Human Resources
TR İnsan Kaynakları - Üntel kablo - iş başvuru ve çalışma koşulları
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
cables | kablo |
resources | kaynakları |
EN Our Human Resources Vision - Üntel cables - human
TR İnsan Kaynakları Vizyonumuz - Üntel Kablo - Çalışanlarımız Değerlidir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
our | de |
cables | kablo |
resources | kaynakları |
EN For the first time, Germany's Federal Government has enshrined the responsibility of German companies for human rights in its 2016 National Action Plan for Business and Human Rights (NAP)
TR 2016 yılında başlatılan Ekonomi ve İnsan Hakları Ulusal Eylem Planı (NAP) çerçevesinde Federal Hükümet, Alman şirketlerin sorumluluğunu ilk kez bir uygulamaya bağladı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
time | kez |
federal | federal |
government | hükümet |
national | ulusal |
action | eylem |
business | ekonomi |
companies | şirketlerin |
rights | hakları |
plan | planı |
first | ilk |
and | ve |
EN Afterwards, I produce reports for the Human Rights Council and the UN General Assembly in which I analyse the differences in supply in many countries and ascertain any potential serious human rights violations.
TR Ardından BM İnsan Hakları Konseyi ve BM Genel Kurulu için çok sayıdaki ülkenin tedarik koşulları arasındaki farklılıkları analiz ettiğim ve insan haklarına yönelik potansiyel ve ağır ihlalleri tespit ettiğim raporu hazırlıyorum.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
council | konseyi |
general | genel |
supply | tedarik |
potential | potansiyel |
human | insan |
rights | hakları |
and | ve |
analyse | analiz |
many | farklı |
the | çok |
EN Human-latency sensitive: services are optimized for human consumption
TR İnsanlar tarafından gecikmeye duyarlı: Servisler, insanların tüketimi için optimize edilir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
services | servisler |
optimized | optimize |
consumption | tüketimi |
sensitive | duyarlı |
for | için |
are | tarafından |
EN Supports the responsible and human-centric development and use of AI in a manner consistent with human rights, fundamental freedoms, and shared democratic values.
TR Yapay zekanın insan hakları, temel özgürlükler ve ortak demokratik değerlerle uyumlu, sorumlu ve insan merkezli bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını destekler.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
supports | destekler |
responsible | sorumlu |
use | kullan |
human | insan |
shared | ortak |
democratic | demokratik |
rights | hakları |
and | ve |
the | şekilde |
EN We reviewed a variety of human transcription services and compared them against Sonix. Human transcription services claim 99% accuracy, automated transcription may be less accurate depending on the audio quality.
TR Çeşitli insan transkripsiyon hizmetlerini inceledik ve Sonix ile karşılaştırdık. İnsan transkripsiyon servisleri%99 doğruluk, otomatik transkripsiyon ses kalitesine bağlı olarak daha az doğru olabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
human | insan |
transcription | transkripsiyon |
automated | otomatik |
quality | kalitesine |
services | servisleri |
against | karşı |
sonix | sonix |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
EN We will make every effort to resolve your concerns.
TR Endişelerinizi çözmek için her türlü çabayı göstereceğiz.
EN These retention periods may be longer where it is necessary for us to comply with our legal obligations or legal orders, resolve disputes, and enforce our agreements, including in the court of law.
TR Bu saklama süreleri, yasal yükümlülüklerimize veya yasal emirlere uymamız, anlaşmazlıkları çözmemiz ve mahkemeler de dahil olmak üzere anlaşmalarımızı uygulamamız gerektiğinde daha uzun olabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
legal | yasal |
these | bu |
and | ve |
including | dahil |
be | olabilir |
longer | daha uzun |
or | veya |
to | olmak |
EN A once impossible, needle-in-a-haystack job now takes 15 seconds to resolve!
TR Bir zamanlar samanlıkta iğne aramak gibi imkansız bir işi şimdi çözmek 15 saniyenizi alır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
takes | alır |
now | şimdi |
job | iş |
a | bir |
EN Your payment may be marked as fraud. In such cases, the system automatically blocks your account and sends you a refund. Contact our support team to resolve the issue.
