TR * Elsevier'in 2017'de dünyanın farklı yerlerindeki 1600 doktorla gerçekleştirdiği Panel Araştırmasına göre** Tüm seçenekler tüm bölgelerde kullanılamaz
"dünyanın farklı yerlerindeki" in Türkisch kann in die folgenden Englisch Wörter/Sätze übersetzt werden:
TR * Elsevier'in 2017'de dünyanın farklı yerlerindeki 1600 doktorla gerçekleştirdiği Panel Araştırmasına göre** Tüm seçenekler tüm bölgelerde kullanılamaz
EN * According to Elsevier 2017 Panel Research of 1600 physicians from around the world** Not all options are available in all regions
Türkisch | Englisch |
---|---|
elsevier | elsevier |
dünyanın | world |
panel | panel |
tüm | all |
seçenekler | options |
ın | of |
TR * Elsevier'in 2017'de dünyanın farklı yerlerindeki 1600 doktorla gerçekleştirdiği Panel Araştırmasına göre** Tüm seçenekler tüm bölgelerde kullanılamaz
EN * According to Elsevier 2017 Panel Research of 1600 physicians from around the world** Not all options are available in all regions
Türkisch | Englisch |
---|---|
elsevier | elsevier |
dünyanın | world |
panel | panel |
tüm | all |
seçenekler | options |
ın | of |
TR AWS Lambda, Lambda@Edge sayesinde kodunuzu kaynak sunuculardaki ve görüntüleyenlerdeki gelen veya giden içerik isteği gibi Amazon CloudFront olaylarına yanıt olarak kodunuzu dünyanın farklı yerlerindeki AWS konumlarında çalıştırabilir
EN With Lambda@Edge, AWS Lambda can run your code across AWS locations globally in response to Amazon CloudFront events, such as content requests to or from origin servers and viewers
Türkisch | Englisch |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
edge | edge |
kaynak | origin |
veya | or |
içerik | content |
amazon | amazon |
yanıt | response |
olayları | events |
TR Bu yaz, dünyanın farklı yerlerindeki insanlardan yaratıcı olmalarını ve kendi yarattıkları en yeni dondurma fikirlerini bize göndermelerini istedik. Kazanan fikirleri içeren raporu okuyun
EN This summer, we asked people around the world to get creative and send us their freshest ideas for ice-cream. Read the report with the winning ideas
Türkisch | Englisch |
---|---|
yaz | summer |
dünyanın | world |
yaratıcı | creative |
kazanan | winning |
fikirleri | ideas |
içeren | with |
raporu | report |
TR Kütüphane ve bilgi, belge yönetimi bilimindeki en yeni konuları öğrenin ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer Kütüphane ve Bilgi ve Belge Yönetimi uzmanlarıyla bilgi paylaşın.
EN Learn about the latest topics in library and information science, and share information with other library and information science professionals around the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
kütüphane | library |
ve | and |
dünyanın | world |
diğer | other |
paylaşın | share |
TR Kütüphane ve bilgi, belge yönetimi bilimindeki en yeni konuları öğrenin ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer Kütüphane ve Bilgi ve Belge Yönetimi uzmanlarıyla bilgi paylaşın.
EN Learn about the latest topics in library and information science, and share information with other library and information science professionals around the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
kütüphane | library |
ve | and |
dünyanın | world |
diğer | other |
paylaşın | share |
TR Bunun ardından gazete baskıya giriyor ve Almanya ve dünyanın diğer yerlerindeki okurlarına gönderiliyor.
EN Then the newspaper goes into print and is distributed to readers in Germany and around the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
ve | and |
almanya | germany |
dünyanın | world |
TR Kitap aynı zamanda yeni düzenleyici standartları da içeriyor ve çevrimiçi perakende trendlerinin ve market satış yerlerindeki farklılığın dağıtım ve paketleme gereksinimlerini nasıl etkilediğini inceliyor.
EN The book also covers regulatory standards and examines how online retail trends and grocery outlet diversification impact distribution and packaging requirements.
