EN Our information security manager loves how Access balances security and usability."
EN Our information security manager loves how Access balances security and usability."
TR Bilgi güvenliği yöneticimiz Access'in güvenliği ve kullanılabilirliği dengeleme şeklini çok beğeniyor."
Inglese | Turcu |
---|---|
information | bilgi |
security | güvenliği |
and | ve |
EN Cold staking is a smart contract-based process that allows CLO holders to earn interest via additional CLO emission when they hold CLO coin balances for a long enough period time
TR Soğuk staking, CLO tutan kullanıcıların hesaplarında yeteri kadar uzun bir süre CLO tutmaları durumunda, toplam CLO ihracından faiz kazanmalarını sağlayan akıllı kontrat bazlı bir süreçtir
Inglese | Turcu |
---|---|
cold | soğuk |
process | süreç |
interest | faiz |
long | uzun |
smart | akıllı |
contract | kontrat |
based | bazlı |
period | süre |
to | kadar |
EN Shielded addresses and their associated balances are not visible on the blockchain
TR Kalkanlı adresler ve bunlarla bağlantılı adresler blockchain üzerinde görülebilir olmaz
Inglese | Turcu |
---|---|
blockchain | blockchain |
and | ve |
EN Accounts and balances are stored in a Merkle-based accumulator
TR Hesaplar ve bakiyeler Merkle bazlı bir veri bankasında saklanmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
accounts | hesaplar |
based | bazlı |
and | ve |
a | bir |
EN By effectively aligning incentives between miners and stakeholders, it provides checks and balances to ensure long-term stability.
TR Madencilere ve hissedarlara yönelik teşviklerin verimli şekilde ortak paydaya oturtulması uzun vadeli istikrar için gerekli güç dengesini sağlar
Inglese | Turcu |
---|---|
effectively | verimli |
long | uzun |
term | vadeli |
provides | sağlar |
and | ve |
EN It balances the stylish energy of blue with purple piping details, creating a serene aesthetic in the bedrooms.
TR %100 PolyesterKadife KumaşHD Baskı
EN Easily track balances, membership dates and activities while keeping information accessible and confidential.
TR Bilgiyi erişilebilir ve gizli tutarken bakiyeleri, üyelik tarihlerini ve etkinlikleri kolayca takip edin.
Inglese | Turcu |
---|---|
easily | kolayca |
track | takip |
and | ve |
information | bilgiyi |
accessible | erişilebilir |
confidential | gizli |
membership | üyelik |
EN Are the requirements for foreign skilled workers appropriate? The draft law balances labour market needs with legitimate domestic and asylum considerations
TR Nitelikli yabancı işçilerden karşılamaları beklenen kriterler makul sınırlarda mı? Yasa tasarısı iş piyasasının talepleri ve iç politika ve sığınma politikası bağlamındaki haklı çekinceler arasında bir denge kuruyor
Inglese | Turcu |
---|---|
law | yasa |
market | piyasası |
foreign | yabancı |
and | ve |
the | arasında |
EN Balances the body temperature all night long with its natural structure, enables the body to breathe thanks to its hygroscopic nature
TR Doğal yapısıyla gece boyunca vücut ısısını dengeler, higroskopik özelliği sayesinde vücudun nefes almasını sağlar
Inglese | Turcu |
---|---|
body | vücut |
night | gece |
natural | doğal |
enables | sağlar |
EN Payments at packet scale allow for trustless interactions by reducing implicit floated balances between buyers and sellers
TR Paket ölçekli ödemeler, alıcılar ve satıcılar arasındaki dengesizlikleri azaltarak güvensiz işlemlere izin verirler
Inglese | Turcu |
---|---|
and | ve |
payments | ödemeler |
between | arasındaki |
EN Atomic Wallet connects directly to the blockchain nodes and shows the information about your balances, transaction history and everything you see in the wallet
TR Atomic Wallet doğrudan blockhain düğümlerine bağlanır ve bakiyeleriniz, işlem geçmişiniz ve cüzdanda gördüğünüz her şey hakkında bilgi gösterir
Inglese | Turcu |
---|---|
directly | doğrudan |
shows | gösterir |
transaction | işlem |
wallet | wallet |
information | bilgi |
everything | her şey |
about | hakkında |
and | ve |
EN For example, it is meaningless to compare the effect of World No Tobacco Day with the effect of Women?s Day
TR Yani dünya sigarayı bırakma gününün yarattığı etkiyle kadınlar gününün yarattığı etkiyi kıyaslamak anlamsız
Inglese | Turcu |
---|---|
world | dünya |
women | kadınlar |
day | gün |
the | yani |
EN A transparent image is an image that has no background and is able to take the effect of whatsoever effect behind it.