TR Ödemeniz, dolandırıcılık şeklinde görülmüş olabilir. Bu tür durumlarda, sistem hesabınızı otomatik olarak engeller ve paranızı iade eder. Sorunu çözmek için destek ekibimizle irtibata geçin.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
cases | durumlarda |
contact | irtibata |
support | destek |
your account | hesabınızı |
account | hesabı |
system | sistem |
automatically | otomatik olarak |
be | olabilir |
and | ve |
such | bu |
to | için |
the | olarak |
EN Users can access help articles and resolve issues directly from our Live Chat
TR Kullanıcılar yardım makalelerine erişebilir ve sorunları doğrudan Canlı Sohbetimizden çözebilir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
access | erişebilir |
help | yardım |
directly | doğrudan |
live | canlı |
issues | sorunları |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN The system or tool creates a 'ticket' which documents customer requests and interactions over time, making it easier for customer service agents to resolve complicated issues.
TR Sistem veya araç, zaman içinde müşteri isteklerini ve etkileşimlerini belgeleyen ve müşteri hizmetleri temsilcilerinin karmaşık sorunları çözmesini kolaylaştıran bir "bilet" oluşturur.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
creates | oluşturur |
ticket | bilet |
requests | isteklerini |
complicated | karmaşık |
time | zaman |
customer | müşteri |
and | ve |
issues | sorunları |
system | sistem |
the | araç |
or | veya |
service | hizmetleri |
EN Unless you hire more customer service reps to match the rising demand, this uptick puts more pressure on your team to multi-task and resolve problems simultaneously
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
rising | artan |
demand | talebi |
simultaneously | aynı anda |
your team | ekibinizin |
this | bu |
customer | müşteri |
problems | sorunları |
service | hizmetleri |
the | aynı |
and | ve |
EN MagicBrowse is the fairest unfair advantage a business can have! By giving you a view of your visitor’s screen, you’ll be able to close more deals and resolve more support tickets.
TR MagicBrowse , bir işletmenin sahip olabileceği en adil haksız avantajdır! Size ziyaretçi ekranınızın bir görünümünü vererek, daha fazla anlaşma yapabilir ve daha fazla destek talebini çözebilirsiniz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
business | iş |
can | yapabilir |
view | görünümü |
visitors | ziyaretçi |
screen | ekran |
support | destek |
a | bir |
and | ve |
the | size |
to | sahip |
EN Resolve issues with promo codes
TR Promosyon kodlarıyla ilgili sorunları çözme
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
promo | promosyon |
codes | kodları |
issues | sorunları |
EN Think of it like an insurance policy: should you need us, we’re here waiting to help resolve any heartache and financial loss encountered.
TR Bunu bir sigorta gibi düşünün: Bize ihtiyacınız olursa, karşılaştığınız sorunları ve finansal kaybı ortadan kaldırmanıza yardımcı olmak için burada olacağız.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
here | burada |
financial | finansal |
help | yardımcı |
insurance | sigorta |
you need | ihtiyacınız |
it | bunu |
and | ve |
us | bize |
of | in |
to | için |
EN If we detect a threat, we’ll be here to help you resolve it along every step of the way, saving you time, financial loss and stress.
TR Bir tehdit tespit edersek onu ortadan kaldırmanıza yardımcı olmak için hazırda bekler; zamandan tasarruf etmenize, finansal kayıp ve stres yaşamamanıza yardım ederiz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
detect | tespit |
threat | tehdit |
saving | tasarruf |
time | zamandan |
financial | finansal |
loss | kayıp |
stress | stres |
you | etmenize |
every | ya |
and | ve |
help | yardımcı |
of | in |
the | ederiz |
to | için |
EN Enable video calling with the 5 MP front color camera, allowing your workers to get the instant on-site help they need to resolve technical equipment issues and more
TR Personelinizin teknik ekipman sorunlarını ve daha fazlasını çözmek için ihtiyaç duydukları yardımı yerinde ve anında alması için 5 MP renkli ön kamera ile video aramasını etkinleştirin
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
enable | etkinleştirin |
video | video |
camera | kamera |
technical | teknik |
equipment | ekipman |
more | fazlasını |
color | için |
need | ihtiyaç |
and | ve |
instant | anında |
help | yardım |
issues | sorunları |
with | ile |
EN Discover how we worked with our customer - a world-leader in the computer, communications, and consumer electronics - to resolve supply chain delay, which was mainly caused by exception management.
