EN The platform nebenan.de, for example, concentrates on users’ immediate neighbourhood
EN The platform nebenan.de, for example, concentrates on users’ immediate neighbourhood
TR Örneğin doğrudan komşu olan kişiler arasındaki iletişim için kurulmuş bir platform olan nebenan.de
Saesneg | Twrceg |
---|---|
de | de |
platform | platform |
the | kişiler |
for | için |
EN It is a close homogeneous community consisting largely of men that concentrates the potential of those who are susceptible to nationalistic ideas, a potential that has always been present, but previously dormant in post-war Germany.
TR AfD’nin destekçileri ağırlık olarak erkek, homojen ve tek taraflı bir topluluk ve Almanya’da ırkçı düşünce geleneğine yatkın ve parti İkinci Dünya Savaşından bu yana varlığını sürdüren bir kesimin potansiyelini harmanlıyor.
Saesneg | Twrceg |
---|---|
community | topluluk |
men | erkek |
potential | potansiyelini |
a | bir |
to | tek |
EN "If our assistance concentrates primarily on those who make it to our borders, we will be neglecting those whom we could help with far fewer financial resources."
TR “Yardımlarımız öncelikli olarak sınırlarımıza kadar gelmeyi başaranlara yoğunlaşacak olursa, çok daha az yardımla çok daha büyük bir yardım sağlayabileceğimiz insanları ihmal etmiş oluruz.”
Saesneg | Twrceg |
---|---|
assistance | yardım |
those | bir |
fewer | az |
EN The book concentrates our vast know-how and provides in-depth, yet easy-to-understand, information on manufacturing processes
TR Kitap kapsamlı bilgi birikimimize odaklanarak üretim süreçleri hakkında detaylı ancak anlaşılır bilgiler sunmaktadır
Saesneg | Twrceg |
---|---|
book | kitap |
processes | süreçleri |
the | ancak |
manufacturing | üretim |
information | bilgiler |
to | hakkında |
Yn dangos 4 o gyfieithiadau 4