Türkisch | Englisch |
---|---|
kitap | book |
düzenleyici | regulatory |
standartları | standards |
çevrimiçi | online |
dağıtım | distribution |
paketleme | packaging |
gereksinimlerini | requirements |
TR Farklı kimlikler, farklı hayatlar, farklı bedenler, farklı kültürler… Bir kısmını farklılığı nedeniyle ‘anormal’ kabul ediyoruz, bir kısmını farklılığı nedeniyle hiç kabul edemiyoruz
EN Different identities, different lives, different bodies, different cultures… We accept some of them as "abnormal" due to their differences, some we cannot accept at all because of their differences
Türkisch | Englisch |
---|---|
kabul | accept |
hiç | all |
TR Otomotiv bileşenleri birbirinden farklı taraflar ile farklı tedarikçilerden, farklı bölgelerden, farklı taşıma yöntemleri kullanılarak temin edilir
EN Automotive components are sourced from different suppliers, by different parties, across different regions, using different modes of transport
Türkisch | Englisch |
---|---|
otomotiv | automotive |
farklı | different |
taraflar | parties |
taşıma | transport |
TR Dünyanın şefleri mayonez ve sunumlarıyla ilgili pratik yapmaya devam ediyor. Dünyanın neresine giderse gitsin, farklı müşteri lezzet tercihlerine adapte olur
EN The world’s chefs have been practising on mayonnaise, and it shows. Wherever it travels in the world, it is adapted for different consumer preferences for taste
Türkisch | Englisch |
---|---|
ve | and |
farklı | different |
olur | have |
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
Türkisch | Englisch |
---|---|
arseven | arseven |
farklı | other |
çalışma | work |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
Türkisch | Englisch |
---|---|
belirli | specific |
görevler | tasks |
farklı | different |
süreçleri | processes |
şirketinizin | your company |
verimliliği | efficiency |
TR Müşterilerin farklı ürünler arasında olduğu kadar farklı ambalaj hacimleri arasında da kolayca geçiş yapabilmesini sağlayan özelliklere sahip olan Tetra Pak® C3/Flex makinesi, farklı koşullara son derece kolaylıkla uyarlanabilir
EN The Tetra Pak® C3/Flex machine is highly adaptable, with features that make it possible for customers to switch between different package volumes as easily as between different products
Türkisch | Englisch |
---|---|
müşterilerin | customers |
farklı | different |
ürünler | products |
geçiş | switch |
tetra | tetra |
makinesi | machine |
uyarlanabilir | adaptable |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz.
EN As the world’s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe.
Türkisch | Englisch |
---|---|
konteyner | container |
şirketi | company |
milyon | million |
teslim | deliver |
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz
EN As the world?s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe
Türkisch | Englisch |
---|---|
konteyner | container |
şirketi | company |
milyon | million |
teslim | deliver |
TR Bu kampanya sırasında Phillip, dünyanın dört bir yanındaki binlerce enerjik destekçilerinin kendisi için dünyanın en eşsiz ve güzel yerlerinde fotoğraf çekip MyPostcard aracılığıyla gönderdikleri çok sayıda kartpostal aldı.
EN In the end, Philipp was delighted to receive thousands of postcards from unique and beautiful places all across the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
dünyanın | world |
güzel | beautiful |
TR Dünyanın önde gelen bağımsız kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Ratings, dünyanın dört bir yanındaki insanların 150 yılı aşkın süredir daha iyi finansal kararlar almasına yardımcı olmaktadır
EN The world’s leading provider of independent credit ratings, S&P Global Ratings has helped people across the globe make better financial decisions for more than 150 years
Türkisch | Englisch |
---|---|
bağımsız | independent |
kredi | credit |
s | s |
finansal | financial |
kararlar | decisions |
insanları | people |
TR Dünyanın neresinde olursan ol, her bir satışından %25 komisyon kazan – dünya çapında kapsam ve dünya-standartlarında ürün yerelleştirmesi, dünyanın her yerinden para kazanabileceğin anlamına gelir.
EN Earn up to 25% commission on each sale from any country – global coverage and world-class product localization mean you can earn commission from anywhere.
TR Proxy'lerimiz dünyanın farklı yerlerinde sunuculara sahip olduğu için ücretsiz olarak Arama Motoru Sıralaması(Serp) derecenize proxy'miz aracılığı ile bakabilirsiniz.