TR Genelde istisna yönetiminden kaynaklanan tedarik zinciri gecikmelerini çözümlemek için -bilgisayar, iletişim ve tüketici elektroniği alanlarında bir dünya lideri olan- müşterimiz ile nasıl birlikte çalıştığımızı öğrenin.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
computer | bilgisayar |
communications | iletişim |
consumer | tüketici |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
exception | istisna |
world | dünya |
leader | lideri |
and | ve |
a | bir |
by | kaynaklanan |
how | nasıl |
EN The firm has broad experience advising on consulting, services and outsourcing agreements, helping customers and service providers alike to establish long-lasting relationships, as well as resolve related conflicts.
TR Moroğlu Arseven’in bu alandaki bilgi birikimi; müşterilere ve hizmet sağlayıcılarına kalıcı ilişkiler kurabilme ve anlaşmazlıkları çözebilmeleri için destek sağlar.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
experience | bilgi |
customers | müşterilere |
relationships | ilişkiler |
lasting | kalıcı |
has | bu |
and | ve |
service | hizmet |
helping | destek |
to | için |
EN Unlike a regular application, WhatsApp connected to Jivo allows all of your employees to work through one phone number, quickly resolve customer issues and take full advantage of Jivo's functions.
TR Sıradan bir uygulamanın aksine, Jivo'ya bağlı WhatsApp, tüm çalışanlarınızın tek bir telefon numarası üzerinden çalışmasına, müşteri sorunlarını hızla çözmesine ve Jivo'nun işlevlerinden tam olarak yararlanmasına olanak tanır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
unlike | aksine |
application | uygulamanın |
work | iş |
phone | telefon |
quickly | hızla |
customer | müşteri |
connected | bağlı |
full | tam |
number | numarası |
all | tüm |
and | ve |
a | bir |
issues | sorunları |
EN MagicBrowse is the fairest unfair advantage a business can have! By giving you a view of your visitor’s screen, you’ll be able to close more deals and resolve more support tickets.
TR MagicBrowse , bir işletmenin sahip olabileceği en adil haksız avantajdır! Size ziyaretçi ekranınızın bir görünümünü vererek, daha fazla anlaşma yapabilir ve daha fazla destek talebini çözebilirsiniz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
business | iş |
can | yapabilir |
view | görünümü |
visitors | ziyaretçi |
screen | ekran |
support | destek |
a | bir |
and | ve |
the | size |
to | sahip |
EN To resolve naming conflicts between Traits used in the same class, the insteadof operator needs to be used to choose exactly one of the conflicting methods.
TR Aynı sınıfta kullanılan nitelikler arasındaki adlandırma çakışmasını çözümlemek için insteadof işleci birini seçmek amacıyla kullanılabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
of | in |
the | aynı |
between | arasındaki |
used | kullanılan |
to | için |
EN Below we’ll explore why this error happens and what you can do to quickly resolve it so you can get back to uploading your media.
TR Arama motoru görünürlüğü bölümünü aşağı kaydırmak ve "Arama motorlarının bu siteyi dizine eklemesini engelle" başlıklı seçeneği etkinleştirmek.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
this | bu |
and | ve |
EN Fully functional, real-time WiFi Analysis and troubleshooting tool to help analyze and resolve WiFi issues (preloaded on supported Zebra Android devices)
TR WiFi sorunlarını analiz etmek ve çözümlemekte yardımcı olmak için tam fonksiyonlu, gerçek zamanlı WiFi Analizi ve sorun giderme aracı (desteklenen Zebra Android cihazlara önceden yüklenmiştir)
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
fully | tam |
wifi | wifi |
troubleshooting | sorun giderme |
supported | desteklenen |
zebra | zebra |
android | android |
devices | cihazlara |
real | gerçek |
time | zamanlı |
tool | aracı |
and | ve |
help | yardımcı |
analysis | analizi |
analyze | analiz |
issues | sorunları |
EN Resolve or delete comments when the review process is finished.
