EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
{search} keeles Inglise saab tõlkida järgmisteks Türgi keel sõnadeks/fraasideks:
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
days | günler |
opportunities | fırsat |
and | ve |
among | bir |
brands | markalar |
by | tarafından |
the | özel |
EN For processing large batches of moderate- to high-viscosity product, the PMD and PMD-VC intensive mixers are the machines of choice
TR Orta ila yüksek viskoziteli ürünleri büyük partiler halinde işlemek için PMD ve PMD-VC Tipi Yoğun Karıştırıcılar doğru makine seçimidir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
intensive | yoğun |
product | ürünleri |
and | ve |
high | yüksek |
large | büyük |
of | in |
EN In addition to high performance sportswear, the qualities of TENCEL™ branded Lyocell and Modal fibers make them suitable for the growing athleisure category – designed for general wear and moderate exercise
TR TENCEL™ markalı Lyocell ve Modal elyafların özellikleri, bu elyafları yüksek performanslı spor giyime ek olarak günlük giyim ve egzersizler için tasarlanan athleisure kategorisine uygun hale getirir
EN FedRAMP is mandatory for federal agency cloud deployments and service models at the low, moderate, and high-risk impact levels.
TR FedRAMP düşük, orta ve yüksek risk etkisi düzeylerindeki federal kurum bulut dağıtımları ve hizmet modelleri için zorunludur.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
fedramp | fedramp |
federal | federal |
agency | kurum |
cloud | bulut |
service | hizmet |
models | modelleri |
impact | etkisi |
risk | risk |
and | ve |
high | yüksek |
low | düşük |
for | için |
EN The CSP meets the FedRAMP security control requirements as described in the National Institutes of Standards & Technology (NIST) 800-53, Rev. 4 security control baseline for moderate or high impact levels.
TR CSP, orta veya yüksek etki düzeyleri için Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) 800-53, Düzeltme 4 güvenlik denetimi temelinde açıklandığı şekliyle FedRAMP güvenlik denetimi gereksinimlerini karşılar.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
fedramp | fedramp |
security | güvenlik |
control | denetimi |
requirements | gereksinimlerini |
standards | standartlar |
technology | teknoloji |
impact | etki |
high | yüksek |
levels | düzeyleri |
national | ulusal |
of | in |
or | veya |
for | için |
EN AWS US East-West (Northern Virginia, Ohio, Oregon, Northern California) has been granted a Joint Authorization Board Provisional Authority-To- Operate (JAB P-ATO) and multiple Agency Authorizations (A-ATO) for moderate impact level
TR AWS ABD Doğu-Batı (Kuzey Virginia, Ohio, Oregon, Kuzey California), orta etki düzeyi için Ortak Yetkilendirme Kurulu Geçici Çalıştırma Yetkisi (JAB P-ATO) ve birden çok Kurum Yetkisi (A-ATO) almıştır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
aws | aws |
us | abd |
northern | kuzey |
virginia | virginia |
ohio | ohio |
california | california |
joint | ortak |
authorization | yetkilendirme |
provisional | geçici |
jab | jab |
agency | kurum |
impact | etki |
level | düzeyi |
and | ve |
EN The services in scope of the AWS US East-West JAB P-ATO boundary at Moderate baseline security categorization can be found within AWS Services in Scope by Compliance Program.
TR Orta temel güvenlik kategorisindeki AWS ABD Doğu-Batı JAB P-ATO sınırı kapsamındaki hizmetler, Uygunluk Programı Kapsamındaki AWS Hizmetleri sayfasından görülebilir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
of | ın |
aws | aws |
us | abd |
jab | jab |
security | güvenlik |
compliance | uygunluk |
be | temel |
scope | kapsam |
program | programı |
services | hizmetleri |
EN They are well competent to last for long and are the best choice when you are having a moderate or low budget
TR Uzun süre dayanma konusunda oldukça yeteneklidirler ve makul veya düşük bir bütçeniz olduğunda en iyi seçimdir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
long | uzun |
low | düşük |
when | olduğunda |
and | ve |
or | veya |
to | konusunda |
a | bir |
best | en |
EN The best keywords are relatively low competition keywords, but keywords that are trending and have a moderate search volume
TR En iyi anahtar kelimeler nispeten düşük rekabetli anahtar kelimelerdir, ancak trend olan ve orta düzeyde bir arama hacmine sahip anahtar kelimelerdir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
relatively | nispeten |
low | düşük |
trending | trend |
volume | hacmine |
and | ve |
search | arama |
keywords | anahtar |
are | sahip |
best | en |
EN Ranktracker's keyword finder allows you to find low-competition keyword suggestions that have moderate to high levels of search volume, indicating a growing trend towards that particular keyword.