EN As our proxy have servers in different regions of the world , you can use our free google proxy to check the search engine rankings(SERPS ranking) of your website around the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
proxy | proxy |
farklı | different |
sunuculara | servers |
sahip | have |
ücretsiz | free |
motoru | engine |
sıralaması | ranking |
TR Dünyanın farklı noktalarında yer alan ST'ler aynı rollere ve hesaplama gücüne sahiptir
EN Based in different locations around the world, the SR all have the same roles and computing power
Türkisch | Englisch |
---|---|
dünyanın | world |
farklı | different |
hesaplama | computing |
sahiptir | have |
TR Dünyanın öncelikli akışkan iletimi ürünleri tedarikçilerinden biri olarak, müşterilerimizin pek çok farklı zorlu sektörde başarılı olmalarına yardım etmeye kararlıyız
EN As one of the world’s preferred suppliers of fluid conveyance products, we are relentlessly dedicated to helping our customers succeed in a wide range of demanding industries
Türkisch | Englisch |
---|---|
akışkan | fluid |
ürünleri | products |
yardım | helping |
TR Lambda@Edge, son görüntüleyicilerinizin dünyanın farklı yerlerinde bulunduğu ve gecikme açısından hassas durumlarda kullanılmak üzere optimize edilmiştir
EN Lambda@Edge is optimized for latency-sensitive use cases where your end viewers are distributed globally
Türkisch | Englisch |
---|---|
lambda | lambda |
edge | edge |
son | end |
gecikme | latency |
hassas | sensitive |
durumlarda | cases |
TR 2021 yılında da 5000 kişiye ulaşan geniş ailemiz, dünyanın farklı noktalarındaki yüzlerce kıymetli iş ortağımız, değerli paydaşlarımızla birlikte yeni başarı hikayeleri yazacağımıza inancımız tam.
EN We firmly believe that we will maintain our success in 2021 with our large family of 5000 people, our hundreds of esteemed business partners all around the world, and our valued stakeholders.
Türkisch | Englisch |
---|---|
geniş | large |
dünyanın | world |
başarı | success |
TR İnternette yeni müzikleri keşfedebileceğiniz en doğru adres burası. Her gün dünyanın farklı yerlerinden binlerce insan sevdikleri müzikler hakkında yazıyor ve her şey burada bitiyor.
EN The best place to find new music on the web. Every day, thousands of people around the world write about music they love — and it all ends up here.
Türkisch | Englisch |
---|---|
yeni | new |
dünyanın | world |
insan | people |
ve | and |
burada | here |
TR Dünyanın farklı noktalarında yer alan ST'ler aynı rollere ve hesaplama gücüne sahiptir
EN Based in different locations around the world, the SR all have the same roles and computing power
Türkisch | Englisch |
---|---|
dünyanın | world |
farklı | different |
hesaplama | computing |
sahiptir | have |
TR Proxy'lerimiz dünyanın farklı yerlerinde sunuculara sahip olduğu için ücretsiz olarak Arama Motoru Sıralaması(Serp) derecenize proxy'miz aracılığı ile bakabilirsiniz.
EN As our proxy have servers in different regions of the world , you can use our free google proxy to check the search engine rankings(SERPS ranking) of your website around the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
proxy | proxy |
farklı | different |
sunuculara | servers |
sahip | have |
ücretsiz | free |
motoru | engine |
sıralaması | ranking |
TR Lambda@Edge, son görüntüleyicilerinizin dünyanın farklı yerlerinde bulunduğu ve gecikme açısından hassas durumlarda kullanılmak üzere optimize edilmiştir
EN Lambda@Edge is optimized for latency-sensitive use cases where your end viewers are distributed globally
Türkisch | Englisch |
---|---|
lambda | lambda |
edge | edge |
son | end |
gecikme | latency |
hassas | sensitive |
durumlarda | cases |
TR Burada, Almanya’yı etkileyen tüm konu başlıklarında yazılar var: Politika, ekonomi, kültür, bilim, çevre ve yaşam. Ayrıca Almanya ile dünyanın farklı bölgelerindeki ortakları arasındaki işbirliği hakkında da bilgi veriyoruz.