TR Şeffaf görüntü, arka planı olmayan fakat arka planında olması gereken herhangi bir etkenin etkisini alabilen bir görüntü çeşididir.
Inglese | Turcu |
---|---|
background | arka plan |
image | görüntü |
a | bir |
EN “Semrush Social Media Toolkit is the best in the business. I’m using this tool to great effect and it has helped to increase my visibility on Social Media.”
TR ''Semrush Social Media Toolkit iş hayatındaki en iyisi. Bu aracı büyük bir etki ile kullanıyorum ve Sosyal Medya görünürlüğümü yükseltmede bana yardım etti.''
Inglese | Turcu |
---|---|
semrush | semrush |
effect | etki |
my | bana |
great | büyük |
social | sosyal |
and | ve |
this | bu |
media | medya |
EN The compound effect of content marketing
TR İçerik pazarlamasının bileşik etkisi
Inglese | Turcu |
---|---|
effect | etkisi |
of | nın |
EN Upgrades take effect immediately, while downgrades and cancellations become effective at the end of your current billing period
TR Yükseltmeler derhal gerçekleşirken düşürme ve iptaller mevcut fatura döneminizin sonunda yürürlüğe girer
Inglese | Turcu |
---|---|
immediately | derhal |
billing | fatura |
and | ve |
current | mevcut |
the end | sonunda |
EN Use of the Services is not authorized in any jurisdiction that does not give effect to all provisions of these Terms of Use, including without limitation, this section
TR Hizmetlerin kullanımı bu bölüm de dahil ama bunlarla sınırlı olmamak şartıyla herhangi bir yargı yetkisinde bu Kullanım Koşullarının tüm hükümlerini yürürlüğe koymamaya yetkili değildir
Inglese | Turcu |
---|---|
authorized | yetkili |
including | dahil |
this | bu |
use | kullanımı |
all | tüm |
terms | koşullar |
services | hizmetlerin |
any | herhangi |
section | bölüm |
without | olmamak |
EN A side-effect of indirect browsing may be anonymity
TR Dolaylı taramanın bir yan etkisi anonimlik olabilir
Inglese | Turcu |
---|---|
anonymity | anonimlik |
side | yan |
effect | etkisi |
a | bir |
be | olabilir |
EN The law is expected to come into effect from September 7, 2021
TR Yasanın 7 Eylül 2021'den itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor
Inglese | Turcu |
---|---|
september | eylül |
to | e |
EN Deliver a perfectly-timed sound effect, a momentous announcement or mood-enhancing music with the right technology at your next social event
TR Bir sonraki sosyal etkinliğinizde, mükemmel zamanlamalı bir ses efektini, önemli bir duyuruyu veya atmosferi güçlendiren bir müziği doğru teknoloji ile sunun
Inglese | Turcu |
---|---|
technology | teknoloji |
social | sosyal |
or | veya |
right | doğru |
next | sonraki |
with | ile |
EN CEO Peter Smith joined Tim Stenovec on Bloomberg Quicktake to dissect the Walmart/Litecoin mishap, the lasting effect of fraud on crypto confidence and what’s ahead for Blockchain.com.
TR CEO Peter Smith, Walmart/Litecoin talihsizliğini, dolandırıcılığın kripto güveni üzerindeki kalıcı etkisini ve Blockchain.com'u nelerin beklediğini incelemek için Bloomberg Quicktake'de Tim Stenovec'e katıldı.