TR Ranktracker'ın anahtar kelime bulucusu, orta ila yüksek düzeyde arama hacmine sahip, rekabeti düşük anahtar kelime önerileri bulmanızı sağlar ve bu da belirli bir anahtar kelimeye yönelik artan bir eğilimi gösterir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
allows | sağlar |
volume | hacmine |
growing | artan |
competition | rekabeti |
low | düşük |
suggestions | önerileri |
high | yüksek |
search | arama |
levels | düzeyde |
you | ve |
have | bu |
towards | da |
EN Transcriptions for a moderate-length video can take as little as 10 minutes.
TR Orta uzunlukta bir video için transkripsiyonlar 10 dakika kadar kısa sürebilir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
video | video |
minutes | dakika |
for | için |
a | bir |
EN 7. Have you ever tried to reduce, moderate or abstain from streaming activities just to start again, months, days or even hours later?
TR 7. Hiç, aylar, günler hatta saatler sonra yeniden başlamak için akış etkinliklerini azaltmayı, yumuşatmayı veya bunlardan kaçınmayı denediniz mi?
Inglise | Türgi keel |
---|---|
days | günler |
hours | saatler |
streaming | akış |
or | veya |
from | bunlardan |
again | yeniden |
to | hatta |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN We place the Stop Loss at the last high and set two Take Profit levels, one moderate and another with a higher projection and longer-term.
TR Piyasanın yaklaşık% 60'lık kısmının faiz oranlarının...
Inglise | Türgi keel |
---|---|
with | yaklaşık |
EN Specialise in securities by starting your brokerage business with stocks, options, bonds and other securities. A great way to hone in on a specific area of interest that is sure to capture the interest of those interested in trading these assets.
TR Hisse, opsiyon, bono ve diğer tahvillerde brokerlik başlatarak tahviller üzerine uzmanlaşın. İlginizi çeken bir alana odaklanarak bu yatırım varlıklarını kullanmak isteyenlerin dikkatini çekmek için harika bir araçtır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
other | diğer |
great | harika |
business | yatırım |
these | bu |
assets | varlıklar |
and | ve |
a | bir |
of | in |
to | için |
on | üzerine |
EN With elegant details, original designs and quality workmanship, we offer you the evening dresses of the season. Our evening dress collection includes designs in which simplicity meets glamour and makes you feel the most special on your most special day.
TR Zarif detaylar,özgün tasarımlar ve kaliteli işçilik ile sezonun abiye modellerini sizlere sunuyoruz. Sadeliğin ışıltı ile buluştuğu abiye koleksiyonumuz en özel gününüzde en özel hissettirmeye devam ediyor.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
elegant | zarif |
details | detaylar |
designs | tasarımlar |
quality | kaliteli |
most | en |
original | özgün |
of the season | sezonun |
day | gün |
and | ve |
of | in |
the | özel |
we offer | sunuyoruz |
EN You can increase your sales or your visibility with special offers on special days
TR Markaların iletişim gürültüsünden kendilerini sıyırıp farklı olmanın peşine düşmeleri gerekir.Özel günlerde sunacağınız özel tekliflerle satışlarınızı artırabilir ya da görünürlüğünüzü artırabilirsiniz
Inglise | Türgi keel |
---|---|
you | farklı |
can | gerekir |
sales | satış |
visibility | görünürlüğü |
EN The Special Guest Speaker will be Mr Clément Nyaletsossi VOULE, The United Nations Special Rapporteur on Rights to Freedom of Peaceful Assembly and of Association.
TR Özel Konuk Konuşmacı, Birleşmiş Milletler Barışçıl Toplantı ve Örgütlenme Özgürlüğü Hakları Özel Raportörü Bay Clément Nyaletsossi VOULE olacaktır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
guest | konuk |
nations | milletler |
and | ve |
rights | hakları |
will | olacaktır |
EN With elegant details, original designs and quality workmanship, we offer you the evening dresses of the season. Our evening dress collection includes designs in which simplicity meets glamour and makes you feel the most special on your most special day.