EN There are contributions on all areas of interest in Germany: politics, economics, culture, science, environment and life. In addition to this we provide information about co-operation projects between Germany and partners in other regions of the world.
Türkisch | Englisch |
---|---|
almanya | germany |
tüm | all |
kültür | culture |
yaşam | life |
ayrıca | in addition |
farklı | other |
ortakları | partners |
arasındaki | between |
TR Çocuk hemşiresi Heidi Anguria 30 yıldır dünyanın çok farklı yerlerinde Sınır Tanımayan Doktorlarla çalışıyor
EN Paediatric nurse Heidi Anguria has been working for Médecins Sans Frontières all over the world for 30 years
Türkisch | Englisch |
---|---|
yıldır | years |
dünyanın | world |
çalışıyor | working |
TR Öğrenciler sınavlara Almanya ve Avusturya’nın çeşitli noktalarındaki sınav merkezlerinde, ya da dünyanın farklı köşelerindeki Goethe Enstitüleri gibi kurumlarda girebiliyor
EN Students take exams either at different locations in Germany and Austria or worldwide, for example at Goethe Institutes
Türkisch | Englisch |
---|---|
almanya | germany |
avusturya | austria |
dünyanın | worldwide |
TR Almanya’nın doğusunda yer alan üniversitenin dünyanın çok farklı yerlerinden partnerleri var: Arjantin’den Avustralya’ya, Kanada’dan Çin’e pek çok ülke sayılabilir.
EN The university in eastern Germany has partner universities all over the world: in Argentina and Australia, as well as in Canada and China.
Türkisch | Englisch |
---|---|
almanya | germany |
dünyanın | world |
avustralya | australia |
kanada | canada |
TR dünyanın farklı yerlerinde Alman dilini ve kültürünü aktaran PASCH okulları ağına dahil.
EN the world over are members of the PASCH school network, which is familiarizing students with the German language and culture.
Türkisch | Englisch |
---|---|
dünyanın | world |
alman | german |
ve | and |
ağına | network |
ın | of |
TR IoT uygulamaları daha gelişmiş ve birlikte çalışabilir hale geldikçe, dünyanın sadece birkaç on yıl içinde kökten farklı görüneceği açıktır.
EN It?s clear that the world will look radically different in just a few short decades as IoT applications become more sophisticated and interoperable.
Türkisch | Englisch |
---|---|
uygulamaları | applications |
gelişmiş | sophisticated |
ve | and |
dünyanın | world |
TR Ranktracker, anahtar kelimelerinizin ve web sitelerinizin belirli coğrafi konumlarda ve dünyanın dört bir yanındaki farklı arama tarayıcılarında nasıl sıralandığını izlemeyi kolaylaştırır
EN Ranktracker makes it easy to track how your keywords and websites rank at certain geographic locations and from different search browsers around the world
Türkisch | Englisch |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
belirli | certain |
coğrafi | geographic |
dünyanın | world |
farklı | different |
arama | search |
tarayıcılar | browsers |
TR Grubunuzdaki herkes farklı birşeyler yemek istediğinde The World Eatery'ye gelin. Burada sunulan spesiyaller dünyanın dört bir köşesinden favorilerdir ve genelde paylaşılabilecek cömert porsiyonlarda sunulurlar.
EN When everyone in your group wants something different to eat, come to The World Eatery. Here the specialties of the house are favourites from the four corners of the globe - often in generous portions made to share.
TR Elsevier olarak, yazarların makalelerini yayınlamayı tercih ettiği farklı yöntemleri yansıtmak amacıyla birbirinden farklı yayınlama modelleri sunuyoruz
EN At Elsevier, we offer a mix of publishing models to reflect the different ways authors choose to publish articles
Türkisch | Englisch |
---|---|
elsevier | elsevier |
yazarların | authors |
tercih | choose |
farklı | different |
yansıtmak | reflect |
modelleri | models |
TR Websitesinin farklı konumlarda ve masaüstü, akıllı telefon veya tablet gibi cihazlarda nasıl performans gösterdiğini izleyin. Ayrıca, farklı bölgeler arasındaki arama hacmini de karşılaştırabilirsiniz.