Inglese | Turcu |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
smith | smith |
litecoin | litecoin |
crypto | kripto |
lasting | kalıcı |
blockchain | blockchain |
joined | katıldı |
and | ve |
on | üzerindeki |
of | in |
EN With the new regulation entering into effect, health provisions for refugees with international protection status who have lived in Turkey for more than 1 year were stopped
TR 2019 yılı Ekim ayında başlayan sınır hareketliliği sebebiyle, Suriye sınırında bulunan köylere sığınan mülteciler henüz kayıt altına alınamadan, ülkede pandemi vakaları görülmeye başladı
Inglese | Turcu |
---|---|
refugees | mülteciler |
for | henüz |
year | yıl |
with | altına |
EN With the new regulation entering into effect, health provisions for refugees with international protection status who have lived in Turkey for more than 1 year were stopped
TR 2019 yılı Ekim ayında başlayan sınır hareketliliği sebebiyle, Suriye sınırında bulunan köylere sığınan mülteciler henüz kayıt altına alınamadan, ülkede pandemi vakaları görülmeye başladı
Inglese | Turcu |
---|---|
refugees | mülteciler |
for | henüz |
year | yıl |
with | altına |
EN The net effect of network neutrality is to enforce the highest possible cost structure and the worst possible quality of experience onto users.” 3
TR Ağ tarafsızlığının açık etkisi, en olası maliyet yapısını uygulamak ve kullanıcılara olası en kötü deneyim kalitesini yaşatmaktır." 3
Inglese | Turcu |
---|---|
effect | etkisi |
possible | olası |
cost | maliyet |
structure | yapısını |
and | ve |
users | kullanıcılara |
experience | deneyim |
quality | kalitesini |
EN We could ask another trusted member to help us in addressing the person who made us uncomfortable, to make them aware of the effect of their actions, and to request that the behavior is not repeated towards us or others
TR Başka bir güvenilir üyeden, bizi rahatsız eden kişiye hitap etmemize, eylemlerinin etkisinden haberdar olmalarına ve davranışın bize veya başkalarına karşı tekrarlanmamasını talep etmemize yardımcı olmasını isteyebiliriz
Inglese | Turcu |
---|---|
trusted | güvenilir |
uncomfortable | rahatsız |
behavior | davranışı |
others | başkaları |
help | yardımcı |
request | talep |
and | ve |
or | veya |
the | başka |
to | karşı |
us | bize |
EN With Spot Instances, you pay the Spot price that's in effect for the time period that your instances are running
TR Spot Bulut Sunucuları ile bulut sunucularınız çalıştığı sırada geçerli olan Spot fiyatını ödersiniz
Inglese | Turcu |
---|---|
spot | spot |
are | olan |
price | fiyat |
with | ile |
EN If any provision of this Agreement is declared by a court of competent jurisdiction to be invalid, illegal, or unenforceable, such a provision shall be severed from the Agreement and the other provisions shall remain in full force and effect.
TR Bu Sözleşmenin herhangi bir hükmünün yetkili bir yargı makamınca geçersiz, yasa dışı veya uygulanamaz olduğuna dair karar verilmesi halinde söz konusu hüküm Sözleşmeden çıkarılır ve diğer hükümler tam olarak yürürlükte kalır.
Inglese | Turcu |
---|---|
invalid | geçersiz |
other | diğer |
provisions | hükümler |
full | tam |
and | ve |
this | bu |
in | halinde |
or | veya |
any | herhangi |
a | bir |
EN Accordingly, if the User views or browses the Raffles Site, the User will be deemed to have read and accepted the terms of use in effect and to have agreed to abide by them
TR Dolayısıyla, Kullanıcı Raffles Sitesini görüntüler veya tararsa, geçerli olan kullanım koşullarını okuduğu, onayladığı ve uymayı kabul ettiği varsayılır
Inglese | Turcu |
---|---|
raffles | raffles |
site | sitesini |
of | ın |
user | kullanıcı |
or | veya |
terms | koşullar |
use | kullanım |
the | kabul |
read | ve |
EN At the rear, the strong shoulders of the C3 AIRCROSS underline its width and strength of character. The 3D-effect rear lights bear a familiar resemblance with New C3 and C-Aircross concept car.
TR Arkada, C3 AIRCROSS?un güçlü omuzları, karakterinin genişliğini ve gücünü vurgulamaktadır. 3D efektli arka ışıklar, Yeni C3 ve C-Aircross konsept otomobiliyle tanıdık bir benzerlik taşıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
rear | arka |
c | c |
strength | güç |
familiar | tanıdık |
new | yeni |
concept | konsept |
aircross | aircross |
strong | güçlü |
and | ve |
a | bir |
EN The customisation concept extends to every detail: the quarterlights with their shutter effect and the roof bars add to the touches of colour provided by the coloured door mirrors, headlamp surrounds and wheel centre caps.
TR Özelleştirme konsepti her ayrıntıya kadar uzanır: Deklanşör etkisi ve çatı çubukları ile çeyrek ışıkları, renkli kapı aynaları, far çevre ve tekerlek merkez kapaklarının sağladığı renk dokunuşlarına katkıda bulunur.