TR Zarif detaylar,özgün tasarımlar ve kaliteli işçilik ile sezonun abiye modellerini sizlere sunuyoruz. Sadeliğin ışıltı ile buluştuğu abiye koleksiyonumuz en özel gününüzde en özel hissettirmeye devam ediyor.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
elegant | zarif |
details | detaylar |
designs | tasarımlar |
quality | kaliteli |
most | en |
original | özgün |
of the season | sezonun |
day | gün |
and | ve |
of | in |
the | özel |
we offer | sunuyoruz |
EN How did you feel when the European Parliament offered you the post of LGBTQ special envoy? The decision to become the EU’s LGBTQ special envoy was not an easy one for me
TR Avrupa Parlamentosu sana LGBTİ Özel Elçisi pozisyonunu teklif ettiğinde neler hissettin? AB’nin LGBTİ Özel Elçisi olma kararı benim için kolay bir karar değildi
Inglise | Türgi keel |
---|---|
european | avrupa |
special | teklif |
decision | karar |
me | benim |
easy | kolay |
you | sana |
of | in |
EN The 'Welcome to Care!' project has now won a special prize – the Special Impact Award
TR „Bakıma Hoş Geldiniz!“ projesine çok özel bir ödül veriliyor; Special Impact Award ödülü
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Special Offer Special Occasion Dresses | JJ's House
TR Özel teklif Özel Etkinlik Elbiseleri | JJ's House
Inglise | Türgi keel |
---|---|
occasion | etkinlik |
house | house |
EN Dear Phemexers, This week, we cooked up something special in the Phemex pot. We have TWO special ETH Promotions for you; both for spot trading and Phemex Earn! Check out what the terms are in order……
TR Sevgili Phemex kullanıcıları, Youtube fenomeni Tuna Kaya, özel bir işbirliği etkinliği için Phemex ile karşınızda! Tuna Kaya ile finans ve metaverse'deki yeni gelişmelerden haberda……
EN Online lectures and interactive courses on a variety of topics, including authorship, plagiarism, and conflict of interest.
TR Yazarlık, intihal ve çıkar çatışması dahil çeşitli konularda çevrimiçi dersler ve etkileşimli kurslar.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
lectures | dersler |
interactive | etkileşimli |
topics | konularda |
variety | çeşitli |
online | çevrimiçi |
courses | kurslar |
and | ve |
including | dahil |
EN Analytical Services provide customised analyses and reports modelled around the specific areas of interest expressed by your institution including:
TR Analiz Hizmetleri, kuruluşunuz tarafından dile getirilen belirli ilgi alanlarının çevresinde modellenmiş kişiselleştirilmiş analizler ve raporlar sağlar:
Inglise | Türgi keel |
---|---|
services | hizmetleri |
provide | sağlar |
specific | belirli |
interest | ilgi |
around | çevresinde |
reports | raporlar |
by | tarafından |
and | ve |
EN research landscape studies: gain new insights into the dynamics of a specific research area of interest and get an idea of present and future trends
TR Araştırma Ortamı Çalışmaları: Belirli bir araştırma ilgi alanının dinamikleriyle ilgili bilgiler edinin ve mevcut ve gelecekteki eğilimleri keşfedin
Inglise | Türgi keel |
---|---|
research | araştırma |
insights | bilgiler |
interest | ilgi |
get | al |
future | gelecekteki |
trends | eğilimleri |
and | ve |
area | alan |
EN Identify the right reviewers for each grant application, assess potential conflicts of interest and expand your reviewer network by inviting researchers to review grant applications that are relevant to them.
TR Her hibe başvurusu için doğru hakemleri belirleyin, olası çıkar çatışmalarını değerlendirin ve kendileriyle ilişkili hibe başvurularını denetlemeleri için araştırmacıları davet etmek suretiyle hakem ağınızı genişletin.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
grant | hibe |
network | ağı |
potential | olası |
by | suretiyle |
applications | başvurular |
researchers | araştırmacılar |
and | ve |
EN Area of interest: Conferences Contract publishing Promotional advertisement Promotional content Recruitment advertisement Educational programmes
TR İlgi alanı: Konferanslar Sözleşmeli yayıncılık Tanıtım reklamı Tanıtım içerikleri İşe Alma Tanıtımı Eğitim programları
Inglise | Türgi keel |
---|---|
conferences | konferanslar |
publishing | yayıncılık |
educational | eğitim |
programmes | programları |
area | alan |
EN Reveal seasonal spikes in the audience interest
TR Kitle ilgisinde sezonluk artışları ortaya çıkarın
Inglise | Türgi keel |
---|---|
audience | kitle |
EN To learn how to opt out of interest-based advertising, please visit the “U.S. Opt Out” section of this Privacy Policy.