EN Monitor how a website performs across different locations and devices such as desktop, smartphone or tablet. You can also compare the search volume from different regions to one another.
Türkisch | Englisch |
---|---|
masaüstü | desktop |
tablet | tablet |
cihazlarda | devices |
bölgeler | regions |
arama | search |
TR Fakat farklı SSL sertifikaları farklı faydalar ve çeşitli güvenlik seviyeleri sunarlar
EN However, different SSL certificates offer different benefits and various levels of security
Türkisch | Englisch |
---|---|
fakat | however |
ssl | ssl |
sertifikaları | certificates |
ve | and |
güvenlik | security |
seviyeleri | levels |
TR Farklı türden bilgiyi toplamak için farklı yollar mevcut ama veri tabanımızın yüksek kalite standardı aynı kalıyor.
EN There are different methods for gathering different types of information but the high standard of quality across our databases remains the same.
Türkisch | Englisch |
---|---|
farklı | different |
ama | but |
yüksek | high |
standardı | standard |
TR Farklı kanallara göre ve farklı dönemlerde web sitesi trafik istatistiklerini tahmin edin
EN Estimate website traffic stats by different channels & in different periods
Türkisch | Englisch |
---|---|
farklı | different |
trafik | traffic |
tahmin | estimate |
göre | by |
TR Farklı kanallara ve farklı periyotlara göre web sitesi trafik istatistiklerini tahmin edin.
EN Estimate website traffic stats by different channels & in different periods.
Türkisch | Englisch |
---|---|
farklı | different |
trafik | traffic |
tahmin | estimate |
göre | by |
TR Birçok farklı üretici birçok farklı ürün üretmektedir
EN Many different manufacturers make many different products
Türkisch | Englisch |
---|---|
ürün | products |
TR Farklı sivil toplum kuruluşlarında, farklı şehirlerde çalıştım
EN I have worked at various non-governmental institutions and in different cities
TR Farklı üyeler yardımcı olacak farklı araçlar buldu ve sıklıkla kullandığımız araçlar zamanla değişiyor
EN Different members have found different tools to be helpful, and often the tools we use change over time
Türkisch | Englisch |
---|---|
farklı | different |
üyeler | members |
araçlar | tools |
ve | and |
sıklıkla | often |
TR Farklı ekranlara uyum sağlayan düzenleme aracını kullanarak web sitenizi hareket halindeyken bile oluşturabilir ve düzenleyebilirsiniz. Tüm değişiklikleri kaydedin ve farklı cihaza geçtiğinizde kaldığınız yerden devam edin.
EN Build and edit your website on the go with our responsive editor. Save all your changes effortlessly while switching devices and continue right where you left off.
Türkisch | Englisch |
---|---|
düzenleme | edit |
web | website |
halindeyken | on the go |
ve | and |
tüm | all |
değişiklikleri | changes |
kaydedin | save |
devam | continue |
TR İnsanların self servis yardım merkezlerini sevmesinin birçok farklı nedeni vardır: farklı türde içerikler (videolar, resimler, metinler ...) toplar, özerkliği destekler ve 7/24 çalışır
EN There's lots of different reasons why people like self-service help centers: it gathers different kinds of content (videos, images, texts ...), It promotes autonomy and it operates 24/7
Türkisch | Englisch |
---|---|
self | self |
nedeni | why |
vardır | there |
videolar | videos |
resimler | images |
metinler | texts |
çalışır | operates |
ın | of |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
Türkisch | Englisch |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR Farklı domainler yani SAN olarak nitelendirilen birden fazla domain adresini tek sertifika ile koruyan SSL sertifikaları Multi Domain San SSL olarak tanımlanmakta olup, 250'ye kadar farklı domaini ve subdomaini korumanıza imkan tanır
EN SSL certificates, which protect different domains, in other words multiple domain addresses defined as SAN, with a single certificate, are defined as Multi Domain San SSL and allow you to protect up to 250 different domains and subdomains
Türkisch | Englisch |
---|---|
domainler | domains |
ssl | ssl |
50 von 50 Übersetzungen werden angezeigt