Inglese | Turcu |
---|---|
concept | konsepti |
effect | etkisi |
centre | merkez |
roof | çatı |
door | kapı |
colour | renk |
coloured | renkli |
and | ve |
to | her |
with | ile |
EN It was the first model in Europe to be equipped with Progressive Hydraulic Cushions® and Advanced Comfort seats, bringing a “magic carpet ride” effect to the greatest number
TR Avrupa?da, Progressive Hydraulic Cushions® ve Advanced Comfort koltuklarla donatılan ilk modeldi ve en büyük sayıya “sihirli halı sürüşü” efekti getirdi
EN Germany is well positioned as an academic hub. The reforms of recent years have taken effect, research has a more international focus than ever before.
TR Almanya bilimsel alanda göz dolduran bir ülke. Geçtiğimiz yıllarda yapılan reformlar tutundu ve araştırma şimdi hiç olmadığı kadar uluslararası nitelikte.
Inglese | Turcu |
---|---|
ever | hiç |
international | uluslararası |
than | ve |
germany | almanya |
research | araştırma |
years | bir |
EN Provides refreshing effect and a balanced sleep via thermal transfer. Thanks to special filling material, maximum comfort with minimum weight is being aimed.
TR Serinletici etki ve ısı transferi ile dengeli bir uyku sağlar.Özel dolgu malzemesi sayesinde minimum ağırlıkla maksimum konfor hedeflenir.
Inglese | Turcu |
---|---|
provides | sağlar |
effect | etki |
balanced | dengeli |
sleep | uyku |
material | malzemesi |
maximum | maksimum |
comfort | konfor |
minimum | minimum |
and | ve |
a | bir |
transfer | transferi |
EN Goose down is natural and healthy. Goose down feather offers softness, back feathers offer spring effect and both are hygienic.It is recommended to periodically air and shake it.
TR Kaztüyü doğal ve sağlıklıdır. Gıdık tüyleri yumuşaklık, sırt tüyleri yaylanma sağlar.
Inglese | Turcu |
---|---|
natural | doğal |
and | ve |
healthy | sağlıklı |
are | sağlar |
EN Refreshing Effect with Dacron Mattress Protector is With You Nightlong | Yataş Bedding
TR Dacron Alez ile Serinletici Etki Gece Boyu Seninle | Yataş Bedding
Inglese | Turcu |
---|---|
effect | etki |
bedding | bedding |
with | ile |
EN Spina Decorative Pillow creates a modern and vibrant effect in bedrooms with its stylish patterns and two different colour variants enriched with curb details.
TR Spina Dekoratif Yastık, biye detaylarıyla zenginleştirdiği şık desenleri ve iki farklı renk varyantıyla yatak odalarında modern ve canlı bir etki yaratıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
pillow | yastık |
effect | etki |
colour | renk |
vibrant | canlı |
modern | modern |
and | ve |
stylish | şık |
details | detaylar |
two | iki |
different | farklı |
EN Indigo, Nile Green, Lilac, Powder, Beige and Anthracite colour options make a stylish effect in decoration.
TR İndigo, Nil Yeşili, Lila, Pudra, Bej ve Antrasit renk seçenekleri ile dekorasyonda şık bir etki yaratıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
colour | renk |
options | seçenekleri |
effect | etki |
stylish | şık |
and | ve |
a | bir |
EN Quickly convert any animated gif into an illumination effect for your Apex M750.
TR Apex M750’niz için herhangi bir animasyonlu gif’i ışıklandırma efektine hızla çevirin.
Inglese | Turcu |
---|---|
quickly | hızla |
animated | animasyonlu |
any | herhangi |
for | için |
an | bir |
EN Butterfly Effect Talks - 50th Anniversary Conversation with UNFPA Turkey Goodwil...
TR Kelebek Etkisi Buluşmaları - UNFPA Türkiye İyi Niyet Elçileri ile 50. Yıl Sohbet...
Inglese | Turcu |
---|---|
butterfly | kelebek |
effect | etkisi |
conversation | sohbet |
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
with | ile |
EN Join the Butterfly Effect Campaign!
TR Kelebek Etkisi Kampanyasına Katılın!
Inglese | Turcu |
---|---|
butterfly | kelebek |
effect | etkisi |
campaign | kampanyası |
join | katılın |
EN Butterfly Effect Talks started with UNFPA Turkey Honorary Ambassadors
TR Kelebek Etkisi Sohbetleri UNFPA Türkiye İyi Niyet Elçileri'yle başladı
Inglese | Turcu |
---|---|
butterfly | kelebek |
effect | etkisi |
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
started | başladı |
EN UNFPA Turkey celebrates its 50th year in Turkey with a big event themed Butterfly Effect on 3rd of November in Ankara. The event will also be broadcasted live on UNFPA YouTube channel.