TR İnceleme işlemi bittiğinde yorumları çözün veya silin.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
comments | yorumlar |
or | veya |
EN Review, respond to and resolve comments as needed.
TR Yorumları gerektiği gibi inceleyin, yanıtlayın ve çözün.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
review | inceleyin |
comments | yorumlar |
and | ve |
as | gibi |
EN A once impossible, needle-in-a-haystack job now takes 15 seconds to resolve!
TR Bir zamanlar samanlıkta iğne aramak gibi imkansız bir işi şimdi çözmek 15 saniyenizi alır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
takes | alır |
now | şimdi |
job | iş |
a | bir |
EN This involved Walter Scheel and Hans-Dietrich Genscher consistently striving to resolve the Cold War through understanding and to end the division of Germany and Europe
TR Walter Scheel ve Hans-Dietrich Genscher, karşılıklı anlaşma üzerinden Soğuk Savaş’ın sonlandırılmasını tutarlı bir şekilde savunurken, Avrupa ve Almanya’nın bölünmesine karşı da mücadele ettiler
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
cold | soğuk |
war | savaşı |
europe | avrupa |
and | ve |
the | şekilde |
to | karşı |
EN The programme “Dialog macht Schule" (Dialogue Catches On) teaches children how to resolve conflicts and help shape society.
TR “Diyalog Okulu” programı çocuklara anlaşmazlıkları nasıl çözebileceklerini ve toplumun şekillenmesine nasıl dahil olabileceklerini öğretiyor.
EN Think of it like an insurance policy: should you need us, we’re here waiting to help resolve any heartache and financial loss encountered.
TR Bunu bir sigorta gibi düşünün: Bize ihtiyacınız olursa, karşılaştığınız sorunları ve finansal kaybı ortadan kaldırmanıza yardımcı olmak için burada olacağız.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
here | burada |
financial | finansal |
help | yardımcı |
insurance | sigorta |
you need | ihtiyacınız |
it | bunu |
and | ve |
us | bize |
of | in |
to | için |
EN If we detect a threat, we’ll be here to help you resolve it along every step of the way, saving you time, financial loss and stress.
TR Bir tehdit tespit edersek onu ortadan kaldırmanıza yardımcı olmak için hazırda bekler; zamandan tasarruf etmenize, finansal kayıp ve stres yaşamamanıza yardım ederiz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
detect | tespit |
threat | tehdit |
saving | tasarruf |
time | zamandan |
financial | finansal |
loss | kayıp |
stress | stres |
you | etmenize |
every | ya |
and | ve |
help | yardımcı |
of | in |
the | ederiz |
to | için |
EN Evaluate the heat load of technology which can determine if you need dedicated cooling. Remote environmental monitoring can help IT identify hotspots and resolve them proactively.
TR Özel soğutmaya ihtiyacınız olup olmadığını belirleyebilecek teknolojinin ısı yükünü değerlendirin. Uzaktan çevresel izleme, BT’nin etkin noktaları belirlemesine ve bunları proaktif olarak çözmesine yardımcı olabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
load | yük |
technology | teknolojinin |
can | olabilir |
remote | uzaktan |
monitoring | izleme |
heat | ısı |
environmental | çevresel |
help | yardımcı |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
EN These retention periods may be longer where it is necessary for us to comply with our legal obligations or legal orders, resolve disputes, and enforce our agreements, including in the court of law.