TR İlgi alanına dayalı reklamcılığın nasıl devre dışı bırakılacağını öğrenmek için lütfen bu Gizlilik Politikasının “ABD Devre Dışı Bırakma” bölümünü ziyaret edin.
EN Interest based advertising is a digital advertising that is tailored to a consumer's inferred interests, preferences, and locations
TR İlgi alanına dayalı reklamcılık, bir tüketicinin çıkarımsal ilgi alanlarına, tercihlerine ve konumlarına göre uyarlanmış bir dijital reklamcılıktır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
advertising | reklamcılık |
based | dayalı |
and | ve |
locations | konumlar |
interest | ilgi |
digital | dijital |
EN In addition, we may use or transfer data for interest-based advertising, including cross-device linking.
TR Ek olarak cihazlar arası bağlantı da dahil ilgi alanına dayalı reklamcılık için veri kullanabilir veya aktarabiliriz.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
advertising | reklamcılık |
linking | bağlantı |
interest | ilgi |
data | veri |
based | dayalı |
in | da |
including | dahil |
or | veya |
EN You may opt out of seeing interest-based ads and ad delivery/reporting by downloading the DAA’s AppChoices mobile application, which is available here:
TR DAA’nın AppChoices mobil uygulamasını buradan indirerek ilgi alanına dayalı reklamları ve reklam dağıtımını/raporlamayı devre dışı bırakabilirsiniz:
Inglise | Türgi keel |
---|---|
of | ın |
mobile | mobil |
here | buradan |
interest | ilgi |
based | dayalı |
reporting | raporlamayı |
ads | reklamları |
and | ve |
ad | reklam |
out | da |
application | uygulamasını |
EN When you opt out on a particular device, we will stop using and transferring mobile app data from that device for interest-based advertising on, and ad delivery/reporting to, other linked devices
TR Belirli bir cihazı devre dışı bıraktığınızda, diğer bağlı cihazlarda ilgi alanına dayalı reklamcılık ve reklam yayınlama/raporlama için mobil uygulama verilerini kullanmayı ve bu cihazdan aktarmayı durduracağız
Inglise | Türgi keel |
---|---|
mobile | mobil |
data | verilerini |
reporting | raporlama |
other | diğer |
linked | bağlı |
interest | ilgi |
based | dayalı |
using | kullanmayı |
device | cihaz |
and | ve |
app | uygulama |
out | bu |
devices | cihazlarda |
advertising | reklam |
EN Additionally, we will also stop using mobile app data coming from other linked devices for interest-based advertising on, and ad delivery/reporting to, the device from which the choice was exercised
TR Ayrıca, diğer bağlı cihazlardan gelen mobil uygulama verilerini, seçimin yapıldığı cihazda ilgi alanına dayalı reklamcılık ve reklam yayınlama/raporlama için kullanmayı bırakacağız
Inglise | Türgi keel |
---|---|
mobile | mobil |
data | verilerini |
reporting | raporlama |
linked | bağlı |
interest | ilgi |
based | dayalı |
other | diğer |
using | kullanmayı |
device | cihazda |
app | uygulama |
and | ve |
the | gelen |
advertising | reklam |
EN Certain versions of your device’s operating system permit you to opt out of interest-based advertising
TR Cihazınızın işletim sisteminin belirli sürümleri, ilgi alanına dayalı reklamcılığı devre dışı bırakmanıza olanak tanır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
of | ın |
devices | cihaz |
system | sisteminin |
interest | ilgi |
based | dayalı |
to | belirli |
EN Easily earn interest on the crypto in your wallet
TR Kripto tuttukça daha fazla kazanın
Inglise | Türgi keel |
---|---|
crypto | kripto |
earn | kazanın |
the | fazla |
EN Staking puts your assets to work, with interest rates as high as 11% APR.
TR Staking, yıllık %220'ye varan faiz oranlarıyla varlıklarınızı değerlendirmenizi sağlar.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
your | de |
interest | faiz |
assets | varlıklar |
EN Like you, we find the traditional process for earning interest long and frustrating. Staking makes earning easy.
TR Sizin gibi, biz de faiz kazanmak için geleneksel süreci uzun ve sinir bozucu buluyoruz. Staking kazanmayı kolaylaştırır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
traditional | geleneksel |
process | süreci |
earning | kazanmak |
interest | faiz |
long | uzun |
easy | kolaylaştırır |
we | biz |
and | ve |
for | için |
Kuvatakse 50 tõlget 50 -st