TR UNFPA Türkiye, 50. yıldönümünü 3 Kasım’da Ankara’da gerçekleşecek ve UNFPA YouTube kanalından canlı yayınlanacak Kelebek Etkisi temalı büyük bir etkinlikle kutluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
big | büyük |
butterfly | kelebek |
effect | etkisi |
also | ve |
live | canlı |
channel | kanal |
a | bir |
EN We celebrated our 50th year in Turkey with a big event themed Butterfly Effect on 3rd of November in Ankara. Even though we were not be able to come...
TR UNFPA Türkiye ailesi olarak, 50 yıldır Türkiye'nin dört bir yanında en kırılgan gruplara ulaşarak bütün farklılıklardan bağımsız olarak herkesin daha...
Inglese | Turcu |
---|---|
turkey | türkiye |
even | bir |
though | olarak |
were | daha |
EN Butterfly Effect Talks - 50th Anniversary Conversation with UNFPA Turkey Goodwill Ambassadors
TR UNFPA Türkiye'nin 50. Yıldönümü Etkinliği
Inglese | Turcu |
---|---|
unfpa | unfpa |
anniversary | yıldönümü |
EN prioritizes projects which are sustainable and have a multiplier effect; well focused on desired objectives; capable of responding to research and development needs through capacity analysis and possessing local components.
TR Sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan; hedeflenen sonucu alabilme, kapasite analizi ile araştırılabilme ve gelişme gereksinimi karşılanabilme niteliğine sahip; yerel bileşeni olan projelere öncelik verir.
Inglese | Turcu |
---|---|
projects | projelere |
sustainable | sürdürülebilir |
effect | etkisi |
development | gelişme |
capacity | kapasite |
local | yerel |
analysis | analizi |
and | ve |
a | olan |
to | sahip |
well | ile |
EN We may at any time with immediate effect suspend or cease supplying the Service or terminate the Agreement if:
TR Herhangi bir zamanda derhal geçerli olmak kaydıyla Hizmeti askıya alabilir veya vermeyi durdurabilir veya Sözleşmeyi feshedebiliriz:
Inglese | Turcu |
---|---|
time | zamanda |
immediate | derhal |
service | hizmeti |
or | veya |
any | herhangi |
EN They are significantly shorter than videos, but in the hands of a crafty video maker, they will produce an equally stunning effect
TR Videolardan önemli ölçüde daha kısadırlar, ancak kurnaz bir video yapımcısının elinde eşit derecede çarpıcı bir etki yaratırlar
Inglese | Turcu |
---|---|
effect | etki |
stunning | çarpıcı |
video | video |
a | bir |
EN CSS3 contact form templates will provide a hover effect that will make a website using hover over them superior in terms of marketing solid results and website user experience
TR CSS3 iletişim formu şablonları, sağlam sonuçlar ve web sitesi kullanıcı deneyimi pazarlaması açısından üzerlerinde gezinmeyi kullanan bir web sitesini üstün kılacak bir vurgulu efekti sağlayacaktır
Inglese | Turcu |
---|---|
contact | iletişim |
form | formu |
solid | sağlam |
experience | deneyimi |
templates | şablonları |
in terms of | açısından |
superior | üstün |
will provide | sağlayacaktır |
and | ve |
user | kullanıcı |
a | bir |
EN Parallax effect, sticky navigation, drop-down menus, reviews, and scrolling content loading-all the various conveniences
TR Paralaks efekti, yapışkan gezinme, açılır menüler, incelemeler ve kayan içerik yükleme - tüm çeşitli kolaylıklar
Inglese | Turcu |
---|---|
navigation | gezinme |
menus | menüler |
reviews | incelemeler |
content | içerik |
loading | yükleme |
all | tüm |
various | çeşitli |
and | ve |
EN Other features include parallax effect, sticky navigation, video support, online car booking form, and scrolling content download.
TR Diğer özellikler arasında paralaks efekti, yapışkan gezinme, video desteği, çevrimiçi araç rezervasyon formu ve kayan içerik indirme bulunur.
Inglese | Turcu |
---|---|
other | diğer |
navigation | gezinme |
video | video |
support | desteği |
booking | rezervasyon |
form | formu |
content | içerik |
download | indirme |
features | özellikler |
online | çevrimiçi |
car | araç |
and | ve |
Mustrà 50 di 50 traduzzioni