TR Bu saklama süreleri, yasal yükümlülüklerimize veya yasal emirlere uymamız, anlaşmazlıkları çözmemiz ve mahkemeler de dahil olmak üzere anlaşmalarımızı uygulamamız gerektiğinde daha uzun olabilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
legal | yasal |
these | bu |
and | ve |
including | dahil |
be | olabilir |
longer | daha uzun |
or | veya |
to | olmak |
EN I’d end up in a rock bottom with lots of shame, and I would come out of these depths with a resolve to never put myself through this again
TR Çok utanç verici bir şekilde dibe vuracaktım ve bu derinliklerden kendimi bir daha asla yaşamama azmi ile çıkacaktım
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
never | asla |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
again | daha |
EN Your payment may be marked as fraud. In such cases, the system automatically blocks your account and sends you a refund. Contact our support team to resolve the issue.
TR Ödemeniz, dolandırıcılık şeklinde görülmüş olabilir. Bu tür durumlarda, sistem hesabınızı otomatik olarak engeller ve paranızı iade eder. Sorunu çözmek için destek ekibimizle irtibata geçin.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
cases | durumlarda |
contact | irtibata |
support | destek |
your account | hesabınızı |
account | hesabı |
system | sistem |
automatically | otomatik olarak |
be | olabilir |
and | ve |
such | bu |
to | için |
the | olarak |
EN Users can access help articles and resolve issues directly from our Live Chat
TR Kullanıcılar doğrudan Canlı Sohbetimizden yardım makalelerine erişebilir ve sorunları çözebilir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
access | erişebilir |
help | yardım |
directly | doğrudan |
live | canlı |
issues | sorunları |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN The system or tool creates a 'ticket' which documents customer requests and interactions over time, making it easier for customer service agents to resolve complicated issues.
TR Sistem veya araç, zaman içinde müşteri isteklerini ve etkileşimlerini belgeleyen ve müşteri hizmetleri temsilcilerinin karmaşık sorunları çözmesini kolaylaştıran bir "bilet" oluşturur.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
creates | oluşturur |
ticket | bilet |
requests | isteklerini |
complicated | karmaşık |
time | zaman |
customer | müşteri |
and | ve |
issues | sorunları |
system | sistem |
the | araç |
or | veya |
service | hizmetleri |
EN Unless you hire more customer service reps to match the rising demand, this uptick puts more pressure on your team to multi-task and resolve problems simultaneously
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
rising | artan |
demand | talebi |
simultaneously | aynı anda |
your team | ekibinizin |
this | bu |
customer | müşteri |
problems | sorunları |
service | hizmetleri |
the | aynı |
and | ve |
EN You agree to resolve certain disputes with Zoom through binding arbitration (?Arbitration Agreement?)
TR Zoom ile aranızdaki bazı anlaşmazlıkları bağlayıcı tahkim yoluyla ("Tahkim Anlaşması") çözmeyi kabul etmektesiniz
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
zoom | zoom |
arbitration | tahkim |
binding | bağlayıcı |
agreement | anlaşması |
to | bazı |
through | yoluyla |
with | ile |
agree | kabul |
EN In an effort to expedite resolution of any such dispute by the Administrative Arbitrator, the parties agree that the Administrative Arbitrator may set forth such procedures as are necessary to resolve any disputes promptly
TR Bu tür herhangi bir anlaşmazlığın İdari Hakem tarafından çözümünü hızlandırma amacıyla taraflar, İdari Hakemin herhangi bir anlaşmazlığı ivedilikle çözmek için gereken prosedürleri kendisinin belirleyebileceğini kabul etmektedir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
parties | taraflar |
by | tarafından |
of | in |
the | kabul |
any | herhangi |
such | bu |
to | için |
EN SurveyMonkey will use commercially reasonable efforts to narrow the scope and duration of any limitation or suspension under this Section as is needed to resolve the issue that prompted such action
TR SurveyMonkey, bu Bölüm altındaki herhangi bir sınırlama veya askıya alma kapsamını ve süresini daraltmak üzere, böylesi bir eyleme neden olan sorunu çözümlemek için gerekli olan, ticari açıdan makul çabayı gösterecektir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
reasonable | makul |
scope | kapsam |
needed | gerekli |
and | ve |
this | bu |
of | in |
or | veya |
any | herhangi |
section | bölüm |
is | olan |
{Totalresult} itzulpenen 50 erakusten